VOLEYBOL VE HAÅžEMA

Serdar DEĞERLİ

Voleybol pantolonla ya da entariyle oynanmaz. Åžort olmadan, ne havaya o kadar zıplayabilirsin, ne de bilmem kaç km. hızla inen smacı insanüstü bir refleksle çıkartabilirsin.   VOLEYBOLUN HAÅžEMA’SI OLMAZ!!

Siz o güzel kafanızı hiç yormayın. O canım kızlar, sizlerin aksine, nerde nasıl giyineceklerini çok iyi bilirler.

Futbolla yatıp futbolla kalkan, icabında en yakın dostunu bile, sırf tuttuÄŸu takım farklı diye gözünü kırpmadan harcayabilen, baÅŸkaca hiçbir spor dalıyla hiçbir surette ilgilenmeyen ve dolayısıyla Voleybol gibi son derece popüler bir branşı “bacak ve popo göstermek” olarak algılayan, o tertemiz Cumhuriyet Kızlarına alenen ya da ima yollu dil uzatan, bunu yaparken de Ceza Kanunu’nu ihlal eden zihniyet hiçbir baÅŸarıya imza atamaz. Bu eÅŸyanın tabiatına aykırıdır.

Ama diÄŸer yandan, bir kez daha anlaşılmıştır ki, iÅŸine karışılmayan (ya da karışılsa bile her türlü müdahaleye göÄŸüs gerebilen), doÄŸru yöntemle yetiÅŸtirilen, disiplinli, vizyon sahibi, çalışkan insanlar amaçlarına ulaşırlar. Er ya da geç… 

Dünya çapında bir Kadın Milli Voleybol takımımız var. Vurdukları yerden ses getiriyorlar! Her anlamda! Ellerine saÄŸlık!  Üçüncü oldular, birinci de olabilirlerdi.  Benim için o kadar da önemi yok.

Dopingden, rüÅŸvetten, kirli veya büyük paralardan, ÅŸikeden, döner bıçaklarından, sonu gelmez ve ağırlıklı olarak safsatayla dolu spor programlarından uzaklar. Sadece layıkıyla iÅŸlerini yapıyorlar, hepsi o. Tek dertleri ellerinden gelenin en iyisini gerçekleÅŸtirmek. Goygoy da, magazin de, dedikodu da umurlarında deÄŸil. Hedefe odaklanmışlar, güvenle ilerliyorlar. Bacakları ya da vücut hatları için söylenen “kem” sözleri belki duymuyorlar bile. Dimdikler! Erkek egemen anlayıştan, kadını yok sayan anlayışa (d)evrilmekte olan bir toplumun gülen yüzleri onlar.

Aslında, yaptıkları ÅŸey voleybolun çok ötesinde. Maddi ya da manevi her türlü fenalıkla çepeçevre ablukaya alınmış insanlara umut dağıtıyorlar.

Tekrar ediyorum, dünya çapında bir Kadın Milli Voleybol Takımımızın olması ve bu takımın baÅŸarısını kutlarken İzmir Marşı’nı tercih etmesinin bambaÅŸka anlamları vardır.  Bulgaristan’daki yıllarında, sevgilisi Dimitrina’ya “Çok yakında kadınlar, yeniden doÄŸuracak kendilerini” kehanetinde bulunan Mustafa Kemal’in kastettiÄŸi kadınlar tam da bu kadınlardır.