"Türkiye'nin Otomobili" tanıtım toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Devrim otomobilin önünü kesmeyi başardılar ama bu defa devrim otomobilinin önünü inşallah kesemeyecekler. Devrim otomobilinin benzini olmadığı için yolda kalmasını projeyi boğma kampanyasına çevirenler, Türkiye’nin Otomobili için de aynı şeyi yapmaya çalışacaklardır. Ama bu kez izin vermeyeceğiz.” dedi. Tören başında, DEVRİM otomobilini de inceleyen Başkan Erdoğan, yeni tasarımın test sürüşünübizzat yaptı.
Bilişim Vadisindeki törende Necmettin Erbakan'ı anarken, yerli otomobili engellemeye çalışanları tek tek anlattı.
“Devrim otuz yıl sonra bile çalışıyordu”
DEVRİM OTOMOBİLİNİ DÖNEMİN YETKİLİLERİNİN AĞIZINDAN DİNLEYELİM:
KEMAL KAPLAN ANLATIYOR
Şükrü Er yaşamının mihenk noktalarını, Türk sanayinin nereden nereye geldiğini anlatırken, söz Devrim’e geldi: “Projede yer alan mühendislerden biriyim. Devlet Demiryolları’nın Eskişehir fabrikasında bir alan bize tahsis edilmişti. Ankara ve Sivas fabrikaları da bize destek veriyordu. İnsan üstü bir performansla dört ayda dört otomobil ürettik. Bu dört otomobil için üç tipte, on adet de motor ürettik. Dünyada görülmemiş şey… Bir kısmı mühendislerden oluşan 30 kadar personel alınlarının akıyla projeyi bitirdi. İki tanesi 29 ekim için Ankara’ya gönderildi. İlk orada halkın karşısına çıkacaktı. Araçlardan birine yakıt konmamış. Gürsel bu araca bindi araç durunca tüm basın, buraya hücum etti. Arkadan gelen ikinci araç paşayı alıp meclise gitti. Lakin kimse bundan söz etmedi. Biz çalışmaları sürdürürken, gazetelerde günlerce aleyhte yazı çıkmıştı. “Türkler otomobil üretemez” diye kampanya başlattılar adeta. O dönem sanayi bakanı olan Şahap Kocatopçu projeyi şiddetli kınayanların başında geliyor. Onunla çok kavgalarımız olmuştur. Bürokrasi içinde aleyhte bir lobi oluşturulmuştur. Devrim’in üretilmeme sebebi başarısızlık değil, tamamıyla siyasidir ve ABD baskısı vardır arkasında. Amerika’dan çok sayıda yetkili gelip temaslarda bulunmuştur. Araca benzin konmaması veya depodan benzinin boşaltılması ise resmen sabotajdır. Zamanın hükümeti yabancı destekli bu lobiye direnememiştir. Bu araçlar biri halen Eskişehir’de. Olayların üzerinden 30 yıl geçtikten sonra, gidip gördüm ve içine girip çalıştırdım. Hiçbir sorun yoktu”
Şükrü Er’in anlattıkları içimi sızlatmış Türk milletine yapılan bu haksızlığı hazm edememiştim doğrusu.
Amerika önce engelledi sonra kendi üretti
Aylar sonra, kendisini önceden tanıdığım Şahap Kocatopçu’yu evinde ziyarete gittim. 89 yaşındaydı ve sağlığı oldukça iyiydi.
Kocatopçu da Türk sanayisine büyük emek vermiş, iki kez-darbe dönemlerinde-sanayi bakanı olarak görev yapmış, TÜSİAD kurucularından ve ilk başkanlarından, 26 yıl Şişe Cam genel müdürlüğü yapmış, bir zat-ı muhterem. 1930’lu yılların sonunda yüksek öğrenim için devlet bursuyla, önce Belçika’ya II. Dünya Savaşı başlayınca ABD’ye gönderilmiş.
Okul yılları, Türk sanayisi… Mevzu uzuyor, bir türlü Devrim konusu açılmıyordu. Bir ara söze girdim: “Efendim Devrim’den bahseder misiniz. Siz o dönem Sanayi…” “bakanıydınız” dememe fırsat vermeden, yaşından beklenmeyecek bir hiddetle, “Bana ondan bahsetme” diyerek cümleyi bitirmeme fırsat vermedi. Sonra sakinleşti, duruldu, ben şaşkınlığımı üzerimden atamadan anlatmaya başladı: “O zaman Şişe Cam genel müdürüyüm. Gürsel Paşa emretti, sanayi bakanı olarak göreve başladım. Birgün beni huzuruna çağırdı. Yerli otomobil üretmenin olasılıklarını sordu. Bunun mümkün olmadığını söyledim. Aradan bir süre geçti. Projeyi başlatacaklarını söylediler. Ben şiddetle karşı çıktım. Üretim mümkün olsa bile, rantabl olamazdı. 60’lı yıllarda ülkede kaç araç vardı ki, seri üretime geçilse, o kadar aracı alacak potansiyel müşteri yoktu.”
Cemâl Gürsel kararlıdır. Kocatopçu engel olamayınca istifa eder.
Aklıma ilk;1929 yılında kurulan ve ihracat şartı getirilen Ford’un Tophane’deki ilk montaj fabrikası geldi (satamazsan ihraç edebilirdin). Ardından Devrim’den sadece 5 yıl sonra Koç ve Ford ortaklığıyla kurulan fabrika geldi. Türk milletine YERLİ OTOMOBİL diye ANADOL’u yutturmuşlardı. 18 yıl boyunca üretilen Anadol satış sıkıntısı çekmemişti! (87 bin adet satıldı.)
O dönemde iç talep 3 – 5 bin adet olarak bilinirken, ilk çıkacak Anadol için 76 bin kişi başvurmuştu. Ancak Anadol yılda 8 bin adetlik üretilebildi. 1.5 yıl kadar sıra beklemek gerekiyordu.
40’lı yıllarda başlayan ABD yardımı, özellikle motorlu taşıtlar alanında artmıştı. Hibe olarak askeri kamyon, cip, yedek parça veriliyordu. Yerli araç üretilmesine ABD en büyük engeldi.
DEVRİM’i durduran Amerika 5 yıl sonra kendi firması FORD ile Türkiye’de otomobil üretimine yeşil ışık yakacaktı.