Mahallemizin bekçisi, çocukluğumuzun önemli anıları arasındadır. Bekçiler, mahalleyi tanır, gerektiğinde her türlü bilgi ondan alınır, onun düdüğü gecenin karanlığında bir güvencedir.
Her alanda olduğu gibi, güvenlik konusunda da son yıllarda yapılan değişiklikler çerçevesinde Bekçilik Müessesesine gerek olmadığı düşünülmüş olmalı ki bekçilerin karakollarımızdan ayrıldığına tanık olduk. Emniyet hizmetleri tamamen polis tarafından sağlanmaya başladı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya göre, "polis en başarılı dönemini geçiriyor." Burada "polis" derken, "jandarmayı" da içine katıyor olmalı. Genel olarak iç güvenlik ile ilgili bir durumdan söz ediyor çünkü. Soylu’nun sözlerinde gerçek payının hayli yüksek olduğunu da teslim etmek gerek. Türkiye’de hırsızlıklar, 2018 yılı Aralık sonu itibariyle bir önceki yıla göre yüzde 19 azaldı mesela. (Adi hırsızlıktan söz ediyorum tabii. Devlet hazinesinin bir şekilde yağmalanmasından değil. O suç sayılmıyor artık Türkiye’de.) Evlere girilerek yapılan soygunların sayısındaki azalma da aynı dönem için etkileyici: Yüzde 26. Otomobilden hırsızlık ise yüzde 50 oranında azalmıştı. Çalınan otomobil sayısında küçük bir artış var: 865’ten, 1.350 adete çıkmış. Artan otomobil sayısı ile birlikte hesaplandığında kayda değer bir artış yok. 80 milyonluk ülkede "otomobil çalınmıyor" anlamına geliyor bu zaten.
Türkiye’nin en büyük kenti İstanbul, kendi cesametindeki Dünya kentleri arasında çok emniyetli şehirlerden biri. 2019 yılında The Economist Intelligence Unit’in En Güvenli Şehirler Endeksi’nde 60 büyük kent arasında 36’ncı sırada yer aldı. İki yılda bir yayınlanan bu endekste 4 sıra iyileşmeye işaret ediyor bu.
17 mega kent içinde güvenlik bakımından 7. Sırada. Sokaklarında 1 milyon 300 bin işsizin gezindiği bir kent İstanbul. Bunlar iş aramaya devam edenler. İş aramaktan tamamen vazgeçtiği için istatistiklerde görünmeyenler cabası. Ayrıca 500 binden fazla değişik milletlerden göçmene de ev sahipliği yapıyor. Ve bu kentin sokaklarında gezinirken bir huzursuzluk hissetmiyorsunuz.
Türkiye’nin geneline de bakarsak asayişi bozan endişe verici bir suç artışı görünmüyor. Yani ülkemizde asayiş berkemal. Bir takım vakalar oluyorsa da, Türk polisi bunları yakalıyor! Bu benim gözlemim değil, istatistikler bunu söylüyor.
Böyle bir ortamda, bekçi kadrolarının yeniden ihdas edilerek istihdam yapıldı. Bir süre sonra da , bekçilere neredeyse polis yetkileri veren bir yasa için TBMM toplandı.
Bu durumda ister istemez, yeni Yasa ile polisin ve jandarmanın başaramadığı ne var ki bekçiler istihdam edildi ve yeni yetkiler veriliyor? Sorusu akıllara takılıyor.
Biz Gazete İstanbul olarak, yeni düzenlemenin hayırlara vesile olmasını diliyor, bekçilerimizden hayırlı mesailer bekliyoruz.
Devletimize ve milletimize hayırlı olsun.