“Niğde’de polisin yaptığı operasyonda, yılbaşında piyasaya sürülmesi için hazırlandığı ileri sürülen 500 litre şarap, 210 litre viski, 8 litre rakı, 222 litre etil alkol ele geçirildi. Sahte içki tüketen bir kişi zehirlendi.
Mersin’de sahte alkol nedeniyle hastaneye başvuranların sayısı artarken, 6 kişi bu nedenle hayatını kaybetti. Mersin Şehir Hastanesinde sahte alkol gerekçesiyle 4 bin 118 sahte içki, bin 364 litre içki yapımında kullanılan etil ile metil alkol, anason, 17 bin 436 adet boş içki şişesi, 3 bin 542 şişe kapağı, 12 bin 350 içki etiketi, 2 bin 281 adet içki şişesi kapağı kapüşonu ve koruma bandı, 338 sahte TAPDK bandrolü ile çok sayıda içki yapımında kullanılan bidon, huni, hortum, tank ve benzeri malzemelere el konuldu.
Söz konusu olaylarla ilgili soruşturmalar sürüyor.”
Bu harberler, uzun yıllardır basınımızda sıkça yer almaktadır. Bilindiği gibi, Cumhuruyiyet kurulmasını takip eden ilk yıllarda, bir çok halkçı devrimle birlikte, ekonomik-sosyal düzenlemeler de gerçekleştirilmiştir. Bunlardan birisi de Alkollü İçkilerle ilgili düzenlemelerdir. Alkollü İçkilerle ilgili devletleştirme uygulamalarının nedenlerinin en başında halk sağlığının korunması yer almaktadır.
Sistemli bir politika ile Tekel Alkollü İçkiler Genel Müdürlüğü tüm varlıkları ile birlikte Özelleştirme İdaresi tarafından satılırken, bir dizi aksaklık yanında, asıl büyük önem arz eden “ALKOL ÜRETİMİ, SATIŞ VE DAĞITIMI”’NA ilişkin düzenlemeler yapılmamış olması nedeniyle , Özelleşme ile birlikte alkol, alkollü içki ithalat ve üretiminde de serbestlik getirilmiş olması, kaçak içki yapımını kolaylaştırmış ve özendirmiştir.
Buna paralel olarak, iktidarın içki tüketimini frenleyeceği umuduyla, allkollü içkilerde yüksek vergi uygulaması da kaçakçılığın artması ve yaygınlaşmasına neden olmuştur.
Özelleştirme öncesinde, Tekel, Eskişehir, Turhal, Amasya ve Malatya Şeker Fabrikalarına ait tesisler bünyesinde, onların atıklarından içki yapımında ve sağlık ile sanayide kullanılmak üzere alkol üretmekte ve ülke ekonomisine önemli katkıda bulunmakta idi.Yıllardır, genellikle ithal ürün alkol, içki yapımından kullanalabileceği de serbestçe satılmakta, halkımız, sağlıksız koşullarda sulandırılmış etil alkol içmmeye alıştırılmış bulunmakatdır. Son bir kaç yıldır, Amasya Şeker Fabrikasının yeniden alkol yapımına başladığı haberleri basında yer almış bulunmaktadır.
ÖLÜMLERİN NEDENİ METİL ALKOL:
Etil Alkolün Formülü: Etil alkolün formülü C2H5OH veya C2H6O’dır. Etanol olarak da bilinir.
Metil Alkolün Formülü: Metil alkolün formülü CH3OH veya CH4O’dır. Metanol olarak da bilinir.: İçecek olarak kullanılan etil alkol bitkisel kökenli tarım ürünlerinden elde edilir. Eski zamanlardan beri meyvelerin ve bazı sebzelerin fermente edilmesi ve fermente edilmesi sırasında oluşan alkolün, imbikler vasıtası ile ayrılması ile elde edilir. Günümüzde daha farklı ve daha verimli etil alkol eldesi bulunmaktadır.
Metil Alkol Nasıl Elde Edilir: Metil alkol, odun kökenli talaşlardan elde edilen ve endüstiyel amaçlarla kullanılan bir alkol türüdür.
Etil Alkol Nerelerde Kullanılır: Etanol; Tıbbi amaçlarda, alkollü içeceklerde, araçlarda yakıt veya yakıt katkısı olarak, bazı endüstriyel kollarda, parfümeri ve kolonyacılıkta, kozmetik sektöründe, çözücü olarak, dezenfekte edici, elektronik devre temizleyici gibi pek çok alanda geniş bir kullanım alanı vardır.
Metil Alkol Nerelerde Kullanılır: Endüstride çözücü olarak kullanılan bir alkoldür. Ayrıca antifiriz, bazı maket uçak ve arabalarda yakıt olarak kullanılır. Bazı kimyasal reaksiyonların çıkış ürünü olarak meydana gelebilir. Gıdalara herhangi bir şekilde girmesi kesinlikle yasaktır ve ciddi bir suçtur.
Etil alkol ve metil alkol her ikisi de yanıcı maddelerdir. Yukarıda görüldüğü gibi kullanım amaçları oldukça farklıdır.
Metil Alkol Zehirlenmesi Nedir?
Metil alkol zehirlenmesi; vücuda çeşitli yollardan 20 mililitre ve üzerinde girmesi sonucu oluşan vakadır. Kişinin bünyesine ve alınan metanol oranına göre vücutta oluşturacağı tahribat görülür. Metil alkol; özellikle gıda teröristleri tarafından sahte alkollü içecekler ( sahte rakı gibi ) veya kolonya içerisine etil alkol yerine katılmakta böylelikle çok ucuza ürettikleri sahte içkiyle her yıl onlarca kişinin ölümüne neden olmaktadırlar.
Metil Alkol Zehirlenmesi Belirtileri Nelerdir?
Metil alkol zehirlenmesinin nedeni: Vücuda giren metil alkol vücutta formaldehit ve formik asite yükseltgenmesine dayanır. Bu durum zehirlenmelere neden olur. Zehirlenme belirtileri az miktarlarda bulantı, kusma, baş dönmesi, tansiyon değişikleri meydana gelebilir, daha yüksek dozlarda görme problemleri, geçici veya kalıcı körlük, daha yüksek dozlarda ise ishal, felç, solunum sorunları, dolaşımda bozukluk, beyin ödemi, koma ve ölüm gibi sonuçlara neden olabilir.
Etil Alkol ve Metil Alkol Birbirinden Nasıl Ayırt Edilir?
Bir sıvının içinde metil alkol ve etil alkol oranının ne kadar olduğu % 100 olarak laboratuvar testleri ile belirlenebilir. Tüketici boyutunda ise Profesör Doktor Ayhan CANBERK’in www.radikal.com.tr kaynaklı söyleşinde rakının içine soda eklendiğinde rakının rengi süt beyaz değil de bulanık oluyorsa o rakıdan şüphelenmek gerektiği yönündedir. Ancak bu yöntemin doğruluğu başka hiç bir otorite tarafından teyit edilmemiştir kaldı ki yöntem doğru bile olsa başka katkılar eklenerek sahte rakının sodayla etkileşimi sonucu süt beyaz görüntü oluşturulabilmesi ihtimali göz önüne alınmalıdır.
Bu nedenle; metil alkollü bir içki yada kolonya ile hiç karşılaşmamak için etiketli, otoritelerden onaylı, kapak kısmı standartlara uygun ve resmi satış yerlerinden temin edilen ürünleri tercih etmek gerekmektedir. Her şeye rağmen sağlığımız için alkollü içecekleri hayatımızdan çıkarmamız veya minimum seviyeye indirmemiz riskleri de minimuma indireceğimiz anlamına gelmektedir.
TEKEL’İN ÖZELLEŞTİRİLME SÜRECİ:
TEKEL Alkollü İçkiler San. ve Tic. AŞ‘nin Özelleştirilmesi ve Sonrası:
TEKEL, 2001 yılında Özelleştirme Yüksek Kurulu‘nun (ÖYK) 2001/06 sayılı kararıyla özelleştirme kapsam ve programına alındı. ÖYK‘nun 05.02.2002 tarih ve 2002/06 sayılı Kararı ile özelleştirme stratejisi yeniden belirlendi. TEKEL‘in alkollü içkiler bölümü 05.06.2003 tarihinde anonim şirkete dönüştürüldü ve iki gün sonra 07.06.2003 tarihinde ihale için ilana çıkıldı.
TEKEL‘in bağlı ortaklığı Alkollü İçkiler San. ve Tic. AŞ‘nin ihalesi Kasım 2003 tarihinde gerçekleştirildi. 23.12.2003 tarih ve 25325 sayılı Resmi Gazete‘de yayımlanan 2003/85 sayılı ÖYK Kararıyla Nurol-Limak-Özaltın-Tütsab Ortak Girişim Grubu üyelerinin ihale şartnamesi çerçevesinde kuracağı anonim şirkete 292 milyon dolar bedelle satıldı. Bu kapsamda kurulan MEY AŞ‘ye hisse devir işlemleri de 24.02.2004 tarihinde gerçekleştirildi. Böylelikle TEKEL Alkollü İçkiler San. ve Tic. AŞ‘nin özelleştirilmesi ihale ilanına çıkış tarihinden 8 ay sonra tamamlanmış oldu. Devir işleminin üzerinden sadece 2 yıl kadar sonra MEY AŞ bu kez bir Amerikan yatırım şirketi olan Texas Pasific firmasına %90 hissesini 810 milyon dolar bedelle sattı.
ÖİB TEKEL‘den cari hesabını 01.10.2003 tarihi itibarıyla kesmesini istedi. Alkollü İçkiler San. ve Tic. AŞ‘nin 31.12.2003 tarihli bilançosu ve gelir tablosu, bu şirketin özelleştirme sonucu devredildiği 27.02.2004 tarihinden sonra, 10.03.2004 tarihinde ancak çıkartılabildi. Alkollü İçkiler San. ve Tic. AŞ her yıl olduğu gibi özelleştirildiği yıl da ertesi yıl ihtiyacı için üzüm, anason ve alkol gibi parasal tutarı büyük düzeye ulaşan yatırımlar yapmıştı. Ayrıca şirketin devam eden yatırımları nedeniyle hak ediş ödemeleri sürdü.
Cari hesabın ÖİB‘nın talimatı doğrultusunda tasfiye edilmemesi, şirketin faaliyetlerinin TEKEL‘e borç olarak yansıtılmasına neden olmuş ve TEKEL aleyhine zarar oluşturmuştu. Şayet Alkollü İçkiler San. ve Tic. AŞ 27.02.2004 tarihinden iki gün önce MEY AŞ‘ye devredilmiş olsa TEKEL AŞ açısından 11 trilyon liralık borç alıcı tarafından yüklenilmiş olacaktı. Alkollü İçkiler San. ve Tic. AŞ ihaleye çıktığı 05.06.2003 tarihindeki stok hesapları 113,7 trilyon lira iken, devredildiği 27.02.2004 tarihindeki stok hesapları 177,5 trilyona ulaşmıştı.
Yine, Alkollü İçkiler San. ve Tic. AŞ‘nin 2003 yılının ilk 9 aylık faaliyetlerinden elde edilen hasılat 600 milyon dolardır. Bu şirketin 292 milyon dolara satılması ve yukarıdaki örnekler bizlere Alkollü İçkiler San. ve Tic. AŞ‘nin alıcılarına adeta hediye edildiğini göstermektedir.
TEKEL‘in alkollü içkiler bölümünün özelleştirilmesi sonucunda MEY AŞ‘ye 17 fabrika devredildi. 2009 yılına geldiğimizde ise bu fabrikalardan sadece 9 adeti çalışmaktadır. Örneğin Çanakkale Kanyak fabrikası için gereken üzümün üretilmesi için devlet bu yörede kanyak yapımına daha uygun Karasakız çeşidi üzüm bağlarının tesis edilmesini desteklemişti. Özelleştirme sonrasında bu fabrikanın da üretimine diğerleri gibi son verildi. Üzüm üreticilerinin bir kısmı üretimde koptu. Kalanların bir kısmı bağlarını sökerek başka ürünlere yöneldiler, diğerleri ise Tarım ve Köyişleri Bakanlığı‘nın teşvikiyle sofralık üzüm bağları tesisine yöneldiler. Ancak, sofralık üzümün pazarlanmasındaki sorunlar nedeniyle bu üreticiler de perişan. Oysa şaraplık üzüm üretimine yönlendirilseler, yörede yaygın şarap üreticiliği dolayısıyla ürünlerini daha kolay pazarlayabileceklerdi. Ne yazık ki devletin yönlendirmesine ne zaman inansalar hep zarar ettiler. Özelleştirmenin en büyük olumsuzlukları üreticilere yansımış oldu.
İhale öncesinde alkollü içkiler bölümünde 3.631 işçi çalışmaktaydı. Hisse devri sırasında MEY AŞ bünyesine 1.700 işçi geçti. 2009 yılında MEY AŞ bünyesinde çalışan işçi sayısı 323‘e kadar geriledi.
MEY A.Ş. BU ÇERÇEVEDE, TEKİRDAĞ RAKI DAHİL,FABRİKALARIN ÇOĞUNU KAPATMIŞ, KANYAK VE VİSKİ ÜRETİMİNE SON VERMİŞ, TALEBİ İTHALATLA KARŞILAMA YOLUNU SEÇMİŞTİR.
YORUM:
TEKEL'in özelleştirilmeden evvelki 8 yıllık rakı satışları; 1996 yılı 71 milyon, 1997 yılı 65 milyon, 1998 yılı 76 milyon, 1999 yılı 74 milyon, 2000 yılı 68 milyon, 2001 yılı 64 milyon, 2002 yılı 60 milyon, 2003 yılı 54 milyon litredir. Tekel'in 1999 yılından sonraki rakı satışlarının düşmesindeki neden, piyasada özel sektörün de rakı üretip satmaya başlamasıdır. Aşağıdaki tabloda rakamları görünce Türkiye de tüketilen 3 şişeden 2 sinin vergi kaçağı olduğunu tahmin etmek zor değil. Çünkü rakı tüketimi yıllar boyunca nüfus artışı ile doğru orantılı olarak artmıştır. Bugün Türkiye de rakı tüketimi 100 milyon litrenin üstünde olması gerekir. Rakının fiyatı %50 düşürülsün vergili rakı satışları ve devletin vergi geliri %100 artar.