Bugün, Kıbrıs'ta tarihe Kanlı Noel diye geçen barbar Rum saldırılarının 59. Yıldönümü.
AKRİTAS SOYKIRIM PLANI çerçevesinde Kıbrıs Türklerini, Girit'te yaptıkları gibi,
6 saat içinde topluca katletmeyi öngören Rumların 21 Aralık 1963’de başlattığı ENOSİS amaçlı saldırılar, 59 yıl önce 21 Aralık günü başlamıştı.
İki eşit halkın kurucu ortaklığına ve egemenliği eşit şekilde paylaşmalarına dayalı olarak 16 Ağustos 1960'da kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Rum ortağı, 21 Aralık 1963 Noeli'nde ortağı Kıbrıs Türklerini iki halkın birlikte kurduğu ortaklık devletinden atmak için kanlı bir darbe düzenlemiş, tüm devlet organlarını, makamlarını ve 103 Türk köyünü işgal etmiş, 35 binden fazla Türkü göçe zorlayarak adanın yüzde 3'ünü oluşturan gettolarda 11 yıl sürecek bir kuşatmaya almış ve ortaklık devletini yüzde yüz Rumlardan oluşan bir Rum devletine dönüştürmüştü.
Bu süre içinde Kıbrıs Türkleri üretimden koparılmış, devlet gelirlerinden dışlanmış, açlığa, sefalete ve Kızılay yardımları ile yaşamaya mahkum edilmişti.
İğneden ipliğe, bot bağından yün giyeceklere, çividen keresteye, kumdan çimentoya 40'dan fazla maddenin kuşatılmış Türk bölgelerine girişi yasaklanmıştı.
On binlerce göçmen ağıllarda, mağaralarda çadırlarda, sinema salonlarında yaşamak zorunda kalmaktaydı.
Eli silah tutan herkes direniş mevzilerine koşmuştu.
Türkiye'nin gönderdiği yardımlardan Liderlerden bakanlardan, milletvekillerinden en alt derece memuruna kadar herkes eşit şekilde 30 Kıbrıs Lirası maaş almaktaydı tarihe KANLI NOEL SALDIRILARI olarak geçen katliamların ilk günlerinde Türk Alayı doktoru binbaşı Nihat İlhan'ın eşi, 3 çocuğu ve Lefkoşa Kumsal bölgesindeki evlerinde saklandıkları banyo içinde acımasızca katledilmiş, aynı bölgede 8 sivil Türk öldürülmüş, 200 civarında sivil Türk esir alınmıştı.
Bu dönemde 364 Türk katledilirken, toplu soykırım, TMT öncülüğünde milli mücadeleye atılan halkımızın kahraman direnişi ve Anavatan Türkiye'nin hava kuvvetleri ile, Rum saldırılarını durdurmaya yönelik SINIRLI POLİS HAREKATLARI ile önlendi.
AKRİTAS SOYKIRIM PLANI'NIN hazırlanması emrini veren ortaklık Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı Makarios idi.
Ortaklık Cumhuriyeti’nin Meclis Başkanı Klerides, HİPERİDİS kod ismiyle soykırım planının Kurmay başkanı idi.
İçişleri Bakanı Yorgacis ise, AKRİTAS kod isimiyle planın hazırlayıcısı idi.
Çalışma Bakanı Papadopulos, Makarios'un özel doktoru sosyalist EDEK partisi lideri milletvekili Lissarides ve Milletvekili Samson ise değişik terör gruplarının liderleri idi.
Diğer Rum Bakanların her biri de kod isimlerle AKRİTAS adlı soykırım ve terör örgütünün yöneticileri idi.
Yunanlı general Karayannis'e bağlı 5000 kişilik gizli bir terör ordusu da Yunanistan tarafından etnik temizlik yapmak amacıyla eğitilip silahlandırılmıştı.
Özetle devletin Rum Cumhurbaşkanı, Rum Meclis Başkanı,Rum bakanları, Rum ordusu ve polis mensupları Türk ortağına karşı kanlı bir darbe yapmıştı
Ne ilginçtir ki uluslararası bir anlaşma ile kurulan ortaklık devleti Kıbrıs Cumhuriyeti'ne darbe yapan ve Türk ortağına soykırım uygulayan Rum siyasilerin tutuklanıp uluslararası mahkemelerde yargılanmaları gerekirken, BM ve tüm Dünya,anlaşmalar hilafına sadece darbeci Rumlardan oluşan gayrı meşru işgalci yönetimi, "meşru Kıbrıs Cumhuriyeti hükümeti" olarak tanımaya devam etmiş, nefsi müdafaa yapan Türkleri ise, AKRİTAS PLANI'nın öngördüğü şekilde, Rum ağzıyla "meşru devlete isyan eden asiler" olarak tanımlamıştı.
Bu konuda bir hazırlığı olmayan Türkiye'nin ise, ne yazık ki bu durumu değiştirmeye gücü yetmemişti.
İşte Kıbrıs sorunun bugün hala aradan 59 yıl geçmesine karşın devam etmesinin nedeni de budur.
En büyük hatamız, bu eli kanlı darbeci, soykırımcı Rum liderlerin SAVAŞ SUÇLUSU olarak Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesinde yargılanmalarında ısrar edecek yerde, yeniden federal bir ortaklık kurmak için 1968'den 2017'ye kadar, yani yarım asır boyunca onlarla federal ortaklık kurmak için görüşmemizdir.
Dilerim artık bu hata tekrarlanmaz.
KKTC tanınmadan, egemen eşitliğimiz kabul edilmeden, ambargolar ve izolasyonlar kaldırılmadan bir daha Rumlarla masaya oturulmaz.
Bu vesileyle tüm şehitlerimizi rahmetle gazilerimizi minnet ve şükranla anıyorum.