KURUMLAR VERGİSİNDE KÜRESEL GELİŞMELER

Ersin DEDEKOCA

Ekonominin dijitalleÅŸmesinden kaynaklanan vergi zorlukları, günümüzün baÅŸat sorunları arasında yer almaktadır. DiÄŸer yandan, kazançların “vergi cennetlerine” doÄŸru kayması olgusu da, “vergi tabanlarında aşınmaya”yol açmaktadır. ÖrneÄŸin, 1980 yılında dünya genelinde yüzde 40,1olan “yasal kurumlar vergisi oranları” ortalaması2022'de ortalama yüzde 23,4'e indi.

Bu konuda OECD, BEPS Eylem Plânını yayınlamıştır.[1]Giderek dijitalleÅŸen ekonomide gelirlerin vergilendirilmesine iliÅŸkin sorunlar henüz çözüme kavuÅŸmadığından, ülkeler tek taraflı hareket etmek zorunda kalmıştır. Bu nedenle Ocak 2019'dan itibaren temelde iki sütundan oluÅŸan “BEPS 2.0” adında yeni bir dönem baÅŸlamıştır.[2] Ardından 11 Temmuz 2023'te, OECD/G20 BEPS Kapsamlı Çerçevesi'nin, küresel GSYH'nin yüzde 90'ından fazlasını temsil eden 138 üyesi, kaydedilen önemli ilerlemeyi kabul eden ve büyük reformlarla ilerlemelerine izin veren bir Sonuç Bildirisi üzerinde anlaÅŸtılar.[3]

Kısa bir süre önce yine bu baÄŸlamda, “AB Vergi Gözlemevi (EU Tax Observatory)” Küresel Vergiden Kaçınma (Global Tax Evasion) 2024 Raporu (KVKR)’nu açıkladı.[4] Raporda kullanılan ölçütler ve buna karşılık gelen söylem, rapor yazarlarının,endiÅŸelerini gidermek için sert önlemleri desteklemeye istekli olacaklarını göstermektedir. 

Anlaşılan o ki, “küresel asgari kurumlar vergisi(KAKV)”yakında hayata geçecek. Buradan hareketle bu çapta uluslararası iradenin ortaya çıkma nedenlerini, amaçlarını, uygulama biçimini, beklenen vergi gelirinin boyutlarını veKAKV’nin ÅŸirket sermayeleriile kararları üzerindeki ilk etkilerini incelemeye çalışacağız.

“KÜRESEL VERGİDEN KAÇINMA” 2024 RAPORU

Her ne kadar Rapor “kaçırma(evation)”sözcüÄŸünü kullanıyorsa da bunu, “evoidance/vergiden kaçınma” olarak okuyabilir ve KVKR’nda yasa dışı bir ÅŸeylerin döndüÄŸüne iÅŸaret ettiÄŸini düÅŸünsek bile, içeriÄŸini abartmış olmayız.

Çokuluslu ÅŸirketler ve küresel asgari vergi (multinational companies and global minimum tax) baÄŸlamında “aşırı bir bakış” açısına sahip olan KVKR, dünyanın her köÅŸesinden 100'den fazla uluslararası araÅŸtırmacının, çoÄŸunlukla vergi idareleriyle ortaklaÅŸa yürüttükleri çalışmaları özetlemektedir. Bu baÄŸlamda, sadece hazırlanma ÅŸekli ve içeriÄŸi bakımından deÄŸil, söz konusu bilgi patlamasını deÄŸerlendirmeye yönelik ilk sistematik giriÅŸim olması bakımından da oldukça deÄŸerli bir çalışma niteliÄŸindedir.

Söz konusu rapora göre ulusal ve uluslararası dev ÅŸirketlerin büyük tutardaki kârlarının “vergi cennetlerine aktarılması” tüm hızıyla sürmektedir. AB Vergi Gözlemevi’nin hazırladığı 2024 yılı KVKR’na göre, 2022 yılında vergi cennetlerine aktarılan kâr, 1 trilyon Amerikan Doları ($)’dır. Bu meblâÄŸ, çok uluslu ÅŸirketlerin ana merkezlerinin bulunduÄŸu ülke dışındaki tüm kârlarının yaklaşık yüzde 35'ine karşılık gelmektedir.[5] 

ABD kökenli çok uluslu ÅŸirketler, küresel kâr deÄŸiÅŸimlerinin yaklaşık yüzde 40'ınıtemsil etmektedir. Rapora göre bu durumdan en çok etkilenenler ise Batı Avrupa ülkeleri ve onların ÅŸirketleri olmaktadır.

Anılan “vergi cennetlerinin” hangi ülkeler olduÄŸuna baktığımızda, aÅŸağıdaki grafikte de görüldüÄŸü gibi, söz konusu cennetler dört grupta toplanmaktadır.2004 yılında İsviçre bu alanda en iyi konumdayken, izleyen yıllarda cazibesini kaybetmiÅŸ görünmektedir.Asya ülkeleri ise 2004 yılından sonra vergi cenneti olma kapasitelerini bir hayli artırmışlardır.

Kaynak: KVKR 2024, s.23

Anılan rapora göre 2001 yılında,vergi cennetlerindeki “küresel finansal zenginliÄŸin” küresel GSYH içindeki payı yüzde 9,4iken, bu pay 2020'de yüzde 14'e kadar yükselmiÅŸtir.2022 itibariyle küresel milli gelirin yüzde 12'si vergi cennetlerindeki küresel finansal zenginliklerden oluÅŸmaktadır. Ayrıca bu varlıklar yüksek servet sahibi kiÅŸilere aittir.

Bu baÄŸlamda vurgulanan bir diÄŸer husus da, bu zenginliklerin önemli bir kısmının vergi otoritelerine beyan edilmemesi olgusudur. Rapordaki hesaplamalara göre,sadecevergi cennetlerindeki bu finansal zenginliklerin yaklaşık yüzde 25'i vergi dışı kalmış durumdadır.[6]

Yukarda da belirttiÄŸimiz gibi KVKR’na göre, vergi cennetlerindeki küresel finansal zenginliklerin önemli bir kısmı varsıl kiÅŸilere aittir. Bu olgunun tersine geliÅŸen bir gerçek ise özellikle milyarderlerin, ödediÄŸi tüm vergiler itibariyle daha düÅŸük vergi oranlarına tabiolabilmeleridir.

Teknik olarak milyarderlerin düÅŸük vergi oranlarına sahip olmalarının temel nedeni, gelir ve kurumlar vergisinden kaçınmak için çoÄŸunlukla yabancı ülkelerde kendilerine ait dev ÅŸirketleri kullanabilmeleridir. Söz konusu yüksek servet sahibi kiÅŸiler vergi cenneti ülkelerde dev ÅŸirketler kurarak, birden fazla ÅŸirkete bölünerek, kâr payı dağıtan halka açık ÅŸirketler oluÅŸturarak kâr payları üzerinden vergi ödemekten kaçınmaları/kaçırmaları olanaklı hale gelmektedir.

Gelir grupları itibariyle vergi oranlarını” gösteren aÅŸağıdaki grafikte “çarpıcı” bir ÅŸekilde gösterildiÄŸi gibi ABD, Fransa ve Hollanda'da servet sahipliÄŸi arttıkça, tabi olunan vergi oranları düÅŸmektedir. Oysa vergide adaleti saÄŸlamanın ilk koÅŸulu “az kazananın az, çok kazananın çok vergi ödemesi”dir.

Kaynak: KVKR 2024, s.12

Mevcut uygulamanın tersine, bir yandan vergi adaletinin saÄŸlanması ve toplum vicdanının rahatlaması için kârların görünür hale gelmesi ve vergilendirilmesi gereÄŸi ortadayken, diÄŸer yandan da devletlerin kamu geliri ihtiyacı giderek artmakta ve bu olgu da kamu kesiminin borçlanma ihtiyacını artırmaktadır.

KVKR 2024’da, çok uluslu ÅŸirketlerin ve varlıklı bireylerin “vergi açığını” (bunların bugün ödedikleri vergi ile küresel asgari vergilerin iyi uygulanması halinde ödeyecekleri vergi arasındaki fark) azaltmaya yönelik altı öneri sunulmaktadır:

  1. Çok uluslu ÅŸirketlere yönelik “asgari kurumlar vergisi” oranını yüzde 25 olarak deÄŸiÅŸtirmek ve vergi rekabetini teÅŸvik eden boÅŸlukları kaldırmak,
  2. Küresel milyarderlere yönelik servetlerinin yüzde 2'sine eÅŸit “yeni bir küresel asgari vergi” getirmek,
  3. Bir ülkede uzun süre ikâmet edip sonrasında düÅŸük vergili bir ülkeye taşınmayı tercih eden varlıklı kiÅŸileri vergilendirecek mekanizmalar kurmak,
  4. İlgili küresel anlaÅŸmaların baÅŸarısızlığı halinde, çok uluslu ÅŸirketlerin ve milyarderlerin vergi açıklarının bir kısmını tahsil etmeye yönelik tek taraflı tedbirler uygulamak,
  5. Vergi kaçakçılığıyla daha iyi mücadele etmek için Küresel Varlık Sicili oluÅŸturulmak,
  6. “Ekonomik öz” ve “kötüye kullanmayı engellemeye yönelik kuralların” uygulanmasını güçlendirilmek.

*KAKV’nin Amaçları, Beklentiler

Küresel asgari kurumlar vergisi reformunun ana hedefi, çok uluslu ÅŸirketlerin (ÇUÅž) faaliyet kazancın saÄŸlandığı yerlerde vergilendirilmesidir.

Daha önce de bahsedildiÄŸi gibi, vergi cennetlerinin ÇUÅž’ler üzerinden yarattığı haksız rekabet ve eÅŸitsizlikteki artış karşısında OECD öncülüÄŸünde ÇUÅž’lerin asgari vergilendirilmesine iliÅŸkin küresel bir anlaÅŸma geliÅŸtirildi. Bu çerçevede küresel asgari kurumlar vergisi ile son 20-30 yıldır giderek artan vergiden kaçınma uygulamalarının sonunun getirilebilmesi beklenmektedir.(!) Ayrıca vergi rekabeti sonucu kurumlar vergisi oran indirimlerinde girilen aÅŸağı yönlü yarışın artık sonlandırılması dabir diÄŸer hedeftir.

Kısacası KAKV reformunun ana teması, ÇUÅž’lerin faaliyetlerinin olduÄŸu yerlerde vergilendirilmesi. Bu tema, tüm yurttaÅŸların, “hükümet faaliyetlerinin finansman yükünü” adil bir ÅŸekilde paylaÅŸmasını saÄŸlamakla ilgili olup nihayetinde,vergi sâikı ile geçici olarak vergi cennetlerinde park etmiÅŸ olan “sermayenin evine dönmesinin” saÄŸlanmasıdır.

Buna göre ÇUÅž’ler,kâr elde ettikleri ülkelerde en az yüzde 15 oranında kurumlar vergisiyle vergilendirilecektir. Bunun sonucunda da, bir ülke mukiminin, dünyanın neresinde olursa olsun elde ettiÄŸi kazancının, mukimi olduÄŸu ülkede beyan edilmesi ve vergisinin ödenmesi gerekecektir.

ÇoÄŸu dev ölçekte olan ÇUÅž’lerin merkezlerinin bulunduÄŸu ülkelerde “vergi ödemekten kaçınmasını zorlaÅŸtırma plânları”, hem vergi geliri kaybını en aza indirmek hem de vergide adaleti saÄŸlamak yönünden önemlidir. Bir diÄŸer anlatımla CUÅž’ler, kârlarını düÅŸük vergili veya vergisiz alanlarda yapay olarak yoÄŸunlaÅŸtırarak uygulamalarını gizlemek için artık bir teÅŸvike sahip olmayacaklardır.

Bu durumun bir sonucu olarak, KAKV sayesinde vergi cenneti iÅŸ modelinin sonu gelebilir. Bazı uzmanlara göre ise “vergi planlaması” uygulamasının bile gereÄŸi kalmayabilir. O nedenle bu konuda küresel iÅŸ birliÄŸinin önemi açıktır. Kısacası bu reform, ülkeler arasındaki “haksız vergi rekabetiyle küresel düzeydeki mücadele” için ilk adımolarak görülmektedir.

Söz konusu reform, nihai olarak kurumlar vergisi oranlarının aÅŸağıya doÄŸru gidiÅŸine bir son vermeyi; bunu yaparken de hükümetlerin iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi, yoksulluk, altyapı eksiklikleri ve ülkelerinin ekonomik kalkınmasını iyileÅŸtirmenin önündeki diÄŸer engellerle mücadeleye yönlendirebilecekleri büyük miktardaki vergi gelirlerini geri kazanmayı amaçlamaktadır. Ayrıca ülkelerin tüm için, DYSY’nı çekmede daha “eÅŸitlikçi bir ortam” yaratılması beklenmektedir.

Yukarda da belirttiÄŸimiz gibi, 1980 yılında küresel olarak yüzde 40,1 olan “yasal kurumlar vergisi oranları ortalaması” 2022'de ortalama yüzde 23,4'e inmiÅŸtir.[7]

ÇoÄŸunlukla yabancı yatırımcılar ile ÇUÅžların tercih ettiÄŸi vergi cennetleri2015 yılında 36 trilyon $’dan fazla sermayeye ev sahipliÄŸi yapmakta iken[8] bu rakamın 616 milyar $’ı ÇUÅžlar tarafından aynı yıl için vergi arbitrajı olarak bu bölgeye kaydırılan tutarlarken,[9]2022 yılında bu rakam 1 trilyon $’a yükselmiÅŸtir. Keza baÅŸka bir çalışmaya göre de, bu ülkeler aracılığıyla hükümetler her yıl yaklaşık 500 ila 600 milyar dolar$ kurumlar vergisi geliri kaybetmektedirler.[10]

KAKV oranından beklenen gelirlere iliÅŸkin ilk tahminler Fransa'dan gelmiÅŸti; 1,5 ila 4 milyar Euro arasında olacağı, dünya genelinde de 150 milyar Euro'ya kadar vergi geliri saÄŸlanacağı tahmin edilmiÅŸti. Öte yandan IMF, büyük çok uluslu ÅŸirketlerin vergiden kaçınmasıyla baÄŸlantılı vergi kayıplarının yılda yaklaşık 565 milyar Euro'dan fazla olduÄŸunu tahmin ediyordu.[11]

Ocak 2024'te OECD, beklenen vergi geliri tahminini güncelledi. Artık küreselde bu verginin her yıl 155-192 milyar $ veya küresel kurumlar vergisi gelirinin yüzde 6,5 ila yüzde 8,1'i arasında artacağı tahmin edilmektedir. Daha önce OECD, KAKV’nin yıllık ek 220 milyar dolar gelir yaratacağını ön görmekteydi.

Ancak ÇUÅž’lere onlarca ülkede sunulan ve devam eden binlerce sürdürülebilirlik teÅŸviki mevcut. Vergi teÅŸvikleri ÇUÅž’leri mutlaka yüzde 15'lik vergi oranının altına indirmeyi gerektirmese de, birçok ÅŸirket stratejilerini yeniden gözden geçirecektir. EÄŸer KAKV devreye girip belirli vergi teÅŸviklerinin faydalarını ortadan kaldırırsa, bu yeni ekonomik sinyaller yatırımın yönünü ve dolayısıyla beklenen vergi gelirini de önemli ölçüde etkileyecektir.

KVKR’DA ELE ALINAN KONULARA TOPLUCA BAKIÅž

Vergi kaçakçılığı” kavramının, hem dar hem de -tamamen hukuka uygun- vergi plânlaması araçlarını da içine alacak ÅŸekilde geniÅŸ anlamda kullanıldığını belirtilen rapordan ulaşılan bulguları aÅŸağıdaki ÅŸekilde sıralayabiliriz:

  1. Otomatik bilgi alışveriÅŸi, vergi kaçakçılığına karşı önemli bir araç. Banka bilgilerinin otomatik deÄŸiÅŸimi sayesinde, offshore vergi kaçakçılığı 10 yıldan kısa bir süre içinde yaklaşık üç kat azalmış durumda.
  2. Vergi cennetlerine büyük miktarda -matrah aşındırma yoluylakâr aktarımı sürmekte.Daha önce de belirttiÄŸimiz gibi, 2022 yılında vergi cennetlerine aktarılan toplam kâr 1 trilyon $ olup, bu rakam, ÇUÅž’in merkezlerinin bulunduÄŸu ülke dışında elde ettikleri tüm kârların yüzde 35'ine denk gelmekte. Bundan kaynaklanan kurumlar vergisi geliri kaybı ise küresel olarak toplanan kurumlar vergisi gelirlerinin yaklaşık yüzde 10'una eÅŸdeÄŸer.
  3. 2021 yılında 140’dan fazla ülke ve bölge tarafından ÇUÅž kârları için uygulanması kabul edilen “yüzde 15’lik küresel asgari vergi” uzlaşısı, hızla artan -vergi rekabetini teÅŸvik edici- boÅŸluklar nedeniyle önemli ölçüde zayıflatılmış durumda.

KAKV, düÅŸük vergili ülkelerde yeterli bir gerçek faaliyete sahip olan ÅŸirketlerin efektif vergi oranlarını yüzde 15'in altında tutmalarına izin verdiÄŸi için, kurumlar vergisinde dibe doÄŸru bir yarış halen sürmekte. Kısacası, “ekonomik öze” yönelik bu istisna, ÇUÅž’lerin üretimlerini düÅŸük vergili ülkelere taşımayavergi cennetlerini de, vergi oranlarını yüzde 15'in altında tutmasına engel olamamakta.

  1. Yeni “didiÅŸken vergi rekabeti” türleri ortaya çıkmış durumda ve bunlar sadece devletin vergi gelirleri üzerinde deÄŸil, eÅŸitsizlik üzerinde de olumsuz etkilere sahipler. Son 15 yılda birçok ülke, özellikle varlıklı sosyo-ekonomik grupları kendisine çekmek için tercihli vergi rejimlerini uygulamaya baÅŸladı.Ülke ölçekli bir yaklaşımla bu rejimlerin, ilgili ülkenin vergi gelirini artırıp ülke içindeki faaliyetleri canlandırabildiÄŸi belirtilebilir. Ancak bunlar, küresel düzeyde eÅŸitsizliÄŸi artırıyorlar; çünkü, bir ülkenin cezbettiÄŸi vergi mükellefi,karşıülkedeki vergi matrahını aynı miktarda azaltmakta.
  2. Küresel milyarderler, servetlerinin yüzde 0 ile 0,5'i arasında deÄŸiÅŸen çok düÅŸük efektif “ÅŸahsi vergi” oranlarına muhatap.[12] Åžahsi vergilerin yanısıra diÄŸer vergiler (kurumlar vergisi, tüketim vergileri, vb.) dikkate alındığında dahi, “milyarderlerin efektif vergi oranları”, nüfusun kalan kısmına kıyasla oldukça “düÅŸük”. Bunun nedenlerinden biri de, bu kesimin giderek artan ÅŸekilde “ülke içi” vergi planlaması araçları kullanması.
  3. Milyarderlere yönelik, servetlerinin yüzde 2’si oranında bir küresel asgari vergi, hem mevcut vergi kaçakçılığı önler hem de 3.000'den az bireyden yaklaşık 250 milyar $ vergi geliri elde edilmesini saÄŸlar. Küresel milyarderlerin servetinin 1995'ten bu yana yılda ortalama -enflâsyondan arındırılmış haliyle- yüzde 7 arttığı dikkate alındığında, yüzde 2’lik bir oran son derece mütevazı kalmakta.

KAKV KONUSUNDA OLUMSUZLAMALAR

Yukarda 3-6 ncı maddelerde belirtilen hususlar, büyük umutlar baÄŸlanan BEPS’ten beklenen sonucun elde edilememiÅŸ veKAKV’nin, daha uygulanmaya baÅŸlamadan zayıflatılmış olmasıgerçeÄŸini yansıtmaktadır. Buna karşılık, otomatik bilgi deÄŸiÅŸimine yönelik tedbirlerin baÅŸarısı, vergi mükelleflerine “küresel bir vergi ÅŸeffaflığı” getirmeye yönelik uluslararası çabaların nedenini çok daha iyi ortaya koymaktadır. Küresel varsılların durumuna baktığımızda da, “mali güçlerinin çok altında vergi ödemeleri” ÅŸeklindeki “büyük eÅŸitsizlik ve adaletsizlik” olgusununvarlığının sürdüÄŸünü görmekteyiz. Bu baÄŸlamda, “gerçek zenginlerin (kiÅŸi ve kurum)” gelirlerine yönelik geçici bir vergi, en azından ulusal düzeyde dengenin kurulmasına hizmet edeceÄŸini düÅŸünmekteyiz.

Her ÅŸeyden önce AB Vergi Gözlemevi’nin anılan KVKR, son dönemlerde “kâr aktarımının”[13] nicelik olarak azalmasına (KAKV’nin uygulanmasından önce bile) karşın, kâr aktarımının düzeyi konusundaki endiÅŸeleri açıkça görülmektedir. Hâlbuki,son yıllardaki politika deÄŸiÅŸiklikleri, ya vergiden kaçınma fırsatlarını doÄŸrudan azaltarak ya da kârın baÅŸka yere aktarılmasını nispeten “daha az çekici” hale getirerek, yeni kârların düÅŸük vergili bölgelere akışını ÅŸüphesiz sınırlamıştır.

Asgari vergi nedeniyle ÅŸirketlerin “kârlarını düÅŸük vergili bölgelere kaydırma” olasılığı azalırsa, daha düÅŸük bir vergi faturası uÄŸruna, yüksek vergili bölgelerden giderek daha az kâr taşınacağı beklenmelidir.

Ancak düÅŸük vergili bölgelerde varlıkları ve kârları olan ÅŸirketler bu düzenlemelerin deÄŸiÅŸmeden kaldığını hissedebilir; asgari vergi uygulamaya konulduktan sonra, bu düzenlemelerin gevÅŸetilmesi önemli vergi borçlarına yol açabilir. Kârları düÅŸük vergili bölgelerde bırakmak, asgari vergiyi ödemek ve gelecekteki yatırımlara yönelik planları ayarlamak daha verimli olabilir.Bu geliÅŸme de,  KAKV uygulamasından beklenen sonucu engelleyebilir.

Böylesi bir sonucu önlemenin yollarından birincisi, düÅŸük vergili ülkelerde birikmiÅŸ kârları, ÅŸu anda bulundukları yerden çıkmaya zorlamak için bir tür “el koyma veya cezalandırıcı vergi rejimini”uygulamaya koymaktır.İkincisi, kârın nerede olmaması gerektiÄŸine dair” net bir tanım”getirmektir.Üçüncüsü ise ÅŸirketlerin kârlarını sözde ait oldukları yere bildirmeye zorlanmalarıdır.Son olarak, yüksek düzeyde kârlılığı düÅŸük vergili bölgelerin dışında tutmak için bir “sermaye kontrolleri çerçevesini” hayata geçirmektir.[14]

Bu baÄŸlamda vurgulanması gereken bir diÄŸer gerçek de, politika yapıcılarının, vergileri dramatik bir ÅŸekilde artırmanın ekonomik sonuçlarının olduÄŸunu; yatırım ve iÅŸe alımdaki yeni aksaklıkların sınırlandırılması gerektiÄŸini artık fark etmiÅŸ olmalarıdır.[15]

AB Vergi Gözlemevi, KAKV deÄŸerlendirilmesinde aşırı bir bakış açısı benimsemiÅŸtir. Kuralların amacı, deÄŸiÅŸen kâr stoÄŸunu hemen azaltmak veya kârlılık seviyelerini istihdam maliyetleriyle daha yakın bir düzeye getirmek deÄŸildi. Kurallar çokuluslu ÅŸirketlere yönelik teÅŸvikleri deÄŸiÅŸtiriyor ancak kârlar düÅŸük vergili bölgelerde uzun yıllar kalmaya devam edebilir.

Özetle AB Vergi Gözlemevi, küresel KAKV deÄŸerlendirilmesinde “ılımlı ötesinde” bir bakış açısı benimsemiÅŸtir. Kuralların amacı, deÄŸiÅŸen kâr stoÄŸunu hemen azaltmak veya kârlılık seviyelerini istihdam maliyetleriyle daha yakın bir düzeye getirmek deÄŸildir. Beklentiden ve genel deÄŸerlendirmelerin çoÄŸundan farklı olarak, getirilen kurallar, çokuluslu ÅŸirketlere yönelik teÅŸvikleri deÄŸiÅŸtirmemektedir.BirikmiÅŸ kârlar düÅŸük vergili bölgelerde uzun yıllar daha kalmaya devam edebilecektir.

Ersin DEDEKOCA

 

[1] “OECD/G20 Base Erosion and Profit Shifting Project Explanatory Statement, 2015 Final Reports”, OECD, https://www.oecd.org/ctp/beps-explanatory-statement-2015.pdf

[2]Daniel Bunn, “Summary and Analysis of the OECD’s Work Program for BEPS 2.0”, Tax Foundation Europe, 18.06.2019, https://taxfoundation.org/research/all/global/oecd-work-program-beps-analysis/

[3] “Action 1 Tax Challenges Arising from Digitalisation”, OECD & G20, 11.07.2023, https://www.oecd.org/tax/beps/beps-actions/action1/

[4] “Global Tax Evasion Report 2024”, EU Tax Observatory, https://www.taxobservatory.eu/www-site/uploads/2023/10/global_tax_evasion_report_24.pdf

[5]William McBride, Huaqun Li, Garrett Watson, Alex Durante, Erica York, Alex Muresianu, “Details and Analysis of a Tax Reform Plan for Growth and Opportunity”, Taz Foundation Europe, 29.06.2023, https://taxfoundation.org/research/all/federal/growth-opportunity-us-tax-reform-plan/

[6]Daniel Bunn, Sean Bray, “The Latest on the Global Tax Agreement”, Tax Foundation Europe, 15.12.2023, https://taxfoundation.org/blog/global-tax-agreement/

[7]l Bunn ve Bray, agm.

[8]James S. Henry,“Taxing Tax Havens”, Foreign Affairs, 12.04.2016, https://www.foreignaffairs.com/articles/belize/2016-04-12/taxing-tax-havens

[9]Ludvig Wier ve Gabriel Zucman, “$1 trillion in the shade – the annual profits multinational corporations shift to tax havens continues to climb and climb”, The Conversation, 23.02.2023, https://theconversation.com/1-trillion-in-the-shade-the-annual-profits-multinational-corporations-shift-to-tax-havens-continues-to-climb-and-climb-200034

[10]Nicholas Shaxson, “The billions attracted by tax havens do harm to sending and receiving nations alike”, “Tackling Tax Havens”, IMF, Eylül 2019, https://www.imf.org/external/pubs/ft/fandd/2019/09/pdf/tackling-global-tax-havens-shaxon.pdf

[11] Shaxson, agm.

[12] Åžahsi vergiler, sadecebireylerin geliri üzerinden alınan vergiler ile servet vergileridir.

[13]Kâr aktarımı, çok uluslu ÅŸirketlerin kârlarını,yüksek vergili ülkelerden düÅŸük vergili bölgelere ve vergi cennetlerine taşıyarak vergi yüklerini azaltmalarıdır.

[14] Daniel Bunn, “Assessing the EU Tax Observatory’s View on Profit Shifting and the Global Minimum Tax”, Tax Foundation Europe, 15.11.2023, https://taxfoundation.org/blog/eu-tax-observatory-global-tax-evasion-report/

[15] Bunn.agm.