TÜRKLER’İN YENİ YILI
“Nardugan Bayramı “
Karanlık ve aydınlığın 3 günlük savaşı olarak kabul edilen 22 Aralık günü gün ışığı başlayan, 24 Aralık akşamına kadar süren yıl döngüsü kutlamasıdır. Bu kutlamaya göre en uzun gece sona erip günler uzayacak ve Güneş daha fazla görünecektir. Güneş'in daha fazla görünmesi ise tanrının insanlara hediyesidir. Bugünü ilk kutlayanlardan birisi de Türklerdir.
Türkler eskiden beri 22 Aralık'ta gündüzün geceyi yenmesini bir zafer olarak nitelendirmekte ve bu zaferi akçam ağacı altında kutlamaktadırlar. Türklere göre güneşin doğuşu, yeni yıl döngüsü olarak kabul edilmiştir. Türkler, Güneş'e mitolojide 'Nar' ismini vermişlerdir. Türk atasözlerindeki 'Nar gibi yanıyor', 'Nar gibi kızardı' sözleri aslında 'Güneş gibi yanıyor veya kızardı' anlamındadır. Nardugan Bayramı olarak nitelendirilen bugün aslında Güneş'in doğuşu bayramıdır. Nardugan/Nartugan/Nardogan kelimeleri farklı Türk topluluklarındaki adlandırmalardır.
Türkler bu Bayram için özel bir hazırlık yapar mıydı?
Türkler, 22 Aralık öncesinde bu bayrama hazırlanmak için evlerini ve yaşadıkları yerleri temizlerler, yeni ve temiz elbiseler giyerlerdi. Türkler'de bugün Tanrı Ülgen'e sunulmak üzere hediye hazırlanır ve en yüksek tepede akçam ağacı altında dualar ederek hediyelerini buraya bırakırlardı. Bu olay gerçekleşirken bölgenin en bilge ve yaşlı kişisi en görkemli elbiselerini giyerek bu törene liderlik ederdi.
Bu bilge kişi, Ayaz Ata olarak bilinir. Bu törende kadınlar önceden bezler hazırlayarak tören sırasında akçam ağacına bağlarlardı. Bu bezler veya ipler genelde koyun/keçi yününden yapılırdı. Bu bezlerde motif olarak da hayat ağacı işlenirdi. Türklerdeki bu gelenek, İslamiyet'in kabulünden sonra evliyalar veya önemli insanların mezarlarına veya bu mezarların yakınındaki ağaçlara bezler bağlanması şeklinde devam etmiştir.
Türk kültürünün Rusları etkilemiş, Ayaz Ata adının Rusça'daki Ded Maroz (Ayaz/Soğuk Dede/Ata) olarak kullanmış ve yeni yılı kutlamışlardır.
Ayaz Ata kültürünün Ruslar'dan Türklere geçtiği iddialarının gerçeklik payı var mı?
Türk mitolojisinde Ayaz Ata isminde bir figür olup olmadığına dair tartışmalar vardır. Bu mitolojik inancın özellikle Hunlar ve öncesinde Gök Tanrı inancı ile alakalı olduğunu söyleyebiliriz. Türkler'de günümüzde özellikle Orta Asya'da ve Sibirya'daki Türk topluluklarında Ayaz Ata ve Kar Kız/Ayaz Kız kültürü vardır. Bazı uzmanlar bu kültürün Rus kültüründen geçtiğini iddia ediyorlarsa da tam tersi Türk kültürünün Rusları etkilediğini söyleyebiliriz.Ayaz Ata adının Rusça'daki Ded Maroz (Ayaz/Soğuk Dede/Ata) .
Türkler'de kış dönümü Hunlar döneminde kutlanan bir gelenektir. Türk mitolojisinde hayat ağacının kutsallığı, Gök Tanrı'nın en yüksek tepede yaşadığına inanılması ve özel günlerde hediyeler sunulması bir gelenektir.
Ünlü yazar Cengiz Aytmatov'un "Gün Olur Asra Bedel" adlı romanında Ayaz Ata geleneği Türklerin mitolojik kahramanı olarak işlenmektedir. Rusların Ded Maroz'u kurgularken Türk mitolojisindeki Nardugan Bayramı'nı örnek alması, sanki bu geleneğin Ruslardan Türklere geçtiği gibi algılansa da, tam tersi bir durum söz konusudur.
Ayaz Ata geleneği, Türklerde özellikle Sibirya ve Altay Dağları çevresinde yaşayan Türkler'de yaygın olarak kutlanmıştır. Kuzey Türkleri özellikle Şaman/Kamları kullanarak kış dönümünü kutlamışlardır. Türkler'de Şamanlar en bilge ve tanrıya ulaşılması için başvurulan bir varlık olarak görüldüğünden Ayaz Ata olarak görev de onlara verilmiştir. Ayaz Ata geleneği, genelde Kuzey Türkleri için vardır. Güney Türkleri olarak kabul edilen Oğuzlar'da bu gelenek, daha çok Nevruz olarak kutlanmıştır.
Yakın dönemde özellikle Kazakistan'da Ayaz Ata geleneği oldukça yaygınlaşmıştır. Kazak şairi Abay Kunanbayev'in Ayaz Ata'yı tanımladığı şiiri şöyledir:
"Ak giyimli gövdeli, aksakallı/Kör ve sağır tanımaz diri canlı/Üstü başı ak kır, rengi soğuk/Bastığı yeri gıcırdatıp, gelip kaldı./Nefesi tipi, ayazla kar/İhtiyar baba: Kış, gelip hüzün saldı./Uçmaz külahını ok gibi dimdik yapıp/Ayazla kızarıp parladı./Bulut gibi kaşları kapamış iki gözün/Başını silkse kar yağdırıp seni zorladı."
"Bu gelenek, Ruslardan da, Hristiyanlardan da eskiye dayanmaktadır"
İslamiyete geçiş sonrası bu gelenekler nasıl bir forma büründü?
Kuzey Türkleri, İslamiyeti kabul ettikten sonra Ayaz Ata da kimsesizlere, yolda kalanlara, zorda kalanlara yardım eden evliya rolüne bürünmüştür. İslam inanç kültüründeki 'Hızır' kimliğini, İslam öncesi Türklerde Ayaz Ata üstlenmiştir. Kazak Türklerinde kışın karşılanması Soğumbası adlı törenle kutlanmaktadır. Eski Türk mitolojisinde yel (rüzgar), evreni döndüren, şekillendiren bir güçtür. Ayaz aslında yel sayesinde oluşur. Efsaneye göre, Ülker burcunun altı yıldızı, göğün altı deliğidir. Bu deliklerden yeryüzüne soğuk hava üfler ve kış oluşur. Ayaz Ata ise bu soğukta darda kalanlara ve ihtiyaç sahiplerine yardım eden bir kişidir. Eski Türkler ilk zamanlarda Ayaz Ata kültürünü Yel Ana olarak da tanımlamışlardır. Yel Ana kültürü zamanla Yel Ata olmuştur.
Yeni Yıl Bayramı Nardugan, Ayaz Ata ise bu bayramın simgesidir. Akçam ağacı ise tanrı ile kurulan bağlantının simgesidir. Türklerin işlediği halı, kilim ve diğer motiflerde hem akçam ağacı hem de Ayaz Ata motifleri bulunmaktadır.
Ayaz Ata, her yıl 22 Aralık'tan sonra gelen ilk dolunayda ortaya çıkar ve 1 Şubat'a kadar kutlamalar devam eder. Kuzey Türklerinde 21 Aralık'an sonra ilk dolunayın çıktığı ilk gün, yeni yılın ilk günüdür.
Türkler, Yel Ata kültürünü zamanla Ayaz Ata olarak adlandırmaya başlamışlardır. Türk topluluklarında Kutsal Baba, Çam Baba olarak da anılan Ayaz Ata kültürüne zamanla ona iyiliklerinde yardım ve eşlik eden kızı, bazı hikayelere göre de torunu eklenmiştir. Ayaz Ata, Özbekçe Ayoz Bobo veya Ayaz Ota, Kırgızca Ayaz Ata, Kazakça Ayaz Ata olarak nitelendirilmektedir. Bazı Türkler ise Ak Ayas olarak isimlendirmektedir. Başkurt lehçesinde Ayaz Ata, Kış Babası olarak yer alır. Torunu ise Kar Güzeli adıyla anılır. Tatar kültüründe ise Qış Babay (Kış Babası), torunu ise Kar Kızı olarak tanımlanmaktadır
Türkler’de Yılbaşı kutlamak çok eskidir.
Yeni Yıl Nevruz ile başlamaktadır.
Yeni yılda kutlama yapılmaktadır.
Bayramlar, kış dönümü ve bahar dönümü olarak adlandırılmaktadır. İslamiyet’in kabulüyle birlikte, kutlamalar Hristiyan geleneği olarak görülmeye başlamıştır.
Fakat Türklerde hayat ağacı kültürünün yaygın olarak kullanıldığını düşündüğümüzde, Türklerin yeni yıl kutlamalarının Hristiyanlıktan çok daha eskiye dayandığını söylemek mümkündür.
Türk kültüründeki Ayaz Ata geleneği, soğukların bitmesine neden olan iyi bir ruhun varlığına olan inançtır.
Ayaz Ata bir kızakla gelir, Ay Tanrısı ile iletişim kurarak soğukların bitmesine aracılık ederdi. Görevi, soğuk havaya karşı Türkleri korumak olduğuna inanılırdı.