Erkekli kesinli ağrı yanık Yağında angara lastikli başında kastamonu şapkalı ve iki dudağı arası da ikinci köylü çıkarası,elinde tüm sermayesi bir sapa takılmış iki üç el yüzü kadar bi, elinde mucuk bir eğmesi,omuzunda siyah beyaz keçi kılından yapılmış torbası,içinde imi pis.is yumurta,bir durum YUFKA ekmeği,yerli mi olan üzüm veya dut bekmez,yanındaysa soğanı,kaymaklı yoğurdu suyu ise tertemiz olarak Kizilirmagin kıyısında eli le küçük bir çukur ikaz,beş dakka sonra berrak bir şu birikintisi,kana kana iç herkes terlerinin altına böyle küçük kuyular yaparak içme suyunu temin etmektedirler.
Anlayacağınız akarsularımızda zerre miktarda bir gram kimyasal bulunmuyor.
Dahası korkumyin "AKARSU KIR TUTMAZ" diyorlardı büyüklerimiz,bizlere doğa sanırım işlemini yeri e getiriyordu.
Sorun kendi kendize, e oldu bu dev gibi gürül gürül akan sularimiza,neden hiç bok kokmayan irmaklarimizda şimdi lağım akıyor.
Cevabını sizler verin,olmuyor özel günlerde slogan tmakla bu iş cozulmez,eğitimli,donanımlı bilgili nesillere ihtiyacımız var diyorum.
Neyse bu çalışma işleri arasında kişi düşünmek gerek,kışın bizim ilçemizde sobalatd kömür yakmak daha icat olmadı.
ADA dağı ne güne duruyor.Hertarafi ağaçlarla dolu,yalnız kuru olanları ödün yapıp,atlara eşeklere yükleyip kizilirmakta bir geçit bularak elinde yular önden gidip yol göstereceksin hayvana,
Ah burada iş bitse pusuda her akşam Ormancılar yulafları,baltaları aliveriyorlar alım allah,dikkati olun diyor babam, YEDIBELA ormancı gelmiş odunları yakalandigin an atın üstünden yok, baltayı sakla,birde ormancı ATIF var,hiç ummadığın anda karşına çıkabilir.
Yık gilükkleri derse karşılık verme yik gölükdeki odunlari.
Tamam mı oğlum Ismail.
Tamam baba,anladım.
Abim benden on onbir yaş büyük,ama yiğitli yiğit,her yıl tüm klik yakacak odunlarımızı ak etimizle çekmekte,bizlerede odunluga istiflemek kaliyor.
Böyle bir günde abim zamanında gelemiyor evimize,babam bu oğlan geç kaldı,başına birseymi geldi diye söyleniyor.
Anam öyle deme adam,şimdi gelir.
Belki ırmak boy vermemiştir.
Diyor,
Çıkıyorum dışarı hava sıfırdı karanlık avlunun dış kapısını gozeltiyorum.
Kapı açılıyor.
Koşuyorum, baba,ana abim geldi.
Ha şükür diyorlar.
Beş kardeş,anam babam avludayız,abim atın arkasında biraz oyalanıyor.
Oğlum Ismail birseymi var diye soruyor.
Abim cilteleri kenara koyuyor.
Babam bir şeylerin ters olduğunu anlıyor.
Abimin yanına gidiyor,abim baba bir şey yok ödün yaparken balta ayağıma kaçtı diyor.
Hepimiz korkuyoruz,babam dur.ogul ben şimdi onu tereyağlı yumurta ile bir güzel sararım hiçbirşeyin kalmaz diyor.
Ekliyor,bırak şu ödünü bin atagelsenya senden kıymetli mi bu ödün,
Bak ırmağı geçmişin atın peşinde eve kadar yürüyerek geliyorsun,ben hic kızartınım,
Evet babam bizlere hıçkıran biri olmadı,hicbirimize bir tokat atmış biri değildir.
Ah canım abim,bu zorluklar altında yetişip,bir dikiş atacak doktoru olmayan bu yerden ne bilebilirdik ki ileride GENEL CERRAH olup,nice insanlara hayatlarına sağlıklı şekilde kavurmalarında DOKTORLARI olacağını nereden bilebilirdik.
Ah abim kısa hayatında insanlığın bir LOKMAN HEKIMIYDIN,seni Kizilirmaga baktığımda,her çeltik tarlalarında,AVSAR DAGINDA görür gibiyim.
ISIKLAR ICINDE UYU CANIM ABIM
NOT:
GÖLÜK: Sel suları ile gelen odunları tutmak için gölet.