www.gazetetekirdag.com
Sadece orman köylüleri deÄŸil, Türkiye’nin dört bir yanından gelen çevre gönüllüleri de Akbelen ormanlarının Limak-İçtaÅŸ ortaklarında YKEnerji tarafından jandarma korumasında kesilmesine karşı MuÄŸla’nın Milas ilçesine baÄŸlı İkizköy’de. Dünya bir yok oluÅŸa giderken ormanları, içinde yaÅŸayan türlerin selameti için de korumak zırundayız. Sıvacı kuÅŸu onlardan biri
Dünya bir yok oluÅŸa doÄŸru sürükleniyor. Åžakası kalmadı: sıklaÅŸan sıcak hava dalgaları, artan seller ve müthiÅŸ bir boÅŸ vermiÅŸlik. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres geçenlerde “Küresel ısınma sona erdi, küresel kaynama baÅŸladı” diye ülkeleri acil önlem almaya çağırdı. Kimse üstüne alınmıyor.
Elimizden geleni ardımıza koymadan ekosistem bırakmadık, gözle görmediÄŸimiz bir omurgasız canlıdan kendi türümüze kadar yaÅŸayacak alan bırakmadık. Bunun en görünen ÅŸekli de orman tahribatı ve ormansızlaÅŸtırma. Bugün konumuz, evet, Akbelen sebebiyle ormanlar, aÄŸaçlar ve orman ekosisteminin biricik canlıları.
Diyecek çok ÅŸey var fakat tek bir ÅŸey diyeceÄŸim: Akbelen’e dokunmayın! Maden haklarını kazanmış olabilirsiniz, yerleÅŸik düzen sizin yanınızda yer alabilir, jandarmalar protestoculara karşı sizi aÄŸaç kesiminizi koruyabilir. Ama lütfen yapmayın.
Kendi türümüzü kenara koydum; Homo sapiens gücü elde edince durmuyor, gözü hiçbir ÅŸey görmüyor. Ama artık dursa iyi olacak çünkü bizim dışımızdaki savunmasız, meÅŸakkatli evrimsel sürecin ürünü olan yüzlerce, binlerce tür yok oluyor. Akbelen’e dokunmayın artık, bir durun!
Türkiye’nin üçte biri gerçekten orman mı?
Ormanlar ülkemizde tür kompozisyonu olarak önemli bir yere sahip ama kendi coÄŸrafyamızda çok fazla ormana sahip deÄŸiliz. 2020 yılı itibarıyla yapılan tespitlere göre ormanlık alanlar, ülke alanının yüzde 29,4′ ünü kaplamakta ama bu rakam gerçeÄŸi yansıtmıyor.
Çünkü bir yerin orman olabilmesi için 3 temel kriter var.
Bunlardan ilki aÄŸaç türleri. Orman ekosisteminde aÄŸaçların en az 5 metre boylanabilen orman aÄŸacı türlerinden oluÅŸması gerekli.
İkincisi alan kriteri ve orman aÄŸaçlarının bulunduÄŸu alanın en az yarım hektar olması gerekiyor.
Üçüncüsü ise kapalılık kriteri. Kapalılık, aÄŸaç tepelerinin toprak yüzeyini örtme oranı olarak tanımlanıyor; BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ormanlarda kapalılığın en az yüzde 10 olmasını ÅŸart koÅŸuyor.
Kapalılığı yüzde 10’dan düÅŸük olan alanlar orman olarak deÄŸil aÄŸaçlıklı alan olarak tanımlanıyor.
Bizdeyse kapalılığın yüzde 10’dan düÅŸük olduÄŸu alanlar da orman olarak kabul ediliyor. Yani, gerçek orman alanımız resmi kayıtlara geçen deÄŸerden daha az.
Gerçek ormanlık alanımız ne kadar?
Bir bölgede orman kadastrosu veya envanteri yapılmadığında, oradaki ormanlar envantere dahil edilmediÄŸi için resmi olarak orman alanları içinde yer almıyor. Orman envanteri genellikle aynı bölgede 20 yılda bir yapılıyor. İlk defa yapılan orman envanteri ya da 20 yıllık dönemin sonunda tekrarlanan envanter sonuçlarıyla kaydedilen orman alanları, resmi istatistiklere yeni orman eklenmiÅŸ gibi yansıtılıyor.
Öte yandan, 10 ya da 20 yıllık dönemlerle tekrarlanan envanter yöntemi nedeniyle, izin verilen madencilik ve diÄŸer faaliyetlerle yok edilen orman alanları bile hala orman olarak gösterilmeye devam ediyor. Ayrıca, yasal olarak aÄŸaçların bulunduÄŸu alanlar, yerleriyle birlikte orman olarak kabul edildiÄŸi için, örneÄŸin orman yangını sonucunda zarar görmüÅŸ olsa bile ya da gençleÅŸtirmek amacıyla kesilse bile, orman alanları içinde resmi olarak gösterilmeye devam ediliyor.
Tarım ve Orman Bakanlığının internet sayfasında da yer alan Corine arazi sınıflandırmasına göre kapalılığı yüzde 10’dan fazla olan orman alanlarımız 2000 yılında 12,20 milyon hektardan 2018 yılında 11,53 milyon hektara gerilemiÅŸ.
Kızılçam ormanları, Anadolu sıvacısı ve Akbelen…
Kızılçam ormanları ülkemizde önemli türlere ev sahipliÄŸi yapıyor ve özellikle de bir kuÅŸ türü yaÅŸayabilmek için kızılçam orman ekosistemine bağımlı.
Anadolu sıvacısı ya da küçük sıvacı kuÅŸu (Sitta krueperi) Kızılçam ormanlarında yaşıyor. Dünyada sadece Ege bölgesi, Midilli Adası ve Kafkas coÄŸrafyasının bazı bölgelerinde görülüyor ve korunması gerekiyor.
Anadolu sıvacısı ya da küçük sıvacı kuÅŸu ülkemizin ötücü kuÅŸ türlerinden biri. YaÅŸam alanı olarak kızılçama bağımlı ve dünyada sadece Ege bölgesi, Midilli Adası ve dar bir dağılımla Kafkas coÄŸrafyasında bulunuyor. Yani bu tür coÄŸrafyamıza endemik.
Yani bu türün geleceÄŸi açısından korunması gerekiyor.
Ek maden sahası için kızılçam kesimine baÅŸlanan Akbelen de bu türün soyunun tükenmemesi için önemli.
Bu gidiÅŸle Anadolu sıvacı kuÅŸunun bu dar boÄŸazdan çıkması zor görünüyor.
İnsan dışındaki tüm biyoçeÅŸitlilik bileÅŸenleri, doÄŸaya verdiÄŸimiz zararla baÅŸ edemiyor, yok oluyor. Bu nedenle içinde bulunduÄŸumuz çaÄŸ biyoçeÅŸitlilik ve iklim krizleriyle tanımlanmaya baÅŸladı.
Kıssadan hisse: türler için adalet, kızılçam için adalet, Anadolu sıvacısı için adalet, ormanlar için adalet… Ve Akbelen için adalet!
Anadolu doÄŸasının kaybetmeye tahammülü kalmadı artık.