DÖVİZ KRİZİNDE BEKLENEN GELİŞME

Ersin DEDEKOCA

Merkezi Yönetim Bütçesi (MYB), 2023 Ocak-Haziran dönemini kapsayan yılın ilk yarısında 483 milyar (mia.) TL “açık” verdi. Bu açık tutarı, baÅŸlangıçta tüm yıl için öngörülen açık sayısının yüzde 73,3’ünü temsil etmektedir. Keza sadece Haziran ayı bütçe gerçekleÅŸmelerinde oluÅŸan 219 mia.TL açık da ayrı bir “rekor” idi. İçinde bulunduÄŸumuz yılın ilk 6 ayında iç/dış ve TL/döviz cinsi toplam borç stoku yaklaşık yüzde 40 oranında (425 mia.TL) artmıştır.

Bu arada 15 Temmuz’da, 2023 yılı ek bütçesi TBMM Genel Kurulu'nda edilerek yasalaÅŸtı. Anılan yasa ile mevcut 2023 yılı Bütçesine toplam 1 trilyon 119 mia.TL ödenek eklendi. Ayrıca, ödeneklerin tükenmesi nedeniyle çıkarılması zorunlu ek bütçe ve eÅŸ zamanlı olarak sunulan “torba yasa” teklifiyle CumhurbaÅŸkanı’na “ödenek ekleme yetkisi” verilmiÅŸtir.

Yukarıda baÅŸlıklarını sunmaya çalıştığımız MYB’nde yaÅŸanan son geliÅŸmeler bu yazımızın konusunu oluÅŸturmaktadır.

MYB’NİN 2023 HAZİRAN ve İLK 6 AYLIK SONUÇLARI

MYB’nin ilk 6 aylık sonuçları, savurgan harcamalara yılbaşında vergilere yapılan yüzde 123’lük devasa zamların da çare olmadığını göstermektedir. MYB’nin 6 aylık kümülâtif sonuçları milyon TL olarak aÅŸağıda tablolanmıştır.

   

Kaynak: Hazine ve Maliye Bakanlığı

Yılın ilk yarısında MYB’den yapılan harcamalar yüzde 102 oranında artarak2 trilyon 363 mia. TL’nı aÅŸtı. Buna karşılık sadece yüzde 49 artan bütçe gelirleri 1 trilyon 880 mia. TL’nda kalınca, “MYB açığı” da 6 ayda 483 mia. TL’na ulaÅŸtı. Halbuki, seçim harcamalarının olmadığı geçen yılın ilk 6 ayında bütçe 95.6 mia. TL “fazla” vermiÅŸti. Bir diÄŸer anlatımla, 2022’in aynı dönemine göre MYB açığı 6,1 kat artmıştır.

MYB Haziran’da 219.6 mia.TL açık vererek rekor kırdı. Bu geliÅŸmenin sonucunda, yukarda da belirttiÄŸimiz gibi, geçen yılın tamamında 139,1 milyar lira açık veren MYB, bu yılın ilk 6 ayında kümülâtif olarak 483 mia. TL. “açık” gerçekleÅŸtirdi. Türkiye’nin Haziran Ayı MYB gelirleri, geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 48,2 artarak 268.2 mia. TL’na, giderleri de yüzde 130 artışla 487.8 mia. TL.’na ulaÅŸtı.

Haziran ayı MYB gerçekleÅŸmelerinin “genel görünümü” aÅŸağıda tabloda topluca gösterilmiÅŸtir.

  

Kaynak: Hazine ve Maliye Bakanlığı

Yukarıda söylediklerimiz dışında tabloda gördüÄŸümüz bir diÄŸer husus da, “faiz dışı bütçe giderlerinin” 450.5 mia. TL ve “faiz dışı açığın” ise 182.3 mia. TL olarak gerçekleÅŸmesidir.

Haziran ayı gelirler tarafına baktığımızda, vergi gelirlerinin yüzde 50,5'sini KDV ve ÖTV tahsilatının oluÅŸturduÄŸunu; özellikle 7440 sayılı en son af yasasından dolayı ek kurumlar vergisinden 35 mia. TL. tahsil edilmiÅŸ olduÄŸunu görmekteyiz. DiÄŸer gözlediÄŸimiz bir husus da, beyana dayalı kurumlar vergisi tahsilatının geçen yıl aynı döneme göre 21 kat artmasıdır.

AÅŸağıdaki tabloda 2023 yılı Ocak-Haziran döneminde MYB kalemlerinin genel görünümü bulunmaktadır.

 

Kaynak: Hazine ve Maliye Bakanlığı

Ocak-Haziran döneminde bütçe gelirleri, geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 48,6 yükselerek, 1 trilyon 880 mia.TL’na; bütçe giderleri de aynı dönemde yüzde 101,7 artarak 2 trilyon 363 mia. TL’yi buldu. Bunun sonucu olarak 2023 yılı yarıyıl sonuçları, “MYB dengesi” olarak 483.2 mia TL. “açık” ve “faiz dışı denge” baÄŸlamında 207.9 mia TL. “açık” göstermektedir. Halbuki 2022'nin ilk 6 ayında bütçe 93.5 mia. TL., faiz dışı denge ise 228.2 mia. TL. “fazla” vermiÅŸti.

DiÄŸer yandan, yılın ilk 6 ayındaki bütçe açığı, MYB’de öngörülen “yıllık açığın” yüzde 73,3'ü olarak gerçekleÅŸti. Keza 2023 bütçesinde 93.8 milyar lira açık vermesi beklenenden faiz dışı denge ise, 207,9 milyar lira açık ile beklentilerin çok üzerindedir.

Gelir tarafına baktığımızda da, bu 6 aylık dönemde KDV ve ÖTV'nin toplam vergi gelirleri içindeki payının yüzde 50,5; dolaylı vergilerin payının yüzde 63,6 ve dolaysız vergilerin payının ise yüzde 36,4 olarak gerçekleÅŸtiÄŸini izlemekteyiz.

Ocak-Haziran döneminde, özellikle kurumlara yapılan “sermaye transferleri” ile “cari transferlerdeki” büyük artış dikkat çekmektedir. İlk 6 ayda Elektrik Üretim A.Åž.(EÜAÅž)’a 36 mia., BOTAÅž’a 32 mia., TMO’ne 17.5 mia. ve TKİ’ne 4 mia. TL. para aktarılmıştır.

Ayrıca bu dönemde “çeÅŸitli görev zararları” için Hazine’den Ziraat Bankası’na 7.3 mia., Halkbank’a 6.5 mia., SGK’na 214 mia. TL.’lık transfer, 178.5 mia. TL.’lık “yardım amaçlı” kaynak aktarılmıştır. Keza dernek ve çeÅŸitli kurumlara da 1.8 mia. TL. yardım yapıldığı görülmektedir.

Bankalarda parası olanlardan isteyenlere saÄŸlanan “kur garantisinin” maliyeti de katlanarak artmaktadır. Seçim sonrası dövizin “kontrollü” olarak yükseltilmesiyle birlikte KKM’ın Hazine’ye maliyeti de artış gösterdi. KKM sahiplerine verilen kur farkı ödemesi, TL’nin dolar karşısında yüzde 20 deÄŸer kaybettiÄŸi Haziran’da 20.5 mia.; ilk altı ayda ise 25 mia. TL oldu.

Geçen yıl yapılan 92.5 mia. TL.’lık ödemeyle birlikte MYB’nden toplam ödeme 117.5 mia.TL.’na çıkmıştır.

Tabii ki bu kur farkı yükü, Türk Lirası’ndan KKM hesabına geçen hesaplar için sadece Hazine’nin ödediÄŸi kısım. DTH’larından KKM hesabına dönüÅŸenlerin kur farkı TCMB tarafından karşılanmakta ve bankalar yoluyla mudilere ödenmektedir. Geçen yıl TCMB’nca bu nitelikli KKM için ödenen tutar 72.8 mia. TL. idi.

Öteden beri toplam KKM tutarı içinde “DTH’ndan dönüÅŸümlü KKM hesapların” tutarı ve vade yapıları TCMB ve BDDK tarafında açıklanmamaktadır. Sadece TCMB’nın yılsonu denetimli bilânço ve kâr/zarar hesaplarında görülmektedir. Bu durumda yıl içinde TCMB tarafından üstlenilen kur farkı bilinmemekte, ancak çeÅŸitli varsayımlara göre tahminler yapılmaktadır. Bu baÄŸlamda Alâaddin AktaÅŸ tarafından yapılan çalışmada, USD/TLY paritesinin yüzde 20 yükseldiÄŸi Haziran ayında (Mart-Haziran döneminde yüzde 21,6)  TCMB’nın üstlendiÄŸi kur farkı 166 - 192 mia. TL. aralığında hesaplanmaktadır.[1] BeÅŸ aydaki 8-9 milyar ödemeden, bir ayda 166-192 milyar arası bir ödemeye

Torba yasa ile TBMM'ye sunulan teklifle, KKM hesaplarına Hazine desteÄŸi uygulamasının TCMB’na devri öngörüldü. Buna ek olarak, torba kanun teklifinde KKM uygulamasına iliÅŸkin usul ve esasların belirlenmesi yetkisinin de TCMB'na devredilmesi de teklifte yer aldı.

Bu torba yasa ile KKM nin artık tüm kur farkı TCMB’nin üzerinde olacak, artık aylık ödemeleri halk hiç bilmeyecek ve bu sentetik yol ile KKM’ın MYB’ne yükü sıfırlanmış olacaktı. Keza, KKM ödemesi Hazine’den TCMB’ye devredilmesiyle, TCMB’nin kaynağı para basmak olduÄŸuna göre, söz konusu KKM hesapları kur farkları para basarak ödeyecek demekti. Tüm bu konular torba kanunun yasalaÅŸması ile[2] yürürlüÄŸe girmiÅŸ ve TCMB Uygulama Talimatı ile hayata geçmiÅŸtir.[3] Böylece Temmuz başında alınan kararla birlikte, KKM’lerde TL cinsi iÅŸlemler için Hazine’nin uyguladığı desteÄŸin Merkez Bankası’na devredilmesi kararlaÅŸtırıldı..

İktisat yazınında, “merkez bankası bağımsızlığı” açısından “üç ana kavram” bulunmaktadır. Bunlar: “politika bağımsızlığı”, “araç bağımsızlığı-faiz düzeyini, temel görevi olan enflâsyonla mücadele için gereken seviyede belirleyebilmesi-“ ve “ekonomik bağımsızlık”- bir merkez bankasının ülkesinin hazinesine kredi açmaması-.

2001’de TCMB yasasında yapılan deÄŸiÅŸiklik ile bu tür kredilerin -ki kısa vadeli avans (KVA) olarak adlandırılıyorlardı- açılması yasaklanmıştı. Oysa KKM’nin Hazine’deki kısmının TCMB’ye aktarılması, bir bütçe harcamasının TCMB’nca finanse edilmesi anlamındadır. Bir diÄŸer anlatımla bu uygulama, özü itibarıyla bir KVA uygulamasıdır.

YurttaÅŸların ödediÄŸi vergi ile karşılanan MYB giderlerinde faize ödenen para yıllarca 50 mia. TL. seviyesindeydi. Ancak bu gider, Türkiye’nin cumhurbaÅŸkanlığı yönetim sistemine geçtiÄŸi 2018 yılından itibaren her yıl katlanarak artmaya baÅŸladı.

2023 yılının ilk 6 ayında bütçeden yapılan faiz ödemesi(KKM için Hazine’den ödenen kur farkları dahil) 275.2 mia.TL oldu. 2022 yılının tümünde ödenen 310.9 mia.TL’nın yüzde 88,5’una denk gelen bu tutar, henüz daha 2023’ün ilk 6 ayında gerçekleÅŸti.

Geçen yıl faiz giderlerinin vergi gelirlerine oranı yüzde 17,1 olmasına karşın, içinde bulunduÄŸumuz yılın ilk 6 ayındaki faiz giderlerinin (TCMB’nın üstlendiÄŸi DTH’larından dönüÅŸen KKM hesaplarının kur farkı hariç), 1.602 mia. TL’na ulaÅŸan vergi gelirlerine oranı yüzde 17,5’a yükselmiÅŸtir. Bir diÄŸer anlatımla, 6 ayda toplanan merkezi yönetim vergi gelirlerinin her 100 TL’nın 17.5 TL’sı, faiz giderlerini ödemeye kullanılmıştır.

AKP’nin ülke yönetimini devir aldığı 2002 yılında Türkiye’nin yıllık faiz gideri 51.9 mia. TL. idi. 2021 yılında 180.9 mia.’a ulaÅŸan yıllık faiz maliyeti, 2022’de 310.9 mia. TL.’na kadar çıktı. İçinde bulunduÄŸumuz yılın daha yarısında 275.2 mia.TL. oldu. Kısacası, 2002 yılından bu yana MYB’den yapılan faiz ve KKM hesaplarının kur farkı (sadece Hazine’nin üstlendiÄŸi kısım) toplamı 1.945 mia.TL’nı bulmaktadır.

2023 yılının ilk yarısına “kamu borçlanması” yönünde kısa bir göz attığımızda, aÅŸağıdaki tablodan da (milyar TL.) görüldüÄŸü üzere; Hükümetin ilk 6 ayda bütçe gelirleri yetmemiÅŸ ve MYB 483.2 mia. TL. ‘lık açık vermiÅŸtir. Bu açık da 2023 yılı içerisindeki ağırlıklı “iç borçlanma” ile karşılanmıştır. Bütçe açığı 483.2 mia. olmasına karşın  415.3 milyar TL., yani daha az net borçlanma yapılmasının nedeni, geçen yıldan devreden nakit fazlası olmuÅŸtur. Gerçekten de geçen yılın sonunda Hükümet yeni yıla, seçimleri de düÅŸünerek 300 milyar TL’nin üzerinde bir “nakit fazlası” ile girmiÅŸti.[4]

   

Kaynak: Hazine ve Maliye Bakanlığı; TCMB

SaÄŸlanan bu borçlanmanın yapısını (mia.TL. olarak borç stoku dağılımı) da aÅŸağıdaki tabloda açıkça görebilmekteyiz:

 

Kaynak: Hazine ve Maliye Bakanlığı; TCMB

Söz konusu bu “çok hızlı büyüyen borçlanmanın” oluÅŸturduÄŸu ve “sürdürülemez” nitelikteki yapıyı aÅŸağıdaki baÅŸlıklarda toplayabiliriz:

- 2022 yılının sonundaki “toplam kamu borç stoku” 4 trilyon 35 mia. TL. iken, 2023 Haziran ayının sonunda 5 trilyon 617 mia.TL.’na yükselmiÅŸtir. Kısaca, iç ve dış kamu borç stoku yaklaşık yüzde 40 artmıştır.

- Toplam borç stokunun 3.7 trilyon TL ile ağırlığını döviz cinsi borçlar oluÅŸturmaktadır. Yani toplam kamu borcunun yüzde 67’si, yani üçte ikisi döviz cinsi ÅŸekillenmiÅŸtir. (TL.’na güvende hızlı bir düÅŸme)

- Yine toplam borç stokunun 3.04 trilyon TL’sını, yani yüzde 54’ünü “dış borçlar”  oluÅŸturmaktadır.

Toplam kamu borçlarının faiz (maliyet diye okuyun) yapısına baktığımızda da aÅŸağıdaki çıkarımları elde etmekteyiz:

- 5.6 trilyon TL. borç stokunun 2.6 trilyon TL.’sı iç; 3.04 trilyon TL.’sı ise dış borçtur.

- 6 ayda artış oranı yüzde 35 olan iç borçların yüzde 58’i sabit faizlidir. Faizler yükseldikçe bunları taşıyan kurum (banka diye okuyun)  ve bireylerin yazacakları zararları sizler tahmin edin.

- Buna karşın dış borçların yüzde 92’si sabit faizlidir. Ancak dış borçların artışı daha hızlı olup, yaklaşık yüzde 43’tür.

Yukardaki baÅŸlıklardan yapabileceÄŸimiz temel çıkarımları iki baÅŸlıkta özetleyebiliriz:

- Merkezi yönetim borçlarının “artış hızı” çok yüksektir. Kaldı ki geçtiÄŸimiz hafta çıkarılan ve yazımızın sonraki bölümünde deÄŸineceÄŸimiz “ek bütçe” ile artırılan borçlanma limiti de,  mevcut borçların artışındaki “kesin ayak seslerini” ve bu yolla “gelecek kuÅŸaklara borç devrinin” anlamını taşımaktadır.  Üstelik yetersiz bütçe gelirleri karşısında borçlanmanın artacağı da çok net bir “beklenti olgusu” olarak durmaktadır.[5]

- Merkezi yönetim borç stokunun daha çok döviz cinsi dış borç ÅŸeklinde olduÄŸu ve “kur riski” taşıdığı da ayrı bir gerçektir.

EK BÜTÇE ve TORBA YASA

CumhurbaÅŸkanlığı seçiminin ikinci tura kalması, TBMM’nde milletvekili yeminlerinin gecikmesi gibi nedenlerle ek bütçe teklifi, Haziran deÄŸil ama 7 Temmuz’da Meclis’e sunuldu, 15 Temmuz’da kabul edildi ve 27 Temmuz tarihli Resmi Gazete’de (RG) yayınlandı. Hatırlanacağı gibi, geçen yıl da ek bütçe yapılması gerekmiÅŸ (genel bütçeyi yüzde 61 oranında artıran!) ve söz konusu Kanun RG’de 5 Temmuz 2022’de yayımlanmıştı.

Bir yığın gerekçe ile sunulan ve bu gerekçelerden biri de “bedava doÄŸalgazın bedelinin tahsili” olan söz konusu Kanun teklifiyle ek bütçe, 1 trilyon 119.5 mia. TL büyüklüÄŸünde öngörüldü. EÅŸ zamanlı olarak 7 Temmuz tarihli RG’de bütçe gelirlerini yükseltmek amacıyla pek çok alandaki vergilerde artış yapılması da dikkat çekti.  

Ek bütçede en fazla ödenek, 482.8 mia. TL ile Afet ve Acil Durum Yönetimi BaÅŸkanlığı’na (AFAD) ayrıldı. Bu bütçe ile özellikle vergi artışları öngörüldü ve gereÄŸi de ilk parti olarak yapıldı. Bunun devamını göreceÄŸiz. Zira bütçe hedeflerini tutturmak zor görülüyor.

Ek bütçeye yakından baktığımızda, devlet memurlarının maaÅŸlarıyla ve bunların SGK prim ödemeleriyle ilgili bir rakam olmadığı anlaşılmaktadır. Bu da aslında, bazı ÅŸeylerin gizlendiÄŸini ve bütçe açığını kapatmaya yetmeyecek bir ek bütçe olduÄŸunu göstermektedir. Yapılan memur maaÅŸ zamları 400 milyar TL’nin üzerinde ilave bir maliyet getireceÄŸi açıktır. Yönetimin, Maastricht Kriterleri’ne uyup bütçe açığını yüzde 3’ün altında tutmaya çalışma konusunda özel bir çaba gösterildiÄŸi anlaşılmaktadır.

İki yıl üst üste böyle büyük çapta ek bütçe gereksinimi söz konusuoluyorsa bunu, ülke ekonomisinin ciddi bir “kamu maliyesi krizine” doÄŸru gitmesi olarak deÄŸerlendirebiliriz. Buz dağın üstünde görünen “döviz krizi” kendisini gösteriyor ama aynı zamanda buzdağının altında bir de “kamu maliyesi krizi” vardır.

Ek bütçeyle aynı anda getirilen Torba Kanun ile, bir yandan bazı harcamaların hukuki alt yapısı tamamlandı ve bir yandan da “borçlanma yetkisi” iki kat artırılarak yaklaşık 2.2 TL’lık ek borçlanma imkânı getirilmiÅŸ oldu. EÄŸer vergiler artırılmazsa ya da ödenekler yetmezse borçlanma yapılacak demektir.

Bütçe açığının geri kalanın kapatılmasının yollarından biri, CumhurbaÅŸkanı’na verilen “borçlanma limitini yükseltme yetkisidir”. Kanuna göre genel bütçe açığının, ki o bütçe açığı 2023 için 660 milyar TL civarında, yüzde 5’i kadar Hazine ve Maliye Bakanı borçlanmayı arttırabilir. GerektiÄŸinde, yüzde 5 de CumhurbaÅŸkanı arttırabilir. Fakat bu torba kanunla CumhurbaÅŸkanı’na, bunun “üç katına kadar artırabilme” yetkisi verildi. Bu yetki artışı da yönetimin, 2.2 trilyon TL’ye yakın bir borçlanma yapabileceÄŸi anlamına gelmektedir. DoÄŸaldır ki bir iktidar, bu kadar yüksek bir borçlanmayı, çok daha yüksek olan bütçe açığını kapatmak için ihtiyaç duyacağı (ihtiyacı olduÄŸunu bildiÄŸi) kaynak gereksinimi için öngörür.

Ersin Dedekoca                                                                                                                                  29 Temmuz 2023



[1] “Alaaddin AktaÅŸ, “KKM’de haziranın kur farkı yükü inanılmaz!”, Ekonomim.com.,3.07.2023, https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/kkmde-haziranin-kur-farki-yuku-inanilmaz/699589

[2] “7456 Sayılı Torba Kanun YürürlüÄŸe Girdi”, GSG Hukuk, https://www.gsghukuk.com/tr/bultenler-yayinlar/duyurular/7456-sayili-torba-kanun-yururluge-girdi.html

[3] “MEVDUAT VE KATILMA HESAPLARININ KUR ARTIÅžLARINA KARÅžI TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI

TARAFINDAN DESTEKLENMESİNE İLİŞKİN UYGULAMA TALİMATI”, TCMB, 17.07.2023, https://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/52ac64ed-66c5-4837-b2d6-d1c9b0e596c1/Mevduat+ve+Katilma+Hesaplarinin+Kur+Artislarina+Karsi+Desteklenmesine+Iliskin+Cumhurbaskani+Karari+Hakkinda+Uygulama+Talimati.pdf?MOD=AJPERES&CACHEID=ROOTWORKSPACE-52ac64ed-66c5-4837-b2d6-d1c9b0e596c1-n-NOg7C

[4] Ersin Dedekoca, “2022 BÜTÇE UYGULAMASI VE SONUÇLARI”, Anka Enst. 23.01.2023, http://ankaenstitusu.com/2022-butce-uygulamasi-ve-sonuclari/

[5] Kaynak ihtiyacı artan Hazine, Temmuz Ayında yoÄŸun bir ihale süreci baÅŸlattı. Hazine’nin bu ay 94, AÄŸustos’ta 97, Eylül de ise 80 mia.TL.’lık borçlanmaya gitmesi beklenmektedir. Buna göre Hazine, söz konusu dönemi kapsayan 3 ayda 354 mia.TL.’lık iç borç servisine karşılık, 270 mia.TL.’lık iç borçlanma gerçekleÅŸtirecektir.