BATI ve RUSYA ARASINDA İKİ ÜLKE: MOLDOVA ve GÜRCİSTAN
Avrupa BirliÄŸi (AB)’nin “aday” ülkelerinden Gürcistan ve Moldova’daki son seçimleri bugünkü yazımız için konu seçtik. BilindiÄŸi gibi AB her iki aday ülkeden de, ülkelerin geleneksel deÄŸer ve anlayışlarını bırakıp, yerlerine BirliÄŸinkilerini ikame etmelerini istemektedir. Keza her iki aday ülke halkında izlenen bir diÄŸer ortak nitelik de AB’nin, özellikle genç nüfus nezdindeki “yumuÅŸak gücünün” yükselmeyi sürdürüyor olmasıdır.
Sonuçta her iki ülke de yapılan son seçimlerde halk, Avrupa ile daha derin bir entegrasyon ile Rusya'ya yakınlaÅŸma arasında seçim yapmak zorunda kalmıştır. Sonuçta ne mi olmuÅŸtur? Görünürde halı altına süpürülmüÅŸ sıkıntılarla “statükonun devamı”. Ama tabii ki böyle olmayacak, süremeyecek!
MOLDOVA CUMHURİYETİ
BaÅŸkenti KiÅŸinev olan bu DoÄŸu Avrupa ülkesi, Ukrayna ile Romanya arasında yer almaktadır. 1991 yılında SSCB'nin dağılmasının ardından bağımsızlığını kazanmıştır.
Moldova'da 20 Ekim 2024'te baÅŸkanlık seçimlerinin ilk, 3 Kasım'da da ikinci turu yapıldı. İlk turu kazanan görevdeki baÅŸkan Maia Sandu ve ikinci olan Rusya yanlısı eski BaÅŸsavcı Alexandr Stoianoglo ikinci tura katıldı. Sandu oyların çoÄŸunluÄŸunu (yüzde 54,35) alarak ikinci dönem için yeniden seçildi.
Batı'da giderek daha fazla Rus yanlısı olarak görülen iktidar partisinin AB üyelik arayışında olduÄŸu (!) bir diÄŸer eski Sovyet ülkesi Gürcistan'da yeniden seçilmesinin üzerinden bir hafta geçtikten sonra yapılan bu seçim de Brüksel'de yakından izlendi.
Kısaca Moldova
SSCB’nin dağılmasının ardından 27 AÄŸustos 1991 tarihinde bağımsızlığını ilân eden Moldova’nın Anayasası “parlamenter demokrasi” yönetim ÅŸeklini ve “daimi tarafsızlık” statüsünü haizdir. 4 Mart 2016 tarihinde, CumhurbaÅŸkanının doÄŸrudan seçimle belirlenmesi usulüne geçilmiÅŸtir.
3,5 milyon nüfusuyla Avrupa’nın en küçük ülkelerinden biri olan Moldova’nın yapısal, ekonomik ve siyasi birçok sorunu bulunmaktadır. Bugün Kıta “Avrupası’nın en fakir ülkesidir” diyebiliriz.
Toplam 13 milyar $ dış ticaret hacmine sahip olan ülke GSYH’nın yaklaşık yüzde 16’sini, istihdamın yüzde 30’unu tarım ve hayvancılık sektörü oluÅŸturmaktadır. Keza “hizmetler sektörünün”, ülkenin GSYİH’sında yaklaşık yüzde 64’lük pay aldığını ve nüfusun yarısından fazlasına istihdam saÄŸladığını görmekteyiz. Moldova’da, geliÅŸmekte olan birçok ülkede olduÄŸu gibi perakende ve müteahhitlik sektörleri, hizmetler sektörü içinde en büyük paya sahiptir.
Bilgi ve iletiÅŸim sektöründeki ürün ve hizmet ihracatı, Moldova için geleneksel ihracat ürünleri olan ÅŸarap ve alkollü içkiler ihracatını geride bırakmış ve IT sektörünün payı, ülkenin ekonomisi için hâlâ büyük önem taşıyan tarım sektörünün tümü ile karşılaÅŸtırılabilir hale gelmiÅŸtir.
.
Batı yanlısı tutumuyla öne çıkan ve AB ile yakınlaÅŸma yönünde siyaset izleyen Sandu'nun iktidarında olduÄŸu Moldova, "aday ülke" statüsü alarak AB ile müzakerelere baÅŸladı.
Sandu, 20 Ekim'de düzenlenen cumhurbaÅŸkanı seçiminin ilk turu ile aynı gün “AB'ye katılım amacıyla anayasada deÄŸiÅŸiklik yapılmasına iliÅŸkin referandum” düzenlenmesini saÄŸladı. Bu referandumda anayasada deÄŸiÅŸikliklerin yapılmasına vatandaÅŸların yüzde 50,35'i "evet", yüzde 49,65'i "hayır" oyu verdi.
Hâlihazırdaki Moldova Hükümeti Avrupa yanlısı ve AB’ye üyelik sürecinin tam içindedir. Bu baÄŸlamda AB Komisyonu, Moldova’nın 3 Mart 2022 tarihinde yaptığı “üyelik baÅŸvurusuna” iliÅŸkin görüÅŸünü, 17 Haziran 2022 tarihinde açıklamıştı. Komisyon görüÅŸünde, Moldova’ya “adaylık statüsü” verilmesini önermiÅŸ ve sonrasında görüÅŸte belirtilen ÅŸartların gerçekleÅŸtirilmesi gerektiÄŸini ifade etmiÅŸti.
23-24 Haziran 2022 tarihli AB Devlet ve Hükümet BaÅŸkanları Zirvesi’nde, Moldova aday ülke ilân edilmiÅŸtir. 14-15 Aralık 2023 tarihlerinde yapılan AB Devlet ve Hükümet BaÅŸkanları Zirvesi’nde ise, Moldova’yla “katılım müzakerelerinin” baÅŸlamasına karar verilmiÅŸtir. Ayrıca AB Zirvesi, 2023 yılı GeniÅŸleme Stratejisi’nde AB Komisyonu tarafından belirlenen adımların Moldova tarafından atılmasının ardından, AB Konseyi’ni ilgili Müzakere Çerçeve Belgesi’ni kabul etmeye davet etmiÅŸtir.
20 Ekim/3 Kasım Seçimlerinin DeÄŸerlendirilmesi
Moldova'nın Batı yanlısı mevcut CumhurbaÅŸkanı Maia Sandu, Pazar günü yapılan ve geleneksel olarak Rus yanlısı Sosyalist Parti tarafından desteklenen rakibi Alexandr Stoianoglo'yu yenerek, çekiÅŸmeli geçen CumhurbaÅŸkanlığı seçimlerinde zafer kazandı.
Sandu, Moldova CumhurbaÅŸkanlığı için üç kez aday oldu. 2016'da ülkedeki cumhurbaÅŸkanı seçim yarışında ikinci gelen Sandu, 2020'de Rus yanlısı adaya karşı seçimi kazanarak ülkenin ilk kadın cumhurbaÅŸkanı oldu. 2020 yılında CumhurbaÅŸkanı seçilmesiyle, ülkenin Moskova'nın yörüngesinden çıkıp AB'ne katılma çabalarını hızlandıran 52 yaşındaki eski Dünya Bankası danışmanı Maia Sandu’nun zaferi, destekçileri tarafından kararlı bir ÅŸekilde izlediÄŸi Batı yanlısı çizginin onaylanması olarak görülmektedir.
DiÄŸer yandan Sandu, uzlaÅŸmacı bir zafer konuÅŸmasında, "Moldova, sen kazandın! ... Onurlu bir gelecek için yaptığımız tercihte, hiç kimse kaybetmedi" dedi ve kendisine karşı oy kullananların kaygılarını dile getirmek zorunda olduÄŸunu söyledi.
"Sesinizi duydum - hem beni destekleyenlerin hem de Bay Stoianoglo'ya oy verenlerin. Hepinizin baÅŸkanı olmayı taahhüt ediyorum," dedi.
Görev süresince Rusya karşıtı siyaset izleyen Sandu, Moskova'yı ülkedeki durumu istikrarsızlaÅŸtırma ve düzensizlik yaratma giriÅŸiminde bulunmakla suçladı ve Ukrayna'daki savaÅŸ nedeniyle Batı tarafından Rusya'ya karşı uygulanan yaptırımlara katıldı. Bu amaçla bazı Rus medya kuruluÅŸlarının faaliyetlerini yasakladığı gibi, Rusçanın okullarda zorunlu ders olarak görülmesi zorunluluÄŸunu kaldırdı.
2030'a kadar AB'ye üye olmayı hedefleyen Moldova CumhurbaÅŸkanı Sandu'nun, bundan sonra da aynı yönde siyaset izleyeceÄŸi öngörülmektedir. Ancak muhalefet lideri Stoianoglo'nun ülkenin birçok kesimindeki hâkimiyeti, partisinin önümüzdeki yaz hükümetin yapısını belirleyecek olan önemli parlamento seçimlerinde zorlu bir meydan okumayla karşı karşıya olduÄŸunu göstermektedir.
Anayasa DeÄŸiÅŸikliÄŸi Referandumu ve Son Seçimlerde Rusya Etkisi
AB, Rusya'nın Ukrayna’ya saldırısı sonrasında, üzerindeki geniÅŸleme yorgunluÄŸunu atmak zorunda kaldı. Bu baÄŸlamda Bosna-Hersek, Moldova ve Gürcistan'a “aday ülke” statüsü vererek, bu ülkelerde Rusya'nın gücü ve etkisine karşı adımlar atmayı kararlaÅŸtırdı. Keza yıllarca oyaladığı Balkan ülkeleriyle sürmekte olan üyelik müzakerelerini hızlandırdı.
Bu geliÅŸmelerin etkisiyle anılan ülkelerdeki bazı liderler 2030 yılında ülkelerinin AB üyesi olacağına dair iyimser açıklamalar yapmaya baÅŸladılar. ÖrneÄŸin Moldova CumhurbaÅŸkanı Maia Sandu da, fiilen ikiye bölünmüÅŸ durumdaki ülkesinin 2030 yılında AB üyesi olacağına inanan liderlerden birisidir. Ancak referandum ve seçim sonuçları, yurt içindeki kadar dışındaki AB taraftarlarını bir miktar hüsrana uÄŸrattı. Beklenti Sandu'nun ilk turda cumhurbaÅŸkanı seçilmesi, Avrupa BirliÄŸi hedefinin en az yüzde 60 civarında bir oyla anayasaya derç edilmesi yönünde idi. Moldova seçimleri Rusya'nın hafife alınmaması gerçeÄŸini bir kez daha hepimize hatırlatmış oldu.
Moldova Niçin Dünyanın Gündeminde?
Son zamanlarda dünyanın ve özellikle Avrupa’nın gözü Moldova’nın üzerinde. Peki, küçük ve düÅŸük gelir grubunda bulunan Moldova’yı dünyanın gündemine taşıyan nedir? 1991'deki Sovyetlerin dağılmasından bu yana Rusya ve Batı yanlısı politikalar arasında gidip gelen yoksul bir tarım ülkesi olan Moldova'nın geleceÄŸi, Rusya'nın 2022'de komÅŸu Ukrayna'ya yönelik “tam ölçekli iÅŸgale” baÅŸlamasıyla birlikte ilgi odağı haline geldi.
BilindiÄŸi gibi Rusya-Ukrayna savaşı, ne kadar bölgesel bir savaÅŸ olarak gözükse de bir yönüyle tüm dünyayı etkisi altına almış bir savaÅŸ. Bu savaşın Kıta Avrupa’sındaki tezahürü farklı olsa da, tüm dünyada etkilerini göstermekte olup, bu ülkelerden biri de Moldova’dır.
3.5 milyonluk küçük bir ülke olmasına karşın içinde “tek taraflı bağımsızlığını” ilan eden ve de facto cumhuriyet olan Transdinyester bölgesi ve yine Moldova’ya ait olan “Gagavuzya Özerk Bölgesi” bulunmaktadır.
Daha açıkçası Moldova, siyasal anlamda “derin fay hatlarının” olduÄŸu bir ülkedir. GeçtiÄŸimiz haftalarda bu iki bölgenin liderleri: Mealen söyleyecek olursak, Rusya’dan kendilerini Moldova’ya karşı korumasını istediler. Moldova’nın Rusya yerine AB’ne yaklaÅŸtığını, Moldova’nın kendi üzerlerindeki baskıyı artırdığını ve bu durumun gerek kendileri gerekse Rusya için tehdit olduÄŸunu açıkladılar.
KiÅŸinev de bu tehlikeleri gördüÄŸünden, Avrupa ve özellikle Fransa’yla gerek siyasi gerekse askeri iliÅŸkilerini geliÅŸtirme gayretinde ve ÅŸimdilerdeki Moldova Hükümeti Avrupa yanlısı ve AB’ye üyelik sürecinin tam içindedir. Keza yine bu nedenle de Fransa ile askeri ve ekonomik anlaÅŸmalar imzaladı.
Fransa ve Moldova Yakınlaşması
Moldova’nın AB’ye yakınlaÅŸması ve Rusya-Ukrayna Savaşı’nda Ukrayna’yı desteklemesiyle KiÅŸinev- Moskova iliÅŸkileri daha da kötüleÅŸti.
Bu arada Fransa CumhurbaÅŸkanı Macron, son zamanlardaki söylemleriyle, sanki AB içinde Almanya ile olan bir liderlik yarışının dışında ayrıca Rusya’ya da meydan okuyor izlenimi vermektedir. Bunun yanında da tarihte Rusya’ya yakın olan Moldova ve Ermenistan gibi ülkelerle yakınlaÅŸarak güvenlik ve ekonomi alanlarında anlaÅŸmalar bağıtlamaktadır.
Fransa bu süreçte Moldova ile ekonomik ve savunma konularında çeÅŸitli anlaÅŸmalara imza attı. Macron, Fransa Savunma Bakanlığı’nın Moldova’nın baÅŸkenti KiÅŸinev’de askeri temsilcilik açacağını ve Fransızların Moldova askerlerinin eÄŸitimini saÄŸlayacağını söyledi. Macron ayrıca, Moldova Cumhuriyeti’nin bağımsızlığına, egemenliÄŸine ve güvenliÄŸine verdiÄŸi desteÄŸi de dile getirdi.
Rusya Kontrolündeki Transdinyester Bölgesi ve Moskova’ya YakınlaÅŸan “Gagavuzya”
Bazı uzmanlar Moldova içindeki özerk yapıların son haftalardaki çıkışlarının arkasında da, AB-Rusya ve Almanya-Fransa arasındaki “yarış/çekiÅŸme” olgusunun olduÄŸunu söylüyor. Yakın gelecekte isimlerini daha çok duyma ihtimalimiz olan Transdinyester ve Gagavuzya Özerk Bölgesi’ne kısaca bir bakalım.
Ukrayna ve Moldova sınırında olan Transdinyester’in nüfusunun yaklaşık 500 bin olduÄŸu tahmin ediliyor. 1990'daki kısa süreli savaÅŸtan sonra Rusya yanlısı ayrılıkçılar tarafından yönetilen Transdinyester bölgesi oluÅŸtu. Moskova buraya yaklaşık bin 500 asker konuÅŸlandırdı. Kendi meclisi, ordusu, polisi olan Transdinyester’i BM üyesi hiçbir devlet tanımıyor. Moldova bu bölgeyi kendi toprağı olarak görmekte olsa da, “Rusya kontrolünde bir bölge” dersek hata yapmış olmayız.
Rusya ile karasal sınırı olmamasına raÄŸmen bölgede yaÅŸayan halkın büyük kısmının Rusya’ya baÄŸlanmak istediÄŸi söylenmektedir. GeçtiÄŸimiz ay Transdinyester’de Milletvekili Konseyi toplandı ve toplantı sonucunda; Moldova’nın üzerlerindeki baskıyı artırdığını söyleyerek Rusya’dan koruma istediler. Batı kamuoyuysa bu giriÅŸimi Rusya’nın planladığı görüÅŸünde. Batı’nın korkusu Ukrayna’dan sonra savaşın Moldova’ya sıçraması.
Yaklaşık 135 bin nüfusuyla Gagavuzya, Moldova’ya baÄŸlı özerk bir devlet statüsündedir. “Gagavuzlar, Ortodoks Hristiyan kökenli Türklerdir. Moldova’daki Avrupa yanlısı siyasilerin uzun süredir Gagavuz özerkliÄŸinin sonlandırılmasını istedikleri söylenmektedir.
Geçen yıl Gagavuzya Özerk Bölgesi’nde yapılan baÅŸkanlık seçimini Rusya yanlısı Åžor Partisi’nin adayı Gutul kazanmıştı. Buna karşılık Moldova hükümeti ise, Haziran ayında Åžor partisini Rusya’yla iÅŸ birliÄŸi yapmakla suçlamış ve “yasa dışı” ilan etmiÅŸti. Moldova CumhurbaÅŸkanı Sundu, yasalara raÄŸmen Gutul’un hükümet üyeliÄŸini onaylayan kararnameyi henüz imzalamadı.
Kısacası Gagavuzya yetkilileri uzun süredir, Moldova Merkezi Yönetimi’nin siyasi ve ekonomik baskısının devam ettiÄŸini düÅŸünüyorlar. Hâkim görüÅŸ de, Batı’ya yaklaÅŸan merkezi yönetimin Gagavuz özerkliÄŸini sonlandırma niyetinde olduÄŸu yönünde. Bu nedenlerden, Gagavuzya BaÅŸkanı Yevgeniya Gutsul’un geçtiÄŸimiz ay Rusya ziyareti Moldova ve bölge ülkeleri tarafından yakından takip edildi. Bu ziyarette Gutsul, Rus Devlet BaÅŸkanı Putin ve diÄŸer üst düzey yetkililerle görüÅŸmüÅŸtü. Yapılan görüÅŸmelerde Gutsul’un Moldova merkezi yönetimi ile aralarında yaÅŸanan siyasi krizde Rusya’dan destek istediÄŸi belirtildi. GörüÅŸmeler sonrası yapılan açıklamalarda Putin’in, Gagavuz halkının meÅŸru haklarını destekleme sözü verdiÄŸi belirtildi.
Moldova’daki son anayasa oylamaları, Gagauzların sadece yüzde 5’inin AB’ye katılımı desteklerken, yüzde 95 bu giriÅŸime karşı çıktığını açığa çıkardı. Kısacası, Gagavuzya ve Transdinyester Rusya ile yakınlaşırken, Moldova yönetimi AB ile tarafında olmayı seçmektedir.
Ezcümle; Moldova bir yandan Avrupa’yla yakınlaşırken, Moldova içindeki iki grup bu sürece karşı çıkmaktadır. DiÄŸer yandan da Transdinyester’deki patlama ve iki grubun açıkça Rusya’dan destek istemeleri “olası bir savaşın iÅŸaretleri” gibi durmaktadır. Tabii ki önümüzdeki süreç ne getirir bunu bugünden görmek kolay deÄŸil.
GÜRCİSTAN
Gürcistan, Karadeniz'in doÄŸu kıyısında, Güney Kafkasya'da yer alan bir ülkedir. Eski Sovyet cumhuriyetlerinden biri olan Gürcistan'ın kuzeyinde Rusya, doÄŸusunda Azerbaycan, güneyinde Ermenistan ve güneybatısında Türkiye yer alır. Ülkenin batı sınırını Karadeniz belirler.
Gürcistan, 24 AÄŸustos 1995’te kabul edilen Anayasaya göre, 31 Mart 1991’da yapılan referandum ve 9 Nisan 1991’da kabul edilen Bağımsızlık Yasası ile kurulmuÅŸ bir demokratik cumhuriyettir. Ülkenin hâlihazırda Abhazya, Güney Osetya ve Acaristan olarak üç “özerk bölgesi” bulunmakta ve bunların ilk ikisinde Rus askeri mevcuttur. Gürcü hükûmeti, Acaristan ve Abhazya'yı Gürcistan içinde özerk olarak kabul ederken, Güney Osetya'yı “özel bir statüye” sahip olarak tanımamaktadır.
GeçtiÄŸimiz 26 Ekim’de Gürcistan’da parlamento seçimi yapıldı. Bu seçim dünya basınının uzun zamandır takip ettiÄŸi bir seçimdi. Hatırlarsanız, Gürcistan’da 2023 yazında meclise teklif edilen “Etki Ajanı Yasası” yüzünden halk sokaÄŸa dökülmüÅŸtü.
Seçim gecesi Batı medyasına düÅŸen ilk haberler aslında Rusya’ya yakın Gürcü Rüyası Partisi’nin yüzde 50’yi geçemediÄŸi yönündeydi. Ancak resmi kurumlardan gelen veriler ile birlikte Gürcü Rüyası’nın yüzde 54 ile birinci parti olduÄŸu duyuruldu. Seçimin ikinci partisi ise yüzde 11 ile DeÄŸiÅŸim için Koalisyon (CfC) oldu.
Ancak seçim hemen o gece bitmedi, muhalefet seçimlerde usulsüzlük olduÄŸunu iddia etti. Muhalefete yakın olan CumhurbaÅŸkanı Salome Zourabichvili ise seçimlerin “Rusya’nın özel operasyonuna” maruz kaldığını söyledi ve daha sonra da halkı, oylarını savunmak için sokakta seçim sonuçlarını protesto etmeye davet etti. Zaten Brüksel seçim öncesinde, seçimlerin Tiflis'in yeni demokrasisi için kritik bir sınav olacağı ve ülkenin AB’ne katılma ÅŸansını belirleyeceÄŸi uyarısında bulunmuÅŸtu. Batı dünyasından ve Gürcistan halkından gelen tepkiler sonrası aynı hafta oylar yeniden sayıldı ancak sonuç yine deÄŸiÅŸmedi. Gürcistan Rüyası birinci parti oldu ve meclis çoÄŸunluÄŸunu elde etti.
Seçimlerin kesinleÅŸmesinde sonra Rusya yanlısı Gürcistan BaÅŸbakanı İrakli Kobakhidze, “Seçimlerin meÅŸruluÄŸu konusunda hiç bir soru iÅŸaretinin bulunmadığını” söylerken, muhalefet partileri sonuçları kabul etmedi; Hükümet, seçimlerin “Rusyanın desteÄŸi ile halktan çaldığını” öne sürdü.
DiÄŸer yandan ülkenin Batı yanlısı CumhurbaÅŸkanı Salome Zourabichvili, parlamento seçimlerine “Rus operasyonu” ile müdahale edildiÄŸini iddia ederek, seçim sonuçlarını kabul etmeyeceklerini belirtti.
Kısaca Gürcistan
Baskın etnik grubu Gürcü olmak üzere 3.8 milyon nüfusa sahip olan ülkenin 23 milyar $ GSYH’ı, 5.6 bin $ kiÅŸi başı ulusal geliri, 21.5 milyar $ dış ticaret hacmi (9.3 milyar $ açık)bulunmakta; yüzde 19 civarında iÅŸsizlik, son 3 yıldır düÅŸmüÅŸ haliyle ÅŸimdilerde yaklaşık yüzde 5 oranında enflâsyon yaÅŸanmaktadır.
Bağımsızlığa geçiÅŸle birlikte ülkenin sanayi sektörünün GSYİH’daki payı azalırken, hizmet sektörünün payı artış göstermiÅŸtir. Ülkedeki sanayi tesislerinin büyük çoÄŸunluÄŸu, teknolojisi eskidiÄŸi için atıl durumdadır. Sanayi sektörü üretimi çok az sayıdaki iÅŸletmenin faaliyetlerine dayanmaktadır. Keza kayıt dışı ekonomi, ülkenin geniÅŸ kapsamlı bir ekonomik büyüme gerçekleÅŸtirmesinin önündeki en önemli engeldir.
Rusya Gürcistan’ın en önemli ticari ortaklarından biridir. Ülke, Rusya’dan baÅŸta buÄŸday olmak üzere tarım ve gıda ürünleri, petrol ve kimya ürünleri ithal etmektedir. Rusya-Ukrayna savaşının Gürcistan ekonomisinde enflâsyon sorunu yanı sıra reel ücretlerde aşınma, iç talepte daralma gibi sonuçları olması beklenmektedir. Kısacası, ithalât bağımlılığı baÅŸta olmak üzere, “çeÅŸitli ekonomik kırılganlıkları” olan bir ülkedir.
Gürcistan'daki “popülist” bir siyasi parti olan Gürcü Rüyası, ÅŸu anda Gürcistan'ın iktidar partisidir. Gürcü Rüyası ilk olarak 12 yıl önce bir koalisyonun parçası olarak seçilmiÅŸti ve 2016'ta parti tek başına iktidara geldi.
Bu parti, Rusya sayesinde dolar milyarderi olmuÅŸ Bidzina İvaniÅŸvili tarafından 2012 yılında kuruldu ve 12 yıldır iktidarda. Bir yıl baÅŸbakanlık yaptıktan sonra aktif siyasetten çekilen İvaniÅŸvili geçtiÄŸimiz yıl yine partinin başına geçti. Partinin onun önderliÄŸinde 26 Ekim 2024 seçimlerini önde bitirmesi bekleniyordu ve nitekim de öyle oldu.
Ülkenin CumhurbaÅŸkanı Salome Zourabichvi, Parti baÅŸkanı Irakli GaribaÅŸvili'dir; eski parti baÅŸkanı olan Irakli Kobahidze ise Åžubat 2024'ten itibaren BaÅŸbakan olarak görev yapmaktadır. Partinin de facto lideri olarak geniÅŸ çapta kabul edilen Bidzina İvanishvili, onursal baÅŸkan olarak görev yapmaktadır.
Ülke Yönetiminde Rusya Ağırlığı
Rusya'nın hayli etkili olduÄŸu diÄŸer bir ülke olan Gürcistan'da da, Moldova’da olduÄŸu gibi seçim yapıldı. Ancak Moldova’dan farklı olarak seçin sonuçları halk tarafından çok açık itirazlar gördü ve rahatsızlık sokaklarda yaÅŸandı.
Pek ilginçtir, Türkiye’nin kuzey komÅŸusunda hemen hemen tüm partiler, görünüÅŸte ve söylemde “hızlı bir AB yanlısıdır”. 12 yıldır iktidarda bulunan Gürcistan Rüyası Partisi, hem AB hem de NATO üyeliÄŸini anayasaya koyduran partidir. Rusya, SSCB dönemi ve sonrası geliÅŸmelerin tesiriyle, Gürcistan'da sevilmeyen, korkulan ve uzak durulmasında yarar görülen büyük bir komÅŸu olarak algılanır.
Bununla birlikte Gürcü siyasetçiler, Moskova ile iliÅŸkileri, Rusya'yı karşılarına almadan, Rusya'ya meydan okumadan yürütmenin gerekli olduÄŸunu iyi bilen bir hafıza birikimine, bu gerçeÄŸin dışına çıkıldığında ülkenin başına büyük dertler açılacağı düÅŸüncesine sahiptirler. Nitekim 2004-2013 yılları arasında Gürcistan'ı yöneten Miheil SakaÅŸvili bu jeopolitik gerçeÄŸi önemsemeden hareket edince, Güney Osetya Tiflis’in kontrolü dışında kaldı ve Abhazya ile birlikte ayrılıkçı “bağımsız ülkeler” haline dönüÅŸtüler.
Bir baÅŸka anlatımla Ukrayna'daki savaÅŸ, AÄŸustos 2008'de Abhazya ve Güney Osetya'nın kontrolünü ele geçiren iÅŸgalci ülkeye karşı düÅŸmanlığın alevlerini körüklemeye hizmet etti. Gürcistan'ın BeÅŸ Gün Savaşı sırasında kaybettiÄŸi bu iki sınır bölgesi hala Rus iÅŸgali altında olması, Batı-Rusya çekiÅŸmesinde “Gürcülerin tarafı” için baÅŸat bir belirleyici olmayı sürdürmektedir.
AB ÜyeliÄŸinde Alınan Yol
3 Mart 2022 tarihinde AB’ye yaptığı üyelik baÅŸvurusuna 23-24 Haziran 2022 tarihli AB Devlet ve Hükümet BaÅŸkanları Zirvesi’nde, Komisyon görüÅŸünde belirtilen ÅŸartlar yerine getirildiÄŸi takdirde, Gürcistan’a aday ülke statüsü verilmeye hazır olunduÄŸu ifade edilmiÅŸtir. 14-15 Aralık 2023 tarihlerinde yapılan AB Devlet ve Hükümet BaÅŸkanları Zirvesi’nde ise, 2023 yılı GeniÅŸleme Strateji Belgesi’nde belirlenen koÅŸulların yerine getirileceÄŸi anlayışıyla, Gürcistan’a “adaylık” statüsü verilmiÅŸtir.
Yaklaşık 20 yıl süren Avrupa'ya ve Batı'ya yakınlaÅŸmanın ardından, Gürcistan'a Aralık 2023'te AB'ye aday ülke statüsü verildi. Ancak üyelik süreci, Gürcü Rüyası Partisi'nin Haziran ayında büyük tepki çeken "yabancı ajanlar" yasasını Meclis'ten geçirmesi sonra durduruldu.
Bu yasa ile ülke dışından fon alan medya ve sivil toplum kuruluÅŸları, kendilerini, 'yabancı bir gücün çıkarına hareket eden kurumlar' olarak tanımlaması gerekmektedir. Yasa karşıtları ise, bu yasanın Rusya'da muhalefetin ezilmesi için kullanılan benzer yasadan ilham aldığını savunmaktadır. AB, yasanın Avrupa deÄŸerleriyle uyumlu olmadığı uyarısı yaptı ve ABD bazı Gürcü yetkililere yaptırımlar getirdi. Ülkeyle iliÅŸkilerin de yeniden deÄŸerlendirildiÄŸi belirtildi.
Konuya biraz daha geniÅŸ pencereden baktığımızda, yaÅŸananları ve Batı (AB diye okuyalım)’nın iliÅŸkileri dondurma kararını ÅŸu ÅŸekilde özetleyebiliriz:
“Gürcistan Rüyası hükümeti Ukrayna savaşı çıkınca doÄŸal olarak Ukrayna'yı destekledi, fakat ekonomik koÅŸullar öne sürerek Rusya'ya karşı yaptırımlara katılmadı. Gürcistan'da Ukrayna'ya güçlü bir destek var, ancak birçok kiÅŸi Rusya ile savaÅŸa sürüklenmekten korkuyor. SavaÅŸ nedeniyle ülkelerinden kaçan binlerce Rus vatandaşı Gürcistan’a yerleÅŸtiler. SavaÅŸ koÅŸullarında Rus turistler ve Rus sermayesi Gürcistan ekonomisine katkı yapmış oldular.
AB, Gürcistan’ın Rusya karşıtı yaptırımlara katılmamasını hoÅŸ karşılarken, siyasi ve sivil haklar itibariyle AB mevzuatına aykırı düÅŸen “yabancı gücün menfaatleri doÄŸrultusunda hareket edenlerle” ilgili yasaya büyük tepki gösterdi. Ülkenin geleneksel ahlaki standartlarını korumak üzere LGBT haklarını kısıtlayan bir baÅŸka yasa da onaylanınca, hem Avrupa Parlamentosu hem AB komisyonu Gürcistan'ın Brüksel'den uzaklaÅŸtığı kanaatine vardılar. Neticede iliÅŸkiler buzdolabına kaldırıldı.”
DiÄŸer yandan, 12 yıldır Gürcistan Rüyası Partisince yönetilen Gürcistan, Ukrayna'nın toprak bütünlüÄŸünü desteklediÄŸini söylese de, Kiev ve Batılı ülkelerle sık sık diplomatik tartışmalar yaÅŸadı ve Rusya'yla ekonomik iliÅŸkilerini derinleÅŸtirdi. Gürcü Rüyası ayrıca, sık sık muhalefeti ve Batılı ülkeleri Gürcistan'ı Ukrayna'daki savaÅŸa sürüklemeye çalışmakla suçladı.
SONUÇ YERİNE
Moldova’daki AB’ye uyum için Anayasada yapılan deÄŸiÅŸikliÄŸin kabulü ile ilgili referandum ve saniyen CumhurbaÅŸkanı seçimi; Gürcistan’da yapılan parlamento seçimleri öncesinde ve sırasında “Rusya etkisi” gözlemciler ve kamuoyu nezdinde açıkça gözlendi.
Moldova bir yandan Avrupa’yla yakınlaşırken, ülke içindeki iki “ayrılıkçı bölge” bu sürece karşı çıkmaktadır. DiÄŸer yandan da Transdinyester’deki patlama ve iki bölgenin açıkça Rusya’dan destek istemeleri, ülkede yaÅŸanan gerginliÄŸin boyutu “olası bir iç savaşın” ve bunun Moskova’nın bu konudaki “olası dahlinin” iÅŸaretleri” olarak görülebilir.
Gürcistan tarafında ise, yaklaşık 20 yıl süren Avrupa'ya ve Batı'ya yakınlaÅŸmanın ardından AB üyelik sürecinin, Gürcü Rüyası Partisi'nin Haziran ayında büyük tepki çeken "yabancı ajanlar" yasasını Meclis'ten geçirmesi sonra durdurulmuÅŸtu. Ekim sonunda yapılan parlamento seçimi sonrasında sokakta yaÅŸanan kaos ve bu vesile ile yeniden kamuoyu önünde yaÅŸanan ve temelinde AB veya Rusya’ya yakın olma olgusunun olduÄŸu CumhurbaÅŸkanı-BaÅŸbakan çekiÅŸmesi, ülkedeki gerginliÄŸin önümüzdeki dönemde de süreceÄŸini göstermektedir.
Kısacası, ilk olarak 12 yıl önce bir koalisyonun parçası olarak seçilen ve 2016'ta parti tek başına iktidara gelen Gürcü Rüyası Partisi, siyasi yolculuÄŸunda keskin bir siyasi dönüÅŸ yaparak, Avrupa'yla daha yakın iliÅŸkiler vaat eden, ortanın solundaki bir konumundan, Rusya'yla iliÅŸkileri derinleÅŸtiren ve giderek Batılı deÄŸerlere karşı çıkan, Avrupa'ya ÅŸüpheyle yaklaÅŸan bir siyasi harekete dönüÅŸtüÄŸü izlenmektedir.
Moldova ise tersine, Rusya'nın ülkedeki nüfuzunu koruma giriÅŸimlerine karşı, birkaç yılda Batı yanlısı bir ülkeye dönüÅŸtü. 2020'deki son cumhurbaÅŸkanlığı oylamasında, seçmenler Rusya destekli CumhurbaÅŸkanı İgor Dodon'un yerine, Avrupa yanlısı eski Dünya Bankası ekonomisti Maia Sandu'yu tercih etti. Moldova bu amaca ulaÅŸmak için çeÅŸitli reformların uygulanması gereken uzun ve zorlu bir yolculukla karşı karşıya. Sandu, tüm zorluklarına karşın ülkeyi AB üyeliÄŸi yoluna soktu.
Sandu'nun da Rusya'ya yaklaşımı deÄŸiÅŸti. Rusya'yla iki ülkenin yararına, saygılı bir iliÅŸkiyi savunsa da, bu tutum Ukrayna'nın 2022'de iÅŸgal edilmesiyle farklılaÅŸtı. Rusya'nın iÅŸgaline ÅŸiddetle karşı çıktı ve sık sık Rusya'nın Moskova'nın ülkesinin "iç iÅŸlerine karışmasını" kınadı.
Tersine Gürcistan, Ukrayna'nın toprak bütünlüÄŸünü desteklediÄŸini söylese de, Kiev ve Batılı ülkelerle sık sık diplomatik tartışmalar yaÅŸadı ve Rusya'yla ekonomik iliÅŸkilerini derinleÅŸtirdi.
Özetle, her iki yönde de farklı baÅŸlangıçlardan gelse de, geliÅŸen süreç, ülke içi gerginliÄŸin artmasına, Rusya’nın benzer bir “Ukrayna sıkıntısı” yaratmasını kolaylaÅŸtırmaya doÄŸru evrilmesini kolaylaÅŸtırıcı yöne doÄŸru yol almaktadır. Her iki ülkenim mevcut kırılganlıkları ve Batı’nın beceriksizliklerinin de bunu kolaylaÅŸtırdığını izlemekteyiz.
Ersin Dedekoca 8 Kasım 2024