Voleybol pantolonla ya da entariyle oynanmaz. Şort olmadan, ne havaya o kadar zıplayabilirsin, ne de bilmem kaç km. hızla inen smacı insanüstü bir refleksle çıkartabilirsin. VOLEYBOLUN HAŞEMA’SI OLMAZ!!
Siz o güzel kafanızı hiç yormayın. O canım kızlar, sizlerin aksine, nerde nasıl giyineceklerini çok iyi bilirler.
Futbolla yatıp futbolla kalkan, icabında en yakın dostunu bile, sırf tuttuğu takım farklı diye gözünü kırpmadan harcayabilen, başkaca hiçbir spor dalıyla hiçbir surette ilgilenmeyen ve dolayısıyla Voleybol gibi son derece popüler bir branşı “bacak ve popo göstermek” olarak algılayan, o tertemiz Cumhuriyet Kızlarına alenen ya da ima yollu dil uzatan, bunu yaparken de Ceza Kanunu’nu ihlal eden zihniyet hiçbir başarıya imza atamaz. Bu eşyanın tabiatına aykırıdır.
Ama diğer yandan, bir kez daha anlaşılmıştır ki, işine karışılmayan (ya da karışılsa bile her türlü müdahaleye göğüs gerebilen), doğru yöntemle yetiştirilen, disiplinli, vizyon sahibi, çalışkan insanlar amaçlarına ulaşırlar. Er ya da geç…
Dünya çapında bir Kadın Milli Voleybol takımımız var. Vurdukları yerden ses getiriyorlar! Her anlamda! Ellerine sağlık! Üçüncü oldular, birinci de olabilirlerdi. Benim için o kadar da önemi yok.
Dopingden, rüşvetten, kirli veya büyük paralardan, şikeden, döner bıçaklarından, sonu gelmez ve ağırlıklı olarak safsatayla dolu spor programlarından uzaklar. Sadece layıkıyla işlerini yapıyorlar, hepsi o. Tek dertleri ellerinden gelenin en iyisini gerçekleştirmek. Goygoy da, magazin de, dedikodu da umurlarında değil. Hedefe odaklanmışlar, güvenle ilerliyorlar. Bacakları ya da vücut hatları için söylenen “kem” sözleri belki duymuyorlar bile. Dimdikler! Erkek egemen anlayıştan, kadını yok sayan anlayışa (d)evrilmekte olan bir toplumun gülen yüzleri onlar.
Aslında, yaptıkları şey voleybolun çok ötesinde. Maddi ya da manevi her türlü fenalıkla çepeçevre ablukaya alınmış insanlara umut dağıtıyorlar.
Tekrar ediyorum, dünya çapında bir Kadın Milli Voleybol Takımımızın olması ve bu takımın başarısını kutlarken İzmir Marşı’nı tercih etmesinin bambaşka anlamları vardır. Bulgaristan’daki yıllarında, sevgilisi Dimitrina’ya “Çok yakında kadınlar, yeniden doğuracak kendilerini” kehanetinde bulunan Mustafa Kemal’in kastettiği kadınlar tam da bu kadınlardır.