İhracat TeÅŸviki  ve  Cari Açık

 

Küresel ekonomiyi “durgunluk/resesyon”korkusu sarmışsa, küresel piyasalarda para bulmak zorlaşıyor ve pahalanıyorsa, ödemeler dengesi her ekonomi için kritik bir parametre halini alır. Bu koÅŸullarda bir de cari açığınız hızla artırıyorsa, buna karşın uluslararası fonlar sizden uzak duruyorsa, kredi notunuz taban, risk priminiz tavan yapıyorsa, döviz rezervleriniz tamtakırsa, ödemeler dengesindeki geliÅŸmeler sizin için kritiÄŸin ötesinde “hayati” bir konu haline gelir. Ekonomi açısından da, iç ve dış politika açısından da…

ERSİN DEDEKOCA

Geçen sene bu dönemlerde kamuoyuna sunulan ve “Türkiye ekonomisine yönelik özgün bir program” olarak pompalanan “Yeni Ekonomi Programı (YEP)” sonucu, 11 Ekim’de TCMB’ce açıklanan “AÄŸustos ayı cari açık” verilerini göre, ilk sekiz ayda cari açık toplamda 39,7 milyar Amerikan Dolarına ($) ulaÅŸmıştır. Yılsonu itibariyle bu rakamın 50 milyar $’ı geçmesi beklenmektedir.

DiÄŸer yandan bu açığın finansmanında ana unsurun, 28,3 milyar $’ı bulan “net hata ve noksan” kalemi olduÄŸu görülmektedir. Bir diÄŸer anlatımla, cari açığın yüzde 71,3’ü net hata ve noksan ile karşılanmış durumdadır.

İHRACATI TEÅžVİKİ POLİTİKASI ve REKORLAR KIRAN DIÅž TİCARET AÇIÄžI

Dış ticaret, rekorlarla birlikte “açık” vermeyi sürdürmektedir. Ticaret Bakanlığı’nın öncü dış ticaret verilerine göre Eylül ayında ihracat yüzde 9,2 oranında artarak 22.6 milyar $; ithalât ise, yüzde 41,5’luk yükseliÅŸle 33 milyar $’a çıkmıştır. Böylece, aÅŸağıdaki tabloda da izlenebileceÄŸi gibi “dış ticaret açığı”, geçen yılın Eylül ayı kümülâtif rakamına göre yüzde 144,5 oranında artarak 72.6 milyar $’a varmıştır.

Kaynak: TÜİK ve Ticaret Bakanlığı

Tabloda da görüldüÄŸü gibi, “İhracatta rekorlar” müjdeleri arasında ihracat sınırlı bir artış gösterirken, ithalât faturası çok daha hızlı kabarmaktadır. Böylelikle yılın ilk 9 ayında dış ticaret açığı 72.6 milyar $’a ulaÅŸmış durumda. Bu durumda yılsonunda 100 milyar $’ı aÅŸması güçlü bir olasılık olarak durmaktadır.

“Dış ticaret dengesindeki açığın” bunca yükselmesindeki baÅŸat neden, fiyatları yaklaşık yüzde 160 oranında artan “yakıt” ithalâtı görülmektedir. Ancak TÜİK’e göre, enerji ve altın altın dış alımının düÅŸülmesi durumunda da, sadece AÄŸustos ayında 1.8 milyar $ dış ticaret açığı verilmiÅŸtir. Kısacası, enerji ve altın dışında ithalât yüzde 16,6 artarak, 21.5 milyar $’a yükselmiÅŸtir. Anlaşılan, dış ticaret yapısındaki “çarpıklığın” yanında, kurun daha da sıçraması korkusu ve ÅŸirketlerin döviz tutmasına getirilen kısıtlamalar ithalâtın öne çekilmesine yol açtığı anlaşılmaktadır.

GeçtiÄŸimiz hafta “dış ticaret endeksleri” verileri de paylaşıldı. Bu endeksler bize, ihraç ürünlerini göreceli ucuza satarken, ithal ürünlerini pahalıya alındığını göstermektedir. Dış satım tarafında bir birim, küresel enflasyonun da altında, yüzde 5,9 pahalıya satılırken; dış alımda ise bir birim, yüzde 26 daha yüksek maliyetle temin edilmektedir.

Keza miktar bazında da yüzde 6,8 daha fazla ihracat yapılırken, yüzde 11,5 daha çok ithalât gerçekleÅŸmektedir. Böylece teknik ifadeyle, “dış ticaret hadleri” ülke aleyhine geliÅŸmekte ve dış ticaret açığının artmasına yol açmaktadır.*

BU KURLARA KARÅžIN ZİRVEDE GEZİNEN CARİ AÇIK

Geçen yıl AÄŸustos ayında 1.7 milyar $ olan “cari açık” bu yıl 3.1 milyar $ olarak açıklandı. Turizm gelirlerinin en yüksek seyrettiÄŸi bir ayda dahi böyle bir açık verilmesi, hele ekonomi yönetiminin “enflasyonu unutun, cari fazlaya bakın” anlamında demeçler verdiÄŸi bir yılda, böyle bir tabloyla karşılaşılması oldukça mânidar bir olgu.

Bu verilere göre, 2022 yılının ilk 8 ayında 39,7 milyar $  olan cari iÅŸlemler açığı, “12 aylık dönem”  için 40.8 milyar $ olarak karşımıza çıkmaktadır. Böylece Türkiye’nin cari açığı son 4 yılın zirvesine ulaÅŸmış olmaktadır. BaÅŸlangıçta da dediÄŸimiz gibi, “yılsonu itibariyle” bu rakamın 50 milyar $’ı geçmesi beklenmektedir.

CARİ AÇIÄžIN FİNANSMANI

GerçekleÅŸmeyen ihracat müjdeleri, ithalât ve dış açıkta kırılan rekorlarla geçen 2022 yılının 8 ayı sonunda oluÅŸan 39,8 milyar $ tutarındaki cari açığın, 28.3 milyar $ ile “baÅŸat finansmanını” saÄŸlayan “net hata ve noksan” ve diÄŸer finansman araçlarının irdelenmesini aÅŸağıdaki baÅŸlıklarda toplamaya çalıştık.

Cari açığın finansmanı için AÄŸustos ayında 14.3 milyar $ net finansman saÄŸlanmıştır. Böylelikle “TCMB brüt döviz rezervleri” 2.9 milyar $ artmıştır. Bu durumda, yılın ilk 7 ayında rezervlerde 7.9 milyar $ erime gözlenirken, birden bire AÄŸustos ayında 10.8 milyar $ “rezerv sıçraması” ortaya çıkmıştır. Bunun önemli bir kısmının Akkuyu Nükleer Santralı’na iliÅŸkin Rus firması tarafından yapılan ödeme olduÄŸu tahmin edilmektedir.

BilindiÄŸi gibi, ödemeler dengesi finansmanında en istikrarlı kalemin “doÄŸrudan yatırımlar” olduÄŸu düÅŸünülür. 2021’in ilk 8 ayında gerçekleÅŸen 8.4 milyar $’lık doÄŸrudan yatırım, bu yılın aynı döneminde 6.8 milyar $’a inmiÅŸtir. Buna karşın gayrimenkul alımları 3.4 milyar 4’dan 4.3 milyar $’a yükselmiÅŸtir. Net doÄŸrudan yatırımlar hesabı,  yurtdışına yapılan yatırımların negatif olarak eklenmesinden sonra 3.6 milyar $’a kadar düÅŸmektedir. Bunun anlamı, Türkiye, konut alımları bir yana bırakılırsa, “net sermaye ihracatçısı” haline gelmiÅŸ olduÄŸudur.

Sermaye hareketlerinde hem yabancılar, hem yerleÅŸikler cephesindeki gidiÅŸin negatif yönde olduÄŸu izlenmektedir.

AÄŸustos, Hazine ve Maliye Bakanı’nın “borsaya 13.6 milyar TL yabancı giriÅŸi var” diye sevindiren haberlerinin olduÄŸu bir aydı. Gerçekten de hisse senetlerine 761 milyon $, borç senetlerine 25 milyon $ giriÅŸ kaydedilmiÅŸ. Ne var ki, yılbaşından AÄŸustos sonuna kadar hisse senetlerinden 2,8; tahvillerden 4 milyar $ çıkış olduÄŸu izlenmektedir. Keza Eylül ayında da çıkışlar devam etmiÅŸtir. En son yayımlanan 7 Ekim 2022 tarihli istatistiklere göre borsadaki yabancı varlığı 19,4; tahvillerdeki ise 1.2 milyar $’a kadar inmiÅŸtir. Kısacası “sıcak para” da ülkeyi terk etmeyi sürdürmüÅŸtür.

Yılın ilk 8 aylık döneminde yurt dışından kredi kullanımına baktığımızda, bankaların 3 milyar $ net kredi ödemesi gerçekleÅŸtirirken, reel sektörün kullandığı kredi bakiyesinde 8,5 milyar $ artış olduÄŸu görülmektedir. Bu olgu aynı zamanda bankacılıkta “borç çevirme oranının” yüzde 91’e kadar düÅŸtüÄŸünü göstermektedir.  Reel sektörün uzun süreli borçlanmasının da, yine Körfez-Rusya kaynaklı ve kamu kuruluÅŸlarına yönelik kredilere dayalı olduÄŸu tahmin edilebilir.

AÄŸustos ayında “net turizm gelirleri” 5.1 milyar $’la rekor bir düzeye ulaÅŸtır. Yılın ilk 8 ayında ise 19.5 milyar $ düzeyine ulaşıldı. TÜİK’e göre ilk 8 ayda gelen 28,1 milyon turist 22 milyar $ harcamıştır. Giderek “kiÅŸi başına harcamanın düÅŸmesi” dikkat çekmektedir. Küresel enflâsyon ortalamasının yüzde 8,8 olduÄŸu bir dönemde, azalış deÄŸil aksine “artması” beklenirdi. Üstelik altın ithalatındaki sıçrama, mücevher ihracatının yanı sıra turistlerin altın takı alımlarının da arttığına iÅŸaret etmekte, böylece “turizmdeki katma deÄŸeri” daha aÅŸağı düÅŸürme olasılığına dikkat çekmektedir.

2022’nin ilk 8 ayında 39,8 milyar $’lık cari açığın finansmanında ana unsurun 28.3 milyar $’ı bulan “net hata ve noksan” kalemi olduÄŸu görülmektedir. DiÄŸer bir anlatımla, cari açığın yüzde 71,3’ü “net hata ve noksan” ile karşılanmıştır. Sadece AÄŸustos ayında 3.1 milyar $’lık cari açığa karşı, net hata ve noksan kaynaklı döviz giriÅŸi 4 milyar $ olmuÅŸtur.

Bu konuda Bloomberg’te yer alan bir analizde, Türkiye ekonomisine giren bu tür “esrarengiz” para akışları sayesinde “geniÅŸleyen döviz açığının kapatıldığı” deÄŸerlendirilmesi yapıldı. Yine aynı yayında, bu tür sermaye giriÅŸlerinin, “TCMB’nin Türk Lirası’nı “nispeten” istikrarlı tutmasına yardımcı olduÄŸuna” dikkat çekilmektedir.**

Sürekli ve giderek artan, 2022 yılında rekor kıran “net hata ve noksan (net errors and omission)-(NHN)” kaleminin 12 yıllık serüveni aÅŸağıdaki grafikte yıllık olarak gösterilmiÅŸtir.

Kaynak: TCMB

Bir tür “bakiye” olan söz konusu kalem, cari iÅŸlemlerdeki tüm kayıtlı iÅŸlemleri dökümünden sonra, göz önüne alınmayan döviz giriÅŸ/çıkışlarından oluÅŸan “dengeleyici” bir artıktır.

Gizemli para” olarak da nitelenen ve istisnai bir nitelik taşıyan NHN’ın sürekli büyük montanlı pozitif bakiye vermesi normal deÄŸildir. Körfez monarÅŸilerinden veya Rus oligarklarından gelen kayıt dışı paralar, turizm harcamalarının olduÄŸundan düÅŸük öngörülmesi; ihracat dövizlerinin belirli bir kısmının TCMB’ye devir zorunluluÄŸu nedeniyle, ihracat bedellerinin düÅŸük gösterip, açıktan döviz getirilmesi gibi olasılıkları düÅŸündürmektedir.

Cari açık finansmanının son 2.5 yıla ait “12’ÅŸer aylık kümülâtif deÄŸerler” ÅŸeklinde “finansman gerçekleÅŸmelerini” aÅŸağıdaki grafikte topluca izleyebilmekteyiz.

Kaynak: TCMB; _____  :12 aylık kümülâtif cari iÅŸlemler dengesi; ______:12 aylık kümülâtif finans hesabı; ——–:12 aylık kümülâtif NHN 

GörüldüÄŸü gibi, 2021’in Aralık ayından itibaren cari açık “tam gaz” artmakta, yani YEM beklenenin tam tersi bir sonuç vermiÅŸtir. Bunun yanında finansal hesaplar, bu yılın Nisan ayından bu yana azalmakta, hatta yaz başından beri yatay istikrarlı bir seyir izlemektedir. Finansal hesaplarla karşılanamayan cari açığın, kaynağı belli olmayan NHN ile kapatıldığı görülmektedir. Bu yılın Mart ayından itibaren NHN cari açık finansmanında önemli olmaya baÅŸlamış; özellikle bu yaz başından beri görülen artışlarla “cari açığın en önemli finansman kaynağını” oluÅŸturmuÅŸtur.

Son dış ticaret ve cari denge durumu, geçen sene bu dönemlerde kamuoyuna sunulan YEP’in yol açtığı cari açıkların finansmanını için gereken kaynağın artık dış ticaretten gelmediÄŸini; ÅŸimdilik kaynağını tam olarak bilmediÄŸimiz finansmanla iÅŸler tıkırında yürüyor algısı yarattığı (!); bunun ne kadar süreceÄŸinin ise tümüyle bir “muamma” olduÄŸunu göstermektedir.

SONUÇ YERİNE

Küresel ekonomiyi “durgunluk/resesyon”korkusu sarmışsa, küresel piyasalarda para bulmak zorlaşıyor ve pahalanıyorsa, ödemeler dengesi her ekonomi için kritik bir parametre halini alır. Bu koÅŸullarda bir de cari açığınız hızla artırıyorsa, buna karşın uluslararası fonlar sizden uzak duruyorsa, kredi notunuz taban, risk priminiz tavan yapıyorsa, döviz rezervleriniz tamtakırsa, ödemeler dengesindeki geliÅŸmeler sizin için kritiÄŸin ötesinde “hayati” bir konu haline gelir. Ekonomi açısından da, iç ve dış politika açısından da…

İşte Türkiye’nin durumu tam da böyle bir fotoÄŸrafı yansıtmaktadır.

Kaynağı belirsiz döviz giriÅŸi (NHN) ülkeye giren net kaynağın yüzde 80’ini bulmuÅŸsa, cari açığın yüzde 71,3’ü NHN ile karşılanmışken, bu yöntem artık “net hata noksan” olmaktan çıkmış, bir “temel politika” halini almış demektir. DiÄŸer yandan swap yoluyla temin edilen “emanet para” hâriç döviz rezervleri böylesine eksilerde giderken, cari açık böylesine coÅŸarken, NHN kaleminin bu kadar büyük ve hayati bir rol üstlenmesi, sadece ekonomideki kırılganlıkları daha da artırmakla kalmayacaktır. MHN olarak ülkeye giriÅŸ yapan para artık, iç ve dış politikayı da baskı altına alan bir “tehdit” potansiyelini kazanmış ve siyasi bir sorun haline dönüÅŸmüÅŸ demektir.

 

*: Bu konuda “Tırmanan Dış Ticaret Açığı Ve Ödemeler Dengesi Sorunu” baÅŸlıklı yazımızda daha geniÅŸ bilgi bulunmaktadır. Eskimiyen.com., 12.09.2022, 

**: “Bloomberg: Türkiye’ye giren ‘gizemli para’ 24.4 milyar dolar oldu”, Duvar, 13.09.2022,