SÜMERLİ LUDİNGİRRA’DAN ÇAÄžLAR SONRASINA MEKTUP

Selim Sarısoy'dan alıntı

”…Biz yaptık onlar yıktılar,  biz yaptık onlar yaktılar. Halkımız hatta krallarımız tutsak oldu. Ailelerimiz dağıldı. Tarlalarımız, bahçelerimiz kurudu, hayvanlarımız açlıktan öldü ve böylece kökü binlerce yıl önceye dayanan ulusumuz yoruldu, dayanamayacak hale geldi ve içimize yavaÅŸ yavaÅŸ sızıp, bizi yiyen yabancıların kucağına bırakıverdi kendini.

Onlar yönetiyor bizi ÅŸimdi.”
Bu öyküleri neden yazıyorum?
Ben bir Sümerli öÄŸretmen, ÅŸair ve yazarım. Yaşım yetmiÅŸ beÅŸi bulduÄŸundan öÄŸretmenliÄŸi bıraktım çoktan; fakat ÅŸairlik ve yazarlığım ölünceye kadar sürecek herhalde.
Bu yaÅŸam öykümü daha çok gelecek nesiller için yazmaya baÅŸladım. Bizim ulusumuz, dilimiz, geleneklerimiz, sosyal yaÅŸantımız, sanatımız unutuluyor artık.
Bu güzel ülkemize her taraftan göz diktiler. Göklere uzanan basamaklı kulelerimizin, görkemli tapınaklarımızın, arı gibi iÅŸleyen çarşılarımızın, her tarafa ulaÅŸan kervanlarımızın, dümdüz uzanan yollarımızın, boy ürün veren tarlalarımızın, nehirlerimizde ve açtığımız kanallarda salına salına yüzen teknelerimizin, dolup taÅŸan iskelelerimizin, her tür bilgiyi veren okullarımızın ünü uzak ülkelere kadar yayıldığından; ilkel olan bu ülkelerin halkı kıskandı bizi. Fırsat buldukça üzerimize saldırdılar. Kentlerimizi yakıp yıktılar.
Topraklarımıza ilkel geldiler; sayemizde uygar olmaya başladılar. Ne yazıdan, ne tarımdan, ne sanattan ,ne dinden, ne okuldan, ne attan, ne arabadan, ne aydan, ne yıldan haberleri vardı.
Hepsini bizden öÄŸrendiler. Sonrada biz yaptık, biz bulduk diye öÄŸünmeye baÅŸladılar. Hep korkuyorum, bir gün gelecek; adımız da, uygarlığımız da unutulacak. Biz ne yaptık, ne baÅŸardıysak hepsini onlar üstlenecekler. Bu durum beni yıllardan beri üzüyordu.
Ben küçük bir adamım, bunu önlemek elimden gelmez diye yakınıyordum. Bir gün birdenbire aklıma geldi. Ben bir yazar olduÄŸuma göre, ulusumuzun bulduklarını, baÅŸardıklarını, geçmiÅŸimizi, geleneklerimizi, ne kadar uygar olduÄŸumuzu, gerek Sümerliliklerini unutmaya baÅŸlayan gençlerimize, gerek daha sonra gelecek kuÅŸaklara neden yazılarımla bildirmeyeyim dedim ve yaÅŸam öykümü yazmaya karar verdim. Böylece her tarafa, herkese, her çaÄŸa ulaÅŸacağımı umut ediyorum.
ÇocukluÄŸumdan bugüne tüm yaÅŸantımı anımsamanın, ulusumuzun binlerce yıllık geçmiÅŸini çıkarıp bir araya toplamanın pek kolay olmayacağını tahmin edersiniz herhalde. Fakat ben bu yaÅŸa kadar bir çok olaya tanık oldum. ArÅŸiv ve kütüphanelerde araÅŸtırma yaptım. Büyüklerimizden ,çevremden bilgiler topladım. Åžimdi bu biriken bilgiler ışığı altında, yaÅŸamımıza ait anılarımla birlikte ulusumuzun başından geçen acı tatlı olayları, gelenek ve göreneklerimizi, inançlarımızı, Tanrılarımızı size tanıtmaya çalışacağım.
Åžiirlerimizden, destanlarımızdan, masallarımızdan örnekler vereceÄŸim. Bunları sizi sıkmadan okutabilirsem ne mutlu bana!
Bizim uygarlığımız belki binlerce yıl sonra yaÅŸayan insanlara da geçecek. Bizim attığımız temeller üzerine yenilerini koyacaklardır.
Ah! Onlar da bizi hatırlayıp bıraktığımız kültür mirası için teÅŸekkür edebilseler…
Ludingira’nın YaÅŸam Öyküsü Tablet 1.
Muazzez İlmiye ÇIÄž : Sümerli Ludingirra.
Selim Sarısoy dan alıntı
 NOT.<Åžahabettin Küçükyazıcı: Sümerler muazzam bir toplum. Bütün ondan sonraki çaÄŸa ışık tuttu ve bütün ortadoÄŸu kökenli dinlere kaynak oldu.
Tevrat, İncil ve Kuran'daki nerdeyse tüm kavramlar Sümer yazıtlarından, Sümer tabletlerinden tercüme edilmiÅŸ ve aktarılmıştır. Bunu bütün tarihçiler ve de (Muazzez İlmiye Çığ) böyle söylüyor.
Nezaman ki sümer devletini persler ele geçirdi idarecilerinin adları Keykavus, Keyhusrev, Åžuppililuma oldu o zaman tarihden silindiler. Onların da adları Tük ismi idi. Tıpkı Osmanlı Devletinin ilk kurucularının isimleri gibi... Onların da isimleri ne zaman Arap ismi oldu, kültürleri Arap kültürüne, dinleri Emevi dinine, kanunları ÅŸeriata ve ilimleri İlmi Dine kaydı
o da battı...