İnsanın kazancını, malını, zamanını verimli bir şekilde ve gerektiği gibi kullanmasına tutumluluk adı verilir. Tutumluluk asla cimrilik değildir ve her insanın tutumlu olması gerekir. Tutumlu insan, eşyalarını güzel bir şekilde kullanır, onları gerektiği gibi korur ve muhafaza eder. Zamanını boşa geçirmez, faydalı işlerle değerlendirir.
Tutumlu insan sadece kendi eşyalarına değil, toplumda ortak kullanılan elektrik, su, doğalgaz gibi maddeleri de verimli bir şekilde kullanmalı, boş yere fazladan harcamalardan kaçınmalıdır. Okulda kullandığımız okula ait veya arkadaşlarımıza ait eşyaları da özenle ve dikkatli kullanmalıyız. Boşa kullanılan her kaynağın toplumun her kesimine zarar verdiği gibi kendimize de zarar verdiğini, bizi fakirleştirdiğini unutmamalıyız.
Ülkemiz Kurtuluş Savaşı'ndan çıktığı Cumhuriyetin ilk yıllarında çok fakir ve yoksulluk içindeydi. Ülkenin her köşesi çok büyük zararlar görmüştü. Atatürk bu duruma çok üzülüyor ve bu durumdaki halka bir şeyler vermek istiyordu. Atatürk 1923 yılında İzmir İktisat Kongresini topladı. Bu kongrede yurdun bağımsızlığının korunması, yerli mallar üretilmesi ve kullanılması kararlaştırıldı. Dönemin başbakanı İsmet İnönü 12 Aralık 1929 tarihinde T.B.M.M.’de bir konuşma yaptı. Konuşmasında ulusal ekonomi, yerli malı ve tutumlu olma konularını anlattı.
12 Aralık gününü içine alan hafta “Tutum Yatırım ve Türk Malları Haftası” olarak kutlanmaktadır. Cumhuriyet döneminde temelleri atılan kendi kendine yeter bir toplum olmadaki ilk adım bugün de devam etmektedir. Tutum ve yatırım alışkanlığı küçük yaşlarda kazanılır. Yiyecek, içecek, giyecek,ders araçları ve harçlıkların verimli ve tutumlu bir şekilde kullanılması alışkanlığını küçük yaşta edinen çocuklar, bu alışkanlıklarını ileri yaşlarında da devam ettirirler. Küçükken boşa akan su musluğu, gereksiz yanan lambayı kapatan çocuk bu güzel alışkanlığı büyüyünce de devam ettirir. Okul çağlarında zamanı iyi değerlendirme alışkanlığı kazanan çocuk, bu huyundan vazgeçmez. O nedenle çocukları küçük yaşlarda tutumlu olmaya özendirmeliyiz.
Tasarruf yapmak, milli kaynakların işletilmesi, yerli fabrikalar kurulması, paranın dış ülkelere gitmesini önlemek, temel tüketim maddelerini öz kaynaklardan karşılamak, ekonomimizi geliştirmek bu haftanın belli başlı amaçları içindedir. Okullarımızda 12 – 18 Aralık tarihleri arasında kutlanan bu haftada tutum, yatırım ve Türk malları hakkında bilgiler verilir. Şiirler okunur, konuşmalar yapılır. Yerli malı değişik yiyecekler sınıfa getirilerek tanıtılır ve beraberce yenilir. Yerli mallarımız tanıtılmaya çalışılır.
Marmara Ereğlisi Belediye Başkanı hata ile ilgili açıklamasında;
"Ülkemiz sınırları içinde yetiştirilen ürünlere, fabrikalarımızda yapılan mallara Türk malı diyoruz. Türk malına yerli malı da denir. İhtiyaçlarımızı yerli mallarla karşılamalıyız. Bugün yurdumuzda her tür araç ve gereç yapılmakta, topraklarımızda her tür ürün yetiştirilmektedir. Yerli malı kullandığımızda ilaç, akaryakıt, ham madde ve dış borçlarımız için gerekli olan dövizimiz azalmamış olur. Her vatansever yerli malı kullanmaya özen göstermeli, hayat boyu tutumlu olmalıdır.Her gün kullandığım eşya ve araçlar ülkemizde üretildiği gibi başka ülkelerden de gelmektedir. Başka ülkelerden getirilen mallar için o ülkeye döviz ödemekteyiz. Yerli üretim eşya kullandığımız zaman ise harcadığımız paranın tümü ülkemizde kalmaktadır. Ülkemizin çıkarlarını düşünerek alış-veriş yaparken, her zaman yerli malları tercih etmeliyiz. Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası bu nedenle düzenlenmiştir. Bu haftanın kutlanmasıyla ulusça tutumlu olmayı, tasarrufu, yerli malların kullanılmasını özendirmeyi öğrenmeliyiz. Yerli mallarını kullanmakla, ülkemizde üretilenlerin daha çok satışına da yardımcı olmuş oluruz. Böylece bu malları üreten işyerleri, fabrikalar daha fazla çalışıp üretim yapmış olurlar. Daha fazla fabrika, işyeri açılması ile, bu yerlerde daha çok sayıda elemanın görev alması sağlanabilir. Böylece kalkınma amacımızın gerçekleşmesine ulus olarak katkıda bulunmuş oluruz. "
Demiştir.