Dünyanın en önemli sorunlarının arasında çevre ile ilgili konular yer almaktadır. Zira dünyanın en gelişmiş, zengin ülkeleri bile doğaya saygı gösterilmediğinde geri dönüşü olmayan zararlara ve çevre felaketlerine yol açıldığını görmüşler ve deneyimlemişlerdir.
Ülkemiz 171 milyon zeytin ağacı varlığı ile dünyada 2. sırada yer almaktadır. Dünyanın önemli üreticileri arasında bulunan Türkiye’nin önemli bir yasası olan 3573 nolu Zeytincilik Kanunu’nun 9. Maddesinde dekar başına 10’dan az ve 15’ten fazla ağaç olmayan yerlerdeki deliceleri aşılayarak ıslah edeceklere destek verileceği belirtilmiş. Bir diğer deyişle geleneksel olarak zeytin bahçelerinin dekar başına 15 ağaçtan fazla ağaç içermeyeceğini ifade etmiştir. Getirilmek istenen torba yasada ise dekar başına en az 15 ağaç bulunmayan yerler “zeytinlik” olarak kabul edilmeyecek denmektedir. Ayrıca 3573 nolu Zeytincilik Kanunu’nun 20. Maddesinde “Zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 kilometre mesafede zeytinyağı fabrikası hariç zeytinliklerin vegatatif ve generatif gelişmesine mani olacak kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkaran tesis yapılamaz ve işletilemez. Bu alanlarda yapılacak zeytinyağı fabrikaları ile küçük ölçekli tarımsal sanayi işletmeleri yapımı ve işletilmesi Tarım ve Köyişleri Bakanlığının iznine bağlıdır.” ifadesi yer almaktadır.
“Zeytinlik sahalarda hayvan otlatanlar için 5 bin TL’lik para cezası öngörülürken, mevcut düzenlemedeki 3 aylık hapis cezası kaldırılmıştır.” Bu düzenleme de 3573 nolu Zeytincilik Kanunu’nun 14. Maddesine aykırıdır. Zira hayvanların zeytin ağaçlarına verdikleri zarar 5 bin TL ödenerek tazmin edilemeyecek kadar büyük olmaktadır.
Zeytinliklerle ilgili yasa tasarısının arkasında kimler var? CHP'li Sındır açıkladı
"Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu'ndan sanayinin geliştirilmesi ve üretimin desteklenmesine ilişkin tasarı geçti. Şimdi Genel Kurul'a gelecek. Bu tasarı yasalaşırsa doğamız, çevremiz ve zeytinlik alanlarımız talan edilecek. Meralarımız yok edilecek. Hayvansal üretimimiz ortadan kaldırılacak, dışa bağımlılığımız aratacak. Cumhuriyetimizin kuruluşundan bugüne bu ülkede en çok önem verilen üretim alanlarından birisi zeytinlik alanlarımızdır. Sözde Üretimi Destekleme Paketi'ni köy köy gezip halkımıza anlatacağız. Bu tasarının arkasında madenciler lobisi var. Bugün altın madeni arayanlar zeytinlikler nedeniyle işletme açamıyor. Bu kanun değişikliğinin temel nedeni ulus aşırı sermaye ve altın işletmeleridir."
“ZEYTİN VE ZEYTİNYAĞINDA DIŞA BAĞIMLI HALE GELİRİZ"
Yapılan düzenlemenin genel kurulda yasalaşması halinde Türkiye’nin zeytin ve zeytinyağında da dışa bağımlı hale geleceğini ifade eden Sındır, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şimdiye kadar hükumet 6 kez bu yasa tasarısını getirdi ama kamuoyunun tepkisi ile geri döndürüldü. Zeytin sevgidir, zeytin barıştır zeytin atalarımızdan, dedelerimizden teslim aldığımız emanettir. Eğer bu tasarı genel kuruldan geçerse bırakın torunlarımıza, çocuklarımıza bile yar olmadan yok olup gidecekler. Bugün zeytin alanları varlığının arttırılması için çalışılmalıyken bu paketle zeytin alanları yok ediliyor. Türkiye’de bulunan tüm zeytin üreticilerini tek yürek olmaya davet ediyorum. Toplumsal muhalefetle birlikte bu değişikliğe dur diyebiliriz."