Bandırma Vapuru 1878 yılında Trocadero ismiyle İskoçya’da inÅŸa edilen ve 1910 yılında Bandırma ismini alan, Mustafa Kemal PaÅŸa’nın 16 Mayıs tarihinde baÅŸlayan Anadolu yolculuÄŸunda kendisi ve karargâhını taşıması nedeniyle tarihe mal olmuÅŸ gemidir. İskoçya’nın Glasgow ÅŸehri yakınlarında bulunan Paisley kasabasındaki Phoenix Works tersanesinde, Hugh MacIntyre&Co ÅŸirketi tarafından inÅŸa edilmiÅŸtir. Buhar motoruyla çalışan ve 192 ton ağırlığındaki geminin uzunluÄŸu (tûlu) 47.97 metre (157.4 kadem), geniÅŸliÄŸi (arzı) 9.11 metre (29.9 kadem) ve derinliÄŸi (umku) ise 6.46 metre (21.2 kadem) ölçülerindeydi. Birinci mevki kamarasında 20, ikinci mevki kamarasında ise 16 yatak mevcuttu. Yunan bandırasına geçen geminin ismi Yunanca ‘dalga’ demek olan Kymi’ye çevrildi. 1894 yılında Osmanlı idaresine geçti ve önce Panderma, sonrasında ise Bandırma ismini aldı. Bu esnada posta hizmeti için kullanıldı. 1923 yılında yeni Türk devletinin kurulmasıyla birlikte Türk Seyrisefain İdaresi tarafından devralındı. 1925 yılına dek posta hizmetinde kullanılan gemi, bu tarihte motorunun ciddi bir arıza yapması nedeniyle Seyrisefain İdare Meclisi’nin 5 Kasım 1925 tarihli ve 355 sayılı kararı uyarınca enkaz halinde Balat’ta faaliyet gösteren gemi sökümcüsü İlhami Bey’e satıldı ve parçalandı. Bandırma’nın YolculuÄŸu 16 Mayıs 1919 tarihinde İstanbul’dan Samsun’a yolculuk eden Mustafa Kemal PaÅŸa ve maiyeti, İtilaf Devletlerinin talebi ve İstanbul Hükümetinin görevlendirmesi sonucu, Karadeniz bölgesindeki karışıklıklara son vermek amacıyla 9. Ordu MüfettiÅŸliÄŸine tayin edildi. Ancak kendisi, verilen görev ve emrin dışına çıkarak Türk ulusal kurtuluÅŸ savaşını baÅŸlatmış ve bu tarihten itibaren Millî Mücadele’nin lideri olarak tarih sahnesine çıkmıştır. Bandırma Vapurunun yolculuÄŸu dört gün sürmüÅŸtür. 19 Mayıs tarihinde Samsun’a varmasıyla tarihi yolculuÄŸunu tamamlayan gemide Mustafa Kemal PaÅŸa’nın dışında, karargâhında bulunan 18 kiÅŸilik bir heyet de yer almıştır: 1- Kurmay Albay Refet Bey (Bele; 3. Kol. K.) 2- Kurmay Albay Manastırlı Kazım Bey (Dirik; MüfettiÅŸlik Kur. BÅŸk.) 3- Dr. Albay İbrahim Tali Bey (Öngören; MüfettiÅŸlik SaÄŸlık BÅŸk.) 4- Kurmay Yarbay Mehmed Arif Bey (Lakabı ‘Ayıcı’; Kurmay BÅŸk. Yardımcısı) 5- Kurmay Bnb. Hüsrev Bey (Gerede; Karargâh Erkan-ı Harbiyesi İstihbarat ve Siyaset Åžubesi Müdürü) 6- Topçu Bnb. Kemal Bey (DoÄŸan; MüfettiÅŸlik Topçu K.) 7- Dr. Bnb. Refik Bey (Saydam; SaÄŸlık BÅŸk. Yardımcısı) 8- Yzb. Cevad Abbas (Gürer; MüfettiÅŸlik BaÅŸyaveri) 9- Yzb. Mümtaz (Tünay; Kurmay Mülhakı) 10- Yzb. İsmail Hakkı (Ede; Kurmay Mülhakı) 11- Yzb. Ali Åževket (Öndersev; MüfettiÅŸlik Emir Subayı) | 2 12- Yzb. Mustafa Vasfi (Süsoy; Karargâh K.) 13- ÜtÄŸm. Hayati (KurmaybaÅŸkanı Emir Subayı ve MüfettiÅŸlik Kalem Amiri) 14- ÜtÄŸm. Arif Hikmet (Gerçekçi, Kurmay Mülhakı, sonra 3. Kor. K. Yaveri) 15- ÜtÄŸm. Abdullah (Kunt; İaÅŸe Subayı) 16- TÄŸm. Muzaffer (Kılıç, MüfettiÅŸlik İkinci Yaveri) 17- Birinci Sınıf Kâtip Faik (Aybars; Åžifre Kâtibi) 18- Dördüncü Sınıf Kâtip Memduh (Atasev; Åžifre Kâtibi Yardımcısı) Ayrıca kaptan olarak ise İsmail Hakkı (Durusu) ve 25 kiÅŸilik mürettebat da gemide görev almıştır. Bandırma Vapurunun BüyüklüÄŸü Tartışmaları Bandırma vapuru ile ilgili tartışmalar, vapurun büyüklüÄŸü konusunda yaÅŸanmıştır. Vapurun tarihi kaynaklarda yazıldığından daha büyük olduÄŸu yolunda bir takım tartışmalar yakın zamana dek gündemde kalmış, ayrıca Mustafa Kemal PaÅŸa’nın zorlu bir yolculuk yapmadığı, hatta Osmanlı Devleti ve özelde padiÅŸah VI. Mehmed Vahdettin tarafından gizli görevle yollandığı ve aslında güvenli ve konforlu bir vapur olan Bandırma ile seyahat ettiÄŸi sıkça gündeme getirilmiÅŸtir. Bu tür tartışmaların ortaya çıkmasındaki en önemli etken, Bandırma’nın, tarihi seyahatini tamamladıktan bir süre sonra parçalanması ve geminin günümüze ulaÅŸan kesin bir fotoÄŸrafının/görselinin bulunmamasıdır. Bununla birlikte tarihi kaynaklar ve yolculuÄŸa tanık olanların söylemlerinde görülen ortak nokta, Bandırma’nın küçük ve konforsuz bir gemi oluÅŸu ve seyahat etmesine yardımcı olacak bir takım ekipmanlarının düzgün çalışmadığı yönündeki söylemlerdir. YolculuÄŸa katılanlar arasında hatıratı en erken olan, sonradan Mustafa Kemal PaÅŸa’ya İzmir’de gerçekleÅŸtirilmek istenen bir suikast tertibine de (İzmir suikastı) katılıp idam edilecek olan Yarbay Mehmed Arif Bey’dir. 1925 tarihli Anadolu İnkılabı Mücahedat-ı Milliye Hatıratı isimli eserinde vapurdan “küçük vapurumuz” ÅŸeklinde bahsetmektedir. YolculuÄŸa Karargâh Erkan-ı Harbiyesi İstihbarat ve Siyaset Åžubesi Müdürü olarak katılan Hüsrev Bey (Gerede) ise anılarında, ufacık vapurun Karadeniz’in dalgalarında sallandığından bahsetmektedir. MüfettiÅŸlik BaÅŸyaveri Cevat Abbas (Gürer) ise, vapurun güçlükle, hep sahil boyunca yol alarak dört günde zorlukla Samsun’a vardığını söyleyerek vapurun küçük oluÅŸu ve yolculuÄŸu zor tamamladığına dikkat çeker. Yıllar sonra Hayat dergisine anılarını anlatan Kurmay Mülhakı Arif Hikmet Bey (Gerçekçi) de benzer ifadeleri kullanır ve Karadeniz’in hırçın dalgaları arasında Bandırma Vapurunun, fındık kabuÄŸu gibi oynamaya baÅŸladığını söyler. Ayrıca Mustafa Kemal PaÅŸa’nın Kaptanla konuÅŸmasında geminin eksiklerinden bahsedildiÄŸini belirtir. KonuÅŸmada kaptanın ilk defa Marmara Denizi’nin dışında görev aldığı, geminin önceden belirlenmiÅŸ bir rotasının olmadığı, buna sebep pusulanın olmayışı, paraketenin (geminin hızını saptamaya yarayan alet) ise bozuk oluÅŸunu göstermiÅŸtir. Gerçi baÅŸka hatıratta pusulanın yok deÄŸil bozuk olduÄŸu belirtilmiÅŸtir ve bu durum akla daha yatkın görünmektedir. Yine de geminin hayli eksik bir düzende seyahat ettiÄŸi, bu eksiklerin kaptan tarafından yolculuk öncesinde ilgililere bildirildiÄŸi ancak gerek ülkenin içinde bulunduÄŸu olumsuz ÅŸartlar gerekse de vurdumduymazlık sonucu gereken tamiratın gerçekleÅŸmediÄŸi anlaşılmaktadır. MüfettiÅŸlik İkinci Yaveri Muzaffer Bey (Kılıç) ise vapurun küçüklüÄŸünün yanı sıra eski oluÅŸundan da bahsetmiÅŸtir. Mustafa Kemal PaÅŸa ve İbrahim Tali hariç herkesi denizin tutması, küçük bir gemideki seyahatin güç koÅŸullarda devam ettiÄŸini göstermektedir. | 3 Kaldı ki Bandırma’nın yolculuÄŸa çıktığı tarihte 41 yaşında olması ve 1925 yılında hurdaya ayrılması onun eski, güven vermeyen ve rahatsız edici bir taşıt olduÄŸunun kanıtıdır. Bandırma Vapurunun yolculuÄŸunu zahmetli ve tehlikeli kılan bir baÅŸka geliÅŸme de İtilaf Devletleri veya özelde İngilizlerin gemiyi batırma ihtimalidir ve bu durum hemen tüm hatırata yansımıştır. Anlaşıldığı kadarıyla Mustafa Kemal PaÅŸa, geminin batırılma ihtimalini Vahdettin’in damadı İ. Hakkı Okday’dan haber almış, bu haberin gemi yolcuları arasında duyulması sonucu yolculuÄŸun gergin geçtiÄŸi, bu nedenle Mustafa Kemal PaÅŸa’nın Kaptan’a, belirli bir rota takip etmeyip kıyı boyunca seyahat etmesini söylediÄŸi, olası bir tehlike anında gemiyi karaya oturtma emri verdiÄŸi anlaşılmaktadır. Bu olasılık gerçekleÅŸmese de yolculuÄŸun gergin ve zorlu geçmesine yol açan unsurlardan bir tanesini oluÅŸturmuÅŸtur. Bandırma Vapurunun Karadeniz’e çıkmadan önce durdurulması ve İngilizler tarafından aranması da Türk Milli Mücadele tarihinin önemli noktalarından bir tanesini oluÅŸturur. Yine alınan bir ihbar sonucu, Mustafa Kemal PaÅŸa ve arkadaÅŸlarının bu aramalar sonucu alıkoyulacakları ve Karadeniz’e çıkmalarına izin verilmeyeceÄŸi duyulmuÅŸ, gemi gerçekten de aranmış ancak gergin bir bekleyiÅŸin sonucunda alıkoyulma gerçekleÅŸmemiÅŸtir. Bandırma Vapurlarının Karıştırılmasına Yol Açan GeliÅŸme Bandırma ile ilgili tartışmaların ortaya çıkmasındaki bir baÅŸka etken, Osmanlı mülkiyetinde birden fazla Bandırma isimli geminin olmasıdır. Tarihi Bandırma gemisi, 1886 tarihinde inÅŸa edilen Medway isimli bir gemiyle karıştırılmaktadır. Bu gemi, 192 tonluk Bandırma’nın aksine 870 groston ağırlığındaydı. 1926 yılında Bandırma ismini alan Medway’in tarihi Bandırma ile karıştırılması bu isim benzerliÄŸinden kaynaklanmaktadır. Bandırma Vapurunun bulunması ve teÅŸhir edilmesi amacıyla birkaç giriÅŸimde bulunulmuÅŸtur. Bunlardan ilki, Cumhuriyet’in 10. Yıl Kutlamaları nedeniyle, Ankara Halkevi tarafından İnkılâp Müzesi kurulması giriÅŸimiyle gerçekleÅŸmiÅŸtir. Seyrisefain Müdüriyeti’ne gönderilen yazıda, “…Gazi Hazretlerini ilk defa Samsuna götüren(in) hangi vapor (vapur) olduÄŸu, süvari ve çarkçısı ve içinde çalışanların kimler olduÄŸu, vaporun adı, kaç günde Samsuna gitmiÅŸlerdir (gittikleri) ve bu vapor halen duruyor mu pilan (plan) ve resimleri veyahut küçük bir modeli varmıdır, mezkur vaporun ab’adı nedir, diÄŸer vaporlardan baÅŸka farikai mümeyyizesi (ayırt edici özelliÄŸi) mevcutmudur” soruları yöneltilmiÅŸtir. Gerekli bilgilerin verildiÄŸi cevap yazısında ayrıca, geminin enkaz halinde satıldığı ancak tarihi bir nam ve haysiyeti bulunduÄŸu için ileride alınacak gemilerden birine Bandırma isminin verilmesinin düÅŸünüldüÄŸü belirtilmiÅŸ, bu nedenle asıl Bandırma’nın pirinçten mamul ve (Bandırma) ismini ihtiva eden levhasının yeni alınan gemiye asıldığı bilgisine yer verilmiÅŸtir. Yazışmalardan anlaşıldığı üzere, 1933 yılında bir müze kurulması gündeme gelene dek Bandırma’nın tarihi öneminin farkına varılmamış ve vapur, o tarihe dek çoktan parçalanıp yok olmuÅŸtur. Yeni Bandırma’nın Medway olduÄŸu anlaşılmaktadır. Osmanlı denizcilik envanterine geçmiÅŸ Bandırma ismini taşıyan dört gemi içerisinde yalnızca Medway, -gerçek Bandırma’nın söküldüÄŸü 1925’den, yazışmaların yapıldığı 1933’e dekBandırma ismini almıştır (1926 yılında). Bu geminin Bandırma ismini taşırken bazı fotoÄŸraflarının çekilmesi ve yayınlarda Bandırma’nın büyüklüÄŸüne kanıt olarak kullanılması da yakın zamana dek yaÅŸanan karışıklığın ve Bandırma Vapurunun büyüklüÄŸü ile ilgili tartışmaların ortaya çıkışına zemin hazırlamıştır. Vapurun müze olarak muhafazası ile ilgili bir diÄŸer giriÅŸim 28 AÄŸustos 1957 tarihinde Celal Bayar’ın CumhurbaÅŸkanlığı sırasında yaÅŸanmıştır. Sonradan ismi Ülgen olan ve Denizcilik Bankası’nca hizmet dışına çıkarılmış olan Bandırma (veya eski adıyla Medway) adlı vapurun “tarihi kıymeti dolayısıyla ve eski adı ile müze olarak muhafaza edilmesinin” | 4 uygun olacağı düÅŸünülmüÅŸtür. GörüldüÄŸü üzere eski Bandırma (Medway), yeni adıyla Ülgen, tarihi Bandırma vapuru ile karıştırılmaktadır. Ancak Denizcilik Bankası Müdürü ile görüÅŸüldüÄŸünde gerçek ortaya çıkmış ve mevcut Ülgen’in tarihi Bandırma vapuru olmadığı ve o vapurun söküldüÄŸü belirtilmiÅŸtir. Dolayısıyla devletin, Bandırma’yı bulma ve teÅŸhir etme giriÅŸimi her iki seferde de sonuçsuz kalmış ve vapurun söküldüÄŸü gerçeÄŸi anlaşılmıştır. Bugün vapurun orijinal çizimleri temel alınarak yapılan bir kopyası, Samsun BüyükÅŸehir Belediyesi tarafından satın alınarak müze haline dönüÅŸtürülmüÅŸ ve 19 Mayıs 2006 tarihinde ziyarete açılmıştır. Umut KARABULUT KAYNAKÇA Atatürk’ün Yaveri Cevat Abbas Gürer, Cepheden Meclise Büyük Önder ile 24 Yıl, 5. Baskı, Der. Turgut Gürer, Gürer Yayınları, İstanbul 2007. “Bandırma PolemiÄŸine Nokta”, Milliyet, 7 Mayıs 1995. “Bandırma Vapuru”, Meydan Larousse, 2. Cilt, s.133. BARDAKÇI, Murat, “Tarihimizin GidiÅŸatını DeÄŸiÅŸtiren Bandırma Vapuru Hüzünlü Bir Gemidir: Devlet, Bandırma’nın Bir Zamanlar İsmini Bile UnutmuÅŸtu”, Habertürk, 19 Mayıs 2019. GERÇEKÇİ, Arif Hikmet, “İstanbul’dan Samsun’a Cehennemi 215 Saat”, Hayat, S 21, 1969. Hüsrev Gerede’nin Anıları, KurtuluÅŸ Savaşı, Atatürk ve Devrimler, 4. Baskı, Haz. Sami Önal, Literatür Yayınları, İstanbul 2003. Miralay Mehmet Arif Bey, Anadolu İnkılâbı, Millî Mücadele Anıları (Mücahedat-ı Milliye) (1919-1923), Haz. Bülent DemirbaÅŸ, Arba Yayınları, İstanbul 1987. OKDAY, İsmail Hakkı, Yanya’dan Ankara’ya, 2. Baskı, Sebil Yayınları, İstanbul 1994. ÖZAKMAN, Turgut, Vahidettin, M. Kemal ve Millî Mücadele, Yalanlar, Yanlışlar, Yutturmacalar, 8. Basım, Bilgi Yayınevi, Ankara 2010. PULUR, Hasan, “Panderma’dan Bandırma’ya”, Milliyet, 7 Aralık 1995. T.C. CumhurbaÅŸkanlığı Devlet ArÅŸivleri BaÅŸkanlığı Cumhuriyet ArÅŸivi, 490-1/1199-203-1, 27 Åžubat 1934; 30-01/41-244-18, 28 AÄŸustos 1957. TEVETOÄžLU, Fethi, Atatürk’le Samsun’a Çıkanlar, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, Ankara 1987. 16/05/2022 tarihinde https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/bilgi/bandirma-vapuru/?pdf=3762 adresinden eriÅŸilmiÅŸtir