Açılış konuşması , Trakya Platformu Dönem Sözcüsü Av. Gülşen Tufan gerçekleştirdi. Tufan konuşmasında, "Bugün bölgemizde planlama adı altında, geleceğimizi ve değerlerimizi yok eden tehditleri, kanıtları ile birlikte konuşacağız. Trakya'daki yaşam mücadelesinin ortaklaşa yürütülmesi adına Tekirdağ, Edirne, Kırklareli illerindeki meslek odaları ve sivil toplum kuruluşları olarak, 2013 yılında Trakya'da çevre mücadelesinin dayanışma içinde, bir bütün halinde ve daha gür bir sesle dile getirilmesi adına Trakya Platformu adı altında birleştik ve birlikte mücadele etme kararı aldık. Buradaki amaç, Trakya'nın bir bütün olarak ekolojik, kentsel, doğal, çevresel, tarihsel, sosyal, kültürel değerleri ile korunması ve gelecek kuşaklara ve zamana aktarılabilmesi, hepimizin yaşamsal varlık sebebidir. Trakya'nın değerlerinin, varlıklarının talan edilmesine, ranta açılmasına, hukuka, bilime ve kamu yararına aykırı olarak planlanmasına, sağlıklı ve dengeli bir çevrenin ve kent yaşamının yok edilmesine, zarar görmesine karşı Trakya'da mücadeleyi bir bütün olarak sürdürebilmek, iletişim ve dayanışmada bulunmak, birlikte çalışmalar yürütmek, toplumsal bilinç ve duyarlılığı oluşturmaktır temel amacımız. Trakya platformunun herhangi bir kişisel, siyasi ve ticari bir amacı söz konusu değildir. Gönüllülük esası ile bir araya gelinmiş ve bir dayanışma birlikteliğidir. Trakya platformu kısacası emperyalizmin sömürgeciliğine karşı Trakya'daki Kuvay-ı Milliye ruhudur. Bizim amacımız, Trakya'da doğanın, insanın ve tüm canlı varlıkların korunması, bunun için mücadele edilmesidir. Sadece ticari çıkarlarla bölgenin geleceğinin planlanması, verimli tarım topraklarının kirletici sanayi atıkları ile yok edilmesine karşı akıl, bilim, hukuk ve vicdan dışı düzenlemelerin geri dönüşü olmayan hataların önüne geçmek için hep birlikte mücadelemizi sürdüreceğiz. Ben, bu duygu ve düşüncelerle sempozyumumuzun Trakya'nın geleceğinin korunması açısından önemli olduğunu düşünüyorum ve faydalı olacağını umuyorum" ifadelerine yer verdi.
"ÇÖPTEN ENERJİ ÜRETECEĞİZ"
Geleceğe yönelik hamlelerle gelecek nesillere temiz bir çevre ve gelecek bırakmak istediklerini ifade eden Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak da, "Bu sempozyum, bana bu şunu gösterdi ki, Trakya asla kirlenmeyecek ve kirletilmesine izin verilmeyecektir. Trakya'yı bir bütün olarak düşündüğümüz zaman, 1 milyon 800 bin nüfus var bu bölgede. Bu demektir ki, yani bölgede her gün 1 ton 800 kilogram atık çıkıyor. Üstelik nüfusumuz da her geçen gün artıyor. O yüzden böyle toplantıları insanların bilinçlenmesi açısından önemli görüyorum. Tekirdağ 30 Mart 2014 tarihinde büyükşehir oldu. Merkezin ismi uzun yıllardır Tekirdağ iken, 30 Mart 2014 itibariyle Süleymanpaşa oldu. Yine aynı şekilde, yıllardır köy statüsünde bulunan yerleşim yerlerimiz bir gecede mahalle oldu. Çorlu ilçemiz, Ergene ve Çorlu olarak ikiye ayrıldı. Yine aynı şekilde Çerkezköy ilçemiz, Kapaklı ve Çerkezköy diye ikiye ayrıldı. Tekirdağ, 11 ilçenin genel ismi oldu. Vatandaş bu değişime alışmakta biraz zorlandı. Göreve ilk geldiğimiz zaman, Büyükşehir'in kuruluş aşamasında büyük zorluklar yaşadık. Bizimle birlikte Büyükşehir olan iller arasında altyapısı olmayan tek il Tekirdağ'dı. Temiz ve sağlıklı bir çevre için ilk olarak il genelinde kapsamlı bir altyapı hamlesi başlattık ve bunu büyük oranda tamamladık. Sonrasında altyapısı biten bölgelerimizde, ihtiyaçlar doğrultusunda üstyapı çalışmalarımızı başlattık. Üstyapı çalışmalarımızda da önemli mesafeler kaydettik. İşin zor kısmını tamamladık diyebilirim. Büyükşehirin ikinci ve üçüncü dönemlerinde çok daha güzel hizmetler götüreceğiz Tekirdağlı vatandaşlarımıza. Sizlere güzel bir müjde vereyim, 19 Temmuz 2018 tarihinde Tekirdağ için hayati derecede önem taşıyan bir ihaleye çıkıyoruz. Entegre Yönetim Sistemi, yani artık 1 milyon nüfustan çıkan çöpten enerji üreteceğiz, diğer atıkları tasviye edeceğiz, değerlendireceğiz. Tekirdağ'ın atık problemini lehimize çevirerek ortadan kaldıracağız." Dedi,
Sempozyumun ikinci oturumunda ise ana başlık olarak, "Değerlerimize Yönelik Tehditler" ve "Mevcut Duruma Yönelik Kanıtlar ve Planlanan Gelecek" konuları görüşüldü. İkinci oturumda ilk olarak Prof. Dr. Doğanay Tolunay, "Yaşam Varlıklarımıza Yönelik Tehditler" konusunda örneklerle de zenginleştirilmiş bir sunum gerçekleştirdi. "Tarih, Kent, Kültür ve Demografi konusunda Prof. Dr. Mahmut Güler, "Sağlığımıza Yönelik Tehditler" konusunda da Doç. Dr. Gamze Varol, katılımcılara yönelik önemli bilgiler sundu.
Programın üçüncü oturumunda da ana başlık, "Mücadele ve Çıkarılacak Dersler" Olumlu Deneyim ve Kazanımlar" konuları oldu. Üçüncü oturumun ilk sunumunu "Trakya'da Hukuk Mücadelesi" konusu ile Av. Bülent Kaçar gerçekleştirdi. "Yerelde Alan Savunması" konusunda Göksal Çidem, "Çıkarılacak Dersler" üzerine de Müh. Erol Özkan gerçekleştirdiği sunumla katılımcıları bilgilendirdi.
Oturumların ardından "Çözüm Önerileri", "Ödevler ve Ödevliler" başlığıyla karşılıklı görüş alışverişinde bulunuldu. Programın bu kısmında, Vize Ziraat Odası Başkanı Aypar Erker, çevre sağlığında sivil toplum kuruluşlarının rolünü değerlendirdi. Saray Belediye Başkanı Nazmi Çoban ise yerel yönetimlerin konu hakkında yapabileceklerini anlattı. Akademi alanında çevre sağlığı ile ilgili değerlendirmeleri Prof. Dr. Faruk Yorulmaz yaparken, Kırklareli'nin Vize ilçesine bağlı Pazarlı Köyü Muhtarı Mustafa Özdil de katılımcılara yönelik bir sunum gerçekleştirdi.
Gün boyu devam eden sempozyumun ardından sonuç bildirgesi okundu. Sonuç bildirgesini, Prof. Dr. Burcu Tokuç, Av. Coşkun Molla ve Yazar Ziya Gökerküçük okudu.