Parkta açıklama yapan Dilber Sünnetçioğlu “Buradaki güvenliklerin işi sadece buranın güvenliğidir. Kimse kimsenin kıyafetine karışamaz. Buna hakkı yok. Kimse kıyafetimize karışamaz, karıştırmayacağız” şeklinde konuştu.
Yaşadıklarını anlatırken sesi titreyen ve zaman zaman duygulanan Çağla Köse, “Tuvaletin önünde üç tane güvenlik görevlisi vardı. Bir tanesi beni gördü, ‘Hanımefendi siz bu parkta böyle gezemezsiniz' dedi. Ben de ‘Pardon ne demek istediğiniz, anlayamadım' dedim.
‘Sizin böyle gezmenize ben burada izin vermem' dedi. Ben de ‘Sen kimsin ki, buna sen mi karar vereceksin' dedim. ‘Burası kamu yeri, ben buranın güvenliğiyim, kamu yerinde böyle giyinemezsiniz, buna izin vermem' dedi. Ben de ‘Kimse kıyafetime karışamaz, ben istediğim yerde istediğim gibi giyinirim' dedim. Şok etkisiyle sadece bunları söyleyebildim. Sonra parkta bulunan insanlar beni savundu. İnsanlar bana destek vererek onun üzerine gidince polis çağırdı” diyerek akşam yaşananları anlattı. Polisin güvenlik görevlisinin iddialarına inanmadığını belirten Köse, “Yanlış anlaşılmaktan çok korkuyorum çünkü kurduğum yanlış bir cümle bütün kadınları etkileyecek” dedi.
Köse, savcılığa giderek suç duyurusunda bulundu.
Sosyal medyaya düşen görüntülere yansıyan, Köse'nin arkadaşı Burcu Şentürk ise “Çağla tuvalete gideceğini söyledi. Bir süre sonra kavga sesleri duyuldu. Ben de ne olduğunu öğrenmek için olay yerine gittiğimde, Çağla'nın dili tutulmuştu, bana bir şey söyleyemedi, sadece ‘güvenlik' diyebildi. Güvenliğe ‘ne oldu' diye sordum. ‘Burası kamu alanı, bu şekilde giyinemez, giyinemezsiniz' gibi konuşma yapmaya başladı.
Ben de ‘Kimse kimseye karışamaz, bizim giyim tarzımıza karışamazsınız” dedim. Adam insanlara “Burada bir tecavüz olayı olsa siz mi kurtaracaksınız?” dedi. Buradaki gençler ‘sen nasıl böyle bir cümle kurarsın, nasıl böyle konuşursun, bu kadına bir tek sen o gözle bakıyorsun, kimsenin bu kadına o gözle baktığı falan yok' dediler. Genellikle böyle durumda kimse kimseye yardım etmez, görmezlikten gelirler.
Ama burada yaşadığımız şey o kadar güzeldi ki benimle aynı düşünen insanlar varmış. Bunu gördüm. Hala İyi insanlar varmış, yardım etmek için çırpınan insanlar vardı. Olay bittikten sonra bile ‘nasıl yardım edebiliriz, telefon numaramızı alarak tanıklık edebiliriz, yalnız değilsiniz' diyen insanlar vardı. Bunları hissetmek o kadar güzeldi ki. Böyle insanların olduğunu insanların bilmesi gerekir.