Ankara Vilayet Konağı’nda tek bir oda. Bir bakan, birisi sağlık memuru iki personel. 1920 yılında kurulan ilk Sağlık Bakanlığı bu kadarcık. Sıtma, Kolera, Veba, Trahoma, verem, çiçek, daha pek çok salgın hastalık en az 1920’li yıllarda Mustafa Kemal ve arkadaşlarının savaştıkları mütareke güçleri kadar sinsi.
Sağlık Bakanlığı’nı kurmak Mustafa Kemal ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yaptığı ilk bir kaç işten biri. Meclis açıldıktan 10 gün sonra kuruluyor Sağlık Bakanlığı. Başına getirilen isim donanımlı ama bir o kadar çaresiz Adnan Adıvar.
Çaresiz çünkü. Personel yok, ilaç yok, imkansızlık bin bir çeşit. Adıvar’ın önceliği savaş yaralarını sarmak ve bir de bakanlık mevzuatını oluşturmak. Ama belli ki attığı tohumlar sağlam. Çünkü bir kaç yıl içinde bakanlığa bağlı yatak sayısı 6 binin üzerine çıkıyor. Hekim sayısı ise 500’den fazla. Kuduz ve veremle savaş için merkezler açılmış. Verem sanatoryumu Burgaz Ada’da.
Ve o savaş koşullarında İtalya’dan çiçek aşısı alıyor Ankara Hükümeti. Bir yandan da aşıhane ve bakteriyoloji bölümleri kuruluyor ki bu devasa sorunlara çözüm bulunabilsin. Yurtsever doktorlar gizlice Anadolu’ya geçip salgınla mücadeleye girişiyorlar.
Onlardan biri; Zekai Muammer…
Daha yeni evlenmiş. Tam da o günlerde Anadolu’dan bir haber alıyor Zekai Muammer, “Gel, Kuvvay-ı Milliye’ye katıl. 100 bin kişilik çiçek aşısına ihtiyacımız var” diyor Ankara ona…“Gidelim” diyor gencecik eşine Zekai Muammer. Fırtınalı bir gecede İstanbul’dan yola çıkıyorlar. Muammer’in yanında İstanbul Bakteriyolojihanesi’nden gizlice çıkarttığı kolera ve veba kültürleri, laboratuvardan aldığı çiçek aşısı ve birkaç deney hayvanı var. Zorlu bir deniz yolcuğundan sonra İnebolu’ya gelip Kuvvay-ı Milliye’ye katılıyor Zekai Muammer. Tam 4 yıl Kastamonu’da çiçek aşısı üretiyor.
Sadece o mu ?
Sıvas’ta kurulan Sivas Aşı Merkezi’nde Mustafa Hilmi Bey, Dr. Tevfik Sağlam, Dr. Server Kamil ve Asım Beyler’in canla başla çalışmaları sonucunda 1920-1921 yılları arasında üretilen çiçek aşısı miktarı 3 milyondan fazla.
Yetmiyor aynı yıl Anadolu’da üretilen çiçek aşısı Fransız, İngiliz ve Amerikalı’lara ihraç ediliyor. İşte bu bunun adı mucize…Yine savaş günlerinde frenginin ücretsiz tedavisi için kanun çıkartıyor Meclis.
1922’de yine bir sağlık neferi Kemal Muhtar’a “Anadolu’ya ne kadar çiçek aşısı hazırlayabileceği sorulunca. “’fazla dana verirseniz yılda 5 milyon kadar yaparım” der. Ve o yıl 3,5 milyon doz aşı üretiyor bir nişanla ödüllendiriliyor.
Mustafa Kemal Paşa 1 Mart 1923’te daha cumhuriyeti ilan etmeden önce Meclis’te yaptığı konuşmada, “Ülkenin sağlık durumu Allah’a şükür sevindirici” diyor ve uzun uzun anlatıyor Anadolu’daki sağlık tablosunu. Diyor ki; “1921 yılı içinde, üç milyon kişilik çiçek aşısı yapabilen Sivas Kurumu geçen yıl içinde beş milyon kişilik çiçek aşısı, 537 Kg. kolera, 477 Kg. tifo aşıları üretmiş ve bunlar halka yeterli bir şekilde yapılmıştır.
İstanbul kimyahanesinde üretilen devlet kinininin bin kiloya yakın mevcudu Ziraat Bankası eli ile bütün bölgelere dağıtılmak üzeredir. 250 kilo da parasız kinin dağıtılmıştır.” O yıl Bakanlığa bağlı hastahanelerde yirmi bini aşan hasta tedavi ediliyor ve bütün kurumların laboratuvarlarında 30 bin muayene yapılıyor….