ABD’nin Yunanistan’daki askeri yığınak üzerinden “Rusya’yı kuÅŸatmak” ve “Çin’in KuÅŸak Yol Projesi’nin önünü kesmek” istemesi, askeri iÅŸ birliÄŸi konusunda “Yunanistan’ı öncelemesinin”, aynı zamanda ErdoÄŸan iktidarına da bir mesaj anlamı taşıdığı gerçeÄŸini deÄŸiÅŸtirmemektedir
ERSİN DEDEKOCA
Uzun bir askeri yığınak ve Moskova’nın DoÄŸu Ukrayna’daki “yarı terörist devletler” DHC ve LHC’yi devlet kurumları olarak tanımasının ardından baÅŸlayan, sonrasında bir savaÅŸa dönüÅŸen “Rusya’nın Ukrayna’yı iÅŸgali” tüm hızıyla sürmektedir. Taraflar uzlaÅŸma amacıyla defalarca müzakere masasında bir araya gelmelerine karşın henüz müspet bir sonuç çıkmadı. Öte yandan Batılı ülkeler, Rusya’ya karşı art arda “yaptırım kararları” almayı sürdürüyorlar. Yaptırımların büyük bir kısmı Rus ekonomisine yönelik olup, bu ekonomik yaptırımların Moskova’ya pahalıya patlayacağı tahmin edilmektedir.
DiÄŸer yandan Ukrayna’nın hayli uzağında, Akdeniz’de ilginç geliÅŸmeler yaÅŸanmaktadır. BilindiÄŸi gibi, Akdeniz’de epeydir güvenli yer arayan Çin ve Rusya, Yunan limanlarıyla da buna kısmen kavuÅŸmuÅŸ gibi görünmektedir. Bu baÄŸlamda Pire Limanı, Çinli ticaret devi COSCO (China Ocean Shipping Company)’ya, Selanik Limanı ise bir Rus oligark’a ait olup; DedeaÄŸaç’ta da bir ABD askerî üssü ve limanı olduÄŸu bilinmektedir. İlk iki limanın da, Yunanistan’da yaÅŸanan mali kriz sonrasında satıldığını öÄŸrenmiÅŸtik.
Bu haftaki yazımızda, Çin ve Rusya’nın Akdeniz’de edindikleri yeni limanlarla ilgili olarak Jonas Breng’ın Stern’de[1]yayınlanan yazısından da yararlanarak konuyu irdelemeye çalıştık.
RUSYA ve SELANİK LİMANI
2018 yılında Yunanistan’da Ivan Savvadis isimli bir ÅŸahıs, “Selanik limanının iÅŸletme hakkını” satın almıştır. Aslen Yunan kökenli bir Rus oligark olan Savvidis’in bu iÅŸlemi, bir ÅŸirketler topluluÄŸu (Belterra Investments Ltd) aracılığıyla kotarmıştır. Liman ayrıca “sıvılaÅŸtırılmış gaz depolama tesisi” olarak da hizmet vermektedir.
Avrupa Yunanistan’ı köÅŸeye sıkıştırmak isterken Selanik Limanı Rusya’nın Akdeniz kapısı oldu
Savvidis, Yunanistan’da oldukça iyi tanınan bir kiÅŸi. Ülkenin yerel futbol takımı PAOK Thessaloniki kulübünün sahibi. Futbol konusundaki unutulmayan davranışı, bir maç esnasında silahıyla sahayı basmasıdır! Öte yandan, Forbes’ın dünyanın zenginleri listesinde ve Vladimir Putin ile yakın temasları olduÄŸu herkes tarafından bilinmektedir.
Putin ile yakın iliÅŸkisinin yanında yedi yıldır Rus Duma üyesi olan Savvidis, bu satın alma iÅŸlemi ile de Rusya Devlet BaÅŸkanı’nın bir kez daha gözüne girmiÅŸtir. Çünkü Yunanistan’da bir liman sahibi olmak, “büyük oyuncuların statü simgelerinden” birini ele geçirmek anlamındadır. Hele DoÄŸu Akdeniz’de. BilindiÄŸi gibi DoÄŸu Akdeniz, son yıllarda “büyük güçlerin satranç oyununda” önemli bir arena haline gelmiÅŸ durumdadır. DiÄŸer yandan Selanik, konum olarak Pire’den sonra “iki numaralı liman” olup; 40 yıl süre ile iÅŸletme hakkının devri için 232 milyon Amerikan Doları ($) ödemiÅŸ olan oligark Savvidis’in hisseleri de çok yakın zamanda yüzde 70’e yükselmiÅŸtir.
ÇİN ve PİRE LİMANI
2016 yılının ortalarında, Çin’in okyanus taşıma ÅŸirketi COSCO, Yunanistan’ın Pire limanında kontrol hissesini satın almayı baÅŸarmıştı. BaÅŸarmıştı çünkü bu, on yılı aÅŸkın hazırlık ve önceki kısmi mülkiyetin doruk noktasıydı. Saniyen Çin’in Avrupa’yı Avrasya’ya baÄŸlayan “Tek KuÅŸak Tek Yol” uluslararasılaÅŸtırma stratejisiyle ilgili “karmaşık yapbozun” önemli bir parçasını temsil ediyordu. Ayrıca, bu süreçte büyük aksilikler yaÅŸanmıştı ve özellikle Ocak 2015’de kurulan “Syriza-Anel sol hükümetinin” COSCO’yu Pire’den çıkarma tasarrufundan da kıl payı kurtulduÄŸu bilinmektedir.
Pire limanı, Çin ile Yunanistan arasındaki iÅŸbirliÄŸinin sembollerinden biri.
Atina’nın bu “liman iÅŸletme hakkını devre” razı oluÅŸunda, o dönemde ekonomik kriz yaÅŸayan ülkeye “Yunanistan’ı boÄŸma” gibi bir ön yargıyla yaklaÅŸan Avrupa Merkez Bankası (ECB) gibi kurumların yol açtığı açıktır.[4] Bu aÅŸamada Yunan Hükümeti’nin amacı Yunanistan’ı, ECB’nin Frankfurt’ta dayattığı bu tür boÄŸulmalardan kurtarmanın bir yolunu bulmaktı.[5] 2008 yılında, Çin devlet ÅŸirketi COSCO, Pire’deki “II. İskele’nin iÅŸletme ruhsatını”, baÅŸka bir iskele olan III. İskele’yi inÅŸa etme izniyle uyumlu olarak 30 yıllık bir süre için (daha sonra 35 yıla çıkarıldı) satın aldı. Böylece Çin’in Pire Limanı’na katılımı 532 milyon $’a mal oldu.[6] Bu geliÅŸme, Almanların ve Çinli lojistik firmalarını rekabetçi tehditler olarak gören Avrupa kurumlarının itirazlarına karşın Çin’in, kontrol sahasını Avrupa Pire limanını içerecek ÅŸekilde geniÅŸletmesini sunmuÅŸ olmaktaydı.
Çin, Avrasya’nın bölümlerini birbirine baÄŸlayan çok sayıda yeni deniz ve kara yolunu içeren Tek KuÅŸak Tek Yol stratejisinin bir parçası olarak Avrupa’ya giriÅŸ aramaktaydı. Bu çabada Yunanistan’ın Pire limanı önemli bir katkı saÄŸlamıştır. Pekin’in bu ÅŸekilde Yunanistan üzerinden Avrupa’ya giriÅŸi, ülkenin Tek KuÅŸak Tek Yol stratejisinde önemli bir parçayı daha yerleÅŸtirmektedir. Bir baÅŸka pencereden bakıldığında da, Avrupa kurumlarının Yunan kamu varlıklarının bir ‘yangın satışı’ ile özelleÅŸtirilmesi talebiyle baÅŸlayan geliÅŸme, Çin’in, “Avrupa’nın savunmasına nüfuz etmesine” ve Avrupa’yı Avrasya ile birbirine baÄŸlayan demiryolu, karayolu ve denizyolunu kapsayan büyük bir “ulaşım merkezi inÅŸa” etmesine izin vermenin bir yolu haline gelmiÅŸ oldu.
Akdeniz, ana ekonomik ortağı Avrupa BirliÄŸi olan Çin için de bir odak noktasıdır. 2008’den beri Yunanistan’daki Pire limanı, Çin ürünleri için Avrupa’ya açılan bir kapı olmuÅŸtur. Huawei, ZTE, Samsung, HP ve Sony gibi büyük ÅŸirketler zaten Avrupa pazarına girmek için bu limanı kullanmaktaydı.[7]
Bu baÄŸlamda Çin, aradan geçen yılları, bu iÅŸletim üssünü önemli ölçüde yükseltmek, geniÅŸletmek; Pire’yi, Macaristan ve Sırbistan arasındaki Pekin tarafından finanse edilen yüksek hızlı demiryolu baÄŸlantısı gibi, Avrupa’ya demiryolu baÄŸlantıları olan önemli bir ulaşım merkezi haline getirmek için kullandı.
Yukarıda özetlediÄŸimiz bu öykü, “uzun vadeli hedeflerin belirlendiÄŸi” ve ardından “fırsatlar ortaya çıktıkça bu hedefleri uygulamak” için eylemlerin yapıldığı “Çin’in stratejisi” hakkında fikir vermektedir. Bu tam bir fırsattı ve stratejinin odak noktası Pire limanıydı. Ve bu ÅŸekilde Çin, uzun vadeli amacını, kısa vadeli fırsatları deÄŸerlendirmekle gerçekleÅŸtirmiÅŸtir.
Pire Limanı iÅŸletmesi, Çin tarafı için fayda ve zamanlama yönünden çok uygun olmuÅŸtur. Çünkü Pekin aynı zamanda mevcut Ukrayna krizinde de kazançlı çıkan taraf konumundadır. Çin açısından bu durumun bütünü bir “hediye” niteliÄŸindedir. Elbette öncelikli olarak Tayvan yüzünden deÄŸil. Ancak Amerikalıların dikkati dağılırken Çinlilerin bunu bir fırsata dönüÅŸtürerek, artık “barış içinde yükseliÅŸlerine yeniden odaklanabilmeleri” için önemli bir fırsat kazandıkları yönünden.
ABD ve DEDEAÄžAÇ (Evros) LİMANI
ABD de, Çin ve Rusya’nın iki Yunan limanının uzun vadeli iÅŸletme hakkını almaları üzerine bu duruma, “üç baÄŸlantı noktası ve üç güç” prensibine aykırı olduÄŸunu ileri sürerek tepki gösterdi. Bunun üzerine Yunanistan, DedeaÄŸaç ve Kavala limanlarının uzun vadeli iÅŸletmesini de ABD’ye vermiÅŸtir. Bu baÄŸlamda Washington, Rusya’nın Kırım’ı ilhakından bu yana DoÄŸu Akdeniz’deki varlıklarını artırmış ve en son Türkiye sınırına yakın ve daha küçük bir tesis olan DedeaÄŸaç limanına yatırım yapmıştır. ABD’nin özelikle son dönemde üç ülkeye (Romanya, Bulgaristan ve Yunanistan’a) yaptığı askeri yatırım da bu çerçeveden okunmalıdır.
DedeaÄŸaç ( Evros) Limanı ve Amerikan zırhlı araçları yığınağı
Bununla ilgili olarak Yunanistan ile 5 yıllık savunma anlaÅŸmasına imza atan ABD, yenilenen bu “askeri iÅŸ birliÄŸi anlaÅŸması” ile de, Türkiye sınırındaki DedeaÄŸaç Üssü ve Girit Adası’ndaki Suda Üssü baÅŸta olmak üzere, “Yunanistan’daki askeri varlığını geniÅŸletme” hakkını elde etti. Kasım 2021’de Washington, Batı Trakya’daki DedeaÄŸaç Limanı’na bin askeri araç ile 120 yeni saldırı helikopteri indirmiÅŸtir. Konuyla ilgili olarak ABD’nin Atina Büyükelçisi Jeffrey Pyatt, “Savunma anlaÅŸmasının kuralları gereÄŸi Yunanistan ile askeri alandaki iÅŸbirliÄŸimizi hızla geliÅŸtiriyoruz. Tarihin en büyük yığınağı DedeaÄŸaç Limanı ve üs bölgesine yapılacak” ifadelerini kullanmıştır.
Pyatt ayrıca “Burada inen askeri araç ve personelin bir bölümü Batı Trakya’da kalırken bir bölümü tren ve tırlarla Bulgaristan ile Romanya ve diÄŸer Avrupa ülkelerine sevk edilecek. Bulgaristan ve Romanya’nın DedeaÄŸaç ile arasında demiryolu baÄŸlantısı olması nedeniyle, artık boÄŸazlar devre dışı bırakılmıştır. Buraya gelen daha önceki askeri teçhizatın bir bölümü yine Avrupa’daki ülkelere nakletmiÅŸtik. Savunma anlaÅŸmasının kuralları gereÄŸi Yunanistan ile askeri alandaki iÅŸbirliÄŸimizi hızla geliÅŸtiriyoruz” açıklamasında bulunmuÅŸtur.
ABD’nin Yunanistan’daki askeri yığınak üzerinden “Rusya’yı kuÅŸatmak” ve “Çin’in KuÅŸak Yol Projesi’nin önünü kesmek” istemesi, askeri iÅŸ birliÄŸi konusunda “Yunanistan’ı öncelemesinin”, aynı zamanda ErdoÄŸan iktidarına da bir mesaj anlamı taşıdığı gerçeÄŸini deÄŸiÅŸtirmemektedir. ABD, Yunanistan’ı önceleyen bu politikası üzerinden ErdoÄŸan iktidarı üzerindeki baskıyı arttırarak, onu daha fazla iÅŸ birliÄŸine zorlamak istediÄŸi ÅŸeklindeki yorumlar oldukça yaygındır.
Mevcut ABD üssünden çok da uzak olmayan DedeaÄŸaç Limanı, artık Balkanlar’daki NATO askerî operasyonları için ana çaÄŸrı limanı haline dönüÅŸmüÅŸ durumdadır. Bununla birlikte Washington, konum itibarıyla bu liman için Türkiye yönetiminin duyduÄŸu hoÅŸnutsuzluÄŸu da umursamayarak, “üç baÄŸlantı noktası ve üç güç”, sloganına sadık kalmıştır.