İyi yönetilemediği ileri sürülen genel seçimler sonrasındaki “örgütte yenileşme talepleri” nedeniyle alınmış olan karar gereği CHP’de kongre süreci başladı.
Yıllardır alışılagelen, İktidar Partisi liderinin ağır hatta çoğu kez hakaret içeren eleştirileri ise hız kesmeden devam ediyor. Bize göre, eleştirilere yerinde ve yeterince cevap verilebildiği söylenemez.
Eleştirilerin odağı, yine doğruluğu tartışılabilecek elli yıllık efsaneler.
Hızla tamamlanan mahalle delegeleri seçimleri ardından ilçe kongreleri de yapılıyor.
Özet olarak söylemek gerekirse; “Aynı tas aynı hamam. İdeolojik tartışma yok. Türkiye’nin geleceğine yönelik çözüm önerileri tartışılmıyor. Liyakat yok. “
Peki ne tartışılıyor? Kim delege olsun?
Peki kim karar veriyor? Üyesi çok olan, köylüsünü, akrabasını üye kaydedenler, belediye başkanları, bazı milletvekilleri veya genel merkez yöneticileri.
Bu belirleyicilerin bugüne kadar başarıları ne? Koskoca bir hiç.
Geçen dönem kazanılan yerel yönetimlerin uygulamaları ve sonuçları ile ilgili değerlendirmeler, sempozyumlar yapıldı mı? Hayır.
Ülkemizi sarsan büyük deprem nedeniyle uygulanan politikalar yeterince değerlendirildi mi? Hayır.
Yurdumuz insanlarının gelecek umutlarının yok olmasına neden olan ekononik kriz konusunde yeterli tepkiler, değerlendirmeler yapılıyor mu? Hayır
Oysa, Türkiye’yi sevenler, kongrelerden sonuç bekleyenler, CHP’nin derlenip toparlanmasını umut edenler, Atatürkçüler, ulusalcılar, sol ve sosyal demokrat hissedenler acaba bir şey değişir mi diye bekliyor umut ediyor.
Kongreler bildik manzaralara sahne olmaktadır.
Geniş grupların katılımını sağlayan düzenlemeler yerine, yaz sıcağından alelacele toplanmış belirli gruplarla yenilenme hareketi yürüttüklerini sanıyorlar.
Partiye egemen olmuş bir azınlık grup, (kendilerinin de inanmadığı) iktidar olacağız sloganları ile kongreleri yeniden kazanmaya devam ediyor. Zaten delege seçimleri sonunda kimin kazanacağı da belli olmuş durumdadır.
Birlik beraberlik , örgüt bütünlüğü, uzlaşı adına tek adaylı kongrelerle yola devam ediliyor. Birzamanların çok yerinde bir deyimle cici demokrasi, günümüz ortamında ise saray demokrasisi diyebileceğimiz bir yöntem gündemde.
Kimse, CHP oylarıyla TBMM’ye gönderilen 39 vekilden söz etmiyor.
Türkiye genel durumu üzerinde makro politikalar üretmek gibi bir çabaları olmayan bir kadronun, yerel yönetimlerle yetinmek gibi bir tercihi olduğunu söylemek istemiyorum. Ancak durum bunu gösteriyor.
Halen sürmekte olan kongrelerin, zaman kaybettirmekten başka bir faydası olmayacağını düşünüyorum.