Kıbrıs Adasının Kuzeyinde, 1983 yılında Türk Lirası kullanılmaya baÅŸlandığını söyleyen (KTAMS) Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası BaÅŸkanı Güven Bengihan, Independent Türkçe'ye yaptığı açıklamada"Kıbrıs'ta TL kullanıldığı günden bu yana halk, her döviz artışında fakirleÅŸti"ÄŸini iler sürüyor.
DiÄŸer kaynaklarda da, “KKTC Elden gidiyor, devletin altı oyuluyor haberiniz var mı?Åžeklinde baÅŸlıklara rastlamak mümkün.
Türk Lirası'nın deÄŸer kaybı, her ÅŸeyin sterlin üzerinden hesaplandığı üretim olmayan KKTC'de, görülmemiÅŸ bir kriz yarattığı, hayat, yüzde yüz pahalılaÅŸtığı, ev kiraları, ev ve araç fiyatlarının, aylık harcamaların yüzde yüz arttığı ifade edilmektedir.
DiÄŸer yandan, Rum tarafında asgari ücretin 970 euro olduÄŸunu halen Güneyde iÅŸe alımı yapılan vatandaÅŸların tüm sendikal haklara da sahip olacağını söyleyen bazı sendika yetkilileri, "VatandaÅŸlarımızı Rum tarafına göçe zorlandığını, milli duyguların, geçim derdinin önüne geçtiÄŸini söylemektedir.
"İnsanlarımız çalışmak için Rum tarafına gidiyor"
Ekonomistlerin yılbaşından sonra dövizde daha da artış yaÅŸanacağı yönünde tahminlerde bulunduÄŸunu anımsatan bir baÅŸka yetkili, "KKTC'de bugün asgari ücret, brüt 4 bin 970 TL, net 4 bin 300 TL. Bir somun ekmek bugün 5 TL, tüp gaz 180 TL, bir lahmacun bile bugün 20 TL'den satılıyor. Bu asgari ücretle geçinmek gerçekten her babayiÄŸidin harcı deÄŸil" demektedir.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) dövizdeki artışının yansımaları daha derinden hissediliyor. Zira KKTC'de, eÄŸitim, saÄŸlık, ulaşım, barınma; alım-satım iÅŸlemlerinin büyük çoÄŸunluÄŸu döviz üzerinden yapılıyor.
"Türk Lirası'nın hiçbir deÄŸeri kalmadı" diyen bir vatandaÅŸ, "Türkiye'de uygulanan politikaların, dövizin durulmasına yetmediÄŸini, Merkez Bankası dövize her müdahale ettiÄŸinde yaÅŸanan döviz artışının olumsuz etkilerinin Kıbrıslı Türkler tarafından daha fazla hissedildiÄŸini, çünkü hayatlarıın büyük çoÄŸunluÄŸunun dövize endeksli olduÄŸunu söylemektedir.
"Kıbrıslı Türkler, Türkiye'deki etkinin iki kat fazlasını yaşıyor"
Kamu Memurları Sendikası BaÅŸkanı, “Bu ülkenin girdi maliyetleri daha yüksek. Bu ülkede çoÄŸu giderler döviz üzerinden karşılanırken, bir tek maaÅŸlar TL olarak ödeniyor. Maaşın dışında marketlerde alışveriÅŸler TL üzerinden yapılıyor. Fakat bu ülkenin yüzde 90 ithalatta dayalı. Bu sebeple, dövizdeki dalgalanmalar buranın bir o kadar daha pahalılaÅŸmasına ve dar ve sabit gelirli Kıbrıslı Türklerin fakirleÅŸmesine neden oluyor” ÅŸeklinde konuÅŸmuÅŸtur.
"Marketlerde Güneyden gelen Rumlar alışveriÅŸ yapıyor, Kıbrıslı Türkler izliyor"
1983'ten bu yana, her kur artışında ekonomik sorunlar yaÅŸansa da ÅŸu anda söz konusu olan krizin "bir ilk" olduÄŸunu söyleyen Bengihan, "Bu koÅŸullar ÅŸimdiye dek ilk kez bu ÅŸekilde yaÅŸanıyor" diye anlatıyor:
Bu ülkede daha önce hiçbir zaman tüp gaz eksikliÄŸi, akaryakıt eksikliÄŸi yaÅŸanmadı. Marketlerdeki ürünlerde 'En çok iki adet alabilirsiniz' ibareleri de daha önce hiç görülmedi. Kıbrıs'ın kuzeyinde yaÅŸayanlar, Güney Kıbrıs'tan gelenlerin alışveriÅŸlerine bakarak hiç üzülmedi bugüne dek… Åžu anda bu ülkede marketlerde Güney'den gelen Rumlar alışveriÅŸ yapıyor. Çünkü bizim kullandığımız TL her geçen gün deÄŸer kaybederken, onlar Euro kazanıyorlar.
Annan Planı döneminde Kıbrıslı Rumların tek taraflı olarak Avrupa BirliÄŸi'ne (AB) alındığını, Kıbrıslı Türklerin ise yapılan referandumda "evet" demesine raÄŸmen AB'ye alınmadığını anımsatan Bengihan, "Dolayısıyla Kıbrıs'ın kuzeyinde AB koÅŸulları uygulanmıyor. Bu ülke maalesef Türkiye'ye bağımlı bırakılmıştır ve Kıbrıslı Türkler izolasyonlar altındadır" ÅŸeklinde sözlerini bitirmiÅŸtir.
NOT: Bize göre; KKTC, AB PARLAMENTOSU TARAFINDAN, Kıbrıs Cumhuriyeti'ni BirliÄŸe dahil eden kararı ile aslında, KKTC'nin AB üyesi olmasını zımnen kabul etmiÅŸ bulunmaktadır. KKTC'nin para birimi olarak EURO kollanmasında bir sakınca görülmemektedir.
ANNAN PLANI NEDİR?
Batı emperyalizmi, Kıbrıs’ta, Türkleri deÄŸil Rumları desteklemiÅŸ ve desteklemektedir.
Çünkü uzun vadeli köklü planlarında Kıbrıs’ın Türklerden arındırılması var.
Kıbrıs adasının Türkiye’ye karşı bir uçak gemisi gibi kullanılması hayallerinden vazgeçmemiÅŸlerdir.
Çevresindeki doÄŸal kaynakların yaÄŸmalanması, ticaret rotalarının kendi iÅŸlerine geldiÄŸi gibi düzenlenmesi çabalarına hiç ara vermemiÅŸlerdir.
Annan Planı da, bu amaca yönelik tuzaklarla dolu bir giriÅŸimdir.
Türk ve Rum kesimleri halinde bölünmüÅŸ Kıbrıs Adası'nın bağımsız bir devlet olarak birleÅŸtirilmesini öneren BirleÅŸmiÅŸ Milletler tarafından sunulan, bir Amerikan planıydı.
Türklerin, yeni federal yapıda eritilip asimile edileceÄŸi hesaplanıyordu.
Bu tuzağı gören Kıbrıs Kahramanı Rauf DenktaÅŸ’ı neredeyse vatan haini ilan ettiler.
Bir Mehmet Ali Talat bilerek veya bilmeyerek bu oyunda rol aldı.
Bizim askeri yetkililer dahi canla baÅŸla Annan Planı’nı savundu.
Evet propogandaları için AB büyük fonlar ayırdı.
2004’te yapılan referandumda Türkler yüzde 64 ile bu plana evet dedi.
Allahtan Rum Politikacılar, nihayetinde savaÅŸ çıkacağını sezdikleri için, Rum oyları yüzde 74 ile hayır ÅŸeklinde gerçekleÅŸti.
Mustafa Akıncı’nın CumhurbaÅŸkanı seçilmesi, ABD ve AB’nin bu planı yeniden masaya getirmesine neden oldu. Bu kez yeni toprak talebi de vardı.
ÇeÅŸitli nedenlerle İsviçre’deki görüÅŸmeler tıkandı, iptal oldu.
ABD DışiÅŸleri Bakan Yardımcısı Victoria Noland hemen atladı Kıbrıs’a gitti ve görüÅŸmelerin yeniden baÅŸlayacağı açıklandı.
Rumlar bu kez iyice abartmış, Türklerin bir kısmı ile Türk Barış Gücü Ada’dan gitsin, Karpaz’ı bize verin taleplerini ileri sürdüler.