İş yaşamında çalışanların performansını yönetmek ve geliştirmek yöneticinin işinin temel bir parçasıdır. Bu işin zor kısmı, kendisinden beklenen performans düzeyini karşılamayan ve çeşitli sorunlar yaratan insanlarla uğraşmaktır.
Düşük performansla çalışan ve zorluk çıkaran insanlar büyük olasılıkla art niyetli değillerdir, önyargılı bir biçimde, kötü insanlar olarak nitelendirilmemeleri gerekir. Onlar; şikâyet ederek, tembellik yaparak, zaman çalarak ve bazen de zarar verici davranışlarda bulunarak mutsuz ve umutsuz olduklarını dışa vurmaktadırlar. Zor insanlar, belki de iş ortamında kendilerini istedikleri gibi ifade edemeyen, varlıklarının ve değerlerinin fark edilmediğini düşünen, işe yaramadıkları duygusuna kapılan, hayal kırıklıkları yaşayan çalışanlardır. Amaç ve yön konusunda yeterince bilgilendirilmedikleri için çok çalıştıklarını düşünen, ancak akıntıya karşı kürek çekmekte olduklarını fark edemeyen insanlar da olabilirler. Bu insanların şirkete bağlı, özveriyle çalışan ve gelecek için umut veren üretken ve yaratıcı insanlar olma olasılıkları her zaman vardır.
Zor insanlar, davranışlarının iş ortamında yarattığı sorunların niteliğine ve zorluk derecelerine göre; yeni, tutarsız, dengesiz, ortalama, marjinal ve tahammül edilemez çalışanlar şeklinde altı başlık altında gruplandırılabilir.
Yeni çalışan, kendisinden ne beklendiğini öğrenerek işe başlar. Yetkinlik geliştirmesi ve verimli çalışabilmesi için zamana, eğitime ve rehberliğe ihtiyacı vardır. Bu insanın zor olarak nitelendirilmesinin bir nedeni, onu işe hazırlayan ve eğiten yöneticiye diğer görevleri için daha az zamanın kalmasıdır. Yeterli zamanı ayırmak kolay olmayabilir. Bazı yeni çalışanlar işleri kolayca öğrenirlerken bazıları işi öğrenmek için uzun süreye ihtiyaç duyarlar ve işleri daha da zorlaştırabilirler. Bu arada, tüm yeni çalışanların zor insanlar olacağını da düşünmemek gerekir.
Tutarsız çalışan, genellikle çelişen performans sergiler, iyi günleri, haftaları hatta ayları olduğu gibi kötü günleri, haftaları ve ayları vardır. Performansının neden düştüğünü ya da arttığını anlamak kolay değildir. Davranışları ve performansı öngörülebilir değildir.
Dengesiz çalışan, yaptığı işin bazı yönlerinde son derece güçlü ve başarılı olurken diğer bazı yönlerinde yetersiz kalmakta ve sorunlar yaratmaktadır. Örneğin, teknik beceri ya da sorun çözme anlamında çok başarılı iken insan ilişkilerinde oldukça zayıf kalabilmektedir. Bu, zihinsel ya da davranışsal değil, yetkinlikler anlamında dengesizliktir.
Ortalama çalışan, işin temel gereklerini yerine getirir, kendisinden sıradan görevleri ortalama bir performansla yapar. Yüksek kalitede iş yapmak gibi bir endişesi ve çabası yoktur. En alt düzeydeki işin ötesine hiç bir çaba göstermez. Özel projeler ya da yoğun çaba gerektiren dönemlerde yöneticinin katkı isteyebileceği kişiler listesinde en alt sıralardadır.
Marjinal çalışan, işin kritik boyutlarının çoğunda en düşük beklentileri bile karşılayamayacak düzeydedir. Bu kişi oldukça sessizdir ve her nasılsa görünmez olabilmektedir. Çoğunlukla boşa zaman harcamakta ve çalışma verimi çok düşük olmaktadır.
Tahammül edilmez çalışan ise çok az işi doğru yapar, zamanında bitirdiği iş neredeyse yok gibidir. Ortaya koyduğu iş çok azdır ve devamsızlığı da çok fazladır. Davranışları başkalarını rahatsız edicidir. İşleri ve eylemleri sıklıkla kendisi ve başkaları için ciddi sorunlar yaratır.
Bu gruplama, her zaman gerçekçi olmasa da zor insanlarla nasıl ilgilenileceği konusunda yol ve yöntem belirlemek açısından yararlıdır. Zor insanlarla ilgili konular açıldığında veya belirli bir zor insanla nasıl ilgilenileceği konusu gündeme geldiğinde “Performansı, tartışın ya da eleştirin, ama insanı değil” kuralına özen göstermek gerekir. Diğer bir ifadeyle, bir çalışanın sergilediği davranışları ya da eylemleri tartışmak doğru bir yaklaşımdır. Çalışanın kişisel özelliklerini tartışmak ya da eleştirmek ise kaçınılması gereken yanlış bir yaklaşımdır.