ASGARİ ÜCRET KONUSUNA FARKLI BİR PERSPEKTİFTEN BAKMAK

Bülent SOYLAN

“Asgari ücret çok düÅŸük”
“Asgari ücretliyi düÅŸünen yok”
“Asgari ücret bir ayda eridi”
“Asgari ücret sefalet ücreti”,
“Asgari ücret mutlaka artmalı”
“Bak biz olsak ne biçim kollarız”
“Ben ölürüm bu asgari ücretli için”
Falan filan…
İyi güzel… Niyetler oldukça “halisane” de diyebiliriz amma…
Oldukça geniÅŸ bir kesimi ilgilendiren bu konuda ne söyleseniz iyi gider. Üstelik ne kadar iÅŸçi dostu olduÄŸunuz bile düÅŸünülebilir de; hiç düÅŸündünüz mü acaba; bunu söylemek ya da ücret konusunu sadece bu ucundan tutup diÄŸer taraflarını ele almamak aslında sadece hoÅŸ ama ne yazık ki biraz da boÅŸ bir söylem deÄŸil midir?
*
Bakınız neden:
Bir kere bu iÅŸte asgari ücretin düÅŸüklüÄŸü bir “neden” deÄŸil, “sonuç”tur.
İçinde bulunulan ekonomik yapının, emek piyasasının, geliÅŸmiÅŸliÄŸin ve yanlış ekonomik politikalarının hatta genel siyasetin bir sonucu…
Onlar kötüye giderken, -hadi sabitken diyelim- asgari ücret yükselmez.
Dolayısıyla asgari ücret konusunda da, asgari ücretlinin durumu konusunda da ne söylerseniz söyleyin, söylenenler göçüp gitmiÅŸ birinin ardından yakılan ağıtlardan daha fazla bir anlam ifade etmezler.
Şimdi gelin bunları daha net, madde madde ele alalım:
1.
Asgari ücret, “çalışana en azından bu kadar ücret verilmeli” cinsinden resmi bir tedbirdir.
GeliÅŸmiÅŸ ekonomilerdenseniz; kazanç çok, üretim yüksek ve dolayısıyla emek piyasasındaki iÅŸçi talebi de yüksekse zaten böyle bir tedbire gerek duyulmaz. Çünkü ücretler kendiliÄŸinden yüksektir. İşçinin pazarlık gücü sendikalaÅŸmayla birlikte çatır çatır istediÄŸi payı alır.
Hatta öyle ki bu konuda daralan sermaye sınıfı kendi iÅŸçisinin pazarlık gücünden usanıp gider de bazı az geliÅŸmiÅŸ ülkelerden iÅŸçi getirtir. 1960’larda Almanya’nın Türkiye’den iÅŸçi almasının ekonomik nedeni budur.
Nitekim Almanya emek piyasasında iÅŸçi lehine süren bu denge dolayısıyla asgari ücret uygulamasına bundan sadece 2014’de kanun çıkarıp 4 yıl önce; 2015 yılında geçmiÅŸtir.
Almanya iÅŸçiyi korumak için yakın zamana kadar asgari ücret tesbitine gerek bile duymamıştır.
Demek ki ekonomide geliÅŸme varsa asgari ücrete gerek bile kalmayabilir.
2.
Az geliÅŸmiÅŸ daha açıkçası geliÅŸmemiÅŸ ülkelerde ise;
İş az, çalışmak isteyen çok olduÄŸu için emekçilerin “ÅŸu kadar ücret ödenmezse çalışmam” pazarlığı yapma ÅŸansı olmadığı gibi; böyle sermaye birikimi zayıf, yatırım düzeyi düÅŸük, üretimi sınırlı bir ekonomide iÅŸverenler kendileri isteseler bile iÅŸçisine daha yüksek bir ücret ödeyemezler.
Çünkü iÅŸçi ücreti, üretilen mal ya da hizmetin önemli maliyet unsurlarından biridir.
Kazancı artmayan bir iÅŸletmenin iÅŸçi ücretlerine yapacağı zam, önce kendisine sermayeden yedirecek, sonra iÅŸletmeyi krediyle boÄŸacak, daha sonra iflasa yol açarak olan istihdamı da daraltacaktır.
Oysa “ÅŸu kadar ücret artışı olmazsa kimse kimseyi çalıştıramaz” diye kural koymaktansa mevcut piyasa ÅŸartlarındaki ücrete itiraz etmemek bile istihdama katkı saÄŸlar..
DüÅŸünün ki bir konfeksiyon atölyeniz var ve orada 100 çalıştırıyor, mevcut piyasa ÅŸartlarında ancak ayakta durabiliyorsunuz. Bir gün asgari ücret yüzde 25 arttırılıyor ve siz bu artan maliyetinizle artık üretip satamadığınız için; ya batarak ya iÅŸi kendiniz tasfiye ederek atölyeyi kapatıyorsunuz ve o 100 iÅŸçinizi de ülkenin iÅŸsizler ordusuna katıyorsunuz.
Çünkü halkın alım gücü belli, ithalatın önü alabildiÄŸine açık ve siz bu yeni maliyetlerle ürettiÄŸiniz o
malın satış fiyatını gerektiği kadar arttıramıyorsunuz.
Peki bu hesaba göre daha öncesinde iyi kötü iÅŸ bulmuÅŸ iÅŸçilere “size daha iyi bir ücret düzeyi getiriyoruz” demek ve onların geçim düzeyini buradan hareketle düzeltmek mümkün olabilir mi?
Bu piyasa şartlarında ve ekonomik durumda tabii ki hayır.
Åžimdi isterseniz bir kahramanlık yapıp “ülkedeki asgari ücreti iki katına çıkardım” diye de düÅŸünün.
Bunun anlamı “Ya bu ücretle çalıştırırsın ya da hiç çalıştıramazsın” demek deÄŸil mi?
Peki, piyasa bu maliyeti kaldırmıyorsa aldığınız iyileÅŸtirme(!) tedbiri bu sefer de “kapat o zaman kardeÅŸim, sal iÅŸçilerini sokaÄŸa” demek olmaz mı?
Kısa dönemde pazar ya da piyasa ÅŸartları deÄŸiÅŸmeden iÅŸçiliklere zam yoluyla yükselttiÄŸiniz bu tür maliyetler bütün ekonomiyi zora sokup ayaktaki iÅŸletmeleri de batırmaz mı?
3.
Asgari ücret mevcut ekonomik iÅŸleyiÅŸin “sonucu”dur. Yani bu iÅŸin sadece “son-ucudur”.
Dolayısıyla bir ülkede emeÄŸin daha deÄŸerli kılınması, emekçinin refahının yükseltilebilmesi için bu “son uç”tan deÄŸil, iÅŸin “baÅŸ ucundan” baÅŸlamak gerekir.
Nedir o baÅŸ uçları?
-Tabii ki iÅŸçinin öncelikle bir iÅŸ bulabilmesi, sonra ücret düzeyinin yükselmesini “istemek” gerekir.
-Yeni iÅŸ bulunabilmesinin ÅŸartı, daha fazla “iÅŸ veren” olmasıdır. Bir ülkede yatırım imkanı olmazsa, iÅŸveren olmazsa o istenen iÅŸleri kim verebilir ki? Hiç ortada bir iÅŸvereni olmayan iÅŸçi olabilir mi?
-Daha fazla yatırım imkanı, daha fazla iÅŸveren ve dolayısıyla daha çok iÅŸ imkanı demek deÄŸil midir?.
Bu zincirleme süreç gerçekleÅŸmezse, yatırım imkânı olmayacak, yatırım imkanı olmayınca iÅŸi veren olmayacağı gibi ücret düzeyini tartışacağımız bir iÅŸ de olmayacaktır. Dolayısıyla iÅŸçi refahının baÅŸlangıç noktası asgari ücret tartışması deÄŸil, ülkedeki yatırım ÅŸartlarının iyileÅŸmesidir.
Ne zaman ki yatırım imkanları artar, sermaye ve yatırımcı harekete geçer ve iÅŸ yerlerini açar, kazanmaya baÅŸlar; iÅŸte bu konu da ancak orada baÅŸlar.
Çünkü ortada bir üretim artışı vardır, kazanç vardır, emeÄŸe talep vardır…
Oturur, paylaşımı tartışırsınız.
HoÅŸ bu arada zaten emek piyasası dengesi de kendiliÄŸinden emekçi lehine dönmüÅŸtür ya…
*
Sonuç olarak:
-İthal samana, ete, nohuta, ithal mercimeÄŸe karşı deÄŸilseniz tarım iÅŸçisinin gelirini;
İthal sanayi ürününe karşı deÄŸilseniz sanayi iÅŸçisinin refahını sırf “daha yüksek asgari ücret” ödensin diyerek arttıramazsınız.
İthal malının iÅŸçiliÄŸi, senin deÄŸil, geldiÄŸi ülkedeki iÅŸçisinin yevmiyesini arttırır çünkü.
-Kur rejiminin, ithalat rejiminin, teÅŸviklerin ve bütün ekonomik politikaların neye hizmet ettiÄŸini düÅŸünüp sonra da o politikaların içerideki emek piyasasına etkisini görmez, görseniz de uluorta söylemezseniz, itiraz etmezseniz, asla ve asla bu ülkenin emek erbabına yani iÅŸçisine bir gram dahi katkınız olamaz.
Çünkü asgari ücreti yükseltmenin yolu geri geri giden ekonomide geçim tartışmasından deÄŸil, ekonominin yükselmesinden geçer.
Onun yolu da doÄŸru politikalardan…
Başkası, asla geri gelmeyecek olana ağıt yakmaktan daha ileri bir şey değildir.
Ekonomi geri giderken, siz ne kadar taraftarı olsanız da, asgari ücret belki görüntüde artar ama gerçekte asla ileri gitmez, gidemez, götürülemez.
Böyle bir gerçek karşısında sendikalar, asgari ücretten önce ülkedeki ekonomik yanlışların üzerine gitmeli, öncelikle onun kavgasını vermelidir.