KADINLARI ANLAMAK

Otuz beÅŸ senelik evlilikten sonra ÅŸeytan dürttü galiba. Bunca yıllık evlilikten bir çocuÄŸumuz bile yoktu ama kusurlu olan karım deÄŸil bendim. Karım bunu bildiÄŸi halde bir gün bile yüzüme vurmamış, "Üzülme hayatım kısmetimizde yokmuÅŸ. Sanki çocuÄŸu olmayan tek çift biz miyiz..." deyip beni teselli etmiÅŸti. Dedim ya ÅŸeytan dürttü diye. Bir gün otururken karıma iyice bakıp inceledim sonra da hiç düÅŸünmeden ona bundan otuz beÅŸ yıl önce yiyecek ekmeÄŸim yatacak bir yatağım yoktu ama koynumda on sekiz yaşında bir kızla uyuyordum ÅŸimdi ise her ÅŸeyim fazlasıyla var ama koynumda altmış yaşında doksan kiloluk bir kadınla uyuyorum dedim. Bunu duyan karım bir müddet hiç konuÅŸmadan yüzüme baktı duyduklarını sindirmeye çalışır gibiydi, ne bağırdı ne de hakaret etti. Bir kaç dakika sonra yüzünde hafif bir gülümsemeyle bana dedi ki, "Üzülme hayatım paran pulun her ÅŸeyin fazlasıyla var, istersen ÅŸimdi de koynuna on sekizlik bir kız alabilirsin ben sana mani olmam hemen ayrılalım."

Karımdan yüz bulunca iyice şımarmıştım onun duygularını, kadınlık gururunu çiÄŸnediÄŸimi düÅŸünmeden onca yıl yokluÄŸuma katlanıp çoÄŸu zaman benimle birlikte aç yatan hayat arkadaşımı unutmuÅŸ hemen yeni bir kadın arayışına girmiÅŸtim. Oysaki onun ne kadar hassas ruhlu olduÄŸunu en ufak bir ÅŸeye nasıl üzülüp kırıldığını en iyi ben biliyordum.
Karım da razı olduÄŸu için tek celsede boÅŸandık. Karım benden hiçbir ÅŸey talep etmedi ama ben kendi isteÄŸimle iki daire, bir dükkan ve yüklüce de nakit verdim. Artık hürdüm daha doÄŸrusu ben öyle sanıyordum. Arayan Mevlasınıda bulurmuÅŸ belasını da derler ya iÅŸte o hesap ben de çok geçmeden tesadüfen uÄŸradığım bir markette çalışan kasiyer kızı gözüme kestirmiÅŸ artık o marketten çıkmaz olmuÅŸtum. Benim bu ısrarcı halim tavrım genç kadını da etkilemiÅŸti. Çok geçmeden senli benli olmuÅŸtuk. Kadın yirmi yaşında olduÄŸunu başından kısa süren bir evlilik geçtiÄŸini babasının olmadığını ÅŸimdi annesiyle oturduÄŸunu tek gelirlerinin kendi maaşı olduÄŸunu anlatmıştı. Erkektim ya coÅŸmuÅŸtum kadına üzülme ben hem sana hem annene bakarım malım mülküm çok param da var gül gibi geçinip gideriz deyip kadına evlenme teklifi ettim. Teklifimi hiç düÅŸünmeden kabul eden kadının gözlerinin içi gülüyordu. Nihayet evlenmiÅŸ, yurt dışında geçirdiÄŸimiz uzun bir balayından sonra yurda dönmüÅŸ, evimize gelmiÅŸtik. Evlilik hediyesi olarak karıma bir ev aldım. Karım daha bir ay olmadan bana bile sormadan annesini de yanımıza almıştı. Karımı memnun etmek için bir dediÄŸini iki etmiyordum. Bu arada eski karımı bir kere bile arayıp sormamış merak dahi etmemiÅŸtim.
Yeni karım çok kurnazdı huyumu bildiÄŸi için iki çift güzel sözle her dediÄŸini yaptırıyordu. Hazıra daÄŸ dayanmaz derler ya ben de bir buçuk yıl içinde her ÅŸeyimi karıma kaptırmış sadece elimde oturduÄŸumuz ev kalmıştı. Bir gün karım ayrılmak istediÄŸini söyleyince afalladım ve her ÅŸeyin var ben ise seni çok seviyorum bu ayrılık istemek neyin nesi diye sordum. Karım beni elimden tutup aynanın karşısına götürüp çırılçıplak soydu ve "Aynada bir kendine bak ve neye benzediÄŸine kendin karar ver. Sana kocam derken utanıyorum. Bırak babayı dedem yaşındasın. YetmiÅŸ iki yaşındasın ve viagra kullana kullana bir gün üzerimde geberip gideceksin. Hem ben çocuk istiyorum bunu da senin gibi yaÅŸlı bir öküzle yapamayacağıma göre ne diye seninle kalayım ki?" deyince her ÅŸeyi anladım benimle sırf zengin olduÄŸum için evlenmiÅŸti. O canım cicim lafları benim gibi bir salağı kandırmak içindi dünya başıma yıkıldı ama artık çok geçti. Onca yıl eski karımdan duymadığım hakaretleri bundan duymuÅŸtum. İki ay içinde ayrıldık.
Aradan iki yıl geçmiÅŸti kazığı yiyince eski karım aklıma düÅŸmüÅŸtü ama yüzüm tutup da bir türlü gidemedim. Nihayet zor da olsa kararımı verdim hiç olmasa ölmeden gidip özür dileyeyim deyip kalktım ayrılırken ona bıraktığım eski evime gittim. Kapıyı bana on iki on üç yaÅŸlarında bir kız çocuÄŸu açtı. Ben karımın adını söyleyip evde olup olmadığını sordum kız içeriye seslenip, "Anne bir adam seni görmek istiyor" diye seslenince afalladım acaba yanlış mı geldim diye düÅŸünürken "Gelen kimmiÅŸ yavrum?" diyen eski karımın sesini duydum. Daha kapıya yaklaÅŸmadan üzerinden yayılan mis gibi sabun kokusu geldi burnuma. Kilo vermiÅŸ giydiÄŸini yakıştırmış bakımlı güzel bir kadın duruyordu karşımda. Yüzündeki o asil ifade ise hiç deÄŸiÅŸmemiÅŸti. İçim bir hoÅŸ olmuÅŸtu aÄŸlamamak için kendimi zor tuttum. O ise hiçbir ÅŸey olmamış gibi "HoÅŸ geldin. Buyur bir kahvemi iç," deyince kendimi tutamadım hüngür hüngür aÄŸlamaya baÅŸladım. Hiçbir ÅŸey demeden benim sakinleÅŸmemi bekledi.
Bir zamanlar beraber oturduÄŸumuz evden içeriye girince bu evin kokusunu bile özlediÄŸinin farkına vardım. Biraz sohbet ettikten sonra karıma bu kızın kim olduÄŸunu sordum. Karım, onun bir de on beÅŸ yaşında bir abisi olduÄŸunu, ÅŸu anda okulda olduÄŸunu; onları sokaklarda yatarken bulup yanına aldığını, ikisinin de çok iyi çocuklar olduÄŸunu ve bütün mal varlığını onlara paylaÅŸtırdığını söyledi. "Mallar ölünceye kadar benim, ben öldükten sonra da onların olacak" dedi. Bir gün bile benim kısırlığımı yüzüme vurmayan bu asil kadın benim egoistçe ondan çaldığım annelik duygusunu bu ÅŸekilde tatmin etmiÅŸ ve de çok büyük bir sevaba girmiÅŸ ve yaÅŸlılığında ona bir bardak su verecek evlatlara sahip olmuÅŸtu. Benim sırf ÅŸeyimin keyfi görülsün diye bir o….ya yedirdiÄŸimi onca parayı malı mülkü bu asil kadın hayır iÅŸlerinde kullanmıştı. İçimden ne kadar küfür biliyorsam kendime ettim.
AkÅŸam olmuÅŸ gitme vakti gelmiÅŸti mutfaktan mis gibi lahana sarmasının kokusu geliyordu canım çekti ama hiç belli etmedim. Gitme bizimle kal dese seve seve kalacaktım ama demedi. Sadece ara sıra ara saÄŸlığından haberdar et dedi. Onun da bir kadınlık gururu vardı ve hiç hak etmediÄŸi halde ben bunu acımadan incitmiÅŸtim. KuyruÄŸumu kıstırıp bin bir piÅŸmanlıkla oradan ayrıldım. Oradan ayrılmadan önce karım elime bir poÅŸet tutuÅŸturdu ve lahana sarmıştım sen seversin götür afiyetle ye dedi. Yaşıma başıma bakmadan yaptığım o büyük hatayı ÅŸimdi hayatta bir başıma kalmakla ödüyordum. Evet, ben bunu hak etmiÅŸtim. Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan da olmuÅŸtum...
Nurten Yurtalan Çağıl