"Kutlu Olsun"
Binlerce yıldır tarihin gelişimine etkide bulunan Türkler 2000 yıl kadar önce devletleşmeye başlayarak bu etkilerini arttırmışlardır. Orta Asya ve Çin sınırlarında gelişmeye çalışıp o bölge halkının hayatını büyük etkilerde bulunmuştur.
Tarih boyunca pek çok develet kurmuşlardır. Farklı yaşam biçimlerini benimsemişlerdir. Ancak Türk devletleri birbirlerine daima destek olmuşlardır..
Başbakan Şürkü Saraçoğlu "Biz Türk’üz, Türkçüyüz ve daima Türkçü kalacağız. Bizim için Türkçülük bir kan meselesi olduğu kadar bir vicdan ve kültür meselesidir. Biz azalan veya azaltan Türkçü değil, çoğalan ve çoğaltan Türkçüyüz. Ve her vakit bu istikamette çalışacağız." diye konuşarak, kutlamalara destek vermiştir.
Türk olmak bir ayrıcalıktır. Hoşgörü demektir Türk olmak. Güçlü olanın güçsüz olana gösterdiği saygının canlı kanıtıdır. Türkler, tarih boyunca,diğer ırk ve milletlere karşı saygılı olmuşlardır. Ancak, kendi özgürlüklerinin kısıtlanmasına asla izin vermemiş, her zaman özgürlükleri için kanları pahasına mücadele etmişlerdir. Ülkemizin kurtulmasında ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasında ve Orta Asya'daki Türk Devletlerinin şanlı mücüdelelerinde de bunu görmek mümkündür..
Türkler için, bağımsızlığı sağlayanların, kimliklerini korumaları yaşatmaları ve kutlamaları da önemlidir.
Türk varlığını savunmanın ve yaşatmanın yolu özgürlüklerin ve kahramanların anılarının yaşatılmasıdır.
3 Mayıs Türkçülük Günü veya Türkçülük bayramı kutlu olsun.
TÜRKÇÜLÜK GÜNÜ dolayısıyla hatırlatmak istediklerimiz:
BALKANLARI UNUTMAMALIYIZ
Vaktiyle büyük anneler olanları anlatırmış bir müddet sonra ise mesele “Ne diyor bu ihtiyar?” yakınmasına dönüşmüştür. Halbuki Balkan Savaşı yakın Türk tarihinde bir faciadır ve bu faciayı yaşayanlar da bazı Türklerdir.” diyerek belirttiği görüşleri üzerinde düşünmek gerekir.
Balkanlarda 1821 ile 1922 yılları arasında beş milyondan fazla Müslüman Türk, ülkelerinden sürülüp atılmıştır. Beş buçuk milyon Müslüman Türk’te kimi savaşlarda öldürülerek, kimi de sığıntı durumunda iken açlıktan ve hastalıklardan canını yitirerek ölmüştür.
Balkanlarda uğranılan bu soykırımlar neticesinde Türk nüfusu önemli bir kayba uğramıştır. Bu sebeple Balkanların tarihi, Türklerin uğradığı soykırımlar göz önüne alınmaksızın gereği gibi anlaşılamaz.
MORA KATLİAMI UNUTULMAMALIDIR
Mora İsyanında Yunanlı çeteciler ve köylüler, buldukları her Türkü öldürmüşlerdir. Hatta Kalavryta ve Kalamata’dakiler kendilerine öldürülmeyecekleri sözü veren Yunanlılara teslim omuş, ancak bunlarda öldürülmüştür. Yunanlılar yarımadanın her bölümünde Türklere saldırdı ve hepsini öldürdü. Kalelere sığınanların geriye dönüş umudunu yıkmak için Türklerin evleri yakıldı. İsyanın başladığı Mart’ın 26’sından Nisan’ın 22’sindeki paskalya Pazar’ına kadar göz kırpmadan 15000 Türk can verdi.
Yunanlı Başpiskopos Germanos “Hristiyanlara huzur, Konsoloslara saygı, Türklere ölüm” diye emir veriyordu. Yunanlılar yakaladıkları Türkleri erkeği, kadını ve çocuklarıyla kıyımdan geçirmek suretiyle “Hiçbir Türk kalmayacak / Ne Mora’da, ne dünya da!” şarkısını da ağızdan ağıza yayarak soykırımı adeta alay edercesine tamamlamışlardı. Ayaklanmanın başlamasından itibaren üç hafta içinde Mora’da bir tek Türk bırakılmamıştı
BİR BAŞKA FACİA- 93 HARBİ
1877 – 1878 Osmanlı – Rus savaşının, Bulgaristan Türklerinin kıyımdan geçirilmesi ile yaşanan dehşet olaylar üzerine başladığı söylenebilir.
Ayaklanmanın elebaşlarından Benkovski’nin konuşmalarında “Türklerin geçirilebilen her yerde öldürülmeleri” emrediliyordu. Bunun üzerine hemen 1000 civarında Türk köylüsü katledilmiştir.
Savaş bahanesiyle, Ruslar ve Bulgarlar planlı şekilde Türkleri katletmiş, pek çoğu da yaşam koşulları nedeniyle hayatlarını kaybetmişlerdir.
Bu savaş sonucu, Slavlaşmış Bulgarlardan oluşan bir Bulgaristan’ın ortaya çıkması sağlandı.
Ruslar, bu soykırımda Bulgarlara her türlü yardım ve desteği sağlamışlardır.
BELENE UNUTULMAMALIDIR - SOYKIRIM YAPTILAR
Henüz tam olarak aydınlatılmamış olan Belene’de yaşananlar soykırımdan da öte insanlık dramıdır. Amerikalı araştırmacı yazar Justin Mc Carthy Balkan Savaşları ve sonrasında ölen Müslüman Türk sayısını 632.408 kişi olarak veriyor.
Belene’nin bir bataklık olduğu, etrafının domuzlarla dolu olduğu, buraya sürülen Türklerin domuzar tarafından yok edildiği daha anlatılanla arasındadır.
Enbiya Çavuş anılarını kaleme aldığı “Bulgaristan’da Türk Olmak” adlı kitabında Belene’yi anlatırken “yılan, çiyan dolu bataklık bir adaydı. Komünistler muhaliflerini ve Türkleri oraya sürüp yok ediyorlardı. Açlık, çıplaklık ve dayaktan öldürdükleri insanları ceset arabasına koyup domuzlara yediriyorlardı. Şeklinde anlatıyor,
Keza, Belene kampından kurtulan Bulgar tarihçisi Vasil Lilov Kazanski “Ölüm Kampı Belene” adlı kitabında, buz kütleli sular Belene’yi basıp domuzlar sürüklenince insanlar domuzlara yem olmaktan kurtuldu diye anlatmaktadır.
Bir başka yazar, Kazanski “dışarıdan ne kadar mahkum gelirse o kadar mahkum öldürülecek” emri gereği 110.000 kişinin öldürülüp domuzlara yedirildiğini” yazmaktadır.
Bu yazıların üzerinden onlarca yıl geçmiş olan bu iddialar yetkililer tarafından tekzip görmemiş ve yalanlanmamıştır.
HOCALI KATLİAMI
Azerbecan Türklerine ait Dağlık Karabağ bölgesinin işgali ve yüzlerce Türk'ün katliamı da unutulmayacaktır.
VE ELBETTE KIBRIS
Türk ordusu duruma el koymamış olsaydı, 1963 yılında başlattıkları katlliam harekatları, günümüzde Kubrıs Türk varlığını yok etmeyi hedeflemişti.
TÜRK, DÜNYA DURDUKDÇA VARLIĞINI KORUYACAK, ÖZGÜR VE BAĞIMSIZ YAŞAYACAKTIR.