Türkiye Gazeteciler Bayramı için, çeşitli görüşler ortaya atılmış, İlk gazetenin çıkışı bazı kesimlere göre 1831, yani Takvim-i Vakayi’nin yayınlanışı önerilmiş, ancak ilk resmi gazete olmasına karşın onu ilk gazete saymayan görüştekiler de 1861, yani Tercüman-ı Hakikat’ın çıkışını ilk gazete basılışını basın bayramı olarak savunmuşlar, sonunda,2. Meşrutiyet döneminde sansürün kaldırıldığı 24 Temmuz günü Basın Bayramı olarak kabul görmüştür.
Basın, demokratik yaşamın vazgeçilmez unsurlarından birisidir.
Basın, haber alma ve yayma özgürlüğünün en etkin aracıdır.
Günümüzde, vatandaş ile devlet arasındaki iletişimin sağlanmasında önemli görevi ve sorumluluğu vardır.
Özgür basının da, toplumsal değerlere saygılı olmak, tarafsız davranmak gibi sorumlulukları vardır.
Basını; haber verme, bilgilendirme, eğitme, eğlendirme, kültürel değerleri aktarma, denetleme, kamuoyu oluşturma gibi birçok işleve sahiptir.
Bu itibarla, basına sansür, basını bu temel işlevlerinden uzaklaştırır
Bu çerçevede, uzun mücadelelerin sonunda, basında sansürün kaldırıldığı 24 Temmuz 1908 tarihinin gazetecilik açısından bir milat, bir dönüm noktası olarak kabul edilmektedir.
Özgür basının, ulusların kalkınmalarında da doğrudan etkisi olduğu , sansür uygulanan ülkelerin geri kaldığı görülmektedir.
Büyük Atatürk “Basın milletin müşterek sesidir” sözü ile basına her alanda destek vermiştir.
Türkiye basını, sansürün uygulandığı, gazetecilerin cezaevlerine atıldığı, kaleme aldıkları yazılar nedeniyle işten atıldıkları veya baskı nedeniyle otosansür uygulamak zorunda kaldıkları dönemleri yaşamıştır. Günümüzde, özgür basın mücadelesinin tam anlamıyla başarıya ulaştığı söylenemez, ancak, Ülkemizin bu konudaki bütün engelleri aşabilecek güçte olduğuna inanıyoruz.
Çalışan basın emekçilerimizin, Gazeteciler ve Basın Bayramı’nı kutluyor, sansürsüz, özgür basın yaşamının bulunduğu günlere ulaşabilmeyi diliyoruz.
ÜLKEMİZDE BASIN ŞEHİTLERİ:
Türkiye basın tarihinde öldürülen ilk gazeteci: Hasan Fehmi (1874-1909) 6 Nisan 1909 gecesi arkadaşı Ertuğrul Şakir Bey ile Beyoğlu’ndan Sirkeci’ye giderken öldürüldü. Cinayet aydınlatılamadı!
Sabahattin Ali (1907-1948)Öğretmenlik görevine devam etmesi engellendi. Gazete , dergi çıkarmak istedi. Bu işlerde de başarı sağlayamayınca yurt dışına gitmek istedi fakat yurt dışına çıkması için izin verilmeyince illegal yollara 1948'de Bulgaristan'a kaçmak için yola koyuldu. Bulgaristan'a geldiğinde ise Ali Ertekin tarafından öldürüldü. 1948'de Bulgaristan'a kaçmak için yola koyuldu. Bulgaristan'a geldiğinde ise Ali Ertekin tarafından öldürüldü.
Abdi İpekçi (1929-1979) Milliyet Gazetesi'nde genel yayın müdürlüğü yaptı. Gazetecilik mesleğine her anlamda yenilikler getiren Abdi İpekçi, 1979'da Mehmet Ali Ağca tarafından aracında öldürüldü.
Ümit Kaftancıoğlu (1935-1980)11 Nisan 1980'de işe gitmek için evden çıktığı sırada Ahmet Mustafa Kıvılcım isimli kişi tarafından öldürüldü. Ahmet Mustafa Kıvılcım yakalandıktan sonra ise ifadesinde Ümit Kaftancıoğlu'nu solcu olduğu için öldürdüğünü belirtti.
Çetin Emeç (1935-1990) 7 Mart 1990’da işine gitmek üzere İstanbul Suadiye’deki evinden çıktığı sırada şoförü Sinan Ercan’la birlikte öldürüldü.
Musa Anter (1920-1992)Genç yaşında siyasete adım atan Musa Anter, ilk olarak Dersim İsyanı'nda gözaltına alında. Ardından pek çok kez gözaltına alındı ve idama mahkum edildi. Daha sonra af çıkmasıyla hapishaneden çıktı. Yine pek çok kez hapis hayatı yaşayan Musa Anter, 20 Eylül 1992'de öldürüldü.
Uğur Mumcu (1942-1993)Abdi İpekçi cinayeti ile ilgili hazırladığı dosyası ile büyük beğeni kazandı. Başarılı gazeteci, 1993'te aracına yerleştirilen patlayıcı nedeniyle hayatını kaybetti. Cinayetin failleri ise henüz bulunamamıştır!