dakika dakika tekirdağ çorlu haberleri

gazete tekirdağ
ANA SAYFA   |  HAKKIMIZDA   |  GÜNDEM   |   POLİTİKA    |   EKONOMİ    |   SPOR   |     İLETİŞİM  

 CHP bu hafta sonu 35. Olağan Kurultay’nı yapıyor. Kurultay hazırlıkları sürerken, CHP liderinin yeniden Genel Başkanlığa seçileceğine kesin gözüyle bakılıyor. Kılıçdaroğlu’nun, Parti Meclisi ve MYK’da değişiklikler yapacağı ifade ediliyor. CHP bu kurultay ile birlikte yeni bir sürece girecek. 2019 yılına kadar seçim olmadığı için CHP bu süreci örgüt yapısını düzenleyerek seçimlere hazırlık yapması bekleniyor.  Kurultayın ardından örgüt yapısının tamamen değiştirileceği, gençlerin ve kadınların daha fazla ön planda olacağı yeni bir örgütlenme modelinin benimseneceği ve partideki tüm üyeliklerin sıfırlanacağı belirtiliyor. Özellikle bu yıl içinde yapılacak  ‘Tüzük kurultayı’ ile ilk olarak partinin örgüt yapısı değiştirilerek, gençlik kolları ve kadın kollarının da yeniden örgütleneceği vurgulanıyor. Tüzük değişikliğiyle birlikte CHP’de tüm üye kayıtlarının sıfırlanması düşünülüyor. Taslak planlamaya göre yeni bir üye yazımı süreci başlatılacak. Üye kayıtları yenilenerek, her üyenin aktif olarak parti çalışmalarına katılması ve “partiye aidiyet” duygusunun güçlendirilmesi amaçlanıyor.

CHP'NİN 1 MİLYON 200 BİN ÜYESİ VAR

Yönetimin üye sıfırlamasını ‘aidat’ üzerinden yapacağı da konuşuluyor. Aktif üyelik sistemi ile üyelerin parti içinde etkinliklerinin artırılacağı ‘naylon’ üyeliklerin önüne geçileceği dile getiriliyor. CHP’nin şu anda yaklaşık 1 milyon 200 bin üyesi bulunuyor. CHP’nin son dönem tarihinde tek üye sıfırlaması 1999 yılında eski Genel Başkan Altan Öymen döneminde yapıldı. O dönemde 1 milyon 800 bin üyesi olan CHP’nin üye sayısı yapılan ‘sıfırlama’ ile 148 bine düştü.

Peki o dönemde üye sıfırlaması nasıl yapıldı?

CHP’nin eski Genel Başkanı Altan Öymen CHP’nin son dönem tarihinde bir ilk olan 1999 yılında yaptıkları üye sıfırlamasını Radikal’e  şöyle anlattı:

CHP seçimlerde baraj altında kalınca dönemin Genel Başkanı Deniz Baykal istifa etti. Seçim oldu ve ben partinin Genel Başkanı seçildim. Göreve geldikten sonra sonuçlara ilişkin raporlar hazırlayıp, nerelerde kayıplar yaşadığımızı saptamaya ve analiz etmeye başladık. Genel Sekreterimiz Tarhan Erdem’di. MYK üyesi arkadaşlarla birlikte gördük ki üye sisteminde de sıkıntılar var. Bazı yerlerde üyemiz bile partisine oy vermemişti.

Parti üyeliği öyle sıradan bir şey değil. Partiye üye olan kişilerin, yapması gereken işler vardır. Partiye oy, üye kazandıracak. Seçim çalışmaları yapıp, partinin toplantılarına katılacak.  Parti içinde seçme ve seçilme hakkı olacak.  Bizim incelemelerimizde parti üyesi kişilerin büyük bir kısmının bu özelliklerini yitirdiğini gördük. Türkiye’deki partilerde görülen bir şey var ki, parti içi seçimlerde kazanmak için aday olacak kimseler kendi taraftarlarını üye yapmaya çalışırlar. Partinin bir ilçesinde görevliyim bir yere de aday olacağım o zaman o insanlar gelip oy versinler. Amaç budur. Bu gayet normal olmakla birlikte aşırısı da yapılıyor. Bu durumda haddinden fazla üye yazılıyor. (O üyeliğe siyaset jargonunda naylon üye denir.) Üyenin artması iyidir ama partiye bir inanışı olması da gerekiyor. Bir kural da var o da bir kişi ancak bir partiye üye olabilir. Ama bu öyle bir hale gelmişti ki, bir zamanlar bir kişi iki partiye de, üç partiye de üye oluyordu. Aslında partilerin bunu denetlemesi gerekiyor. Bir partiye üye olan kişi bizim partiye de üye olmuş. Böylece partinin üye sayıları artmış. Bazı kişilere başka partiye üye olduğunu söylediği halde ‘olsun canım bize de üye ol’ demişler. Oy için partilerin üye sayıları artmış.

Üye incelemesi Anayasa Mahkemesi tarafından da yapılıyor ama bu sistem de sağlıklı işlemeyince üye sayıları şişirilmiş oluyordu. Bunu normale getirmek gerekiyordu.Yaptığımız incelemede partinin kayıtlı üyesi 1 milyon 800 bin civarındaydı. Anayasa Mahkemesi kayıtlarına göre 1 milyon 900 bin gözüküyordu. İlçe ve illerde kontrol ettiğimizde 1 milyon 800 bin civarındaydı. Şu belli olmuştu ki bu üyelerden bir kısmı ‘naylon üye’ denilen bölümdendi. Toplu kayıtlar yapılmıştı.

 'BİN ÜYE VAR AMA 200 OY ÇIKIYOR'

Örneğin bir yerde partinin bin üyesi var. Ama 200 oy çıkmış. Tüzüğe göre parti üyeleri partiye oy vermek ve aynı zamanda oy kazandırmak zorundadır. Şu ortaya çıkıyor ki parti üyeleri partiye kendi oylarını bile vermemişler. Bu çok yaygın bir şey olmuş. Ön seçim yapınca gerçek duruma uygun sonuç çıkmıyordu.  Biz de mademki kişi partiye üyedir, gitsin bunu deklare etsin istedik. Üye kayıtlarını yenilemeye karar verdik. Üyelere duyuru yaptık.

 '45 GÜNLÜK SÜRE KOYDUK'

45 günlük süre koyduk ve gazetelere ilan da verdik, partililere gidin üyelik kaydınızı yenileyin dedik. Bunun için de fotoğraf vermesi, beyanname doldurması ve 3 lira aidat ödemesi gerektiğini bildirdik. Bu beyannameyi dolduran üyeye bir de alındı belgesi veriliyordu. Kayıt yaptıran kişi üyeliğini ispat için alındı kağıdını saklaması gerekiyor. Öyle bir sistem kurduk ki kimse o üyenin kaydı üzerinde oynama yapamıyordu. Bir üye yazım ekibi oluşturduk, ayrıca üye yazım bürosu kurduk.  Oraya kimse giremiyordu. Oradaki bilgisayarlara kaydı yapılınca kimse o üyeyle ilgili başka işlem yapamıyordu.

1 MİLYON 800 BİN ÜYE, 148 BİNE DÜŞTÜ

Bu süreçte üyeler ilçelere gittiler kayıt yaptırdılar. Verdiğimiz süre sonunda 148 bin civarında üyenin kayıt yaptırdığını tespit ettik. Böylece artık biliyorduk ki, hakikaten bu kişiler partiliydiler. Partinin programlarına, partinin eğitim programlarına katılacak. Partinin programına katılmaları gerekiyor. Partinin üyesine vatandaş sorduğunda kime sorarsa sorsun üyelerden parti programına uygun görüşler alacak. Tüzük değişikliği yapacaktık. Her yere ön seçimle gelinir, parti içi tüm seçimleri bu tüzüğe göre yapacaktık. Sonra biz değiştik. Olağanüstü kurultayda yönetime yeniden Baykal ekibi geldi. Tekrar eski usule dönüldü.

Yapılan Yorumlar
BACAKLARINIZI GÜÇLÜ TUTUN