Şahabettin KÜÇÜKYAZICI
Osmanlı İmparatorluğunun Orduları dağıtılmış, bütün tersanelerine girilmiş, Dünya Savaşını kaybeden Almanya ile birlikte inanılmaz ağır koşullar içeren bir anlaşma imzalamak zorunda kalmıştı. Bu durumdan en büyük zararı Türk Ulusu görmekteydi.
Büyük Önder Mustafa Kemal ve silah arkadaşları tarafından asla kabul edilemeyen koşullara bütün Türk Halkı karşı çıktı.
Türkler, Anadolu topraklarının paylaşılması için birleşen emperyalist güçlere karşı; dil, din, ırk, mezhep ve inanç farklılığı gözetmeden, el ele omuz omuza verip mücadele ettiler ve tarihte eşi ve benzerine az rastlanan büyük bir zafer kazandılar.
30 Ağustos, Ulusumuzun sonsuza kadar bağımsız kalmasını sağlayacak bir dizi askeri ve siyasi zaferin başlangıcı olmuştur. Bu nedenle, çağdaş ve saygın Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı gün olarak da kabul edilmelidir.
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “ “Ya İstiklal, Ya Ölüm!” diyerek başlattığı kurtuluş mücadelesine, karakterinde bağımsızlık olan ulusumuz, yediden yetmişe, genci yaşlısı, kadını erkeği ve hatta çocuğu ile katılmıştır. Bağımsızlık için ant içmiş Türk Halkının, sahip olduğu mücadele azmi ve inancı sayesinde zafer kazanılmıştır.
Zor koşullara rağmen, Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde kazanılan bu zafer, Bağımsız, özgür, çağdaş ve saygın Türkiye Cumhuriyetinin kapılarını açtığı gibi tüm dünyadaki mazlum milletlere de örnek bir mücadele olması bakımından büyük bir öneme sahiptir.
Büyük Zafer’den bir yıl sonra Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti, kısa süre içinde sanayide, ekonomide, eğitimde, sağlıkta ve yaşamın pek çok alanında önemli başarılara imza atmış tüm Dünyanın takdirini kazanmıştır.
GAZETE İSTANBUL