31 Mart 2016
Rıza Zelyut, Aydınlık
Osmanlı torunu kimlerin torunu
Kendilerine “Osmanlı Torunları” diyen birileri Düzce’de CHP İl Başkanı’nı dövmüşler…
Daha önce de yazdım ama bu saldırganların “ata” belledikleri Osmanlı’yı kısaca yeniden tarif edelim:
* Bugünkü gericilerin ata saydıkları Osmanlı; savaşlar sırasında esir alınan Hıristiyan oğlanları ve kızlarının ürünüdür. Bu esir çocuklar Topkapı Sarayı’nda yetiştirilirler; kızlar padişahın zevkine sunulurdu. Oğlanlardan akıllı olanlar ise devlet yöneticisi yapılırdı. Bunlara dönme denilmiştir. Esir almak yetmeyince devşirme sistemi işletilmiştir. Osmanlı sınırları içindeki Hıristiyan çocukları zorla alınmış, bazıları asker yapılmış, bazıları da iç oğlanı ve cariye olarak kullanılmıştır. İç oğlanları içinden çıkan zeki tipler de devlet yöneticiliğine getirilmişlerdir.
* Osmanlı, tarihte gelmiş geçmiş en büyük Türk düşmanıdır. Daha Fatih Sultan Mehmet zamanından başlayarak bu dönme veya devşirme Osmanlı paşaları Türk milletine etmediğini bırakmadı. Fatih’in Türkmen padişahı Akkoyunlu Uzun Hasan’ı yendikten sonra ele geçirdiği Türk savaşçıları esir etmeyip binlercesini katlettirmesi boşuna mı? Anası Despina Hatun, Selanik’teki bir kiliseyi satın alıp da yeniden hizmete sunarsa oğlu da böyle yapar.
* Fatih’in oğlu 2. Bayezit zamanında Saray’daki baş katip Kadimi şöyle yazıyor: “Kes başın dök kanın hiç gam yeme! Baban bile olsa Türk’ü katlet!”
Daha ne desin bu Osmanlı?
Günümüzdeki Osmanlı torunlarının “Türk demeyelim, Türkiyeli diyelim” sözünün nereden geldiğini acaba anladınız mı?
* Onun oğlu Yavuz Sultan Selim; devleti kuran Türkmenleri acımasızca katletti. Buna da “Onlar Kızılbaştır!” diye bir gerekçe uydurdu. 200 sene boyunca Kızılbaşlığı hatırlanmayan ve hiç suç sayılmayan Türkmenler, devletten hak isteyince bir gecede 40 bini yok edildi.
* Kanuni Süleyman, İran seferine giderken Anadolu’daki Türkleri kırdı geçirdi. Oğlu da öyle yaptı.
* Bu zülüm ve katliamda Osmanlı padişahları Kürtleri paralı asker olarak kullandılar. Osmanlı ile Kürtler; 400 yıl boyunca Türk kanı akıttılar. Gerici ve baskıcı 2. Abdülhamit’in Kürt Hamidiye alayları, aynı zulmü 1890’larda devam ettirdi.
Osmanlı torunlarındaki Kürt derebeylerine olan sevginin kaynağıbu katliamcı işbirliğinde yatmaktadır.
* Ve bu gelenek günümüze kadar sürdürüldü. 1970’lerde Anadolu’da yapılan kanlı saldırılar (Maraş-Çorum-Sivas vb…) ile Yavuz Sultan Selim’in 1514’te başlattığı kırım birbirinin devamıdır. Bugün Osmanlı Torunu havalarında ortaya çıkanlar da işte bu Türk katillerinin torunlarıdır. Soylarını inceleyin ya Rum Mehmet Paşa’ya ya Hırvat Kuyucu Murat Paşa’ya çıkarlar.
AHLAKSIZLIK SİSTEMİ
Düzceli bu torunların dedeleri Osmanlılar, dünyanın en ahlaksız sistemini kurmuşlar; kadını bırakmışlar; oğlan kullanmaya başlamışlardır.
Gazali isimli oğlancı bir şairi, hem padişah 2. Bayezit hem oğlu Yavuz hem de onun oğlu Kanuni el üstünde tutmuştur. Gazali’nin Dafiül Gumumisimli eseri; şehirlerin oğlan ve oğlancıdan geçilmediğini pek açık örneklerle ve oğlancılığı yücelterek göstermektedir.
Gelibolulu Mustafa Ali’nin Mevaid’ün Nefais… isimli eserini inceleyin. Topkapı Sarayı’ndaki oğlancılık o kadar ileri gitmiştir ki bunlar sarayın hastanesine giderken, arabaların içinde bile birbirleriyle ilişkiye geçmektedirler. Bunu da herkes bilmekte ama sıra bize de gelir diye göz yummaktadırlar.
İşte sokakta adam dövenler bunların torunları olmakla övünüyor.
Yetmedi mi? O zaman size Enderunlu Fazıl’dan bir dörtlük aktarayım. Enderunlu demek; Topkapı Sarayı’nda yetiştirilmiş tam Osmanlı demektir. Bakın bu tam Osmanlı, kendisinin de kullandığı Andon isimli bir oğlanın kaç Osmanlı erkeği ile ilişkisi olduğunu nasıl anlatıyor:
“Gerçi Andon dahi nazikter idi / Eli ağzına uyar dilber idi / Taht-ı naz üzre bir İskender idi / İki bin âşık ile kaşmeri var.”
Fazıl’ın âşık dedikleri, dönemin oğlancılarıdır.
Bu piyasa malı oğlanların sadece Rum veya Yahudi olduklarını sanmayın. Mısır’dan Arnavutluk’a kadar her yandan gelen Müslüman oğlanlar İstanbul’da sanatlarını yürütmüşlerdir. İnanmayan, Gelibolulu Ali’ye de bakabilir. Bunlardan birisi de Fazıl’ın “Mısırlı puşt” (puşt-i Mısrî) dediği Şevki’dir. Fazıl’ın aktarmasına göre, bu Şevki kullanıcılarına “İntü ya seyyidi tahtı fevki” yani “Ya seyyit yat altıma çık üstüme!” diyerek zevk dağıtmaktadır.
Bu ahlaksız Osmanlı’nın sistemine özlem duyanlar; onlar gibi oğlancılardır. İmam hatip yurtlarında fakir fukaranın erkek çocuklarına tecavüz edenler de Osmanlılık peşinde koşturan o tiplerdir.
İşte Atatürk bu ahlaksız sistemi yıktığı için oğlancı Osmanlı torunları tarafından hiç sevilmezler… Osmanlı’nın suç saymadığı oğlancılığı, bu cumhuriyet suç saydı da ak torunları engelledi ya… Vurun laik cumhuriyete ve onun tertemiz insanlarına…
(Bizi takip edin; daha bu Osmanlı’nın ne pisliklerini okuyacaksınız…)
Rıza ZELYUT