KURAKLIK ve TARIMSAL ÜRETİM

DoÄŸal afetler arasında en tehlikeli diyebileceÄŸimiz kuraklık, üç ayrı ÅŸekilde ortaya çıkmaktadır. Gerek iklimsel koÅŸullar, gerek insanların doÄŸal sisteme verdiÄŸi zararlar kuraklık, erozyon ve heyelan gibi birçok doÄŸa olayının gerçekleÅŸmesine sebep olmaktadır. Üç kategoride incelenen kuraklık çeÅŸitleri ÅŸunlardır:

Meteorolojik Kuraklık: Bunlardan ilki meteorolojik kuraklıktır. Meteorolojik kuraklık, geniÅŸ zaman diliminde yağışta ÅŸiddetli düÅŸüÅŸlerin görülmesidir. Nem oranında düÅŸüÅŸe neden olan yağış azlığı, bölgeden bölgeye yayılan meteorolojik kuraklığa sebep olmaktadır. Aylık, yıllık çizelgelerde yağışın düÅŸüÅŸ göstermesi bu tarz kuraklığın oluÅŸmasını saÄŸlamaktadır.

Tarımsal Kuraklık: Tarımsal kuraklık, kuraklık çeÅŸitlerinden meteoroloji ile en yakın ilgisi olan kuraklıktır. Toprak, bünyesinde bitkilerin ihtiyacı olan suyu bulundurmadığında nem kaybı, kuraklığa neden olmaktadır. Ürünlerde azalmalar, büyümede yavaÅŸlamalar tarımsal kuraklığın doÄŸal sonuçlarıdır. Yıl içinde yeterli yağış olmaması, toprağın gereken nemi biriktirememesine neden olmaktadır. İşte bu noktada tarımsal kuraklık devreye girmektedir.

Hidrolojik Kuraklık: Kuraklık çeÅŸitlerinden sonuncusu hidrolojik kuraklıktır. Yer altı su kaynakları, yüzeyde oluÅŸan su birikimleri ve yağış dengesi hidrolojik kuraklığı meydana getirir. Hidrolojik kuraklık temel olarak meteorolojik kuraklığın devamıdır. Süreklilik gösteren yağış yoksunluÄŸu ve su kaybı kuraklığın son basamağı olan hidrolojik kuraklığı meydana getirir.

BU YIL TARIMI KURAKLIK VURDU

Tarlaları ektik, buÄŸday çıkmadı. Toprak susuz kaldığı için hastalık baÅŸladı, böceklenme oldu. Devletten destek yok, iÅŸimiz Allah’a kaldı."

Bu sözler Edirne KeÅŸan’da buÄŸday ve ayçiçek üretimi yapan Mehmet Ali Yetim’e ait. Tıpkı Türkiye genelindeki on binlerce tarım emekçisi gibi o da kuraklıktan nasibini almış durumda.

Türkiye’de son dönemlerin en kurak yılının yaÅŸanması en çok da tarım sektörünü olumsuz yönde etkiliyor.Özellikle yağış mevsiminde yeterli yağışların olmaması çiftçilerin ürünlerini geç ekmesine, ekilen ürünlerin de filizlenmemesine neden oldu. Çiftçiler hem kuraklıktan hem de devletin destek olmamasından dert yanıyor.

Yağışların beklenenden az olması meteorolojik kuraklığa, baraj göllerinin boÅŸalması hidrolojik kuraklığa, tarım ürünlerinin zarar görmesi ise tarımsal kuraklığa yol açıyor. Sonrasında ithalat artışı, fiyatların yükselmesi ise sosyo-ekonomik kuraklığa neden oluyor.

 

KARPUZDA DURUM

Adanalı karpuz üreticileri 70 kuruÅŸa sattıkları karpuzun fiyatlarına tepki göstermek için ürünlerini yere atıp kırdı. Çiftçi Fuat Kumlu "Yaktınız bizi, mahvettiniz. Karpuz 50 kuruÅŸ olur mu? CumhurbaÅŸkanım, biraz gör, gör ÅŸu çiftçiyi. Bittik, bittik. Yazıklar olsun" diye tepkisini gösterdi.

TBMM Tarım, Orman ve KöyiÅŸleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut, Adana'nın KarataÅŸ İlçesi'ne baÄŸlı Bahçe Köyü'nde hasat yapılan karpuz tarlasında üreticilerle buluÅŸtu. Karpuz üreticilerinin sorunlarını dinledi. Türkiye'nin en erken karpuz hasadının Adana'da yapıldığına dikkat çeken karpuz üreticileri, hasat ettikleri karpuzu "Yazıklar olsun" diyerek yere atıp kırdı.

Bahçe Köyü'nde 55 dönümde karpuz üreten Sergen Åžahbaz ise maliyetlerin çok arttığını belirterek, "Ocak ayından haziran ayına kadar soÄŸuÄŸuyla sıcağıyla dolusuyla meyve tutmasıyla her ÅŸeyiyle uÄŸraşıyoruz. Bunların maliyeti 5-6 bin lira arasında. Geçen sene üre gübresini 1 lira 75 kuruÅŸa alırken ÅŸu an 3 lira 50 kuruÅŸa alıyorum. Mazotu 5 liraya alırken ÅŸu an 7 llira 50 kuruÅŸa alıyorum. Bu fidenin bir tanesini 2 liraya alırken ÅŸimdi 3 lira 25 kuruÅŸ. Naylonumuz 22 liraya kadar çıktı. Karpuzu bu duruma getirene kadar topraÄŸa kanımızı döküyoruz” dedi.

80 dönüm alanda karpuz eken Mehmet Åžahbaz da, geçen seneye göre maliyetlerin yüzde 50 arttığını, ürünlerini satamadıklarını, Tarım ve Orman Bakanlığı'nın üreticilerin yanında durmadığını, adeta düÅŸman gibi davrandığını söyledi.

“MARKETLER 6 LİRADAN AÅžAÄžI KARPUZ SATMIYOR”

Hasat yapılan alanda karpuz alan tüccarlar, "Ulusal ve yerel marketler bizi baskı altına alıyor, 70 kuruÅŸtan fazla fiyata karpuz almıyor. Hangi markete giderseniz gidin 4-6 liradan aÅŸağı karpuz satmıyorlar. Bu vicdansızlıktır" ÅŸeklinde konuÅŸtu.

MERCİMEK DE KURAKLIÄžA YENİLDİ 

Mercimekte de kuraklık nedeniyle durumun vahim olduÄŸunu anlatan Gürer, TMO’nun yeÅŸil mercimeÄŸin ton başına taban fiyatını 4 bin 250 lira kırmızı merceÄŸin ise 5 bin lira olarak belirlediÄŸini hatırlattı ve “Avrupa’da yeÅŸil mercimek 7 bin lira. Yurtdışından gelecek kırmızı mercimek ise buradaki taban fiyattan yüksek olacak. Borsada kırmızı mercimek 6 bin liradan iÅŸlem görüyor. Mercimek çorbası da fakirin aşı olmaktan çıkıyor” diye konuÅŸtu.

CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, geçtiÄŸimiz yıl kırmızı mercimek ürettiÄŸimizden fazla ithal ettiÄŸimizi hatırlatarak, “Anavatanı Anadolu olan mercimekte de kuraklık nedeniyle tehlike çanları çalıyor” dedi.

ÇİFTÇİ ÇOK MAÄžDUR 

CHP NiÄŸde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, kuraklık nedeniyle tarım alanlarında önemli sorunlar yaÅŸandığını belirterek, acil önlem alınmaması durumunda bu sorunların ülkemizin geleceÄŸi açısından ciddi bir tehdide dönüÅŸebileceÄŸini söyledi. 

CHP NiÄŸde Milletvekili Ömer Fethi Gürer ülkemizde hububat ve bakliyat ve meyvede kuraklığın neden olduÄŸu sorunlara dikkat çekerek, bu durumun hem gıdaya eriÅŸimde hem de içme suyunda hem de yem temininde ciddi sıkıntılara yol açabileceÄŸini söyledi.

Toprak Mahsulleri Ofisi’nin ekmeklik buÄŸdayın ton başına taban fiyatını 2 bin 250 lira, makarnalık buÄŸdayın taban fiyatını da 2 bin 450 lira olarak açıkladığını anımsatan CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, taban fiyatın maliyetlerin bile altında olduÄŸunu söyledi. Gürer, “TÜİK verilerine göre kuru tarım yapılan alanlarda dekar başına 270 kg ürün elde ediliyor. Bu yıl dekar başına 140 ila 170 kg dekar başına verim saÄŸlanan bölgelerden öte kendi bölgem olan NiÄŸde’de biçerdöverin giremeyeceÄŸi kadar kuraklık etkisiyle yok olan buÄŸday alanları var. Çiftçi çok maÄŸdur durumda; 3 bin 100 liraya buÄŸday tohumu alıp kuraklık nedeniyle hasat yapamayacak çiftçiler var” ÅŸeklinde konuÅŸtu.

KURAKLIK MAÄžDURİYETİ 

2020 yılının Aralık ayında metrekareye 44 mililitre yaÄŸmur düÅŸtüÄŸünü, Türkiye ortalamasının ise  metrekareye 78 mililitre olduÄŸunu anlatan CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, yağışın bu kadar az olmasının özellikle kuru tarım yapılan alanlarda tarımsal kuraklığın ciddi maÄŸduriyet oluÅŸturduÄŸunu belirtti. BuÄŸdayın  tonunu 3100 TL’ye alıp eken çiftçi, ürün yetiÅŸmediÄŸi için tarlaya biçerdöver sokamadan sürmek zorunda kalıyor. Ürün kaybı saman kaybını tetikliyor. Önümüzdeki süreçte saman temini zorlaÅŸacak ve bunun neticesinde buÄŸdaydan sonra ithal saman getirmek zorunda da kalınabilir” diye konuÅŸtu.

FAİZLER SİLİNMELİ 

Çiftçilerin kuraklık nedeniyle sorunlarının arttığını; tarla kirası,ilaç, gübre, mazot, tohum, sulama suyunda kullanılan elektrik bedeli gibi girdi maliyetlerine raÄŸmen hasat yapamayacak olmasının önemli ölçüde çiftçileri olumsuz etkilediÄŸini belirten Gürer, “Bu ortamda çiftçilere tohum ve hibe desteÄŸi saÄŸlanmasından öte borçlarının ertelenmesi de yetmez, faizleri de silinmelidir” diye konuÅŸtu.

ÜRÜN KAYBI  FARKLI RAKAMLAR 

TMO Genel Müdürü’nün bir ay önce bir TV programında 1 kuraklık nedeniyle 1 milyon tona yakın ürün kaybının yaÅŸanabileceÄŸi yönünde açıklama yaptığını belirten Gürer, uzmanların öngörüsüne göre ürün kaybının 3 milyon ton olabileceÄŸini, alanlardaki bugünkü duruma göre ise kaybın 5 milyon tonu bulabileceÄŸi tahmin edildiÄŸini vurguladı.

İTHALAT ÇÖZÜM DEĞİL 

Bu durumda ithalata yönelineceÄŸine dikkat çeken Gürer, “Ancak Rusya ve Fransa’da buÄŸdayın ton fiyatı  yerinde 2 bin 500 lirayı geçti. Ülkemizde arpaya 1750 lira taban fiyatı verilirken borsada 2500 lira olarak iÅŸlem görüyor. Bu konuda yetkililer ‘2-3 kamyonluk olay’ diye savunma yapıyor. Daha hasadın başında bu rakam oluyorsa hasat sonunda rakamın nasıl olacağının düÅŸünün. Görülen o ki bu yıl daha çok ithalat yapmak zorunda kalacağız” dedi.

ELEKTRİK FATURALARI ŞİŞECEK 

Tarımsal Kuraklık  yanında meteorolojik kuraklık yaÅŸandığını bu nedenle, göl, dere ve göletlerin su oranının düÅŸeceÄŸini, baÄŸ ve bahçelere su verilemeyeceÄŸini anlatan CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer,  yeraltından elektrik ile çıkarılan kuyu suyun da  seviye düÅŸmesi ile daha derinden su  çıkarılabileceÄŸini, elektrikle su çıkarıldığında ise faturanın ÅŸiÅŸeceÄŸini ve böylece çiftçinin tarlaya daha az su vermek zorunda kalacağını ifade etti.

CHP Milletvekili Gürer, su depolanan baraj, göl ve göletlerdeki su kaybının, içme suyunun sulama suyu olarak kullanılmasına yol açacağını bu durumunda içme suyu sıkıntısını beraberinde getireceÄŸini vurguladı.

FIRAT’IN SUYU ORTA ANADOLU’YA GETİRİLMELİ 

CHP Milletvekili Gürer, halen yer yüzünde doÄŸal olarak çıkan suların denizlere aktığını, Fırat Nehri’nin suyunun Karacasu kokunun Kızılırmak üzerinden Orta Anadolu’ya getirilmesi için de  DSİ 1998’de yaptığı projenin raftan indirilip uygulama giriÅŸimde bulunulmasının ÅŸart olduÄŸunu belirtti.

ÜRETİCİ DE TÜKETİCİ DE MAÄžDUR 

Kuraklıktan etkilenen 22 ildeki bölgelerin afet bölgesi ilan edilerek kayıpların karşılığının devlet tarafından ödenmesi gerektiÄŸini vurgulayan Gürer, “Genel olarak baktığımızda çifti ürününü deÄŸerinde satamazken, girdi maliyetlerindeki yüksek artış ve aracı sistemi nedeniyle tüketici de pahalıya ürün almak zorunda kalıyor. Kuraklık nedeniyle fiyatlar daha da artacak. Yurtdışından ürün getirmek de pahalı olacak. Kuraklığa karşı mücadelede bölgesel olarak ürün kayıplarının oluÅŸmaması için çiftçilerin desteklenmesi ÅŸart” diye konuÅŸtu.

TARIMDA PLANLI ÜRETİM KAÇINILMAZ

CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, 1 kg domatesin yetiÅŸebilmesi için 184 litre su tüketildiÄŸine dikkat çekerek, ürünlerin ürün deseni çıkartılarak  susuz bölgelerde çok su tüketen ürünler yetiÅŸtirilmesin. Suyu daha az tüketen ürün deseni belirlenip gelecek kurgulansın” diye konuÅŸtu.