ZAFERE DOÄžRU

Kocatepe yanık ve ihtiyar bir bayırdır,
ne aÄŸaç, ne kuÅŸ sesi,
ne toprak kokusu vardır.
Gündüz güneÅŸin,
gece yıldızların altında kayalardır.
Ve ÅŸimdi gece olduÄŸu için
ve dünya karanlıkta daha bizim,
daha yakın,
daha küçük kaldığı için
ve bu vakitlerde topraktan ve yürekten
evimize, aşkımıza ve kendimize dair
sesler geldiÄŸi için
kayalıklarda ÅŸayak kalpaklı nöbetçi
okÅŸayarak gülümseyen bıyığını
seyrediyordu Kocatepe'den
dünyanın en yıldızlı karanlığını.
DüÅŸman üç saatlık yerdedir
ve Hıdırlık-tepesi olmasa
Afyonkarahisar ÅŸehrinin ışıkları gözükecek.
KuzeydoÄŸuda Güzelim-daÄŸları
ve daÄŸlarda tek
tek
ateşler yanıyor.
Ovada Akarçay bir pırıltı halinde
ve ÅŸayak kalpaklı nöbetçinin hayalinde
şimdi yalnız suların yaptığı bir yolculuk var:
Akarçay belki bir akar su,
belki bir ırmak,
belki küçücük bir nehirdir.
Akarçay DereboÄŸazı'nda deÄŸirmenleri çevirip
ve kılçıksız yılan balıklarıyla
YediÅŸehitler kayasının gölgesine girip
çıkar.
Ve kocaman çiçekleri eflatun
kırmızı
beyaz
ve sapları bir, bir buçuk adam boyundaki
haşhaşların arasından akar.
Ve Afyon önünde
Altıgözler Köprüsü'nün altından
gündoÄŸuya dönerek
ve Konya tren hattına rastlayıp yolda
Büyükçobanlar Köyü'nü solda
ve Kızılkilise'yi sağda bırakıp
gider.

DüÅŸündü birdenbire kayalardaki adam
kaynakları ve yolları düÅŸman elinde kalan bütün
nehirleri.
Kim bilir onlar ne kadar büyük,
ne kadar uzundular?
BirçoÄŸunun adını bilmiyordu,
yalnız, Yunan'dan önce ve Seferberlik'ten evvel
SelimÅŸahlar ÇiftliÄŸi'nde ırgatlık ederken Manisa'da
geçerdi Gediz'in sularını başı dönerek.

DaÄŸlarda tek
tek
ateşler yanıyordu.
Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki
şayak kalpaklı adam
nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden
güzel, rahat günlere inanıyordu
ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında,
birdenbire beş adım
sağında onu gördü.
Paşalar onun arkasındaydılar.
O, saatı sordu.
PaÅŸalar: 'Üç' dediler.
Sarışın bir kurda benziyordu.
Ve mavi gözleri çakmak
çakmaktı.
Yürüdü uçurumun başına
kadar,
eÄŸildi, durdu.
Bıraksalar
ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak
ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
Kocatepe'den Afyon Ovası'na atlıyacaktı.