Seçim öncesi uygulanan şirin görünme ekonomi politikası nedeniyle, hem fiyatlar düşmüş hem de terör hız kesmişti.
Hükümet petrol fiyatındaki artışı vergiden karşılayarak petrol fiyatını sabit tutmaya çalıştı ama son zamanlardaki petrol fiyatındaki ve dolardaki artış hükümetin bu iyi niyetli uygulamasının sürdürülmesine imkan vermedi.
Hayatın her aşamasında enerjinin payı var. Özellikle sanayi sektörüne gelen zam, sadece yurt içi üretici fiyatlarının değil, yurtdışı üretici fiyatlarının da yükselmesine yol açıyor.
BİLİMSEL AÇIDAN ZAMLAR:
talep eğrisi nasıl sağa kayar?
tüketicinin parası artar (nasıl artar? iki paragraf aşağıya), "ohoo ben bu fiyata bunu alırım mis gibi" diyen kişiler artar. arz talebi karşılayamaz, eksik kalır. üretici bakar duruma "vay ürüne bak mis gibi gidiyor" der, hem daha çok üretmek için o maldan yeni yatırımlar yapar hem de yeni yatırımların maliyetini fiyatlara da yansıtır çekinmeden "zaten satıyo mal" diye düşünürekten. böylece bir zaman sonra arz talep yine dengeye gelir. ne oldu, aynı mal daha pahalıya satılmaya başlandı. işte bu iki enflasyon çeşidinden biri yani talep enflasyonu.
ikincisi ise maliyet enflasyonu
üretici bir mal üretiyo satıyo, fiyat falan dengeli. ama birden hammadde maliyetleri artıyor mesela. "ohoo ben bu paraya satmam artık" diyor bazı üreticiler, arz azalıyor. ee arz azaldı ama o maldan almak isteyen insanlar var hala. işte onlar da daha çok para ödemek zorunda kalacaklar artık. yine ne oldu, aynı mala daha fazla para ödemek zorunda kaldık, yani fiyat artışı, yani enflasyon.
ZAMLARIN SEBEPLERİ ;(Bilinenler )
1. Suriyelilere harcanan 30 milyar usd,
2. Barzani'ye gönderilen 2 milyar usd,
3. THY''nin ihtiyacı yokken abd'ye verilen 11 milyar usd'lik uçak siparişi,
4. Bakanlarımın, belediye başkanlarımın, valilerimin lüks otomobilleri,
5. Osmangazi ve yavuz sultan selim köprülerinden, avrasya tüneli'nden geçmediğiniz için ödenen milyonlar,
6. Yazlık, kışlık saraylar,
7. Mitingler, toplu açılış törenleri, sayısız uçaklar,
8. Binyüzelli küsür odalı sarayın giderleri, 300 odalı yazlığın giderleri,
9. Seçim dönemlerinde satılık oylar için akıtılan paralar,
10. Yandaş müteahhitlere köprü ve yol ihalelerinde verilen imtiyazlar,
11. Yandaş medyaya açılan para muslukları,
12. Kola takılan 200 binlik çantalar,
13. Katlanarak artan gizli (ÖRTÜLÜ) ödenekler,
14. Ekonomiyi iyi göstermek için bulunan sıcak paraya ödenen faizler...
15. AİHM den İnsan Hakları İhlalleri nedeniyle kesilen tazminat cezaları ( 2016 yılında en çok ceza yiyen ülke olduk;
88 milyon 288 bin avro ).
Deniz ULMAN'dan alıntıdır
Vatandaştan Beklenen;
1) Kamuda ve özel sektörde, harcamaların düşürülmesi, tasarrufun artırılması. Yani, mevcut yaşam şartlarının altında bir yaşam standardına razı olunması. (Yunanistan, Portekiz, İspanya ve Romanya gibi)
2) Maaş ve ücretlerde enflasyonun gerisinde artışlara halkın roza göstermesi. (Geçmiş uygulamalar çerçevesinde kabul edilmesi çok güç)
3) İş dünyasında, patronlar lehine, işçiler aleyhine düzenlemeler.
4) Hazinenin güçlendirilmesi için Merkez Bankası kaynaklarının transferi. İhtiyaç akçesi ile gündeme gelen bu düşüncenin de kabul görmesi beklenemez.
Ancak, Türkiye eski Türkiye değildir. İnsanlarımızın ekonomiye ilgisi artmış, her konuda sebep-sonuç bağlantısı arayanlar çoğalmıştır. Bu nedenle, rejim değişikliğine rağmen bu önlemlerin uygulanması pek kolay olmayacağı düşünülmektedir.
KISA , KISA
Çare yok!
Rus buğdayından ekmeği, Chargill'den şekeri alıp kaç gün doyabiliriz? İsrail'in kısır tohumlarına, Almanya'nın gübresiyle, ilacıyla milli tarım yapabilir miyiz?
Toprağımızı, suyumuzu, havamızı kirletiyorlar.
Yetmiyor, ürettirdikleriyle sağlığımızı bozup neslimizi kurutuyorlar!
İsrail hurmasıyla oruç açıyoruz haberiniz var mı? El kapılarından dönüyor sattığımız meyveler ya kurtlu ya zehirli diye! Patates, soğan lüks oldu. Domates biber mücevher. Yabancıların beğenmediği çürük sebzeleri ucuz diye yiyoruz.
Saman ithal, canlı hayvan ithal, hayvanın dölü bile ithal, et ithal...
Bu topraklar işlenecek! İşlenecek de mazot yatlara 2.85 çiftciye 6.70 lira neyle?
TMO atalık tohumdan tahıl yem bitkisi almıyor. Sertifikalı macar fiği ve rus durum bugdayını tercih ediyor. Bu çiftciye zulüm degil mi?
Yerli hayvan ırkımız kalmadı gibi. Habire ithal et süt ırklarıyla ıslah etme çabasındalar, bunlara destek veriyorlar. Bir kaç profesörden başka dillendiren yok kanserin düşmanı Kazain maddesi bizim Maltız keçimizle Kırmızı Anadolu ineklerimizin sütünde.
Tohum saçmalıyız.
Saksılara, teraslara, apartman bahçelerine, boş gordüğümüz her araziye. Üretmeliyiz. Bireysel sorumlulukla. Yerli tohumdan üretim tapan koyluden alış veriş yapmalıyız. Tohumlarımızı yasatmaliyiz ki her yıl onların kısır tohumuna avuç açmayalım para saymayalım...
Açıp gözünüzü bakın;
Nereye gidiyoruz?