dakika dakika tekirdağ çorlu haberleri

gazete tekirdağ
ANA SAYFA   |  HAKKIMIZDA   |  GÜNDEM   |   POLİTİKA    |   EKONOMİ    |   SPOR   |     İLETİŞİM  

11- ONBİRİNCİ BÖLÜM 

BURSA-İSTANBUL-BOZCAADA-MALATYA

Üstadımız 1976 yaz programını bitirmiş, Onunla birlikte İstanbul’a dönmüştük. Yönetmeliğimiz uyarınca, müfettişlere kış dönemi programları verilmekteydi. Müfettiş Yardımcıları birlikte çalıştıkları müfettişin programı çerçevesinde görev yapmakta olduklarından bizim program almamız söz konusu değildi. Bu tür ara dönemler, iş cetvellerimizde “mevzuat çalışması” olarak kaydedilmektedir. İstanbul’da evimize, ailemize kavuşmanın da sevinci ile birkaç gün geçirdik. Nahit ve Ben, Bursa’da uzun süredir teftişte bulunan Başmüfettiş Nejat Günbay’ın refakatında çalışmak üzere görevlendirildik. Üstat işlerin yoğunluğu nedeniyle yardımcı istemiş, başkanlık bizi göndermişti. Zaten eğitim döneminde idik. Bursa Yaprak Tütün İşletmelerinin teftişi bizim için de uygundu. Başkan Yardımcısı bize gerekli bildirimleri yaptı, üstadın izni ile hafta sonları evimize gelebileceğimiz söyledi.

Ekim/1976 Bursa’dayız. Nejat Bey üstadımızla tanıştık. İşletme Müdürü, çalışkan, işini bilen çok hareketli birisi idi. Üstadın talimatı üzerine, bize hemen Konuk Evinde yerlerimizi hazırlattı. Biz odalarımıza eşyalarımızı bırakmak üzere ayrıldığımız sırada da Müfettiş odasına, ki masa daha ilave edilmişti. Alım dönemleri dışında yoğun olarak işletme merkezlerinde çalışan tütün eksperi arkadaşlar da konuk evinde kalıyordu.

Tekel, 1976 yılında yeniden yapılandırılmış, DPT  kökenli bir Genel Müdür atanmıştı. Genel Müdür, süratle yeni departmanlar oluşturmuş, Tekel’e Kamu İktisadi Kuruluşlarına benzer yapı ve işlerlik kazandırmaya çalışıyordu. Teftiş Kurulunu da bu nedenle yönetici kaynağı olarak değerlendirmiş, bize ihtiyaç doğmuştu.

Cumhuriyetin  kuruluşundan itibaren tütün, Türkiye Ekonomisi için çok önem taşımış, tütün ekimi yeniden düzenlenmiş, ekim alanları belirlenerek üreticilere alım güvencesi veren Sözleşmeli Ekimsistemi uygulanmaya başlamış, Yeni Yasalarla, Reji Döneminde tütün ekicisine ve sigara tüketicisine uygulanan kaba ve katı kuralların da onarılmasına çalışılmıştır.Tekel Sigara Sanayi ihtiyacı ürünler ile Hazine adına ihraç maksadıyla alınmakta olan tütünlerin kayıtları ayrı ayrı tutulmakta, tütünlerin bakım ve sevk idaresi de Yaprak Tütün İşletmeleri tarafından yürütülmekte idi. Tütün İşletmeleri statüleri, çalışma koşulları özellik arz ederdi. Bursa’da Tekel  dışında, özel tütün işletmeleri de faaliyet gösteriyordu. Onlar da alım dönemlerinde, yurt dışına satmak için aldıkları tütünlerin işlemesini, bakımını yapar, ihraç ederlerdi. Tütün ekimi, dikimi, bakımı, hasadı zor bir zirai üründü. Yıl on iki ay, tütüncü 14 ay çalışır denirdi. Uzun hasat döneminde, dizilmesi, kurutulması yanında bakımı da emek ve bilgi isterdi. Tütünler iyi bakılmaz ise, beklenen değerinde satılamaz, üretici mağdur olurdu. Keza, satışından sonra işlenip, yeniden depolanmasından sigara olarak işlenmesine katar, sürekli bakım, ilaçlama, ihtimam isteyen bir üründür.

Üstat, Nahit ve Benim için teftiş konularını belirlemişti. Evraklar görevli memurlar tarafından getirildi. Çalışmaya başladık.

Akşamları üstat bizi serbest bırakıyordu. Bursa’da, Y. Tütün İşletmesinden başka, Pazarlama Başmüdürlüğümüz vardı. Başmüdür  teftiş kökenli, kısa sürede kaynaştığımız genç bir üstadımızdı. Onun varlığı bizim için iyi oldu. Mesleki konularda  bize destek oluyordu, hem de iş dışında arkadaşlık ediyorduk.

Bu arada Bursa’da çalışan iki arkadaşımı buldum. Bankacı olanı ziyaretimizde, tanıştığımız  Müdürü ile de arkadaş olduk. Bursa günlerini sevmiştik. Hafta sonlarını planladığımız gibi İstanbul’da geçiriyorduk. Bora hızla büyüyor, kardeşlerim okullarına devam ediyor, hayat geçiyordu.

Selçuk Bey üstadımdan sonra, Nejat Bey üstadımız iş disiplini, mesleki tutumu bakımından bize daha farklı gelmişti. Bursa teftişimiz bir türlü bitmek bilmiyordu. Herkes yaz turnesini bitirmiş İstanbul’da merkez teftişlerine başlamış biz hala Bursa – İstanbul arasında gidip geliyorduk. Sonunda bizde İstanbul’a döndük. Üstadın merkez çalışması için seçtiği ünite, Maltepe’de bulunan Ambalaj Fabrikası idi. Nahit Fatih’ten geliyordu. Üsküdar’da yakın sayılmazdı. Başkan yardımcımıza durumu anlattık. Fakat, üstat daha işimizin bitmediğini söylemiş. Meğer,  üstadın av tüfeğinin ruhsatı yenilenecekmiş, yivli-setli olduğu için biraz sorunluymuş. Ruhsat işi çözümlendikten sonra, bizi serbest bıraktı. Kış dönemi çalışması için bir başka Başmüfettişe, Ruhi Tek üstadımızın yanına verildim. Yine Nahit ile birlikteydik. Ruhi bey daha farklı bir kişiliğe sahipti. Resim yapar, karikatür çizer, edebiyat ve yazarlığa ilgi duyardı. İnceleme ve soruşturma konularına daha farklı yaklaşırdı.

Böylece 1977 yılı kış dönemi çalışmalarına başladık. Ruhi Bey, Tekel’in yeni yapılanması çerçevesinde Tünel’de bulunan zamanına göre modern Odakule binasında kiralanan katlarda yerleşik, İç ve Dış Satış ünitelerinde teftiş yapıyordu. Daha sonra birlikte Mecidiyeköy’de bulunan Likör Fabrikası teftişine başladık. Likör Fabrikası üretimi, konumu, işletme yapısı ile  ilginç bir işletmedir. Uzun yıllar Türkiye likör ihtiyacını karşılamış, ihracat için de üretim yapmıştır.   Ham madde alım pusulaları,   üretim prosesi, verim, ürünlerin depolanması, satış ünitelerine sevkiyatı ve tesellüm işlemleri gibi aşamaların belgeler üzerinden incelenmesi de oldukça zevkli idi.

Böylece, 1977 Baharı geldi. Her yıl olduğu gibi DİSK tarafından düzenlenen  Bahar Bayramı   törenlerin katılan 500 bine yakın emekçiye yapılan saldırı nedeniyle,  çok sayıda kişinin yaralandığı, 35 kişinin öldüğü haberleri Türkiye ve dünyada büyük yankı uyandırdı.

Teftiş Kurulunda 3 yılını dolduran bir dönemin, yeterlik sınavında, müfettiş yardımcılarından ikisi başarısız oldu. Bu çok  rastlanan bir durum değildi. Arkadaşlar, bu durumda Genel Müdürlük teşkilatında uygun görülecek bir göreve atanacaklardı.

Teftiş sürelerinin uzamasından Kurum  tedirgindi. Para ve mal hareketlerinin sık aralıklarla denetimi gerekiyordu. Bizim dönemi, yaz dönemi teftişlerinde yetkili olarak görevlendirmek planlanmıştı. İlk olarak İstanbul’a yakın ünitelerde, Başkanlığın yakın izlemesi altında iki kişilik gruplar halinde yetkili müfettiş yardımcısı olarak teftişler planlandı. Bu uygulamada,  Hikmet Doydum arkadaşımla birlikte Kırklareli’nin Vize, Pınarhisar ve Demirköy ilçelerindeki İdare Memurluklarının teftişini yapacaktık.

Vize’de İdare Tekel’in kendi malı olan bir binada hizmet veriyordu. Müfettiş lojmanı vardı. Sayımları yaptık. Kayıtlar çok düzgündü. Teftişi bitirip, Pınarhisar’a geçtik.

Pınarhisar İdaremiz, yol üzerinde kapıları kepenkle kapatılan büyük bir ambardan ibaretti. Ambar içinde bir köşede, İdare Memurunun çalışması için içinde soba da bulunan bir camlı bölme bulunmaktaydı. Biz de oradaki bir masada karşılıklı oturup çalışacaktık. Sayımların yapılmasından sonra, İdare Memurundan gece kalacağımız bir yer sorduk. Yakında otelden bahsetti. Görevliyi gönderip yer ayırttık. Akşam olunca, yatmak için gittiğimizde, yatak ve yorgan kılıflarının uzun süre kullanılmış ve yıkanmamış olduğunu gördük. Hikmet şanslıydı. Onun odası daha temizdi. Sabaha kadar hiç uyumadım. Ertesi günü, Müdür Talat Alakuş bize, Çimento Fabrikası Konuk Evinde yer buldu. Teftiş boyunca orada kaldık. Öğle yemeklerinden sonra ilçe meydanındaki çay bahçesinde dinlenir, yanından geçen Pınarhisar deresinde oynayan çocukları izlerdik.

Son yerimiz Demirköy, Trakya’nın Karadeniz sahilinde şirin bir ilçesi idi. Teftiş süresince, yakında bulunan İğneada sahilinde bir otelde kaldık.

Raporlarımız Başkanlık tarafından tetkikten sonra, idarelere gönderildi. Bizim dönemin müfettiş yardımcıları, seminerlerden, müfettiş yanında çalışma ve ikişer kişilik gruplar halende teftiş çalışmalarında başarılı görülerek, yeterlik sınavı beklenmeden, yetkili müfettiş yardımcısıunvanı ile resen görev alabileceklerdi.

Haziran/1977 yaz döneminde, diğer müfettişlerle birlikte biz de turne programlarımızı almış, Hikmet Doydum ile birlikte Bozcaada İdare Memurluğuna doğru yola çıkmıştık.

Ben, eşim ve oğlumu da birlikte götürdüm. Teftiş süresince eşim yıllık iznini kullanacak, sonra İstanbul’a dönecekti. Mesai saatleri dışında, yakında bulunan Tuzburnu veya Ayazma koylarında denize girmek fırsatı bulduk. Ayazma yolu üzerindeki, Aya Yorgi Kilisesi bahçesinde piknik yaptık. Akşamları, Liman’daki çay bahçelerinde Adalılarla birlikte müzik dinleyip çaylarımızı içtik.

Teftişin sona ermesinden sonra Eşim, Bora ile birlikte Bandırma’da bulunan annesinin yanına gitti. Biz de Hikmet ile beraber, ikinci teftiş yerimiz İvrindi’ye hareket ettik.

İvrindi teftişinden sonra, hafta sonu eşimi alıp İstanbul’a geldik. Onları bıraktım. Hikmet ‘le birlikte öteki teftiş yerlerimiz için Uçakla Malatya’ya hareket ettik.

Malatya’da ilk durağımız Akçadağ oldu. Akçadağ, Malatya’ya yakın günü birlik gidilip gelinebilen bir yerdi. Malatya Sigara Fabrikası Konuk Evinde kalacaktım. Sayımlar, incelemeler bitti. Başmüdürlükteki Müfettiş odasında Cevaplı Raporlarımızı yazdık. İkinci durak Pütürge. Pütürge’de otel yok. İdare binasına getirilen yatakları, altı bira sandığından oluşan divanlar üzerine serip yattık. Gündüzden sipariş vermezseniz, lokantada akşam yemeği bulamazdınız o tarihlerde. Hayvancılık dışında başka gelir kaynakları yoktu. İlçenin yarısının Almanya’da çalışmaya gittiği anlatılıyordu.

Ve Hekimhan’dayız. Bir dağın yamacında kurulmuş, tren yolu geçen, maden işletmesi bulunan bir İlçe. Farkı, gündüz sipariş vermeden, meyhanede akşam yemeği bulabiliyorsun. Ancak, o yıllarda sokakta ayak sesleri duyulmaya başlayan anarşi burada iş başındaydı. Geceleri bir birlerine kurşun sıkan gruplar vardı. Tekel şehir dışında Pancar İşletmesinin deposunda kiracı idi. Kalınabilecek bir oteli de vardı. İdare Gece Bekçisi gündüz de çalışıyor, sürekli izin kullanamadığından şikayet ediyordu. Malatya’ya döndüğümüzde durumu Başmüdüre ilettik. Ama çözüm bulamayacağını da anladık.

Malatya’da kaldığımız günlerde Hikmet, Eski Malatya’da bulunan evlerinde kalıyordu. Bir hata sonu Ben de Hikmetlere misafir oldum. Hatta, serinlemek için daha sonra Keban suları altında kalan Tokma çayında yüzmüştük.

Bingöl ve Tunceli’ye geçmeden, Adıyaman Yaprak Tütün İşletmesinde bir soruşturma geldi. Tütün alımlarında, çekilen kuralara uyulmadan bazı ekici tütünlerinin usulsüz olarak satın alındığı iddiası nedeniyle, on bir bin ekicinin dosyası elimizden geçmiş, onlarca ekicinin ifadesini almıştık.

Biz turnede iken, Temmuz ayında İktidar değişmiş, yeni Bakan ve Genel müdür göreve başlamıştı. Teftiş Kurulu Başkanı ve Yardımcısını başka görevlere atamışlar ve yeni Başkan  yeterlik sınavında başarılı olamayan arkadaşların sınavını yenileme kararı almıştı. Sınavı kazananların ataması yapıldığından, kaybeden  iki kişi için yeni sınav yapılmış, onların da müfettiş olarak atanmaları sağlanmıştı.

Adıyaman soruşturmasından sonra, Hikmet’le Ovacık, Mazgirt ve Nazımiye teftişlerini tamamladık. Ovacık'ta hafta sonu Munzur Çayının kaynağına, Kırk Gözeleregittik. Mazgirt’te çok zor koşullarda teftiş yaptık. Nazımiye’de Güneş’in doğuşunu seyrettik. Son olarak, Bingöl Karlıova’ya gittik. Yaşam koşulları, çalışma koşulları iyi değildi. Ancak, iyi insanlar, iyi memurlar tanıdık. Güzel anılarla ayrıldık hepsinden. Hikmet’le de ömür boyu sürecek bir dostluğumuz başlamıştı. 1977 Sonbaharı ile birlikte yaz dönemi çalışmalarımızı tamamlamış İstanbul’a dönmüştük.

İstanbul’da , yeni Başkan,  bir müfettiş yardımcısı giriş sınavı açılması kararı almıştı. Yazılı ve sözlü sınavlar yapıldı. Bu sınavın yazılı bölümünün Ankara grubunda Nahit ile birlikte gözcü görevi verilmişti. Kazananlardan belgelerini tamamlayan üç müfettiş yardımcısının ataması yapıldı. Bu arada Hükümet Gensoru ile istifa etmek zorunda kaldı. Yeni Hükümetin ömrü kısa olmuştu. 1978 yılına girerken,  Türkiye’de ilk kez gensoru ile hükümet düşürüüyordu, Bakan değişikliği bizim Kurulu da etkileyecekti. Yeni Bakan, yeni Genel Müdür ataması ve Teftiş Kurulu Başkan ataması yaptı. Yeni yönetim, ataması yapılan üç kişiyi göreve başlattı, ancak diğerleri için sınavı iptal etti.

Türkiye ve Tekel 1978 yılına bu ortamda giriyordu.

DEVAM EDECEK

Yapılan Yorumlar
BACAKLARINIZI GÜÇLÜ TUTUN