(FACEBOK PAYLAŞIMINDAN ALINTIDIR.)
Kurtuluşa giden yolun yüzüncü yıl dönümü nedeniyle yapılan konuşmalarda Türkiye Cumhuriyeti Devleti sanki Osmanlı devletinin devamı niteliğinde ve Mirasçısı gibi algı oluşturabilecek söylemler oldu. BU TAMAMEN YANLIŞTIR.
Büyük Selçuklu İmparatorluğu, Tuğrul Bey (1016–63) tarafından 1037'de kuruldu. Tuğrul'u büyüten dedesi ve Oğuz Yabgu Devleti'nde yüksek makam sahibi olan Selçuk Bey, adını hem ülkeyi yöneten hanedana hem de imparatorluğa verdi. Ve Ömrü Kösedağ savaşında Moğollara yenilerek ardından 1308 yılına kadar devam eden süreçte etkisizleşip yok olmuştur.
Aynı dönemde Söğütte bazı kıpırdanmalar olmuş ve Ardından Osman Gazi, Bizansa karsi genisleme politikasini uygulayarak, Inegöl, Karacahisar ve Yarhisari ele geçirdi ve bölgenin mühim merkezlerinden olan Bileciki alarak, burayi beyligin merkezi yapti (1299). Bu tarih devletin kurulus tarihi olarak kabul edilir. Ve devam eden imparatorluktan sonra 1919 da ülke işgale uğramış ve Anadoluda başlatılan ihtilal ile İstiklal savaşına evrilmiş ve 9 Eylül 1922 de Yunan Denize dökülmüş ve Mudanya’da imzalanan mütarekede yunan ordularının 15 gün içinde Meriç ırmağının öte yakasına çekilerek, Trakya’nın İtilaf devletleri tarafından Büyük Millet meclisi kuvvetlerine teslim edilmesi kararlaştırıldı.
1KASIM 1922’DE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ OSMANLI SALTANATININ KALDIRDI.
17 KASIM 1922’DE 6. MEHMET (VAHİDEDDİN) BİR İNGİLİZ ZIRHLISIYLA İSTANBUL’U TERK ETTİ.
BÖYLECE OSMANLI DEVLETİ SONA ERDİ.
ARDINDAN 24 TEMMUZ 1923 'TE LOZAN ANTLAŞMASI İMZALANARAK TÜRKİYENİN SAVAŞI KAZANDIĞI VE SINIRLARI DÜNYA DEVLETLERİ TARAFINDAN KABUL EDİLDİ...BU BİR NEVİ TAPUDUR...
VE NİHAYET 29 EKİM 1923 'TE TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ İLAN EDİLDİ...
YANİ 1 KASIM 1922'DE SALTANAT KALDIRILDI OSMANLI DEVLETİ PADİŞAHI KAÇTI VE OSMANLI DEVLETİ DÖNEMİ BİTTİ...
VE YEPYENİ BİR DEVLET KURULDU..TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ
Nasıl Osmanlı devleti Selçuklunun devamı değil se TÜRKİYE CUMHURİYET DEVLETİ 'de Osmanlı devletinin devamı değildir. YENİ BİR TÜRK DEVLETİDİR...
TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ TÜRKLÜĞÜN DEVAMIDIR...HİÇ BİR DEVLETİN MİRASÇISI DEĞİLDİR...
BU YÜZDEN ATATÜRK GENÇLİĞE HİTABEDE
"MUHTAÇ OLDUĞUN KUDRET DAMARLARINDA Kİ ASİL KANDA MEVCUTTUR " diyerek TÜRKLÜK MİRASINI SON VAROLUŞ KAYNAĞI OLARAK GÖSTERMİŞTİR...
TARİHİ BİLEREK HAREKET ETMEKTE FAYDA VAR.
Yarın, 19 Mayıs 2019!
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna giden, Osmanlı'nın küllerinden bir ulus inşa eden ve milli mücadelenin "örgütlü" ilk kıvılcımının atıldığı günün 100. yıldönümü!
Atatürk'ün, "Benim doğum günüm" diyerek Türkiye'nin doğuşu ile kendisini özdeşleştirdiği 19 Mayıs'ın 100. yılı.
Eskiden başbakanların, bazı partilerin genel başkanlarının aniden hastalandığı, Anıtkabir'e gitmedikleri, katılmadıkları törenlere isyanın yıldönümü…
Tören alanlarından okul bahçelerine, sınıflara kovalanan, sıkıştırılan ve "kıstırılan" yıldönümlerine direnişin yıldönümü…
Mutlu ve kutlu bir gün.
Atatürk'ün "Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük medenî vasfı, atinin yüksek medeniyet ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır" dediği günlerin 100. yıldönümü.
Atatürk'ün "Türk çocuğu atalarını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır" dediği günlerin 100. yıldönümü.
Anadolu'nun yeniden Türkleştiği 1071'in 948. yıldönümü…
Atatürk'ün "Bu memleket dünyanın beklediği, asla ümit etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine yüksek sahne oldu" dediği günlerin 100. yıldönümü.
Atatürk'ün "Bu sahne, 7 bin senelik en aşağı bir Türk beşiğidir" dediği;
"Beşiği tabiatın rüzgârları salladı, beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurlarıyla yıkandı, o çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvelâ korkar gibi oldu, sonra onlara alıştı, onları tabiatın babası tanıdı, onların oğlu oldu" dediği;
"Bir gün, o tabiat çocuğu tabiat oldu, şimşek, yıldırım, güneş oldu, Türk oldu. Türk budur, yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir" dediği günlerin 100. yıldönümü.
Türkiye Cumhuriyeti'nin, dünya siyasetinin ana rahmine düştüğü günün 100. yıldönümü. (Türkiye Cumhuriyeti'nin Regaip gecesi!)
Ve, bazı kişiler tarafından başkentimizin, milli marşımızın içinde bulunduğu "Anayasa'nın değiştirilmesi teklif dahi edilemez" ilk üç maddesinin değiştirilmek istendiği günlere direnişin yıldönümü.
Yani, "Atatürk'e ait ne varsa yok edilmek" istendiğini düşünmek istemiyoruz.