FİNANS DÜNYASI VE TÜRKİYE

Konunun Türkiye yönünden yaratacağı risk CDS notunda düÄŸümlenmektedir. BilindiÄŸi gibi elinde bir ülkeye ait tahvil ya da benzer bir finansal araç bulunduran yatırımcı, vade sonunda alacağının ödenip ödenmeyeceÄŸini bilmek ve garantiye almak ister.

ERSİN DEDEKOCA

ABD Merkez Bankası (FED),  8 yıl aradan sonra ikinci kez varlık alımlarını azaltmaya gideceÄŸini (tapering)[i] açıkladı. Varlık alımlarının azaltılması tam netlik kazanmaması ve uygulama programının henüz belli olmamasına karşın, 3 Eylül’de açıklanacak ABD AÄŸustos ayı “istihdam verilerinin güçlü gelmesi” halinde konunun açıklığa kavuÅŸması bekleniyordu.

Ancak AÄŸustos ayına iliÅŸkin “ABD tarım dışı istihdam verileri”, beklenenin aksine “oldukça zayıf” geldi. Ekonomistlerin beklentileri 733 bin artış yönündeyken, ülkede tarım dışı istihdam AÄŸustos’ta 235 bin arttı. Böylece tarım dışı istihdam, delta varyantının da etkisiyle, 7 ayın en düÅŸük artışını kaydetmiÅŸ oldu.

Bu açıklamanın öncesinde 1 Eylül’de açıklanan “ADP özel sektör istihdam verisi” de, 625 bin kiÅŸilik artış beklentisine karşın 374 bin artışa iÅŸaret ederken; ertesi gün gelen “haftalık iÅŸsizlik maaşı baÅŸvurularının” ise, beklentilerin üzerinde düÅŸerek, Covid-19 salgını döneminde görülen “en düÅŸük seviye” olan 340 bin olduÄŸu görüldü.

Bu geliÅŸmenin ardından FED’in tapering kararının resmileÅŸmesinin beklendiÄŸi 22 Eylül’deki “FED faiz kararı toplantısına” yönelik beklentiler, az da olsa güç kaybetti.

VARLIK ALIMI KONUSUNDA FED CEPHESİNDE GELİŞMELER

FED, salgın nedeniyle faizleri sıfır seviyesine çektiÄŸi Mart 2020’de, yeni bir “yüksek miktarlı varlık alımı programı” baÅŸlatmıştı. Temmuz 2021’den bu yana da 80 milyar Amerikan Dolar’ı ($) Hazine tahvili, 40 milyar $’ı ipotek tahvili olmak üzere her ay “toplam 120 milyar $’lık” varlık alımı yapmaktadır. “GevÅŸek para politikası (niceliksel gevÅŸeme)” olarak da adlandırılan bu politikanın amacı, bollaÅŸan likidite yoluyla, “salgının durgunlaÅŸtırdığı ekonomiyi canlandırma” idi. Bu uygulama sonucu, FED’in 2008’deki 1 trilyon $ olan varlık toplamı 8 trilyon $’a çıkmıştır.

BilindiÄŸi gibi, ABD ekonomisiyle “ilgili veriler”, FED’in “varlık alımlarının azaltılması tartışmaları için temel konumda” yer almaktadır. Birçok Fed yetkilisi istihdam piyasasındaki toparlanmaya atıf yaparak, mevcut koÅŸulların “tapering” ve sonrasında da “faiz indirimi” için elveriÅŸli olduÄŸunu söylemiÅŸtir.

Mart 2020’nin ilk günlerinde yüzde 1-1,25 aralığında olan Fed politika faizi, salgının ekonomik etkisini azaltmak adına 18 Mart 2020’de yüzde 0-0,25 aralığına çekilmiÅŸti. O zamandan beri de herhangi bir deÄŸiÅŸiklik yapılmadı. “Faiz artırımıyla” ilgili ilk iÅŸaretler 2021 yazıyla beraber güçlenmeye baÅŸlamıştı.

FED BaÅŸkanı Jerome Powell 27 AÄŸustos günü Jackson Hole konferansında, FED’in aylık tahvil alımlarını azaltmaya bu yıl baÅŸlayabileceÄŸini, ancak faiz artırımı konusunda acele edilmeyeceÄŸini açıklamıştı. Bu açıklama “ölçülü olma” ÅŸeklinde deÄŸerlendirilmiÅŸ, baÅŸta geliÅŸen ülkelerin olmak üzere çok sayıda para birimi $’a karşı deÄŸer kazanmış, borsalar yükselmiÅŸti.

2 Eylül günü konuÅŸan Atlanta FED BaÅŸkanı Raphael Bostic, enflâsyon emareleri görene kadar ekonominin mevcut ÅŸekilde devamına izin vereceklerini söyledi.

TAPERİNG BEKLENTİSİNİN GÜÇLENMESİNE PİYASALARIN TEPKİSİ

2008 küresel kriz sonrası “ilk tapering deneyimi”, Ben Bernanke baÅŸkanlığındaki FED’in, Mayıs 2013’te “varlık azaltımına” gideceÄŸini açıklaması ve Ocak 2014’teki uygulamayla baÅŸlamıştı. Ayda 85 milyar $ varlık alımı, 10’ar milyar $ azaltılarak 2014’ün sonbaharında tamamlandı. Fed, 10 yıl sonraki ilk faiz artışını ise Aralık 2015’te yapmıştı.

Ancak iletiÅŸimin zayıf olması nedeniyle, 2013 yılındaki FED’in tahvil alımlarının azaltılacağı yönündeki açıklaması, “kısa sürede faiz artışı” beklentisine dönüÅŸmüÅŸtü. Bu nedenle piyasalarda yaÅŸanan çalkantıyla geliÅŸen ülke para birimleri ve tahvilleri altı hafta boyunca deÄŸer kaybetti.

Küresel piyasaların bu defa tapering açıklamasına tepkisi, yukarıda özetlediÄŸimiz birincisinin tam tersiydiRekor düzeylerde seyreden “borsalar”, açıklamanın ardından “yeni rekorlara ulaÅŸtılar”. Haftalık bazda MSCI endeksiyle[iv] geliÅŸmiÅŸ dünya borsaları yüzde 1,7 oranında prim yaptı. GeliÅŸmekte olan piyasalar ise, her ne kadar rekor düzeyinde deÄŸilse de, önemli primler gerçekleÅŸtirdi.

Beklentilerin tersine bir geliÅŸme de, “deÄŸerlenmesi beklenen $’ın deÄŸer kaybında” yaÅŸandı. Son haftalarda yükselen $’in güçlü paralar karşısındaki deÄŸerini ölçen “Dolar Endeksi” yüzde 0.8 oranında geriledi. Bu baÄŸlamda yaÅŸanan bir farklı deneyim de,  “geliÅŸmekte olan ülke paralarının $’a karşı deÄŸerlenmesi” idi.

Bu arada, “küresel emtia fiyatlarında sıçrama” yaÅŸandı. Geçen hafta emtia endeksi CRB yüzde 5,9, metal fiyatları yüzde 6, gıda fiyatları yüzde 3.5, petrol yüzde 10,6 ve bakır fiyatı yüzde 4 oranında yükseldi.

FED TAPERINGİ KONUSUNDA TÜRKİYE CEPHESİ

-Türkiye de geliÅŸmekte olan piyasalarla birlikte hareket etti, yatırımcılarına kazandırdı.

-Türk Lirası deÄŸerlenmesini sürdürdü.

-Türkiye riski de gerileme yaÅŸandı. 5 yıllık CDS’ler Mart ayından bu yana ilk kez 358 puana düÅŸtü.

Yukarıda özetlenen bu geliÅŸmeler; risk priminin düÅŸmesi, TL’nin deÄŸerlenmesi, borsanın yükselmesi, hazine faizlerindeki küçük oranlı gerileme, kısa vadeli sermaye giriÅŸlerinin (genelde sıcak para) pozitif olmaya devam ettiÄŸini göstermektedir.

Piyasanın ağırlıklı olarak, “Haziran 2022’de varlık alımının sonlandırılacağı, Kasım ayında da faiz artırımına gidileceÄŸini” beklentisini fiyatladığını aktaran Fulya Gürbüz’e göre, FED’in faiz artışı Türkiye’de bir ÅŸok etkisi yaratmayacaktır. Çünkü piyasa, yukarıda bahsedilen tarihleri çoktan fiyatlamış durumdadır.

Konunun Türkiye yönünden yaratacağı risk CDS notunda düÄŸümlenmektedir. BilindiÄŸi gibi elinde bir ülkeye ait tahvil ya da benzer bir finansal araç bulunduran yatırımcı, vade sonunda alacağının ödenip ödenmeyeceÄŸini bilmek ve garantiye almak ister. Åžayet “ödenmeme” gibi bir riski ortadan kaldırmak istiyorsa, “belirli bir bedel ödemek”, bir tür sigortalamak durumundadır.

Bu riski güvenceye baÄŸlamak isteyen yatırımcılar, ülkelerin risklerini gözlemleyerek bir CDS primi oluÅŸturan kuruluÅŸlarla çalışmak durumundadırlar. Bu kuruluÅŸlar, tahvili alan kiÅŸiye, “Bize her ay ‘ÅŸu kadar’ ödeme yaparsanız, alacağınızın ödenememesi durumunda ödemeyi biz yapacağız” taahhüdünü vermektedir. Bir baÅŸka anlatımla, yatırım yapanın “parasını geri alamama” endiÅŸesi (riski) ne kadar fazla ise, CDS primi de o kadar yüksek olmaktadır.

Uygulamada genellikle her 100 CDS puanı için yüzde 1 maliyet oluÅŸmaktadır. ÖrneÄŸin ülkenin CDS puanı 480 ise yatırımcının tahvilinin ödenmemesi, iflas gibi durumları sigortalatmak için yüzde 4,8 oranında bir bedel ödemesi, bu maliyete de borç alanın (borçlanma kâğıdını imzalayanın/Türkiye Hazinesi’nin) katlanması gerekmektedir.[

DEVAMI: GÖRECEĞİZ

Yukarıda belirttiÄŸimiz ve sadece niyet ve haber safhasında olan “tapering”in Türkiye ve geliÅŸmekte olan ülkelerin ulusal para deÄŸerlerinde ve borsalarda yol açtığı deÄŸerlenmenin bir trende dönüÅŸüp dönüÅŸmeyeceÄŸini birlikte yaÅŸayacağız. Ancak tapering baÅŸlangıcındaki ilk fiyatlamalar, riski daha düÅŸük olan geliÅŸmekte olan piyasalara ve emtiaya yönelim olduÄŸunu göstermektedir. Bunun bir “piyasa oyunu” olup olmadığını ise ilerleyen haftalarda izleyeceÄŸiz.

Yukarıda deÄŸindiÄŸimiz gibi, 2013’deki birinci tapering uygulamasında asıl darbeyi geliÅŸmekte olan piyasalar ve Türkiye yemiÅŸti. GeliÅŸmiÅŸ piyasalar ise, 1,5 aylık gerilemenin ardından toparlanmıştı. Åžimdiki gerçekleÅŸmeler gösteriyor ki, ilk tapering’den FED gerekli dersleri çıkarmış ve uygulamalarında/söylemlerinde daha dikkatli yaklaÅŸmaktadır.

Aslında “tapering” ile ilgili gerçek uygulama henüz baÅŸlamadı. Bununla ilgili 3 Eylül’de açıklanan istihdam verileri çok destekleyici gelmedi. Bu konudaki esas karar FED’in “faiz ile ilgili toplantısında” açıklanacaktır. Çünkü süreç sadece “varlık alımını yavaÅŸlatmak/tapering” deÄŸil, likiditeyi cezbetmek anlamında “faizlerin yükseltilmesini” de içermektedir. Bu durumda tapering plânının açıklamasından sonra, “varlık alımının azaltımı/tapering”ne geçiÅŸ için tarihin ise 2022’nin başı olacak gibi durmaktadır.

Bu baÄŸlamda “FED’in faiz yükseltmesinin” Amerikan Doları için “kendi evine dön” demek olduÄŸu gözden ırak tutulmamalıdır. Burak Arzova’ya göre bunun anlamının da, “$’ın, geliÅŸmekte olan ülkelerden, hem daha güvenceli olan ülkelere, hem de kendi ülkesine çıkması” olduÄŸu bilinmektedir.

Tapering uygulamasının 2022 başında baÅŸlaması ve ayda 20’ÅŸer milyar $ azaltılması durumunda bu uygulama, programın altı ayda tamamlanacağı anlamına gelmektedir ki, analistlere göre, her ÅŸey yolunda giderse ise ilk faiz artırımının Haziran’da olma olasılığını güçlendirmektedir.