FİL VE KARINCA
Fil, kendisini ormanın en güçlü hayvanı ilan etmiÅŸ. Bütün düzeni deÄŸiÅŸtirmiÅŸ, yeniden kurmuÅŸ.
Aslan, kaplan, ayı, manda…
File karşı çıkan olmamış ormanda.
Fil, önce kendi yerini saÄŸlamlaÅŸtırmış, “Herkes kendi arasında nasıl yaÅŸarsa yaÅŸasın, beni ilgilendirmez. Ama herkes benimle iliÅŸkilerine dikkat etsin. Bütün kuralları ben koyacağım. Ormandakiler de ona uyma özgürlüÄŸünü kullanacak” demiÅŸ.
Etkisini geniÅŸletmiÅŸ zamanla fil.
En güçlü o, tek yetkili o, gerisi sefil.
Artık sadece fille iliÅŸkiler deÄŸil, bütün hayvanların kendi aralarındaki iliÅŸkiler de filden ve çevresinden sorulur olmuÅŸ.
Her ÅŸeyi sineye çekmiÅŸ ormandakiler.
“Yeter ki” demiÅŸler, “boÅŸalmasın kiler”.
***
Filin “deÄŸiÅŸiyoruz, deÄŸiÅŸiyoruz” naralarıyla girmiÅŸ orman ÅŸekilden ÅŸekle.
İş o noktaya gelmiÅŸ ki, eÅŸit sayılmış maymun eÅŸekle. Zira fil, kimi kime uygun görürse ona göre ÅŸekillenirmiÅŸ ormanda yaÅŸam.
Bir tek, “Ne güzel buyurdunuz”, “Biz de tam böyle yapacaktık”, “Bundan daha mükemmel olamazdı”, “Bu hızla bütün ormanları geçeriz” sözlerine izin veriliyormuÅŸ. Öteki bütün sözler “istikrar bozucu” bulunuyormuÅŸ.Filin bir özelliÄŸi de kindar olmasıymış. Kendisine yapılan hiçbir ÅŸeyi unutmuyormuÅŸ. Aradan ne kadar zaman geçerse geçsin, intikamını alıyormuÅŸ.
Hortumuna geleni vuruyor, ayağına geleni eziyormuÅŸ. Hiç kimseyi dinlemiyormuÅŸ. Bir gün söylediÄŸi ertesi güne uymuyor, doÄŸru budur diyeni duymuyormuÅŸ. Bundan karıncalar da payını almış, yuvaları filin ayaklarının altında kalmış. Tam o sırada bir karınca, fil hortumunu topraktan çıkarınca, girmiÅŸ hortumun içine.
Karınca az gitmiÅŸ uz gitmiÅŸ, kendisine hortumun içinde iyi bir yer etmiÅŸ.
Fil baÅŸlamış kaşınmaya. Hortumunun içi karıncalanıyor, nedenini anlayamayınca beyni de karıncalanıyormuÅŸ.
Kalınca bir aÄŸacın yanında durmuÅŸ, hortumu gövdesine vurdukça vurmuÅŸ. Bir türlü karıncalanmayı gideremiyormuÅŸ.
Üstelik hortumu da fena halde acımaya baÅŸlamış.
Bir hamle daha aÄŸacın gövdesine vurunca, aÄŸaç devrilip üzerine düÅŸmüÅŸ. Fil ilk kez bu kadar âciz duruma düÅŸmüÅŸ.
Bereket demiÅŸ kimse yok etrafta, arada bir yanından geçtiÄŸi koca kayanın nerede olduÄŸunu düÅŸünmüÅŸ, hah ÅŸu tarafta.
Bu kez kayalara vurmuÅŸ hortumunu, arada geçen olursa duruyormuÅŸ, anlatamıyormuÅŸ durumunu.
Hortumu kayaya vurdukça kaşıntıları artmış, kaşıntıları arttıkça daha çok vurmak istemiÅŸ.
Derken iflas etmiÅŸ bedeni, anlayamadan nedeni, uzanıp kalmış fil…
***
İşte böyle efendim…
Fili yenmiş bir karınca.
AteÅŸ bacayı sarınca, fil güya ulaşılmaz bir noktaya varınca, etrafındaki herkesi kırınca, kendisinden güçlü hiçbir hayvan olmadığını sanınca…
Sonunda olan olmuÅŸ, küçük bir karınca koca bir filden daha güçlü olmuÅŸ.
Böyledir hayat…
En güçlü olduÄŸumuz an, aynı zamanda en zayıf olduÄŸumuz andır.
Hiçbir güç mutlak deÄŸildir doÄŸada.
Herkesi dize getirdiÄŸini sanan.
Çöker bir gün diz üstü.
Koca bir fili durduran da.
Bir karıncadır altı üstü
ALINTI