BÜYÜK TAARRUZ

 
"Fikret Otyam, 4 Aralık 1960 tarihinde Ankara'da yayımlanan Ulus Gazetesinde fotoÄŸrafçı Etem Tem ile yaptığı söyleÅŸide ÅŸunları yazıyor:"
 

" O sabah Kocatepe'de bulunuyorduk. Taarruz, ÅŸafak vakti saat beÅŸte baÅŸlamıştı. Mustafa Kemal PaÅŸa, günler ve geceler süren yorgunluÄŸuna raÄŸmen ayakta, vaziyeti adım adım takip ediyor, direktifler veriyordu. Bir ara kumandanlardan ayrıldı. Tek başına, kayalıklar arasında dalgın ve düÅŸünceli dolaÅŸmaya baÅŸladı. Zaman zaman sahra dürbünleriyle düÅŸman cephesine bakıyordu... Bir aralık o kayalık tepenin ucuna geldi. Hafifçe eÄŸilmiÅŸti. BaÅŸparmağı dudaklarının arasındaydı... Hemen objektifimi çevirdim, adeta nefes almayacak kadar bir sessizlik içinde deklanÅŸöre bastım, resmini çektim. Saat 11'di... O gün 7x11 boyunda sekiz on rulo film çektim. Bir kaç tane 10x15 cam... Mustafa Kemal PaÅŸa, bütün gün aÄŸzına bir lokma koymamıştı... Gece ric'ate (geri çekilme) baÅŸladılar. 2 Eylül'de UÅŸak'a girdik. Vakit yoktu. Ahır bozması bir yerde bir kaç film yıkadım. FotoÄŸraflar birbirinden güzeldi. Hemen dört tane yaptım, ertesi sabah götürdüm. İçeri aldılar. Berberi traÅŸ ediyordu. Odada portatif bir masa, bir portatif karyola, iki iskemle vardı. Bir aralık odayı iÅŸaret etti: "A be.... Bu bir baÅŸkumandan odasına yakışmaz" dedi. Salih (Bozok) odayı halılarla süsleyeceÄŸini söyledi. Zira o gün Trikopis getirilecekti. Gazi, fotoÄŸrafları aldı, baktı. Parmaklarını fotoÄŸrafların üzerinde gezdirdi ve çekti: "Çok güzel, " dedi.

" 9 Eylül'dü... Kadifekale'ye çıkmıştık. Zaman güneÅŸ batımına yakındı. Deniz pırıl pırıldı... Åžehir ayaklar altındaydı... Körfezde bazı vapurlar vardı...Dumanlıydı vapurlar... Bir rapor geldi. Süvarilerimiz İzmir'e girmiÅŸti...."Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri.." emri yerine getirilmiÅŸti. İzmir bizimdi yine...

"Sonra mı?.. Ha, evet... Sonra otomobillerle ÅŸehre girdik. İlk iÅŸim bir fotoÄŸrafçı bulmak oldu. Kocatepe'de çektiÄŸim sekiz on rulo filmi bir Rum fotoÄŸrafçıya verdim. Zaman geçirmek için etrafta biraz döndük, dolaÅŸtık... Sonra yeniden geldik. FotoÄŸrafçı geldiÄŸimizi, içeri girdiÄŸimizi görünce "fotoÄŸraflarınız bir harika!" diye bağırdı. Baktım fotoÄŸraflar daha yaÅŸ yaÅŸtı... Doya doya baktım...Hakikaten birer harikaydı...Taa UÅŸak'tan İzmir'e kadar bu anı bekliyordum. FotoÄŸrafların kuruyup, hazır olması için bir gün daha lazımdı. Ertesi günü gelip almak üzere karargaha, Bornova'ya döndük. Ertesi sabah otomobille indik İzmir'e... Millet yollara dökülmüÅŸtü... Bayram vardı... "Biraz sonra Mustafa Kemal gelecek" dedik... Görmeliydiniz o anı... İzmir yanıyordu... Ne dost ne düÅŸman belliydi... Cayır cayır yanıyordu İzmir... FotoÄŸrafçı dükkanının olduÄŸu yere güçlükle varabildik. Fakat ne görelim?.. dükkan yanmıştı... UÅŸak'ta o ahır bozması yerde yıkaya bildiÄŸim birkaç film kalmıştı elimde... Ötekilerin hepsi fotoÄŸrafçı dükkanıyla birlikte yandı kül oldu..."

Bu fotoÄŸrafla ilgili olarak Falih Rıfkı Atay, 26 AÄŸustos 1928 günü Milliyet Gazetesinde "Bir 26 AÄŸustos Yıldönümü" adlı yazısında ÅŸöyle diyor:

"Fotoğraf objektifi, tarihe bu kadar canlı bir eser bırakmamıştır."

Nâzım Hikmet de saat saat verdiÄŸi sekiz bölümlük ''Kuvayi Milliye Destanı''nda Kocatepe'de Mustafa Kemal'i ÅŸöyle anlatıyor:

''Kocatepe yanık ve ihtiyar bir bayırdır,

ne aÄŸaç, ne kuÅŸ sesi,

ne toprak kokusu vardır. Gündüz güneÅŸin,

gece yıldızların altında kayalardır.

..

Dağlarda tek tek ateşler yanıyordu.

Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki ÅŸayak kalpaklı adam

nasıl ve ne zaman geleceÄŸini bilmeden güzel, rahat günlere inanıyordu

ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında,

birdenbire beÅŸ adım sağında onu gördü.

Paşalar onun arkasındaydılar.

O, saati sordu

PaÅŸalar : "Üç" , dediler.

Sarışın bir kurda benziyordu

Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.

Yürüdü uçurumun başına kadar,

eÄŸildi durdu.

Bıraksalar

ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak

ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak

Kocatepe'den Afyon Ovası'na atlayacaktı.''

Nâzım HİKMET

(939 İstanbul Tevkifanesi, 940 Çankırı Hapisanesi, 941 Bursa Hapisanesi.)