Bin yıldan beri Irak ta varlık gösteren Türkmenler, Birinci Dünya Savaşından sonra Türkiye’den koparılmışlar ve İngiliz mandası olarak ihdas edilen Irak Devletinin vatandaşları olmuşlardır.
Türkmenlerin en önemli yerleşim merkezleri, Musul'un batısındaki Telafer ilçesi ve çevresindeki Türkmen köyleridir.
Nüfus oranları ile Irak'ın üçüncü unsuru olan Türkmen toplumu, özellikle diktatör yönetiminin acımasız uygulamaları karşısında yıllarca dayanmaya çalışmışlardır. Türkmenlerin evleri, tarım arazileri ellerinden alınmış, ticari faaliyetleri kısıtlanmıştır.
Varlıklarını günümüze kadar sürdüren Türkmenler, çeşitli yönetimler tarafından zaman zaman soykırımlara maruz kalmış, unutulması mümkün olmayan günler yaşamışlardır. Bunların arasında 14 Temmuz 1959 tarihinde Kerkük te meydana gelen soykırım Türkmenlerin yaşadığı en büyük facialardan biridir. Tarihe 'Kerkük Katliamı olarak geçen bu soykırımda insanlık dışı vahşetler yaşanmıştır. Irak’ta cumhuriyetin ilanının birinci yıldönümünde kutlama şenliklerine katılmak amacıyla çoluk çocuk genç ihtiyar kadın erkek bütün Türkmen halkı milli giysileri ile sokağa çıkmışlardı. Ancak törenin başlaması ile birlikte, silahsız olan Türkmenlere karşı saldırıya geçtiler. Soykırım planına göre, önceleri sokağa çıkma yasağı ilan edilmiştir. Her zaman yasalara saygılı olan Türkmenler de bu çağrıya uyarak evlerine çekilmişlerdir. Ardından Türkmen ileri gelenleri, birer ikişer evden alınarak Kerkük Kışlasına götürülmüşlerdi. Burada kurulan sözde halk mahkemelerinde, alay ve hakaretlere maruz kalan Türkmenlerin değerli şahsiyetleri,5 -10 dakikalık süre zarfında yargılanmışlar ve kurşuna dizilmişlerdir.
ATA HAYRULLAH
Türk düşmanları nerede bir Türkmen evi bulsalar onu sağlam bırakmadılar.
Türkmen lideri Ata Hayrullah 14 Temmuz katliamının ilk gecesinde evde çocuklarıyla konuşmuş, onlara Türk tarihinden söz ederek o vakitte tüm aile fertlerinin Türk milli kıyafetlerini giymelerini istemişti. Kendisi de onlarla beraber iken işgalciler seni kumandan kışlada istiyor diyerek onu Türklerin ölüm meydanına götürdüler. Onu kışlanın önünde bir ağaca bağladıktan sonra diri diri etlerini keserek etlerini etrafta bulunan hayvanların önüne atmaya başladılar.
Türkmen şehitlerinin cesetleri ip ve ya sicim aracılığı ile motorlu araçlara bağlanmış ve sokaklarda sürüklenerek dolaştırılmışlardır. Üç gün üç gece süren bu katliamda kimi şehidin bedeni elektrik direklerinde asılı tutulmuş, kiminin gözleri oyulmuş; kimileri diri diri toprağa gömülmüştür.
Bazı Türk evlatları tutuklandıktan sonra ayağına ipler takılarak ters yönde hareket eden iki ayrı cipe bağlandı böylece bedenleri iki parçaya ayrıldı, bazılarının üzerlerinden traktör ve kamyon geçirildi.Bu vahşetler devam ederken Türklere ait mağaza dükkân, ticaret merkezleri ve evler yağmalandı.
İnsanlık tarihinde benzeri görülmemiş bu kanlı olayların duyulması, bütün Irak ta büyük yankı uyandırdı ve şok etkisi yarattı. Irak’ın dışında duyulan bu soykırım haberi, dış basında ve radyolarda geniş biçimde yer aldı. Şam, Kahire, Beyrut ve Londra da da duyulan Kerkük Katliamının haberlerine Türk basını da geniş yer verdi. Kerkük katliamının iç ve dış kamuoyunda tepki ve nefret uyandırması üzerineGeneral Kasım 20 Temmuz da Bağdat’taki Mar Yusuf Kilisesinde söylediği nutukta soykırımı hareketini telin etmek ve sorumluları kınayarak, suçluların ağır biçimde cezalandırılacaklarını bildirmek zorunda kaldı. Kasım, katliamın maksatlı olarak tasarlanmış olduğunu ve sorumluların mahkemeye verileceğini ilan etti.
İNTİKAM HAREKETLERİ
Kerkük katliamının elebaşlarının cezalandırılacakları yolunda, Bağdat yönetiminin verdiği sözlerin yerine getirilmediğini gören Türkler büyük bir infial gösterdiler. Katil ve cani zanlıların dışarıda serbestçe dolaştıklarının görülmesi Türkleri çileden çıkarmaya yetmişti. Bir süre sonra serbest bırakılan katillerin suikastlarla teker teker öldürülmeğe başlandıkları ve böylece Türklerin intikam hareketlerine girişerek, kendi haklarını almaya yöneldiklerini görüldü. Türk fedailerinin gerçekleştirdiği bu intikam hareketleri sonucunda 40 kadar katil, hak ettikleri cezayı gördü ve adaleti, meçhul Türk fedaileri gerçekleştirmiştir.
GÜNÜMÜZDE DURUM:
KERKÜT'TE TÜRKLERE KARŞI YOK ETMEK AMACINA YÖNELİK HAREKETLER BİTMEMİŞ, DEVAM ETMEKTEDİR. AMMERİKAN İŞGALİ SONRASINDA OLUŞTURULAN OLDU BİTTİLERLE, TÜM ANDLAŞMALAR ÇİĞNENMİŞ, TÜRKLERE AİT MAL VARLIKLARINA YAPILAN SALDIRILAR PLANLI ŞEKİLDE DEVAM ETMEKTEDİR.