Şahabettin KÜÇÜKYAZICI
20 Temmuz 1974 günü sabahın ilk ışıkları ile birlikte C130 Nakliye Uçaklarından paraşütlerimizle indiğimiz Kıbrıs Adasına, planlandığı şekilde hem Rumlar, hem de Türkler için Barışı getirmeyi başardık.
Türk Ordusunun kararlı duruşu, Türk Dış Politikasının da belirleyicisi olmuştur bence.
Zaman zaman Tekeldeki görevim nedeniyle katıldığım, Türkiye – Kıbrıs koordinasyon Kurulu toplantılarında izlediğim KKTC Ekonomisinin güçlendirilmesi çalışmalarında çeşitli dönemlerde olumsuz ve umutsuz rüzgarlar estiğine de tanık olunmuştur.
Ancak, 45 yıl sonra bu gün geldiğimiz nokta da, KKTC’nin 30 bin yatak kapasitesi, Dünyaca tanınmış üniversitelere, Ada’nın yüzde 5l sahil sınırına, sulanabilir tarım arazilerine, kendi ordusuna ve emniyet güçlerine sahip bağımsız bir devlet olduğunu görmenin gururunu yaşıyorum.
KKTC, turizm gelirleri, az da olsa sanayi ve tarımsal ürün gelirleri ile neredeyse kendi kendine yeter bir ekonomiye ulaşmak üzeredir.
Adaya, özgürlük denizden geldiği gibi, ekonomik güç de denizden gelecektir. KKTC, kabul edilmiş yalnızlık duygusundan kurtularak, içi boş ambargo söylemlerine aldırmadan, açık denizlere açılmalı, Türkiye ile yakınlığın avantajlarını kullanarak ticari ilişkilerini geliştirmenin yollarını aramalıdır.
Bir diğer önemli husus ise, nüfus yapısıdır. Kıbrıs Mücahitlerinin önde gelen isimlerinden, Fazıl Küçük, Rauf Denktaş, Derviş Eroğlu gibi mücahitlerle birlikle ömrü Türk Direniş hareketinin içinde geçen Başbakan Ersin Tatar, Özgürlük ve Barış kutlamaları nedeniyle TV programlarında, “… Bu gün 350 bine ulaşmış nüfus yapısının hızla 500 – 600 binlere ulaşması özendirilmeli, yurt dışındaki Kıbrıs kökenli Türklerin ve çocuklarının Adaya dönmeleri sağlanmalıdır. Bu takdirde görülecektir ki, KKTC kısa zamanda bir Yeni Singapur olmak yolunda ilerleyecektir. Kendi kendisine yeter bir ekonomiye sahip olacak, tam bağımsız bir Türk Devleti olarak sonsuza kadar yaşayacaktır..” Demiştir.
Başbakanın bu ifadesi beni ziyadesiyle heyecanlandırmıştır.
Bu gün yapılan kutlamalar ve konuşmalar, TV programları Kıbrısın Kuzeyinde kurulmuş olan Türk Devletinin artık varlığının tartışılamayacağı, bundan sonra yapılacak barış görüşmelerinin İKİ DEVLETLİ yapı kabul edilerek sürdürülebileceği umutlarımı yeniden filizlendirmiştir.
Akşam Kıbrıs Semalarında 20 uçakla gösteri yapan Türk Yıldızlarını izlerken, Girne sahilini dolduran halkla birlikte ben de heyecanlandım. Onların tören alanından evlerine dönerken yaşadıkları gururu TV ekranlarından bile görebildim.
Ne mutlu Türküm Diyene.