Güngör Uras (2017)
Bugün 1 Mayıs.Bazılarımız bu günü “Bahar Bayramı” olarak, bazılarımız “İşçi Bayramı” olarak kutlayacak.
2008 yılından bu yana 1 Mayıs’lar “ne Bahar Bayramı”, ne de “İşçi Bayramı”. Bugün resmi tatil ve bugünün adı da “Emek ve Dayanışma Günü”.
1 Mayıs’ın “İşçi Bayramı” olmasının 121 yıllık bir hikâyesi var.
1 Mayıs 1896’da Amerikan İşçi Sendikaları Konfederasyonu, işçilerin günde 12 saat yerine 8 saat çalışmaları isteğiyle işçilere iş bıraktırdı.
Bu eylem 4 Mayıs’ta kanlı çatışmalarla sona erdi. Fakat işçi sendikalarının bu eylemi sayesinde önce ABD’de daha sonra birçok ülkede işçilerin günde 12 saat yerine 8 saat çalışmaları kabul gördü.
Bunun üzerine 1 Mayıs’lar işçi ve emekçilerin birlik, dayanışma ve haksızlıklara karşı mücadele günü olarak ilan edildi.
Zamanla 8 saatlik iş günü birçok ülkede resmen kabul edildi. 1 Mayıs işçilerin birlik ve dayanışmalarını sergiledikleri bir gün haline geldi..
Çin Halk Cumhuriyeti, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti, Vietnam, Laos, Küba, Venezuela, Nepal, Bolivya‘da işçiler 1 Mayıs’ı büyük gösterilerle kutluyorlar. Bazı ülkelerde 1 Mayıs gösterileri siyasi eylem ağırlıklı oluyor.
Sendikalar güç kaybetti
1 Mayıs’ların İşçi Bayramı olarak kutlanmasına ABD’de başlandı ama, artık ABD’de 1 Mayıs’lar kutlanmıyor.
Her yılın eylül ayının ilk pazartesi günü tatil. Çalışanların sonbahara girerlerken uzun bir hafta sonu tatili yapmalarına imkân sağlanıyor. Bu tatilin adı ‘Labour Day’ (Çalışanlar Günü.)
Dünya’da çalışan sayısı artarken sendika hareketi giderek gücünü yitirdi. Kapitalist sistemde sendikalar yol olmaya başladı. Toplu sözleşme yerine, kişisel sözleşmeler öne çıktı. Sendikaların en önemli yaptırım gücü olan grevler uygulanamaz hale geldi.
Bizde ilk 1 Mayıs kutlaması 1912’de İstanbul’da yapıldı.
1923’te 1 Mayıs ‘İşçi Bayramı’ olarak kabul edildi. Ama bir yıl sonra İşçi Bayramı kutlamaları yasaklandı.
1935’te 1 Mayıs Bahar ve Çiçek Bayramı olarak adlandırıldı.
1961 Anayasası ile, Türkiye Cumhuriyeti’nin nitelikleri kapsamında sosyal hukuk devleti ilkesine yer verildi. Klâsik demokrasinin kişilere tanıdığı hak ve özgürlüklerinin ötesinde ilk kez iktisadi ve sosyal haklar ve ödevler (m. 53) de Anayasa hükümleriyle düzenlendi. Grev ve lokavt yasağı da kaldırıldı.
1963’te 274 sayılı Sendikalar Kanunu ve 275 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu, 624 sayılı Devlet Personeli Sendikaları Kanunu ile işçi haklarının sınırları genişletildi. Çalışanlara grev hakkı getirildi.
Siyasi ve ekonomik gelişmelere bağlı olarak 1 Mayıs kutlamalarına Hükümetlerin yaklaşımları farklı oldu.
Kutlamalar kısıtlandı
İşçiler ”Bahar ve Çiçek Bayramları”nı da ”İşçi Bayramı” olarak kutlamak istediler. Kutlamalara yasaklar getirildi. Daha sonra bu yasaklar belli süreler kaldırıldı. Yasaklamalar kısıtlamaya dönüştü. 1Mayıs 1977’de Taksim’deki 1 Mayıs kutlamalarının kanlı olaylara, çok sayıda can kaybına yol açması Türkiye’de 1 Mayıs’ların “kötü hatırası” olarak unutulamıyor.
Böylece geldik bu günlere.
Türkiye’de özel sektörde 12 milyon 700 bin çalışan var. Bunların 1.5 milyonu işçi sendikalarına üye. Özel sektörde çalışanların sendikalara üyelik oranı yüzde 12 dolayında.
Kamuda çalışanlardan sendikaya üye olma hakkı olanların sayısı 2 milyon 300 bin. Bunların 1 milyon 680 bini 158 kamu çalışanları sendikasından birine üye. Kamuda sendikalaşma oranı yüzde 71 oranında.
Çalışan sayımız artıyor ama çalışanların, özel sektörde çalışanların çemok azı sendikalara üye. 1 Mayıs’ların nasıl kutlanacağı konusundaki tartışmalar devam ediyor.