dakika dakika tekirdağ çorlu haberleri

gazete tekirdağ
ANA SAYFA   |  HAKKIMIZDA   |  GÜNDEM   |   POLİTİKA    |   EKONOMİ    |   SPOR   |     İLETİŞİM  

 Seçim sonuçlarının ortaya çıkardığı koalisyon tablosunda partilerin kesişim noktası: 17/25 Aralık Yolsuzluk Soruşturması…

Saray, bu konunun partiler arasında masaya getirilmemesi için Deniz Baykal‘la temas dahil her yolu deniyor. Ahmet Davutoğlu cephesi ise dört bakanı verip hükümeti alma noktasına ilerliyor. 
CHP, MHP ve HDP cephesi 17/25 Aralık dosyasının derhal açılması gerektiğinde hemfikir. Üç partinin oyları AKP’ye rağmen dört bakanı Yüce Divan’a gönderecek yeterliliğe sahip.
Türkiye’de dört bakana yargı yolunu açan, muhalefete verdiği yüzde 60 oyla seçmen oldu. Dünyada ise bağımsız yargı önünde sistem işliyor ve hesap sandığa kalmadan veriliyor.
“Şeriatın kestiği parmak acımaz” sözünü dilinden düşürmeyen İslamcı bir partinin, yolsuzluk konusunda verdiği kötü sınav dünya örneklerine bakılınca daha net ortaya çıkıyor.
AKP YOLSUZLUK KARŞISINDA NE YAPTI?
17/25 Aralık yolsuzluk soruşturmalarına dönemin Başbakanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan, dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, AB Bakanı Egemen Bağış, AKP iktidarının ‘İhale Havuzu’ndan beslenen işadamları, Erdoğan Ailesi’nin vakfı olarak adlandırılan TÜRGEV’in ‘ihale karşılığı bağışçısı’ oldukları ortaya çıkan işadamları ve müteahhitler takıldı.
Yüzlerce yolsuzluk belgesine rağmen iktidar gücüyle herşeyin üzeri örtüldü. Operasyonu yapan polis müdürleri önce sürgün edildi, ardından meslekten atıldı, en sonunda da tutuklanıp cezaevine kondu. Yolsuzluk soruşturmasını yürüten savcılar aynı gün görevden alındı ve sürgüne gönderildi.
Yapısıyla oynana HSYK marifetiyle savcıların tamamı meslekten ihraç edildi. Yeni atanan hakim/savcı kadrosu tüm tutuklu sanıkları serbest bıraktı.  Yolsuzluk dosyalarına takipsizlik kararı verildi. 4 bakan, AKP’li vekillerin oylarıyla Yüce Divan’a gönderilmedi.
DÜNYA NE YAPTI?
Yolsuzluk operasyonları birkaç diktatörlük ülkesi hariç dünyanın tümünde zaman zaman gündeme geliyor. Demokrasinin yerleştiği ülkelerde Cumhurbaşkanları, Başbakanlar, Prensler, Prensesler, Bakanlar adalet önüne çıkıp hesap verdi, hak ettiği cezayı aldı. Geri kalmış ülkelerde ise Türkiye’de olduğu gibi iktidarın yolsuzluk yapması hayatın doğal akışına uygun hatta ‘çalışmanın’ zarureti olarak kabul ediliyor. Çalıyorlar ama çalışıyorlar mantalitesi genel kural haline gelmiş durumda.
NOKTA, koalisyon masasının en ateşli konusu ışığında dünyadaki yolsuzluk operasyonları ve sonrasında yaşananları mercek altına aldı.
wulff2CUMHURBAŞKANI 719 EURO İÇİN İSTİFA ETTİ 
Christian Wulff... Almanya’nın eski Cumhurbaşkanı Horst Köhler’in Mayıs 2010’da beklenmedik bir şekilde istifa etmesi üzerine Temmuz 2010 tarihinde göreve gelmişti. 2012 yılına gelindiğinde Wulff, bazı işadamlarının villalarında tatil yapmak, 2008 yılında 719Euro‘luk otel ve yemek parasını işadamı arkadaşına ödetmek ve 2011 yılında Hannover yakınlarında aldığı evin kredisini de yine bir işadamı arkadaşından almakla suçlandı. Yolsuzluk suçlamaları nedeniyle dokunulmazlığının kaldırılması istenen Wulff, basının karşısına çıkarak,“Bana olan güven zedelendi. Bu yüzden istifa ediyorum” dedi.
Alman Savcılar Wulff hakkında 719 Euro’luk yemek faturası nedeniyle dava açtı. Soruşturmayı yürüten başsavcı, Wulff’un evinde beş  görevliyle birlikte 4 saat arama yaptı. Wulff’un cep telefonu ve bilgisayar kayıtları kopyalandı. Bazı belgelere de el konuldu. Wulff, 3 yıl hapis cezası istemiyle yargılandığı davada, 15 Kasım 2013’te hakim karşısına çıktı. Hannover Eyalet Mahkemesi, 2014 Şubat’ında Wulff’un beraatına karar verdi. Wulff aklandı ama bağımsız yargının işleyebilmesi için istifa kararıyla tarihe geçti.
Prenses CristinaKRAL’IN KIZI DA OLSA YARGILANDI 
İspanya 2013’te Kral Juan Carlos’un en küçük kızı Prenses Cristina’nın vergi kaçakçılığı ve kara para aklama suçlamalarıyla ifadeye çağrılmasını konuştu. Prenses Cristina yolsuzluk iddiaları nedeniyle sanık sıfatıyla 9 Şubat 2014’te hakim karşısına çıkıp 8 saat ifade verdi, 100 soruyu cevapladı.
Bu gelişmeler üzerine yaklaşık 40 yıl İspanya tahtında kalan Kral Carlos da baskılara dayanamayarak tahtı oğluna devretmek zorunda kaldı. Prenses, ailesi tarafından da dışlandı ve kardeşi 6. Felipe’nin Kral koltuğuna oturmadan önceki yemin törenine de davet edilmedi.  Cristina’nın ‘Palma de Mallorca Düşesi’ ünvanı da iptal edildi.
İKTİDAR PARTİSİNE YOLSUZLUK BASKINI 
Türkiye 17 Aralık skandalıyla sarsılırken, 19 Aralık gecesi İspanya’da iktidardaki Halk Partisi‘nin genel merkezini basan polis, 14 saat boyunca yolsuzluk iddiasıyla arama yaptı. İddiaya göre Halk Partisi’nin eski mali işler sorumlusu Luis Barcenas, müteahhitlerin partiye ‘bağış’ olarak verdiği milyonlarca Euro’yu parti liderlerin zimmetine geçirmesine yardımcı olmuştu.
17 Aralık’tan yaklaşık 2 ay sonra 11 Şubat 2014 günü Ankara’ya gelen İspanya Başbakanı Mariano Rajoy, dönemin Başbakanı Erdoğan’la basın toplantısı yaparken, “Kısa bir süre önce partinize yönelik yapılan yolsuzluk operasyonunu da değerlendirir misiniz?” sorusu üzerine Erdoğan’ın yanında şu cevabı veriyordu: “Adalet herkes içindir. Bu ister herhangi bir siyasi parti olsun ister herhangi bir kişiyi ilgilendirsin. Bu hukuk devletinin gereğidir.”
CHİRAC: HUKUK ÖNÜNDE HERKES EŞİT
BJacques Chirac… Fransa‘nın eski cumhurbaşkanı Chirac hakkında, Paris Belediye Başkanlığı yaptığı dönemde, çalışmadıkları halde maaş alan kişiler hakkında açılan davayla ilgili olarak 2007 yılında soruşturma başlatıldı. Chirac, dokunulmazlığının kalkmasının ardından iki kez sorgulandı.
Chirac, yaklaşık 40 kişiye belediye bütçesinden maaş ödeyerek, liderliğini yaptığı merkez sağ partiye ‘haksız yere kazanç sağlamak’la suçlandı. Chirac’ın avukatlarının mahkemeye sunduğu mektup, çok enteresandı. Mektupta, Jacques Chirac’ın ‘herkesin yasalar önünde eşit olduğunu ortaya koyacağı için’ ifade vermekten memnuniyet duyacağını belirttiği ifade edildi.
Türkiye’de Başbakan’ın oğlunun ifade vermemesi için yargı ve Emniyet’te ‘yüzyılın tasfiyesi’ yapılırken, eski bir cumhurbaşkanı, “Adalet önünde herkes eşit” diyerek ifade vermek istiyordu. Mahkeme, 2011 yılında, Chirac’ı, hakkındaki yolsuzluk davasında, 2 yıl tecilli hapis cezasına çarptırdı. Chirac, hapse girmedi ancak cezası sabıkasına işlendi.
BERLUSCONİ’YE HUZUREVİ TEMİZLİĞİ CEZASI
İtalya’nın eski başbakanlarından Silvio Berlusconi, 2006’da seçimlerinin hemen öncesinde vergi kaçakçılığı soruşturmasıyla karşı karşıya kaldı. Başbakan hakkındaki soruşturma için İtalya’da kimse çıkıp da “zamanlaması manidar” demedi. Bir tek Berlusconi hariç.
Berlusconi’nin o dönemdeki şu sözleri Türk kamuoyu için çok tanıdık: ”Ülkenin seçim atmosferine girdiği sırada, yargı mensupları arasındaki solcu kesimlerin böyle uydurma iddiaları gündeme getirdikleri görülmektedir.” Berlusconi 4 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Berlusconi, ceza alınca Senato’da yapılan oylama sonrası senatörlükten azledildi. Cezası ‘zorunlu sosyal hizmet’ cezasına çevrilen 77 yaşındaki Berlusconi, ‘zorunlu’ görev yaptığı huzurevinde yerleri süpürürken fotoğraflandı.
Royal+wedding+reception+dinner+kxUT98VOalplMONARŞİYE RAĞMEN HAKİM KARŞISINDA
Belçika adaleti, Deniz Kuvvetleri bünyesinde tespit edilen ve Belçika Kralı II. Albert’in oğlu Prens Laurent’ın da adının karıştığı 2,2 milyon Euro’luk davayla sarsıldı. Laurent’in, Brüksel’deki bir villasının inşasında, Deniz Kuvvetleri bütçesinden 180 bin Euro kullanmakla suçlandı. Dava, Belçika’da ‘monarşiyi sarsan dava’ olarak nitelendirildi. Doğal senatör sıfatıyla dokunulmazlığı bulunan Prens Laurent’ın, mahkeme kararıyla ‘sanık’ durumuna getirilmesi ihtimali monarşiyi rahatsız etmesine rağmen, Laurent ‘şahit’ olarak mahkeme heyetinin karşısına çıkarıldı. Prens, villanın onarım ve dekorasyonunda Deniz Kuvvetleri bütçesinden para aktarıldığını doğruladı ancak miktarları bilmediğini söyledi. Kraliyet Sarayı, paranın Deniz kuvvetlerine geri ödeneceğini duyurdu.
71.389.542“YARGI BASKI ALTINDA KALMASIN” İSTİFASI 
Silvio Berlusconi.. 2003 yılında Avusturya Başbakanı olan Schüssel, 2011 yılında sade bir milletvekili olarak parlamentoda görev yaparken ‘başbakanlık dönemine ait’ yolsuzluk iddialarıyla karşı karşıya kaldı. İddialara göre,  Schüssel’in  başbakanlığı döneminde telekom idaresi, dönemin Ulaştırma Bakanı Hubert Gorbach’a rüşvet vermişti.
İddiaların ortaya atılmasının ardından, Schüssel, 6 Eylül 2011 günü milletvekilliğinden istifa etti. Ancak istifadan çok istifa gerekçesi önemliydi. Yaptığı basın toplantısında Schüssel şöyle diyordu: “Yargının, medya ve siyasi baskılar altında kalmadan şeffaf ve objektif bir soruşturma yürütmesi için istifa etmeye karar verdim.”
HİKAYESİNE HAKİMİ İNANDIRAMADI
AB Parlamentosu‘nun 2011 yılında en önemli gündem maddelerinin başında rüşvet skandalları geliyordu. Avusturya Hristiyan Demokratlardan ve eski Avusturya İçişleri Bakanı, AB milletvekili Ernst Strasser’in de aralarında bulunduğu dört milletvekilinin, görevlerini kendi çıkarları için kullandıkları ve bazı kararların alınması konusunda rüşvet aldıkları ortaya çıktı.
Parlamentoda iş yaptırmak isteyen birtakım şirket temsilcileri kılığına giren gazeteciler şüpheli görülen milletvekilleriyle yaptıkları görüşmeleri gizli olarak kaydetti. Skandalın ortaya çıkmasının ardından Strasser, AB’deki görevini kendi çıkarları için kullandığını itiraf edip istifa etti.
Ardından yargılandığı davada eski Avusturya İçişleri Bakanı Ocak 2013’te 4 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Davanın görüldüğü mahkemenin başkanı Georg Olschack’ın sözleri tarihi önemdeydi; “20 yıllık hakimlik yaşamımda anlattığınız bu ilginç hikayeyi ilk kez duyuyorum.
Avusturya’da bu hikayenize inanacak ne bir mahkeme ne de bir yargıç bulabilirsiniz.” Strasser cezasının ertelenmesi yönünde başvuruda bulunmayıp Viyana’daki hapishaneye gidip teslim oldu.
Il vicepresidente della Camera, Maurizio Lupi, arriva a Palazzo Grazioli per partecipare all'ufficio di presidenza del Pdl, questa sera 29 luglio 2010 a Roma.      ANSA / ETTORE FERRARIBAŞBAKAN’IN TUTUKLANMASI İSTENDİ 
Yolsuzluk iddialarının adresi yine Avusturya. Avusturya’nın eski başbakanı Wolfgang Schüssel ile eski Maliye Bakanı Karl-Heinz Grasser arasında 4 Eylül 2010’da yapılan bir telefon görüşmesinin polis tarafından dinlendiği ve 17 dakika süren görüşmede “BUWOG’un özelleştirilmesine ilişkin önemli detayların görüşüldüğü” belirtildi.
Federal Meclis Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu, Telekom, BUWOG gibi kamu kuruluşlarının özelleştirilmesi ve devlet ihalelerindeki yolsuzluklar ile siyasi partilere yapılan nakdi yardımlar konularını araştırdı. Schüssel ve Grasser’in Federal Meclis Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu’nda ifade verdi. Savcılık, maliye eski bakanı hakkında tutuklama talebinde bulundu.
KENDİNE TAKIM ELBİSE, OĞLUNA SAAT HEDİYE EDİLEN BAKAN
Tarih 20 Mart 2015’i gösterirken, İtalya’da düzenlenen yolsuzluk operasyonuna adı karışan Altyapı ve Ulaştırma Bakanı Maurizio Lupi istifa etti. Operasyonlar kapsamında toplamda 25 milyar euro değerindeki ihalelerde yolsuzluk yaptıkları gerekçesiyle 4 kişi gözaltına alındı, 51 kişi hakkında da inceleme başlatıldı.
Gözaltına alınan işadamı Francesco Cavallo’nun, Bakan Lupi’ye bir takım elbise hediye ettiği, gözaltındaki bir diğer işadamı Stefano Perotti’nin de Lupi’nin oğluna 10 bin 350 euro değerinde bir Rolex saat verdiği ortaya çıktı. Perotti’nin ayrıca Bakan’ın oğlunun işe girmesine aracılık ettiği belirlendi. Skandal telefon dinlemeleriyle ortaya çıkmıştı. Soruşturma sürüyor…
BAŞBAKAN’A YOLSUZLUK SORUŞTURMASI 
2015 Hazira’nında Romanya’da devletin zirvesi yolsuzluk skandalıyla çalkalanmaya başladı. Başbakan Victor Ponta kara para aklamak ve vergi kaçakçılığı suçlamalarıyla karşı karşıya kaldı. Romanya’da Yolsuzlukla Mücadele Kurumu, Başbakan Victor Ponta hakkında adli soruşturma başlattı. Cumhurbaşkanı ve kamuoyu baskısına rağmen Ponta istifa etmedi. Ancak bu Ponta’nın savcı karşısına çıkmasına engel olamadı. Ponta hakkındaki soruşturma devam ediyor.
NETENYAHU’YA “ÇEREZ PARASI” DAVASI 140729-netanyahu-0433_239c513079ae4d286dc50a7df841ee31
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu‘nun başı da yolsuzluk iddialarıyla derde girdi. Netanyahu aleyhine açılan yolsuzluk davasının nedeni ise, oğullarının ve aile efradının, İsrail yasalarına aykırı bir şekilde bazı iş adamlarının hesabından seyahat yapmalarıydı. Netanyahu Ailesi son olarak Başbakanlık Konutu’ndaki harcamalar nedeniyle hukukla karşı karşıya geldi.
Sayıştay raporunda resmi konutta temizlik masrafları 2011’de 1.1 milyon şekele (695 bin TL) çıkması, Kayserya’daki özel konutun temizliği için bir ayda harcanan paranın ise 5 bin TL’ye ulaşması ‘sorun’ olarak gösterildi. Raporda yüzbinlerce şekelin lokantalara, çiçek aranjmanlarına, kokulu mumlara, ayakkabılara ve kuaförlere harcandığı bilgisi de yer aldı.
Netanyahu’nun eşi yolsuzluğu araştıran komisyona ifade verdi. Netanyahu’nun suçlyandığı bir başka harcama kalemi ise her ay alkollü içeceklere 2 bin 600 liraya yakın para ödemesiydi. Kaçak Saray’da tüketilen Beyaz Çay’ın fiyatının 4 bin lira olduğu, Ak Saray’ın günlük milyon lirayı geçen masrafları düşünüldüğünde Netanyahu Ailesi’nin suçlandığı paralar çerez parası olarak bile görünmüyor.
20141130_Thai_Crown_Prince_840_583_100DEVLER KESESİNDEN SEÇİM KAMPANYASI CEZASI 
Romanya’da ise 2000 ve 2004 yılları arasında Başbakanlık yapan Adrian Nastase’ın, yolsuzlukla yargılandığı davada, 2012 yılında iki yıl hapse mahkum edilmişti. Nastase, bir devlet kuruluşunun düzenlediği etkinliklerde toplanan 2 milyar doları aşkın parayı, iktidarının son döneminde cumhurbaşkanlığına seçilmek için yürüttüğü kampanyaya harcamakla suçlanıyordu.
RÜŞVETÇİ BAŞBAKAN İSTİFA ETTİ 
Yolsuzluk nedeniyle koltuğunu kaybedenlerden birisi de Çek Başbakan Petr Necas’dı. Ülke tarihinin en büyük soruşturmasında Necas’ın özel kalem müdürü Jana Nagyova’nın suçlu bulunması üzerine Çek Başbakan görevinden istifa etmişti. Nagyova, rüşvet almanın yanı sıra istihbarat birimini şahsi istekleri doğrultusunda çalıştırmakla suçlanıyordu.
KOMİSYONCU BAKANA 10 YIL HAPİS
İktidarda bulunduğu sırada devlet kurumlarından yasa dışı yollardan para çekme, yolsuzluk ve rüşvet suçlamalarıyla yargılanan eski Hırvatistan Başbakanı İvo Sanader, 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Sanader, Avusturyalı Hypo Bankası’ndan yaklaşık 600 bin avro ile ulusal Hırvat petrol şirketi INA’nın yönetim yetkilerinin Macar şirketi MOL’a devredilmesi için 5 milyon avro rüşvet almaktan suçlu bulunmuştu.
DANİMARKA’DA ALKIŞ ALAN İSTİFA 
Danimarka’da devletin bağış yaptığı bir kuruluşta yaşanan lüks harcama skandalından haberi olmadığını söyleyen Kalkınma Bakanı Bach “Onayladığım seyahat kurallarını görmem gerekirken bunu fark etmemem ciddi bir hata” diyerek görevinden istifa etti. Siyasi çevrelerce örnek gösterilecek etik bir davranışta bulunarak istifa eden bakan Bach’ın, olayda pek fazla sorumluluğu olmadığı halde görevini bırakması ülkede büyük alkış aldı.
YOLSUZLUK YAPTI, CEZAEVİNE KONULDU
Portekiz eski Başbakanı Jose Socrates vergi kaçakçılığı, yolsuzluk, kara para aklama ve rüşvet verme iddiaları nedeni ile mahkemece tutuklandı. 57 yaşındaki Socrates Portekiz’de sosyalistleri ilk kez iktidara taşıyan isimdi. Portekiz tarihinde hakim önüne çıkan ve tutuklanan ilk eski Başbakan olarak tarihe geçti.
EHUD OLMERT REKOR KIRDI
Yolsuzluk suçlamasıyla en fazla hakim karşısına çıkarılan ve ceza alan Başbakan, İsrail eski Başbakanı Ehud olmert oldu. 2009 yılında hakkındaki yolsuzluk iddiaları nedeniyle istifa etmek zorunda kalan Olmert, 2014 yılında rüşvet aldığı suçlamasıyla yargılandığı davada 6 yıl hapis cezasına çarptırılırken, yine aynı yıl Amerika Birleşik Devletleri’ndeki bir Yahudiden yasadışı yollardan para almaktan suçlu bulunmuştu.Olmert son olarak 2015 yılında yolsuzluk yaptığı gerekçesiyle 8 ay hapis ve 25 bin dolar para cezasına mahkum oldu.
Hem başbakanlık hem parti liderliğini bıraktı
Danimarka’ya bağlı özerk Grönland Adası Başbakanı Hammond’in kamu bütçesinden 106 bin kronu (14 bin avro) kişisel harcamaları için kullandığı ortaya çıkınca istifa etti. Hammond, başbakanlık koltuğu ile birlikte partisi Siumut’un genel başkanlığını da bıraktı.
İngiltere’de bakanlar medyaya dayanamadı
İngiltere’nin Telegraph Gazetesi, 2009 yılında 26 gün üst üste bakan ve vekillerin özel harcamaları devlete ödettiklerine dair haberler yayınladı. Haberler, istifaları da beraberinde getirdi. En çok ses getiren istifa, İngiltere’nin ilk kadın İçişleri Bakanı Jacqui Smith’inki oldu. Smith, kız kardeşinin evini kendi eviymiş gibi göstererek bazı giderleri devlete fatura etmekle suçlandı. Hakkında suçlamalar bulunan Eğitim Bakanı Beverley Hughes ve Devlet Bakanı Tom Watson da istifa edeceklerini açıkladı. Ancak İngiltere medyası, istifaları da yeterli bulmadı. Gazeteler kampanyalar yaparak, yolsuzluk yapan bakanlar hakkında dava açılmasını ve hapse girmelerini istedi. İmza kampanyaları ve yayınlar sonuç verdi, bazı bakanlar yargı önüne çıktı.
In this Tuesday, July 1, 2014 photo, Hyogo Prefectural assemblyman Ryutaro Nonomura cries during a press conference in Kobe, western Japan. A video clip of Nonomura accused of dubious spending has gone viral, leaving many outraged and puzzled. The video shows Nonomura, 47, bursting into tears, uttering nonsensical phrases and banging on the desk. One site for the video drew nearly 640,000 views, as of Thursday. (AP Photo/Kyodo News) JAPAN OUT, MANDATORY CREDIT
Önce ağladı sonra istifa etti
Temmuz 2014’te internete düşen Japon politikacıya ait bir video kısa sürede paylaşım rekoru kırdı. Devletin parasıyla  106 kez kaplıcaya gitmekle suçlanan Japon siyasetçi Ryutaro Nonomura kameralar karşısına geçip yüksek sesle hıçkıra hıçkıra ağladı. 106 kez kaplıcaya gitmesinin nedeninin siyasi amaçlı olduğunu savunan Nomomura, 3 milyon yen (yaklaşık 63 bin TL) tutan kaplıca ziyaretlerinin işiyle nasıl bağlantılı olduğunu iddia etti. Ancak gelen tepkilere dayanamayarak istifa etmek zorunda kaldı.
Yolsuzlukla suçlananınca bıraktı
Güney Kore’de bir işadamından rüşvet almakla suçlanan Başbakan Lee Wan-koo, muhalefetin çağrıları üzerine  istifa etti. Keangnam Yatırım Şirketi’nin eski başkanı Sung Wan-jong, 9 Nisan’da intihar etmeden birkaç gün önce bir gazeteye açıklamalarda bulunmuş ve 2013′te Başbakan Lee’ye 30 bin dolar verdiğini ileri sürmüştü.
Yolsuzluk 5 bakanı koltuğundan etti
Mayıs 2015’te Şili yolsuzluk iddialarıyla sarsıldı.  2014 eylülünde patlak veren yolsuzluk skandalı, savcı ve vergi dairesinin yaptığı ortak operasyonla ortaya çıkarılmıştı. Soruşturma sonunda, seçim kampanyasına yapılan bağışların sahte makbuzla alındığı, bu sayede hem para hem de vergi kaçırıldığı belgelenmişti. Bunun üzerine Şili Devlet Başkanı Michelle Bachelet, yolsuzlukla suçlanan İçişleri Bakanı Rodrigo Penailillo ile savunma, adalet, işçi, kültür ve sosyal gelişim bakanlarını görevden aldı. Yolsuzluk soruşturmasına karışanlar arasında Başkan Bachelet’in aile üyeleri de bulunuyordu. Bachelet’in oğlu Sebastian Davalos’un eşinin danışmanlık firması üzerinden bir arazi alımında 10 milyon dolarlık banka kredisi için nüfuzunu kullandığı belirlenmişti.
Başbakan olacaktı ama istifa etti
Japonya’nın eski başbakanlarından Keizo Obuchi’nin kızı olan ve Japonya’nın ilk kadın başbakanı olacağı gözüyle bakılan Ekonomi ve Sanayi Bakanı Yuko Obuchi Ekim 2010’da istifa etti. o dönem Japonya’nın en popüler siyasetçilerinden olan Obuçi, 2012 yılında seçim kampanyası için toplanan bağışlardan 10 milyon Japon Yeni yani yaklaşık 210 bin TL tutarındaki parayı kişisel harcamalarında kullanmakla suçlanıyordu. Obuçi, kabineye giren beş kadın bakandan biriydi.
Endonezya’da da aynısı oldu
Endonezya’da iki bakan iki ayrı zamanda yolsuzluk suçlamalarına maruz kalınca istifa etti. Endonezya Gençlik ve Spor Bakanı Andi Alfian Mallarangeng, Batı Java’nın Bogor kentinde 122 milyon dolarlık spor kompleksinin inşasını kötü yönettiği ve 25 milyon dolar zarara neden olduğu iddiaları üzerine istifa etti.
Endonezya Enerji ve Mineral Kaynaklar Bakanı Jero Wacik, Singapur merkezli Kernel Petrol şirketinin 2013 ağustos ayında kazandığı ihaleden 200 bin dolar rüşvet almakla suçlandı. Endonezya Yolsuzlukla Mücadele Ajansı tarafından Wacik hakkında  rüşvet alma suçlamasıyla soruşturma izni verdi. İddialar üzerine Bakan Wacik, istifa etti.
Ailenin kraliyet soyadı alındı
Tayland Prensi Maha Vajiralongkorn’un 2001 yılında evlendiği eşi Prenses Srirasmi’nin ailesine kraliyet tarafından ”Akkharaphongpricha” soyadı verilmişti ancak bu aileden 3 kişi yolsuzluk sebebiyle tutuklandı. Kraliyet’in verdiği bir soyadının kirletilmemesi içinde Veliaht Prens Vajiralongkorn bu soyadının karısının ailesinden alınması emrini verdi ve soyadı aileden alındı.
Yasadışı dinleme diyemediler!
Türkiye milletine ve devletine karşı özel ortamlarda küfür edip de telekulaka takıldıktan sonra istifa eden siyasetçi ya da bürokrata bugüne kadar hiç şahit olmadı. Bugüne kadar internete düşen ses kayıtlarındaki en ağır ifadeler bile es geçildi, bu ifadelerin sahipleri ‘mağdur’ ilan edilerek ettikleri hakaretin üzeri örtüldü.
Ancak Polonya’da durum biraz faklı. 2015 Haziran’ında bir restoranda gizlice yapılan ses kaydında bakanlar ve üst düzey bürokratların meslektaşları ve yabancı liderler hakkında alaycı ve aşağılayıcı sözleri gündeme bomba gibi düştü. Skandal üzerine, o sözlerin sahipleri Meclis başkanı ile hazine, sağlık ve spor bakanları istifa etti.
Olayların sorumlusu biziz deyip gittiler
Türkiye Gezi ve 6-7 Ekim Rojava olaylarında onlarca gencini toprağa vermek zorunda kaldı. Ülke kaos ortamına sokuldu. Yönetim zaafiyeti nedeniyle olaylar günlerce kontrol altına alınamadı. Ancak ne bir emniyet müdürü, ne İçişleri Bakanı ne de Başbakan istifayı aklının ucundan geçirmedi.
Mayıs 2015’te ise Makedonya’nın Kumanova kasabasında polis güçleriyle silahlı bir grup arasında çıkan şiddetli çatışmada 22 kişi hayatını kaybetti olaylar 28 saat sürdü. Bunun üzerine Makedonya İçişleri Bakanı Gordana Yankulovska, Ulaştırma ve İletişim Bakanı Mile Yanakiyevski ile Makedonya Güvenlik ve İstihbarat Kurumu (UBK) Müdürü Saşo Miyalkov görevlerinden istifa ettiler. Gerekçe ise ülkenin bir an önce sukunete kavuşmasını sağlamaktı.
Moldova Başbakanı’ndan sahte diploma istifası
Takvimler 12 Haziran 2015’i gösterirken, Moldova’da şubat ayında kurulan azınlık hükümeti tarafından başbakan olarak atanan Chiril Gaburici, istifa ediyordu. İstifa gerekçesi ise okul diplomasının gerçek olmadığı üzerine açılan soruşturmaydı. Gaburici “Hükümetin yolsuzluğa karşı mücadele, ve bankacılık sektörünün güvenliği üzerinde yoğunlaşmasını istiyorum. Benim okul diplomamla ilgili mesele gündem olmayacak” ifadesini kullandı. Türkiye’de ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın diplomasiyle ilgili iddialar ortada kaldı. Change.org isimli internet sitesi Erdoğan’ın üniversite diplomasını yayınladı. 1982’de İktisadi ve İdari Bilimler fakültesi olan ve Marmara Üniversitesi’ne bağlanan bölümün 1981 tarihli olan Erdoğan’a verdiği diploma tartışma konusu oldu. Muhalefetin ve kamuoyunun bu konudaki tüm soruları cevapsız kaldı.
Makam uçağı ile maça gitti ülke ayağa kalktı
Türkiye, Erdoğan ve ailesinin devlet imkanlarını sonuna kadar kullanmasına alıştırılmışken, 2015 yılının Haziran’ında Fransa ilginç bir iddia ile ayağa kalktı. Fransa Başbakanı Manuel Valls, iki oğlunu da yanına alarak Başbakanlık uçağı ile Barcelona – Juventus Şampiyonlar Ligi final maçını izlemeye gitti. Valls’in maçı izlemek için Berlin’e Başbakanlığa ait uçakla gittiğinin ortaya çıkması üzerine Fransızların %77’si Valls’in maça gidişte Başbakanlık uçağını kullanmasını ahlaki bulmadı ve anketlerden “şok olduk” değerlendirmesi çıktı. Baskılar üzerine Valls, uçağın maça gidiş geliş masraflarını cebinden ödemek zorunda kaldı.
“SORUMLUSU BENİM” DEYİP GİDENLER…
KOREA-SHIPFERİBOT BATTI, BAŞBAKAN İSTİFA ETTİ 
Nisan 2014’te Güney Kore’de bir feribotun batması sonucu 300 kişi hayatını kaybetti. Kurbanların ailelerinin hükümeti yeterince çaba göstermemekle suçlaması üzerine Güney Kore Başbakanı Chung Hong-won, istifasını sundu. Güney Kore Devlet Başkanı Park Geun-hye, 300 kişinin öldüğü feribot faciası için, “Gerektiği gibi cevap verememiş oluşumuzun nihai sorumluluğu bana düşüyor” dedi ve halkından özür diledi.  Türkiye’de 301 madencinin hayatını kaybettiği Soma’da tek bürokrat hakkında soruşturma açılmadı. Tek siyasi istifa etmedi. Tek siyasi özür dilemedi.
Seçim yolsuzluğu yapan bakan istifa etti
Romanya Bölgesel Kalkınma Bakanı Liviu Dragnea, 2012 yılındaki referandumda seçim hilesi yaptığı gerekçesiyle Mayıs 2015’te bir yıl ertelenmiş hapis cezasına çarptırılınca hem bakanlıktan hem partisinin genel sekreterliği görevlerinden istifa etti. Türkiye’de onlarca AKP’li seçime hile karıştırmaktan hakim karşısına çıktı, bir kişi 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı, siyasilerden tek istifa gelmedi.
Yapılan Yorumlar
BACAKLARINIZI GÜÇLÜ TUTUN