REJİ" ŞİRKETİNİN SİLAHLI KOLCULARI
www.gazetetekirdag.com
Abdülhamid zamanında devlet büyük borçlara batmıştı.. Sonunda Osmanlı borçlarını ödeyemeyeceÄŸini açıkladı.. Osmanlı ya borç veren Avrupa, bu açıklama üzerine 14 Nisan 1884 günü yabancı sermayeli REJİ ŞİRKETİ’ni faaliyete geçirdi..
Reji idaresi, Osmanlı Döneminde tütün ve tuz tekelini yöneten 1883 tarihli sözleÅŸme ve yabancı sermaye ile birlikte 1884 yılında faaliyete geçmiÅŸ olan, 1887 tarihinde yıllık karından belirli bir miktarı ise, Duyun-i umumiye kurumuna aktaran kurumdur.
Gelirlerin büyük bir kısmının da yabancılara gitmesine raÄŸmen Osmanlı hazinesi ve hanedanı de belli bir pay alıyordu. Ülkemizde reji idaresinin İzmir, Samsun, İstanbul, Trabzon ve Selanik gibi pek çok ÅŸehirlerde tütün iÅŸleme ve sigara fabrikaları bulunuyordu. Aynı zamanda reji idaresi adı altında tütün kaçakçılığı da yapılıyordu.
1- Devletin başında, II. Abdülhamid vardı. Åžirketin merkezi ise Istanbul üsküdar idi.. Avrupa'nın kurduÄŸu Reji ÅŸirketinin görevi, üreticilerimizin gelirlerine el koyarak Osmanlının borçlarını tahsil etmekti. Bu vergileri Devletin memurları deÄŸil, Reji’nin adamları toplayacaktı.
2- Rejinin silahlı korucularının VUR yetkisi vardı. Bazı kaynaklar Reji kolcularının 20.000’in üzerinde Türk köylüsünü vurarak öldürdüÄŸünü yazar. Bu kolcuların vurduÄŸu köylülerden biri, ünlü çökertmede vurulduÄŸu söylenen tütün kaçakçısı “Halil” idi. Ne diyordu çökertme?
3- “Gidelim gidelim, Çökertme'ye varalım.. / Kolcular görürse nerelere kaçalım.. / Teslim olmayalım, yaylım ateÅŸ saçalım”..
Üretici ürettiÄŸi tüm tütün, tuz ve alkolü Rejinin belirlediÄŸi fiyattan Reji idaresine vermek zorundaydı.
4- Köylü Reji'den izinsiz kendi içeceÄŸi tütünü dahi saklayamazdı. Misal, köylü kendi içeceÄŸi tütünü önce Rejiye 3 kuruÅŸa verir, sonra 10 kuruÅŸa geri alırdı. Bir köyden baÅŸka bir köye izinsiz tütün ve tuz taşımanın cezası çok ağırdı.
5- On yıl boyunca o cepheden bu cepheye koÅŸturarak güç yitiren Türkiye’yi kuranlar, Osmanlının 7 düvele ödediÄŸi borcu kıt kaynaklarıyla ödedi. Mustafa Kemal önderliÄŸindeki genç Türkiye, 1925'te Tütün Rejisini Avrupa'dan satın alıp, tüm hak ve yükümlülüklerini devlete devretti.
6- 1800'ler, Osmanlı’nın içine girdiÄŸi borç sarmalı öyle içinden çıkılmaz bir hal almıştı ki alınan borçlar eski borçları ödemeye bile yetmemekteydi. Alınan tüm borçların %44,56’sı eski borç ödemelerine harcanmıştır.
7- Bunun dışında %35,22’si emisyon ve komisyon giderlerine harcanmış sadece %7,59’u yatırım harcamalarına ayrılmıştır. Yani Osmanlı Devleti aldığı borçları, üretimini arttırarak kendini bu borç sarmalından kurtarabilecek yatırımlara harcamıyordu ama diÄŸer yandan Dolmabahçe...
8- ...gibi görkemli sarayların ve yeni camilerin yapımına devam ediyordu. Günden güne sömürgeleÅŸmesine raÄŸmen, bu yeni görkemli yapılar sayesinde devletin itibarının arttığı sanılıyordu. Borç almak Osmanlı için artık bir alışkanlık haline gelmiÅŸti.
9- Öyle ki sadrazam Keçecizade Fuat PaÅŸa açıkça “Bu devlet istikrazsız (borçsuz) yaÅŸayamaz.” demekteydi. Dünyada eÅŸi görülmemiÅŸ ÅŸartlar sayesinde Osmanlı’ya borç vermenin çok kârlı olması rahatça borç alınacak birilerini bulmayı kolaylaÅŸtırıyordu.
10- Ancak bu “mutluluk zinciri” 1870’li yılların ortalarında çıkan küresel kriz ile son buldu. Artık Osmanlı borç alacak birilerini bulamıyordu. 20 Aralık 1881 yılında da Sultan II. Abdülhamit devletin iflasını içeren Muharrem Kararnamesi’ni ilan etti.
11- Muharrem Kararnamesi bir iflas ilanıydı, Osmanlı Devleti iflas ettiÄŸini tüm Dünya’ya ilan etmiÅŸ, adeta “benden bu kadar artık bana ne yapıyorsanız yapın” demiÅŸti. Nitekim Avrupalı alacaklıların temsilcileriyle birlikte hazırlanan kararnameyle Osmanlı’dan alacağı olan...
12- ...devletlerin temsilcilerinden oluÅŸturulacak Düyûn-u Umûmiye İdaresi’nin kurulması ve Osmanlı’nın belli baÅŸlı gelir kalemlerine el koyması kabul edildi.
13- İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, Avusturya-Macaristan’ın birer temsilcisi, Galatalı bankerlerin iki temsilcisi ve bir Osmanlı temsilcisinden oluÅŸan Düyûn-u Umûmiye yönetiminde Osmanlı temsilcisinin oy hakkı bulunmamaktaydı.
14- Yani Osmanlı ülkesinin ekonomik yönetimini uluslararası bir kuruma bırakmış oluyor ama kurumun yönetiminde bir oy hakkı bile elde edemiyordu. Mustafa Kemal ise daha yeni doÄŸmuÅŸtu ve Lozan AntlaÅŸması’na da 42 yıl vardı!
15- Düyûn-u Umûmiye’de çalışan 8931 memur bulunuyordu aynı yıl Osmanlı maliyesindeki memur sayısı ise 5472 idi. Düyûn-u Umûmiye’nin belki de en korkunç ve Anadolu halkına kan kusturan birimi ise kendisine baÄŸlı olarak kurulan Tütün Rejisi oldu.
16- 1875 Yılında Osmanlı Devleti, aldığı borçları ödeyemiyeceÄŸini bildirerek moratoryum ilan etmiÅŸti. Bunun üzerine Düyunu Umumiye (Genel Borçlar) İdaresi kuruldu. Düyun-u Umumiyenin kontrol edeceÄŸi Türk Tütün tarımıydı. Bunun için Reji Åžirketi (Regie des Tabacs) kuruldu.
17- Tütün gelirleri tamamen Düyûn-u Umûmiye’nin elindeydi ve tütün üretimi, satımı gibi faaliyetleri daha kolay takip edebilmek için özel bir Reji kurmuÅŸtu. Yöneticilerinin tamamı yabancılardan oluÅŸan Reji’nin kendi kolluk gücü de vardı.
18- Yani devletin içinde devletten bağımsız, Avrupalı yöneticilere baÄŸlı bir polis gücü. Anadolu çiftçisinin ürününü Reji’den baÅŸkasına satması yasaktı ve Reji ne fiyat biçerse kabullenmek zorundaydı.
19- Ufacık çocuklar Reji için tütün tarlalarında, sigara fabrikalarında zorla çalıştırıldı. Hayatta kalabilecek parayı kazanabilmek için ürününü Reji’den kaçırmaya çalışan köylüler ise Reji’nin kolcuları tarafından avlandı.
20- 20 bin civarında köylünün Reji kolcuları tarafından öldürüldüÄŸü düÅŸünülmektedir. Ege yöresinde Halil Efe için söylenen Çökertme türküsündeki “Kolcular gelince Halil’im nerelere kaçalım. Teslim olmayalım Halil’im aman kurÅŸun saçalım.” dizeleri iÅŸte bu halka kan kusturan...
21- ...Reji kolcularına karşı yazılmıştır. Düyûn-u Umûmiye, Lozan AntlaÅŸması ile kaldırılmış, Tütün Rejisi ise 1925 yılında devletleÅŸtirilmiÅŸtir.
22- T.C. İnhisarlar İdaresi’nin yani yeni adıyla TEKEL’in kuruluÅŸunun 20. yılı anısına ürettiÄŸi sigara paketlerinin üzerine “Dünü Unutma Bugünü İyi Anlarsın” yazması Cumhuriyet’in ve o yenilgi denilen Lozan’ın bu halkı nasıl bir zulümden kurtardığını hatırlatması içindi.
23- Atatürk’ün emriyle Düyûn-u Umûmiye’nin merkez olarak kullandığı bugünkü İstanbul Erkek Lisesi’nin giriÅŸine o binanın eskiden Düyûn-u Umûmiye için kullanıldığını belirten bir tabela asılması da yine bu halkın geçmiÅŸini ve geçmiÅŸte çektiÄŸi zulmü...
24- ...bu zulme seyirci kalan Osmanlı yönetimini gelecek nesillerin unutmaması içindi. Maalesef, “dedelerimizin mezar taşını okuyamıyoruz” diye ajitasyon yaparken bugün okuyabilecekleri alfabe ile o duvarda bulunan Düyûn-u Umûmiye tabelasını bile okumazlar...
25- Kaynaklar:
DoÄŸan AVCIOÄžLU, “Türkiye’nin Düzeni Dün-Bugün-Yarın, 1. Cilt”
Korkut BORATAV, “Türkiye İktisat Tarihi 1908-2009”
Niyazi BERKES, “Türkiye İktisat Tarihi”
Serkan TUNA (Doç. Dr.)’nın Ders Notları
26- Åžerif MARDİN, “Tanzimat’tan Cumhuriyet’e İktisadi DüÅŸünce’nin GeliÅŸmesi, Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Türkiye Ansiklopedisi Cilt 3”
27- REJİ İDARESİ VE DÜYUNU UMUMİYE HAKKINDA GENİŞ BİR ARAÅžTIRMA Demi̇r, Kenan (2019).
28- II. MEÅžRUTİYET DÖNEMİ OSMANLI BASININDA TÜTÜN TARIMI VE REJİ ŞİRKETİ. Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 22 (41), 419-446 . DOI: 10.31795/ baunsobed. 580791
“Yazıda 90 bin Türkün reji kolcularıyla çatışmalarda öldüÄŸü, yüzbinlercesinin...
29- ...yaralandığı-hastalandığı evini ve arazisini kaybettiÄŸi milletin namus ve ahlakını bozduÄŸu anlatılıyor. Bazı kaynaklara göre bu rakam 40-50 bin civarında. Osmanlı hükümeti Reji AnlaÅŸmasının süresini 1913'te 15 yıl süreyle uzatmıştı.
30- Cumhuriyet ve lozan olmasaydı 1928'de bitecekti.
ANONİM