Önder ALGEDİK
Akşamcılar bu kadar vergi ile ne kadar sevildiğini biliyor mu? Bütçe çevreyi kirletenden değil akşamcıdan kazanıyor. Ne olursa olsun, 2018 yılı gibi 2019 da akşamcıların yılı olsun.
2018 yılı sezon finalini yılbaşı akşamı hep beraber yaşayacağız. 2018 oldukça ihtiraslı bir yıl oldu. Demokratik ülkelerde 10 yılda yaşanmayanı bir yılda yaşadık. Bir baktık şeker fabrikaları satılıyor, bir baktık adaletsiz bir seçim oluyor, bir baktık ülke asfalt ve beton ile kaplanırken her şey ama her şey tekelleşiyor. Ülkede güçlü olan ne varsa ithalat ve spekülasyon ile kontrol altına alınıyor. Tabii en büyük şeyi unutuyoruz, ülkede yaşanan çifte kriz.
Bir de tatlı tatlı bir rejim değişikliği var ki onu en başa yazalım.
ÇİFTE KRİZ
Türkiye’nin 2002-2017 yılları arasında toplam cari açığı 549 milyar dolar olarak gerçekleşti. Geçmiş dönemlere göre çok yüksek artışını nedeni iktidarın enerjide tekelleşme ve bu tekelleşme için ithalata yönelmesi idi. Böyle olunca aynı dönemde 563 milyar doları fosil yakıt ithal edenlere ödedik.
Bu, ekonomik krizde fosil yakıt ithalatının etkisi idi. Ama bir de iklim değişikliğine etkisi oldu. Her hava olayının aşırı olduğu bir yıl yaşadığımızı hepimiz biliyoruz. Bir ülkede her gün bir sel felaketi mi yaşanır?
2018 ekonomik kriz ve iklim krizinin yaşandığı bir yıl oldu.
KRİZLERİN AYI AĞUSTOS
Her şey 8 Ağustos günü Ordu’da yaşanan yağış sonrası ortaya çıkan sel felaketleri ile başladı. Çok açık ki bu kriz siyasetçi ve onların asfalt, beton, iklim, HES ve Karadeniz Otoyolu politikası sonucu idi. Yani 8 Ağustos Ordu sel felaketi politikacı kaynaklıydı.
Bu olaydan bir hafta geçmeden ekonomik kriz patlak verdi. 1 Ağustos’ta 5 TL’nin altında olan dolar 13 Ağustos’ta 6,88 TL’ye çıktı. Doların yılbaşında 3,8 TL olduğunu hatırlarsak krizin ne kadar derin olduğunu anlaşılacaktır.
Geriye baktığımızda ağustos ayında çifte kriz yaşandığı çok net ortada. Krizin öncüsü ve devamında bir dizi olay yaşanmış olsa bile kriz hâlâ devam ediyor ve doğru adımlar atılmadıkça etkileri daha derin olacak.
2019’DA BÜTÇE KRİZİ
2018 bitmeden mecliste 2019 bütçesi görüşüldü. Kimse pek konuşmadı, çoğumuz hissetmedik bile. Bütçe kapanışında Ayhan Bilgen yaptığı konuşmada bundan sonraki senelerde bütçe görüşmelerinde ilk gün önce bütçeyi oylayalım sonra burada konuşalım dedi ve ardından “Bir konu 20 günden fazla komisyonda, 10 gün burada konuşulur da bir cümlesi değiştirilemezse buna müzakere denmez münazara denir” dedi.
Yani virgülüne dokunulmadan ve açıktan sorgulatmayarak bütçe geçti. Kimse fark etmedi ama 2019 için bize ciddi roller düşüyor. Bunu, bütçe açık olarak ortaya koyuyor.
2018 AKŞAMCILARIN YILI OLDU
Bütçede halktan toplanan dört kalem çok değerli: Tütün, alkol, motorlu taşıtlar ve petrol-gaz gelirleri. 2018 yılında sadece bu dört kalemden beklenilen gelir 140,3 milyar TL olarak öngörülmüştü. Ancak ilk sekiz aylık gelirlere göre yapılan bütçe gerçekleşme tahminleri 5,5 milyar TL’lik kaybın olduğunu ortaya koyuyor. Gelir kaybının nedeni petrol-gaz ve motorlu taşıtlardan kaynaklanıyor. Bu iki kalem yaklaşık 13,9 milyar TL az gelmiş. Ama tütün ve alkol öyle mi? Akşamcı arkadaşlar bir araya gelip beklentinin 8,4 milyar TL üstüne çıkmışız.
İşin iyi tarafı petrol ve gazdan tasarruf etmişiz ve efkarlanmışız sanki. Alkol vergileri 1,8 milyar TL fazla toplanmış. Sadece fazla toplanan bu kadar para TBMM’nin 2019 yılı bütçesine eşit. Sigara içenlerin tahminlerden fazla ödediği miktar ise ise 2019 yılı Enerji Bakanlığı ve Şehircilik Bakanlığı bütçesinden daha fazla.
2018 yılı akşamcıların yılı olmalı gerçekten, devlet bunu ilan edebilir. Tahminlerin üstünde verdikleri bu para ile pek çok bakanlığı kurtarabiliyorlar.
2019’DA AKŞAMCILARA ÖDÜL VAR
Tabii ki bu başarı iktidarın dikkatini çekmiş olmalı ki 2019’da en fazla gelir artışını alkollü içkilerden sağlama fikrini sevmişler ve bütçede yer vermişler. Alkollü içki gelirlerini 2019’da yüzde 45 arttırıyorlar! Bu olağanüstü artış gösteriyor ki evde içkisini üretenler biraz daha örgütlenmeli. Yoksa ülke alkol ile çalışacak.
Dahası 2019’da beklenen 15,3 milyar TL alkol geliri neredeyse Diyanet İşleri ve Dışişleri giderleri toplamı kadar. Yani bir akşamcı bir diyanet ve bir de hariciyeyi finanse edecek.
Tütünde ise yüzde 21’lik gelir artışı bekleniyor. 2019 yılında sigara tiryakilerinden tam 45,7 milyar TL devlet para alacak. Yani bir Millî Savunma Bakanlığı bütçesi kadar vergiyi içlerine çekecekler.
Sadece bu dört kalemde toplam yüzde 10’luk bir artışı tütün ve alkol sağlıyor. Motorlu taşıtlar, petrol ve gaz ürünlerindeki gelir artışı neredeyse sıfır.
Madem iklim krizi, madem ekonomik kriz dedik, akşamcıların hakkını verelim. Bu kadar çevreyi kirleten kuruluş varken 2019’da öngörülen ceza ne kadar? Çevre idari para cezaları sadece 26,5 milyon TL. Peki ortalığı tarumar eden madenlerden devletin elde ettiği katkı payı geliri ne kadar? O da 607,8 milyon TL. Yani devletimiz çevreyi kirletenden alacağı parayı almıyor ama akşamcıdan alıyor.
Çok açık ki 2019 bütçesini öngörenler toplu taşımanın olmadığını, insanların bireysel taşıtlara mahkûm olduklarını ve bu şartlarda kimsenin arabaya binecek hâli olmayacağını, depoya LPG bile koyamayacağını ve kombiyi yakamayacağını öngörmüşler. Bu durumda insanların bir sigara tüttürerek, bir duble içeceğini bilerek bu gelirlerin artacağını bütçeye koymuşlar. Zaten devlet çevreye kirletenden ve doğayı yok edenden para almayacağına göre bu durumdan kederlenenlerden para almak en makulü olarak görmüş.
Yeni rejim akşamcıları seviyor. Akşamcılar bu kadar vergi ile ne kadar sevildiğini biliyor mu? Bütçe çevreyi kirletenden değil akşamcıdan kazanıyor.
Ne olursa olsun, 2018 yılı gibi 2019 da akşamcıların yılı olsun.
Mutlu yıllar.