Libya’da yeni oluÅŸacak merkezi yönetimin, Ankara’nın oyununu daha da bozması olası durmaktadır. Yılın son günlerinde “kardeÅŸ (!)” Katar Enerji’nin ABD’li ExxonMobil ile Güney Kıbrıs için sondaj çalışmasına baÅŸlaması, Ankara’nın “deÄŸerli yalnızlığını” daha da derinleÅŸtirmiÅŸtir
ERSİN DEDEKOCA
Yıla girerken yapılan dilekler ve umutların büyük oranda gerçekleÅŸmediÄŸi bir yıl oldu 2021. Bu baÄŸlamda Covid-19 salgını bitmediÄŸi gibi, ne silahlanmadaki artışlar, ne iÅŸgaller, ne çatışma, ne de hamâset ve popülizm altında “algı bükülmesi” ile geçirilen günler sona erdi. Yine geçtiÄŸimiz yıl, önceki yıllardan miras kalan “göçmen karşıtlığına” bu kez de “aşı karşıtlığı” eklendi.
Bunun yanında çeÅŸitli ülkelerde gerçekleÅŸen seçimlerin, yaÅŸanan karamsarlığın ardından bir umut rüzgârı estirdiÄŸi 2021 yılını “gri bir sene” olarak tanımlamak, sanırım doÄŸru bir yaklaşım olacaktır. Türkiye dış siyasetinin “kaygan bir zeminde deÄŸiÅŸkenliÄŸini/muÄŸlaklığını” izlediÄŸimiz bu yılda, Dünya’da da pek çok önemli deÄŸiÅŸimler, olumlu ve olumsuz geliÅŸmelerin sahne aldığına tanık olduk.
GEÇTİĞİMİZ YILIN KÜRESEL ÖLÇEKTE SATIR BAÅžLARI
ABD – Rusya
Ocak ayında ABD’de Joe Biden’ın baÅŸkanlık görevini, biraz da olaylı bir ÅŸekilde Trump’dan devir alırken, Rusya’da ise 2021 yılına, Aleksey Navalni (avukat)’nin “Putin’in Sarayı” videosu ve protestolarının ÅŸokuyla girildi. Bunun devamında Mart başında Biden’ın Rusya’ya “Navalny’yi zehirleme” baÅŸlıklı “yeni yaptırımı”, Washington-Moskova iliÅŸkilerin sertleÅŸeceÄŸinin iÅŸaretini, daha yılın ilk çeyreÄŸinde verdi.
Söz konusu baÅŸlangıç geriliminin devamında, yılın son aylarında Baltıklar’dan Yunanistan’a kadar uzanan “Rusya’yı NATO ile kuÅŸatma” tatbikatlarına sahnede yer aldı. Keza, Rusya ile Batı arasında yaÅŸanan ve yeni yıla devredilen “DoÄŸu Ukrayna Krizi”, 2022’nin de ilk ve baÅŸat kriz konularından biri olmaya güçlü bir aday olarak deÄŸerlendirilmektedir.
Kafkaslar ve Orta Asya
Kafkaslar, bir önceki yılın KarabaÄŸ Savaşı’nın artçı sorunları ve geliÅŸmeleriyle göreceli olarak ve “Kafkasya ÅŸartlarında” ılımlı bir yılı geride bıraktı. Orta Asya’da Kırgızistan ile Tacikistan arasındaki sınır çatışmaları, sadece birkaç gün sürse bile, Mayıs başında ilk defa “iki devlet arasında bir savaÅŸ” seviyesine yükseldi.
Afganistan ve DeÄŸiÅŸen Gündem
ABD’nin yaz aylarında Taliban ile anlaÅŸma çerçevesinde Afganistan’dan tüm askerlerini çekme süreci, geçtiÄŸimiz yıl tüm dünyanın üzerinde belki de en çok konuÅŸtuÄŸu konu oldu. Ülkeden kaçmak için ABD askeri kargo uçaklarının kanatlarına tutunmaya çalışan Afganlar, 2021’in en önemli uluslararası siyaset tartışmasının “sembolik resmi” olarak yerini aldı.
Bu arada, ABD’nin OrtadoÄŸu’dan çekilip, yeni ağırlık merkezi olan Pasifik’e güç kaydıracağı senaryoları, Ukrayna’da yaÅŸanan yeni gerilim ve askeri yığınaklarla, bu sürecin o kadar da hızlı gerçekleÅŸmeyeceÄŸini daha yıl bitmeden gösterdi.
Yeniden Taliban konusuna dönersek, Taliban yönetiminin yenilenen imajına karşın ülke içinde sürdürdüÄŸü “kadın ve çocuk düÅŸmanı siyaset” ise bir ay bile geçmeden unutuldu. Bir baÅŸka anlatımla, uygulanan insanlık dışı tutumlar manÅŸetlerden inerek, yerini hızla G-20 zirvesine ve salgını yeniden canlandıran yeni Covid varyantlarına bıraktı.
YAÅžANAN SEÇİMLER ve SOL’UN GÜÇLENMESİ
Dünya’da gerçekleÅŸen önemli seçimlere baktığımızda, ilk deÄŸiÅŸimin yaz aylarında İran’da yaÅŸandığını görmekteyiz. İran’da “reformcu-ılımlı” CumhurbaÅŸkanı Hasan Ruhani’nin koltuÄŸuna bu defa, sertlik yanlısı İbrahim Reisi geçti. Bu deÄŸiÅŸimi sonbahar baÅŸlarındaki Avrupa seçimleri izledi. Almanya, Çekya, Avusturya gibi ülkelerde gerçekleÅŸen seçimler, 2015 sonrası olaÄŸanüstü güçlenen aşırı saÄŸ grupların frenlendiÄŸini, ancak geriletilemediÄŸini gösterdi. Keza sosyalist solun, özellikle Almanya’da yaÅŸadığı gerileme, İngiltere ve ABD’de bir önceki sene yaÅŸanan sol-sosyal demokrat adayların kayıplarıyla birlikte düÅŸünüldüÄŸünde, sol açısından kaygı verici bir dönemin baÅŸladığı algısını yarattı.
Ancak bu olguya karşın, hem Avusturya yerel seçimlerde komünistlerin beklenmeyen baÅŸarısı; hem de Latin Amerika ülkelerinden Åžili’de, önce baÅŸkent Santiago, ardından da CumhurbaÅŸkanlığı seçimlerinde komünistlerin etkin olduÄŸu “geniÅŸ sol koalisyonun zaferi”, uluslararası denklemde “sol-saÄŸ geriliminin kutuplaÅŸarak merkez dışı alternatiflere kapı aralamasının” örneÄŸi olarak yorumlandı. Özellikle de, dünyanın en büyük ülkelerinden Brezilya’da yapılacak seçimde Lula liderliÄŸindeki İşçi Partisi’nin muhtemel zaferinin, bu konudaki çıkarımımızı çok kuvvetlendireceÄŸini düÅŸünmekteyiz.
BU YIL İZLEYECEĞİMİZ KRİZLER
Küresel “hegemonya yarışının” daha da tırmanacağı ve “yeni çatışma bölgelerinin” ortaya çıkacağı 2022’de dünya gündeminde yer alacak küresel/bölgesel sorunlardan baÅŸat nitelikte olanları aÅŸağıdaki baÅŸlıklarda toplayabiliriz.
Asya-Pasifik
Yeni yılda da en önemli kırılganlık bölgesi Asya-Pasifik bölgesi olacaktır. BilindiÄŸi gibi son üç ABD baÅŸkanının “ulusal güvenlik stratejilerinde” de yer aldığı gibi, Pasifik hattı “yeni ağırlık merkezi” olarak durmaktadır.
Dünyanın ekonomik, siyasi, askeri sıklet merkezinin kaydığı bu bölge, küresel hegemonya çatışmasının en sıcak cephesi olmaya devam edecektir. ABD’nin yükselen dev Çin’i “çevreleme” hamlesinin en önemli dayanağı olan Asya-Pasifik bölgesi, bu yönüyle “büyük kırılmalar potansiyelini” taşımaktadır.
Ukrayna-Karadeniz
İkinci en büyük sıcak cephe hattı niteliÄŸi gösteren ve Batı ile Rusya arasında tampon bölgeye dönüÅŸen Ukrayna’da büyük bir enerji birikmiÅŸ durumdadır. ABD’nin NATO üzerinden büyük bir yığınak yaptığı Ukrayna/Karadeniz hattındaki gerilimin, yeni dönemde daha da tırmanarak süreceÄŸini söyleyebiliriz.
ABD ve NATO’nun Rusya’yı kuÅŸatma stratejisi tam gaz sürerken, Baltıklar’dan Balkanlar ve Karadeniz’e uzanan hat içinde ciddi bir mevzilenme söz konusudur. Moskova, NATO’nun kendi yaÅŸam /hegemonya alanına girmesinden oldukça rahatsız olup, bu durumu “kırmızı çizgisinin aşılması” olarak kabul etmektedir.
Balkanlar ve Bosna
BilindiÄŸi gibi Balkanlar’daki fay hatlarında biriken enerji neredeyse açığa çıkacak gibi durmaktadır. Buna ek olarak, yeni yıla girmek üzereyken bir “dondurulmuÅŸ sorun” daha hareketlendi. Yaz aylarında Balkanlar’da sınırların yeniden çizilmesi önerileriyle gerilen “kanlı coÄŸrafya” Bosna Hersek de, Bosna Sırp Cumhuriyeti liderlerinin “ayrı devletleÅŸme” çıkışlarıyla tehlikeli bir soruna dönüÅŸmeye baÅŸladı.
Uluslararası aktörler ve kuruluÅŸların “bölgede savaÅŸ tehlikesine” dikkat çekmesine karşın, mevcut tansiyonda düÅŸme olmadığı izlenmektedir. 90’lı yıllarda kanlı savaÅŸlara sahne olan Bosna ve Balkanlar’da yeniden savaÅŸ çanları çalmaya baÅŸlaması tüm dünyayı endiÅŸelendirmektedir.
Afrika Boynuzu
DoÄŸu Afrika küresel/bölgesel güç mücadelesinin yükseleceÄŸi bir diÄŸer bölge olarak durmaktadır. Somali, Cibuti, Etiyopya, Eritre, Sudan, Güney Sudan, Kenya ve Uganda ile birlikte sekiz ülkeyi kapsayan Afrika Boynuzu’nda yıllardır süregelen, çözümlenememiÅŸ sorunlar çözülmeye baÅŸlandı.
Kızıldeniz’den Hint Okyanusu’na açılan kapı niteliÄŸindeki bölgede bulunan Etiyopya, Somali ve Sudan’daki çatışma ve istikrarsızlık ise giderek büyümektedir. Etiyopya’da Tigraylar’la ordu güçleri arasında sonbaharda baÅŸlayan savaÅŸ, komÅŸu ülkelere de sıçrama tehlikesini barındırmaktadır. Sudan ise, hem askeri yönetime karşı baÅŸlayan toplumsal kalkışma, hem de Güney Sudan ile yaÅŸanan sınır anlaÅŸmazlığına sahne olmaktadır.
Güney/Orta Amerika
Yazımızın önceki bölümünde de deÄŸindiÄŸimiz gibi, sol iktidarlar kuÅŸağının yeniden oluÅŸmaya baÅŸladığı Güney ve Orta Amerika’da, ABD merkezli müdahalelerin bu yıl da eksik olmayacağını söyleyebiliriz. Özellikle kıtanın ve dünyanın en büyük ülkelerinden Brezilya’da yapılacak seçimde, Lula liderliÄŸindeki İşçi Partisi’nin muhtemel zaferinin, Washington’ı iyice öfkelendireceÄŸi açıktır. Bu baÄŸlamda ABD emperyalizmi sol iktidarları istikrarsızlaÅŸtırmak, alaÅŸağı etmek için her yolu denemekten kaçınmayacaktır. İçerideki saÄŸ muhalefetin de iÅŸbirliÄŸiyle solcu liderler rahatsız edilmeye, ülkeler iç karışıklığa sevk edilmeye devam edileceÄŸini söyleyebiliriz.
OrtadoÄŸu
Kadim dönemden bu yana savaÅŸların, krizlerin, çatışmaların coÄŸrafyası olan OrtadoÄŸu yine kaynamaya devam edecektir. Yemen ve Suriye’deki savaÅŸ, ÅŸiddetini kaybetse de sürecektir. Çok parçalı Suriye’de İdlib meselesi patlama noktasına gelecek; Fırat’ın doÄŸusunda ve ÖSO-TSK kontrolündeki bölgelerde gerilim daha da tırmanacaktır. Lübnan’daki toplumsal, siyasal, ekonomik sorunlar daha da ağırlaÅŸacak, Hizbullah üzerinden İsrail ile sorunlar devam edecektir. İran ile ABD-İsrail-Körfez ülkeleri arasındaki gerilimin, müzakerelere raÄŸmen hiç ara vermeden süreceÄŸini söyleyebiliriz.
DoÄŸu Akdeniz
Türkiye’nin de merkezinde yer aldığı “DoÄŸu Akdeniz enerji savaşında” tüm giriÅŸimlere raÄŸmen tansiyon sık sık yükselmesini sürdürecek gibi durmaktadır. Nawtex’ler, sondajlar, sınır ihlalleri ve restleÅŸmelerle sürecek bu krizde, cephe hatlarının tahkimatı da artacaktır. Yunanistan-İsrail-Mısır ittifakının hamleleri, arayışları ve anlaÅŸmaları Ankara’nın “risk yönetimini” zorlaÅŸtıracaktır. Libya’da yeni oluÅŸacak merkezi yönetimin, Ankara’nın oyununu daha da bozması olası durmaktadır. Yılın son günlerinde “kardeÅŸ (!)” Katar Enerji’nin ABD’li ExxonMobil ile Güney Kıbrıs için sondaj çalışmasına baÅŸlaması, Ankara’nın “deÄŸerli yalnızlığını” daha da derinleÅŸtirmiÅŸtir.
TÜRKİYE’NİN DOST ARTIRMA ÇABALARI ve SEÇİMLER
Kapanmadan Vazgeçme, Mısır ve Yunanistan
Bir süredir “içe kapanan” ve “dost sayısını azaltan” Türkiye’nin 2021’e, kapanmasını nispeten geride bırakarak, ancak Covid-19’dan kurtulmasının pek de kolay olmadığı salgın koÅŸullarında girmiÅŸti. Bir önceki yılın hararetli Mavi Vatan deniz manevraları yerini “istikÅŸafi görüÅŸmelere” bırakırken, 10 yıla yaklaÅŸan gergin Kahire iliÅŸkilerinde yumuÅŸama/normalle çabaları gözlendi.
Bir önceki yıla oranla Yunanistan’la daha az gerilim, Mısır’la normalleÅŸme açıklamaları, Avrupa BirliÄŸi ile de, “kaldığımız yerden yeni bir sayfa açma” iradesi beyanıyla pekiÅŸtirildi. G-20 zirvesinde Biden ile verilen “dostane fotoÄŸraf” ve “beklenenden uzun süren ikili görüÅŸme”, Türkiye Batı ile eski rotasında bir iliÅŸkiye mi dönüyor sorusunu gündeme getirdi.
BAE, Ermenistan
2021’in sonuna doÄŸru geldikçe, “dost zincirini geniÅŸletme” yönündeki dönüÅŸümler daha belirginleÅŸti. Bu baÄŸlamda BAE ile Kasım sonunda gerçekleÅŸen “sıcak” görüÅŸme, Aralık ortasında Ermenistan’a doÄŸrudan temsilci atanma kararı ilk göze çarpan geliÅŸmelerdir. Bu geliÅŸmeler, hemen ardından “İslam Ülkeleri Hahamlar İttifakı” temsilcilerinin CumhurbaÅŸkanlığı YerleÅŸkesi’nde ağırlama adımları ile birlikte düÅŸünüldüÄŸünde, Ankara’nın 2021’i “geçmiÅŸ yıllara oranla daha fazla dost kazanmaya” hasrettiÄŸi söylenebilir.
Ancak bu tür açıklamaların ilk olmadığı, 19 yıllık AKP yönetiminde, örneÄŸin 2016 Nisanında olduÄŸu gibi, “Çok Dost, Az DüÅŸman” söylemi ile yeni bir çerçeveye geçildiÄŸi ifade edilip, sadece birkaç ay sonra tam tersi yönde adımlar atıldığı düÅŸünüldüÄŸünde, konuya “ÅŸüpheyle” yaklaÅŸmanın doÄŸru olduÄŸunu düÅŸünmekteyiz.
Seçim Hesapları
2021 yılındaki yukarıda özetlediÄŸimiz “yoÄŸun diplomatik hamleler”, kalıcı ve sistematik bir diplomasiye öncelik verme tercihinden kaynaklandığı konusunda endiÅŸelerimiz bulunmaktadır. Åžöyle ki, iktidarın “yavaÅŸ ama düzenli olarak oy kaybettiÄŸi” ÅŸartlara ekonomik krizin derinleÅŸmesinin de eklenmesi, AKP yönetiminin durumunu zorlaÅŸtırmaktadır. Bu durumda, yakın dönemdeki pek çok “zorlama dış politika adımının” duvara çarparak geri geldiÄŸi koÅŸullar altında “çok dost kazanma politikasını”, “iç siyasetteki sıkışmayı aÅŸmak için dış basıncı dengeleme” adımından daha fazlası olmadığını söyleyebiliriz.
2022 yılı da, erken seçim ya da seçim öncesi son dönemeç olarak, geçmiÅŸ 19 yıldaki uygulamalarında “dış iliÅŸkileri iç politika malzemesi olarak kullanan” AKP iktidarının “seçim merkezli dış siyaset adımları” geliÅŸtireceÄŸi bir dönem olacaktır. Bu dönemde garantiye alınmış bazı dış hamleler, bu hamlelere yönelik basıncı azaltacak “iliÅŸki çeÅŸitlendirmeleri” ile ÅŸekillenecek ve “süslenecektir”.
KAYNAKÇA
* The World Ahead 2022, The Economist.
* AydoÄŸan Özkan, “Ukrayna ‘satranç masasından’ kaldırılır mı?”, T24, 3.01.2022.